Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1054 E. 2022/1016 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ .
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1054 E.
KARAR NO : 2022/1016 K.

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : .
ÜYE :.
ÜYE : .
KATİP : .

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2019
NUMARASI : 2018/716 Esas, 2019/1375 Karar
DAVACI : .
VEKİLLERİ : Av.
Av..
Av. .
DAVALILAR : 1-.
VEKİLLERİ : Av. .
Av..
: 2 .
VEKİLLERİ : Av. ..
Av.
Av..
Av..
: 3-.
VEKİLLERİ : Av.
4- ..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi,’nin 29/11/2019 Tarih, 2018/716 Esas, 2019/1375 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 06/12/2016 tarihinde müvekkili tarafından kullanılan …. plakalı motosiklet ile.. plakalı kamyonetin çarpışması sonucu müvkkilinin ağır şekilde yaralandığını, halen çalışamayan müvekkilinin ailesinin desteği ile geçimini sağladığını,bu sebeple fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile haksız fiil tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL manevi ve şimdilik 100,00 TL maddi tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı… vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın zaman aşımına uğradığını, kendilerine herhangi bir başvuru olmadığını, mahkemenin görevsiz olduğunu, talebin kalıcı iş göremezliğe yönelik tazminat davası olduğunu, adli tıp incelemesi yapılmasını gerektiğini, hesabın asgari ücret üzerinden yapılması gerektiğini, poliçenin limitli olduğunu, kusurun belirlenmesi için bilirkişi raporu aldırılması gerektiğini, yasal faizin uygulanması gerektiğini tüm bu nedenlerle mahkemece davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı…. A.Ş. cevap dilekçesi ile; müvekkil şirketin maddi tazminat talepleri bakımından mesuliyetinin ancak trafik limitlerini aşan bir zararın bulunması halinde söz konusu olduğunu, müvekkil şirketin sorumluluğu sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, mahkemece davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davalı…. yönünden feragat nedeniyle, öteki davalılar yönünden ise delil avansının verilen kesin sürede yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; davacı asilin ancak vekili aracılığıyla davadan feragat edebileceğini, müvekkilinin ekonomik sıkıntı çektiğinden talep ettiği ek sürenin kabulünden sonra süresinde delil avansı yatırılmadığı gerekçesiyle maddi tazminat yönünden davanın reddine dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Hukuk Muhakemeleri Kanununun “delil ikamesi için avans” başlıklı 324. maddesi ile; “(1)Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. (2)Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. (3)Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmü getirilmiştir.
HMK’nın 94. maddesi uyarınca kesin süreye ilişkin ara kararın hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde açık olması, taraflara yüklenen yükümlülüklerin, yapılması gereken işlerin neler olduğunun, hangi işlemler için ne miktar avans talep edildiği, delil avansının nereye yatırılacağının hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde açıklanması gerekir. Ayrıca verilen sürenin amaca uygun, yeterli ve elverişli olması, kesin süreye uymamanın doğuracağı hukuki sonuçların açık olarak anlatılması ve anlatılanların tutanağa geçirilmesi, bunlara uyulmaması durumunda mevcut kanıtlara göre karar verilip, gerektiğinde davanın reddedileceğinin açıkça bildirilmesi suretiyle ilgili tarafın uyarılması gerektiği her türlü duraksamadan uzaktır. Bazı hallerde kesin sürenin kaçırılması, o delile veya hakka dayanamamak gibi ağır sonuçları birlikte getirmekte, davanın kaybedilmesine neden olmaktadır. Böyle bir durumda, geciken adaletin adaletsizlik olduğu düşünülerek, davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu cümleden olarak, kesin sürenin amacına uygun olarak kullanılması ve yeterli uzunlukta olmasının yanı sıra, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliğinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu yasal düzenlemeler göstermektedir ki, taraflar; dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur olup, hâkim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiği kabul edilir. Hâkimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz. Kesin süre tarafların yanında hâkimi de bağlayacağından uyulmaması halinde, gereğinin hâkim tarafından hemen yerine getirilmesi gerekir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/02/1983 gün 1980/1-1284, 1983/141; 22/11/1972 gün 8/832, 935; 13/10/2010 gün 2010/17-510-485; 28/04/2010 gün 2010/2-221-241; 28/03/2012 gün 2012/19-55-2012-249; 12/12/2012 gün 2012/9-1202-1218 sayılı, 2.Hukuk Dairesinin 2018/2349E., 2019/442K., 10.Hukuk Dairesinin 2020/5116K., 2021/7579K. sayılı kararları)
Somut olayda, 08/03/2019 tarihli celsede, keşif avansının yatırılması için davacı vekiline iki hafta kesin süre verilmiş, davacı vekilinin delil avansının yatırılması için ek süre talep ettiği dilekçenin altına 25/03/2019 tarihli hakim derkenarıyla talebin kabulüne ve ek süre verilmesine karar verilmiş, ancak sürenin ne kadar olduğuna yönelik bir açıklama yapılmamıştır. Mahkemece keşif avansının yatırılması için kesin süre verilmesine ilişkin oluşturulan ara kararda davanın reddedilebileceği açıklanmadığı gibi ek süre verilmesine ilişkin denetlenebilir nitelikte bir karar oluşturulmamıştır. Bu durumda, usulünce karara bağlanmış bir kesin süre bulunmadığından davacı vekili tarafından bu yönde yapılan istinaf başvurusunun kabulü ile mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;
KARAR:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi,’nin 29/11/2019 Tarih, 2018/716 Esas, 2019/1375 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Davanın yeniden görülmesi için DOSYANIN MAHALLİNE İADESİNE.
3-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 25/05/2022

Başkan Üye Üye Katip
.

.