Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1010 E. 2022/1025 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1010
KARAR NO : 2022/1025
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/02/2020
NUMARASI : 2019/551 Esas- 2020/122 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve 2019/551 esas ve 2020/122 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/05/2014 tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde ZMMS poliçe ile sigortalı …… plakalı araç sürücüsünün müvekkiline çarpması neticesinde müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda müvekkili ……’ in herhangi bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin geçirdiği kaza nedeniyle bakıma muhtaç hale geldiğini, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/2089 E. sayılı dosyasında alınan rapor dikkate alınarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 100,00 TL bakıcı giderinin davalıdan dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ….. Plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde kaza tarihinde ZMMS poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporlar alınması gerektiğini belirterek açılan davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; 10.238,55 TL bakıcı tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatlarından sorumlu olmadığını, mahkemece davacı tarafından açılan Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinden alınan ve davacının % 40,2 oranında sürekli iş göremezliğinin, 9 ay boyunca geçici iş göremezliğinin olduğu maluliyet raporunda davacının geçici iş göremezlik süresinin tamamı boyunca bakıcıya ihtiyaç duyduğunu ve 9 aylık süre için tazminat hesabı yaptırmasının hatalı olduğunu belirterek davanın tümden reddine karar verilmesi, bu talebin kabul edilmemesi halinde yeniden maluliyet raporu aldırılması için kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Somut olayda; davacı tarafça sevk ve idaresindeki motorsiklet ile davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı …… plakalı aracın çarpışması şeklinde meydana gelen kazada yaralandığı, daha önce geçici ve kalıcı maluliyetten kaynaklı maddi zarar için Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/2089 Esas sayılı dosyasında dava açıldığı, bu kez de kaza nedeni ile bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat talep edildiği anlaşılmıştır.

Evrak kapsamına göre mahkemece davacının bakıcı ihtiyacı olup olmadığına ilişkin rapor aldırılmadığı, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/2089 E. Sayılı dosyasında ibraz edilen 9 aylık geçici iş göremezlik süresi için bakıcı giderine dair hesaplama yaptırılarak hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır.

Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/2620 E. 2021/2238 K., Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 2021/2621 E. 2021/2234 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/163 E.2021/67 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2020/12104 E.2020/8842 K., Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/6069 Esas 2020/4335 Karar )

Dosya içerisinde mevcut hükme dayanak teşkil eden 12/08/2016 tarihli heyet raporunun incelenmesinde Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri tüzüğü hükümleri, yeni ismiyle 11/10/2008 gün ve 27021 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri uyarınca düzenlendiği, davacının maluliyetinin % 40,2 olarak hesaplandığı ve geçici iş göremezlik süresinin 9 aya kadar uzayabileceğinin belirtildiği bakıcı ihtiyacı için herhangi bir değerlendirme yapılmadığı, mahkemece geçici iş göremezlik süresi içerisinde bakıcı gideri tazminatının hesaplandığı rapor uyarınca hüküm tesis edildiği görülmüştür.
Mahkemece, davacının geçici işgöremezlik döneminde davacının yaşı ve özellikle tedavi süresi dikkate alındığında, bakıcıya ihtiyacı olup olmayacağı, bakıcıya ihtiyaç olması halinde hangi tarihten itibaren bakıcıya ihtiyaç duyacağı, bakıcı ihtiyacının süresi (tam zamanlı/yarı zamanlı/süreli) hususunda bilirkişi kurulundan olay tarihinde yürürlükte olan Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile kaza tarihi uyarınca uygulanmayan yönetmelik hükümlerine göre bakıcı ihtiyacı hususunda değerlendirme yapılmayan rapor uyarınca yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 4. H.D.nin 2021/17167 E. 2021/4326 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2015/16747 E. 2018/9021 K.)

Kabule göre de: davacı tarafından dava açılmadan önce arabuluculuğa müracaat edildiği ve Hukuk Uyuşmazlıklarında Dava Şartı Arabuluculuk Son Tutanağı’nın tanzim edildiği görülmüştür.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ‘Doğrudan Doğruya Talep ve Dava Hakkı’ başlıklı 97. maddesinde (Değişik: 14/4/2016-6704/5 md.) “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması halinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/A maddesinin 18. fıkrasında özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvurma zorunluluğunun olduğu veya tahkim sözleşmesinin bulunduğu hâllerde, dava şartı olarak arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Kanunun bu özel düzenlemesi karşısında dava şartı olarak zorunlu arabuluculuğa ilişkin hükümlerin uygulanma yeri bulunmamaktadır. (Yargıtay 4.H.D.nin 2021/14429 E. 2021/5729 K., Yargıtay 4.H.D.nin 2021/3476 E. 2021/3999 K.)

Somut olayda; davalı sigorta şirketinin cevabi yazısı ve eklerine göre davacı tarafından bakıcı gideri zararı ile ilgili olarak 09/05/2019 tarihinde davalı sigorta şirketine başvuruda bulunduğu ancak davalının ödeme talebine olumlu cevap vermediği anlaşılmaktadır. Özel kanunlarda tahkim veya başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yoluna başvuru şartı bulunduğu hallerde dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulamayacağının düzenlemesine göre somut olayda davacının, dava konusu uyuşmazlık dava şartı olan arabuluculuk kapsamında kalmadığı halde arabulucuk bürosuna başvuru yaptığı ve Zorunlu arabuluculuk dosyası açılarak arabuluculuk dosyasında arabuluculuk ücretinin suç üstü ödeneğinden karşılanarak arabulucuya ödenmiş olduğu da anlaşılmakla, Bakanlık bütçesinden ödenen arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır. Devlet tarafından ödenen arabuluculuk ücreti hakkında hükümde değerlendirme yapılması gerekirken mahkemece bu hususta değerlendirme yapılmaması yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 3. HD’nin 28/02/2022 tarihli ve 2022/501 E., 2022/1576 K.)
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, sair hususlar bu aşamada incelenmeksizin, mahkeme kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a.6 maddeleri gereğince kaldırılmasına, Dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış haklarıda dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren Mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/02/2020 tarih ve 2019/551 esas ve 2020/122 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı .., tarafından tehiri icra talebi kapsamında ….Bankası / … Subesı/…Şubesine ….. tarihli ve ….. numaralı …….TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip