Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1263 E. 2022/1269 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1263
KARAR NO : 2022/1269

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/06/2020
NUMARASI : 2018/1129 Esas- 2020/486 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :
:
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/07/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 29/06/2020 tarih, 2018/1129 Esas ve 2020/486 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili … sevk ve idaresindeki …plakalı motosikletiyle seyir halindeyken güzergahında bulunan ….Sokak üzerinden plakasını bilmediği …. marka aracın kontrolsüz olarak aniden yola çıkması üzerine çarpmamak için direksiyonu kırarak aracın kontrolünü kaybettiğini ve yaralandığını, bilirkişinin düzenlediği rapora göre kimliği belirsiz aracın tam kusurlu olduğunu, başvurunun sigorta şirketi tarafından dengenin kaybedilerek düşüldüğünden bahisle reddediğini, müvekkilinin her ne kadar beyanlarında kazayı kendisinin yaptığını söylemiş olsa da bunun müvekkilinin kusurlu olduğunu göstermeyeceğini, kontrolsüz olarak yola çıkan araca çarpmamak için direksiyonu kırdığını, müvekkilinin fren kırdığı için kazanın gerçekleştiğini beyan ettiğini belirterek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 05/05/2020 tarihli dilekçesiyle dava değerini 98.383,8-TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul Merkez mahkemelerinin olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, müvekkilinin sigorta şirketi olmadığını, ispat yükünün davacıda olduğunu, 30/07/2018 tarihinde müvekkili şirkete başvuruda bulunulduğunu, yaptırılan incelemede özür oranın %15, kusur oranın %25 olarak bulunduğu, buna göre 67.404,00 TL tazminat olabileceğinin davacı vekiline bildirildiği, davacı vekili tarafından yazı gereğince bizzat davacı tarafından imzalanan ibraname 6698 sayılı kanun ile savcılık kararının ibraz edildiğini, savcılık kararına göre denge kaybedilmediyse kazanın gerçekleştiği anlaşıldığından tazminat ödemesinin gerçekleştirilmediğini, kazanın tek taraflı olduğunu, sorumluluğun kusur oranı ve teminat limitiyle sınırlı olduğunu, kusur raporunun ATK”dan alınması gerektiğini, hesabın uzman aktüeryalarca yerine getirilmesi gerektiğini, avans faizi talebinin haksız olduğunu tüm bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davanın kalıcı maluliyet yönünden talebin kabulü ile 94.576,80 TL tazminatın 13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın geçici iş göremezlik yönünden talebin kabulü ile 3.807,00 TL tazminatın 13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davanın bakıcı gideri yönünden talebin kabulü ile 1.204,87 TL tazminatın 13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

Davalı vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; kazanın meydana gelmesinde ikinci aracın varlığının tespit edilememesi ve şikayetçi olunmaması, kusur raporunu kabul etmediklerini, maluliyet raporunun hatalı yönetmeliğe göre alındığını, geçici iş göremezlikten sorumlu olmadıklarını ve açıkça geçici iş göremezlik talebinin olmadığını, müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, faiz başlangıcının hatalı belirlendiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.

HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Tüm dosya kapsamı nazara alındığında trafik kazasından kaynaklı tazminat davasıdır.
Kaza tarihi itibari ile yürürlükteki Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde Üniversite Adli Tıp Ana Bilim dalında görevli uzmanlardan oluşan heyetten rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulduğu anlaşılmakla istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3206 E. 2021/380 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2019/6462 E. 2020/8914 K. Sayılı ilamları)
Dava konusu kazanın meydana geldiği soruşturma dosyası, tanık ifadeleri ile sabit olduğu ve davalı araç sürücüsünün kusurunun belirlenmesinde ve geçici iş göremezlik talebinde bulunulmasında bir aykırılık bulunmamıştır.

5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. maddesi gereğince ihdas edilen …. Hesabı Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince, ….Hesabı yönünden faizin başlangıç (temerrüt) tarihi belirlenirken, ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek …. Hesabı Yönetmeliğinin 9, 14. ve 15. maddelerinde yazılı biçimde fona başvurulduğu halde ödeme yapılmamışsa başvuru tarihinden itibaren … Hesabının temerrüde düştüğünün kabulü gerekir. Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş ya da hiç müracaat edilmemiş ise … Hesabının temerrüdünden bahsedilemeyeceğinden faiz başlangıcının dava tarihi olarak kabulü gerekir.

Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı, davacı tarafça dava açılmadan önce davalı ….. Hesabına başvuruda bulunulduğu, …. Hesabı Yönetmeliğinin 15. maddesi uyarınca mahkemece hüküm altına alınan faiz başlangıç tarihinin istinaf edinin sıfatı nazara alındığında yerinde olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderinin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu tazminatların da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğinden, tüm bu açıklanan nadenlerle davalı vekilinin itirazın yerinde olmadığı anlaşılmıştır.

6098 sayılı Borçlar Kanun’un, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanununun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanun’un 52. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 44.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.

Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Eldeki davada kaza yapan motorda sürücü konumunda bulunan davacının bacaklarından yaralandığı, koruyucu ekipman takmadığının anlaşıldığından için davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğundan kararın kaldırılmasına ancak bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden esas hakkında yeniden hüküm kurularak mahkemece hesaplanan tazminattan %20 oranında müterafik kusur indirimi yapılarak kalan tazminatın yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.

Bu itibarla davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ve HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına ve esas hakkında yeniden hüküm kurularak aşağıdaki şekilde karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 29/06/2020 tarih, 2018/1129 Esas- 2020/486 Karar Sayılı Kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla; davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile; 95.576,80 TL sürekli iş göremezlik tazminatından %20 oranında 18.915,36 TL müterafik kusur indirimi yapılarak 76.661,44 TL tazminatın13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 3.807,00 TL geçici iş göremezlik tazminatından %20 oranında 761,40 TL müterafik kusur indirimi yapılarak 3.045,60 TL tazminatın13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 1.204,87 TL bakıcı tazminatından %20 oranında 240,97 TL müterafik kusur indirimi yapılarak 963,90 TL tazminatın 13/08/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,

4-Harçlar Kanunu gereğince kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 5.510,63 TL karar ve ilam harcına davacı tarafça yatırılan 368,70 TL harcın (35,90 TL peşin harç ve 332,80 TL ıslah harcı) mahsubu ile bakiye 5.141,93 TL karar harcının davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı taraftan alınan ve mahsup edilen 368,70 TL harcın (35,90 TL peşin harç ve 332,80 TL ıslah harcı) davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 11.287,22 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-TBK’nın 51/52. maddeleri gereği hakkaniyet indirimi yapılan miktar üzerinden davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,

8-Davacı tarafından karşılanan 35,90 ilk başvuru harcı, 2.320,50 TL bilirkişi ücreti, keşif harcı, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.356,40 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,

9-Yapılan giderlerin mahsubu ile bakiye gider avansının HMK ‘nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İstinaf Harç ve Giderleri
1-Davalı taraftan alınan peşin istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
2-Davalı tarafından karşılanan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3- İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2022

Başkan Üye Üye Katip