Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1053 E. 2022/1017 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ ,
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17.HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2020/1053 E.
KARAR NO : 2022/1017 K.

TÜRK MİLLETİ ADINA
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI

BAŞKAN : ,
ÜYE ,
ÜYE : ,
KATİP : .

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/02/2020
NUMARASI : 2018/599 Esas, 2020/254 Karar
DAVACI : .
VEKİLİ : Av..
DAVALI : .
VEKİLİ : Av..
ASİL MÜDAHİLLİK
TALEBİNDE BULUNAN :.
VEKİLİ : Av..
TARAF DEĞİŞİKLİĞİNDEN
ÖNCEKİ DAVALI .
VEKİLİ : Av..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 Tarih, 2018/599 Esas, 2020/254 Karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin geçirmiş olduğu kaza neticesinde uğramış olduğu maluliyetten kaynaklı zararın tazmini için kusurlu aracın ZMSS sigortacısı davalının yapılan başvuruya rağmen ödeme yapmaması nedeniyle hesaplanacak miktarın davalıdan alınarak faizi ile birlikte taraflarına ödenmesini karar verilmesini talep etmiş, yargılama aşamasında talebini HMK’nın 107/2. maddesi gereğince 48.432,52TL olarak arttırmıştır.
Davalı…. vekili cevap dilekçesinde özetle; karar aşamasına gelinen dosyada taraf değişikliğinin kabul edilemeyeceğini, taraf sıfatı bulunmadığından hiçbir usuli işlemi ve aldırılan raporları kabul etmediklerini, davacının taleplerinin zamanaşımına uğradığını, mahkemece davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; zorunlu arabulucuk yoluna başvurulmadan dava açılması nedeniyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; mahkemece verilen kararın hatalı olduğunu, dava tarihinin 10/05/2018 olduğunu ve arabuluculuk zorunluluğunun 01/01/2019 tarihinde sonra açılan davalar için getirildiğini, bu nedenlerle mahkemece verilen kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası sonucu maruz kalınan bedensel zarar nedeniyle maddi tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Kaza tarihinde ve poliçenin düzenleme tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan doğruya talep ve dava hakkı’ başlıklı 97. maddesinde; “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin birinci fıkrasında; “İlgili kanunlarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartı olarak kabul edilmiş ise arabuluculuk sürecine ilişkin aşağıdaki hükümler uygulanır.” hükmü; aynı maddenin 18. fıkrasında ise; özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanmaz.” düzenlemesi yer almaktadır. Kanunun bu özel düzenlemesi karşısında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa ilişkin hükümler uygulanma yeri bulamaz.
Somut olayda, davacı vekilinin 10/04/2018 tarihli dilekçesi ile davalı sigorta şirketine bedensel zarardan doğan tazminat için başvuruda bulunduğu ancak davalının ödeme talebine cevap vermediği anlaşılmaktadır. Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvuru zorunluluğu bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulamayacağının düzenlenmiş olmasına göre, davacı vekilinin özel dava şartı olarak düzenlenen Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi kapsamında zorunlu başvuru şartını yerine getirdiği gözetilerek işin esası hakkında karar verilmesi gerekirken, davanın usulden reddine karar verilmesi doğru olmamış, bu yönde davacı vekili tarafından yapılan istinaf itirazının kabulü le mahkeme kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir. Bu itibarla;
KARAR:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 19/02/2020 Tarih, 2018/599 Esas, 2020/254 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA.
2-Davanın yeniden görülmesi için DOSYANIN MAHALLİNE İADESİNE.
3-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin mahkemece yeniden verilecek kararda değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına dair,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi. 25/05/2022

Başkan Üye Üye Katip
..

..