Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1256 E. 2022/1264 K. 27.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1256
KARAR NO : 2022/1264

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : …
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2020
NUMARASI : 2019/89 Esas- 2020/271 Karar
DAVACI :..
VEKİLLERİ : Av…
: Av….
DAVALI : 1 -..
VEKİLİ : Av…
DAVALI : 2..
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 27/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :04/07/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10/03/2020 tarih, 2019/89 Esas ve 2020/271 Karar sayılı kararı aleyhine davalı Allianz Sigort vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; …. tarihinde …..sevk ve idaresindeki …. plaka motosiklet ile….r’in sevk ve idaresindek….. plakalı sayılı aracın v…..’in sevk ve idaresindeki….plakalı aracın karıştığı kazada ….. plakalı motosiklette yolcu olarak bulunan müvekkili davacının yaralandığını, müvekkilinin kazanın oluşumunda herhangi bir kusurunun olmadığını, ….. plaka sayılı aracın davalı..gorta şirketi nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı olduğunu,…..plakalı motosikletin ise kaza tarihini kapsar sigorta poliçesi olmadığından davalı ……. sorumlu olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000 TL tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıların kusuru oranında tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, davacı vekili 15/08/2017 tarihli dilekçesi ile dava değerini davalı …..yönünden 53.728,77 TL, davalı …… yönünden 17.909,59 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı …..vekili cevap dilekçesinde; trafik kazasına karıştığını belirtilen ….. plakalı aracın 06/01/2015-2016 tarihleri arasında geçerli olmak üzere ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, kazanın 28/04/2014 tarihinde meydana gelmesi nedeniyle davanın reddi gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Davalı …..vekili cevap dilekçesinde; dava konusu talebin zamanaşımına uğradığını, dava öncesi yazılı başvuru şartının yerine getirilmediğini, ilgili yerlerden gerekli raporların alınmasını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince, davanın kabulüne, 49.788,93 TL kalıcı maluliyet ve 3.939,84 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Allianz Sigortadan alınarak davacıya verilmesine, 16.596,31 TL kalıcı maluliyet ve 1.313,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …. alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı sigorta vekili tarafından süresi içerisinde sunulan istinaf dilekçesinde; usulüne uygun sözlü yargılama yapılmadığını, geçici iş göremezlik tazminatının teminat dışı olduğunu, müterafik kusur durumunun değerlendirilmediğini, kusur ve hesap raporunun hatalı olduğunu, gerekçeli kararın açık olmadığını, talepten fazlaya hükmedildiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
HMK 355 maddesi gereğince istinaf sebepleri ile sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde;
Dava trafik kazası nedeniyle maddi tazminat davasıdır.
Mahkeme tarafından 31/10/2017 Karar tarihli, 2016/714 Esas – 2017/1049 Karar sayılı ilamı ile davanın kabulüne karar verilmiş olup, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi’nin 17/01/2019 tarih, 2018/322 Esas – 2019/87 Karar sayılı Kaldırılma ilamı ile ” 1-Mahkemece kabul edilen miktarın kalem kalem hangi talebe ilişkin olduğu kısa karar ve gerekçeli kararın hüküm kısmında belirtilmemiştir. Şöyleki dosya kapsamındaki belge ve kanıtlar gözetildiğinde ilk derece mahkemesinin vermiş olduğu kısa kararında “davanın kabulüne” denildikten sonra davacının her bir talebi ile ilgili anlaşılabilir ve denetlenebilir bir hüküm kurulmadığı, usule ve kanuna uygun kısa karar oluşturulmadan gerekçeli karar yazıldığı, HMK’nın 297. maddesinde hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiğinin düzenlendiği, aksi halde Anayasanın 141. maddesinde yer verilen yargılamanın alenilik ilkesinin ihlal edilmiş olup yargıda açıklık ve netlik prensibine aykırılığın söz konusu olacağı, dairemizce istinaf incelemesi yapabilmesi için de usulüne uygun verilmiş bir hüküm bulunması gerektiği, mahkemece hükme esas alınan kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında hüküm altına alınan miktarın hangi talepler karşılığında verildiği açıklanmadan tek bir talep varmış gibi karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
2- Diğer taraftan davacı, dava dilekçesinde, davalıların kusurları oranında talepte bulunmuş, müteselsil sorumluluğa dayanmamış olup ….plakalı motosiklet sürücüsünün kusuru yönünden davalı ….Sigorta A.Ş.’ye, ….. plakalı araç sürücüsünün kusuru yönünden…..ava açmıştır. Davacının …..plakalı araç sürücüsünün kusuruna ilişkin davalılardan bir talebi bulunmamaktadır. Buna rağmen mahkeme, benimsenen kusur bilirkişi raporuna göre …. plakalı araç ile ….. araç sürücüsünün toplam kusuru oranında davalı ….sigorta A.Ş.’yi sorumlu tutmuştur.
Bu durumda mahkemece, kusur bilirkişisinden ek rapor alınarak… plakalı araç sürücüsü……. ve …..plakalı araç sürücüsü …..n kusur oranları ayrı ayrı tespit edildikten sonra daval…..A.Ş. nezdinde sigortalı …. plakalı araç sürücüs…..n kusuruna isabet eden tazminat miktarının tespiti yönünden hesap bilirkişisinden ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken talep aşılmak suretiyle….plakalı araç sürücüsünün kusuruna denk kalan tazminat miktarının da davalı sigorta şirketinin sorumluluğuna bırakılması doğru görülmemiştir.” gerekçesiyle kaldırma kararı verildiği anlaşılmıştır.
Davalı vekilinin usulüne uygun sözlü yargılama celsesi verilmediğine ilişkin itirazının yerinde olmadığı, zira davalı vekilinin hiç duruşmalara katılmadığı, duruşmada hazır olan tarafın süre istemediği anlaşıldığından verilen kararın usulüne uygun olduğundan istinaf itirazının reddine karar verilmiştir.
Mahkemece davacı vekili tarafından 15.08.2017 tarihli ıslah dilekçesine göre karar verildiği ve talepten fazlasına karar verilmediği tespit edildiğinden aksi yöndeki istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Kaldırma kararına istinaden mahkemece daha önce rapor hazırlayan bilirkişiden alınan kusur raporunda….. plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu,…. plaka sayılı………..marka motosikletin dava dışı sürücüsü ………..’in ve ……..plaka sayılı otomobil sürücüsü ………..’in kazanın oluşumundaki kusurlarının müteselsil olduğu ve her ikisinin kusur toplamının %75 olduğu belirtilmiştir. Mahkemece heyetten tekrar alınan kusur raporunda da aynı şekilde rapor verildiği anlaşılmıştır. Buna göre ….plakalı araç sürücüsünün %25 oranında kusurlu olduğu, …. plaka sayılı ……….marka motosikletin dava dışı sürücüsü ………’in %37,5 ve …….. plaka sayılı otomobil sürücüsü……..n %37,5 oranında kusurlu olduğu ve her ikisinin kusur toplamının %75 olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin aksi yöndeki istinafı yerinde görülmemiştir.
Davacıya ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmış ve ödeme yapılmadığı tespit edilmiştir.
Mahkemece hesap raporu alınan bilirkişinin bilirkişi listesine kayıtlı olduğu tespit edilmiştir.
Mahkemece kusur tespitinin ATK’dan alınan rapor ile tespit edildiği, ceza dosyasından belirlenen kusur oranlarının hukuk hakimini bağlamadığından aksi yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir.
6111 sayılı yasanın 59. maddesi ile değişik 2918 sayılı KTK’nın 98. maddesi ile getirilen ” Trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın ……… tarafından karşılanır” hükmü gereğince trafik kazası sonucu yaralanan kişi, tümüyle iyileşip eski sağlığına kavuşuncaya kadar yaptığı tıbbi tedavi ile sınırlı sağlık hizmet bedelleri SGK tarafından karşılanacaktır. Geçici iş göremezlik tazminatının ve bakıcı giderinin bu madde kapsamında değerlendirilemeyeceği ve bu tazminatların da davalı sigorta şirketinin sorumluluğunda olduğu belirtildiği üzere davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun devam ettiğinden, aksi yöndeki istinaf talebi yerinde görülmemiştir.
6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanununun 43. maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanunu’nun 52. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 44. maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir.
Müterafik kusur indiriminde, her somut olayın özelliğine göre, olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde TBK’nın 52. maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Eldeki davada kaza yapan motorda yolcu konumunda bulunan davacının köprücük kemiği ve leğen kemiğinden yaralandığı, koruyucu ekipman takıp takmadığı kodunun işaretlendiği yaralanma yerleri itibariyle koruyucu ekipman taksa dahi koruyucu etki sağlamayacağı ve de davalı tarafça da takmadığına ilişkin delil sunularak ispat da edemediği anlaşıldığından müterafik kusur indirimine ilişkin davalı vekilinin istinafı yerinde görülmemiştir.
Kaldırma kararının 2. maddesinde açıklandığı üzere dava kusura dayalı tazminat davası olduğu, davalı …. Sigorta A.Ş.’nin sorumlu olduğu miktarın hatalı hesaplandığı belirtilmesine rağmen mahkemece, davacının….plakalı araç yönünden talebinin olmadığı ve müteselsilen tahsil talebi olmadığı halde kararda yine tüm zarardan sorumlu tutulması ve buna göre karar vermesinin yerinde olmadığı anlaşıldığı için kararın kaldırılmasına, bu durum yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davalı … Sigortanın sigortaladığı araç olan …. plakalı araç sürücüsü dava dışı …..in % 37,5 oranındaki kusur durumuna göre toplam 26.864,38TL tazminat hesaplanmıştır. Davanın kabulüne, 24.894,46 TL kalıcı maluliyet ve 1.969,92 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ….alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Bu itibarla, davalı …. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca kararın kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurularak karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM :Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davalı…..vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE,
2-Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 10/03/2020 tarih, 2019/89 Esas- 2020/271 Karar Sayılı Kararının KALDIRILMASINA,
3-6100 sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca düzeltilerek yeniden esas hakkında kararla; davanın KISMEN KABUL, KISMEN REDDİ ile;
a) 24.894,46 TL kalıcı maluliyet ve 1.969,92 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı….. alınarak davacıya verilmesine,
b)16.596,31 TL kalıcı maluliyet ve 1.313,28 TL geçici iş göremezlik tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı … alınarak davacıya verilmesine,
c) Fazlaya ilişkin talebin reddine,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.835,10 TL karar ve ilam harcından, peşin alınan 267,05 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.568,05 TL harcın, 925,14 TL’sinin davalı …. A.Ş.’den, 642,90 TL’sinin davalı …..alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Davacı taraftan alınan ve mahsup edilen 267,05 TL harcı davalılardan alınıp davacıya verilmesine,
6-Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesaplanan 5.100,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı……Sigorta’dan alınarak davacıya verilmesine,
7-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalı …..alınarak davacıya verilmesine,
8-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ……. ye verilmesine
9-Davacı tarafından karşılanan 29,20 ilk başvuru harcı, 3.683,65 TL bilirkişi ücreti, posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 3.712,85 TL yargılama giderinin kabul- red oranına göre hesaplanan 2.004,93 TL’nin 1.410,88 TL’sinin davalı …., davalı …. 1.200,36 TL’sinin davalı….. şirketinden ….alınarak davacıya verilmesine, kalan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
10-Yapılan giderlerin mahsubu ile bakiye gider avansının HMK ‘nın 333. maddesi uyarınca karar kesinleştiğinde talep halinde yatırana iadesine,
İstinaf Harç ve Giderleri
1-Davalı….. Sigorta taraftan alınan peşin istinaf karar ve ilam harcının talep halinde iadesine,
2-Davalı tarafından karşılanan 148,60 TL istinaf başvuru harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
3-İstinaf aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 27/06/2022

Başkan Üye Üye Katip
..

….