Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2020/1003 E. 2022/1028 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2020/1003
KARAR NO : 2022/1028

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : ..
ÜYE :..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/01/2020
NUMARASI : 2019/236 Esas- 2020/66 Karar
DAVACI : …
VEKİLLERİ : Av. ..
DAVALI : ..
VEKİLLERİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
KARAR TARİHİ : 26/05/2022
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 26/05/2022

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2020 tarih ve 2019/236 esas ve 2020/66 karar sayılı kararı aleyhine taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin…. plakalı aracı ile ….. günü …. ili …Cadde kavşağında, dava dışı ….’in sevk ve idaresindeki…. plaka sayılı motorsikletin çarpışması sonucunda meydana gelen trafik kaza nedeni ile araç değer kaybı ödemesi için …. İcra Dairesinin….esas sayılı dosyası, alkollü şekilde seyir halinde iken yapılan kaza nedeni ile hasar gören araç sahibine ödenen tazminat ödemesi için …. İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, müvekkilinin kaza sonrasında alınan …tarihli raporu ile alkolsüz olduğunun tespit edildiğini, müvekkilinin kazada kusursuz olduğunu, bu nedenlerle …. İcra Dairesinin ….ve …. İcra Dairesinin ….esas sayılı dosyalarında başlatılan takiplerin durdurulması ile birlikte bu dosyalardan dolayı borçlu olmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; davacının ….İcra Müdürlüğünün…. esas sayılı ve ….. Esas sayılı dosyalarından dolayı borçlu olmadığından dolayı ödediği 7.494,21-TL’nin istirdatına davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalıya borçlu olmadığına tespitine, şartlar oluşmadığından dolayı tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …. vekili dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların dikkate alınmadığını, sigortalı…. plakalı … sevk ve idaresindeki araç ile davacı …. sevk ve idaresindeki …. aracın ….tarihinde çarpışarak kazaya sebebiyet verdiğini, kaza nedeni ile sigortalı … plakalı araca hasar tazminatı ödendiğini, ancak yapılan incelemede kaza sırasında karşı araç sürücüsü …..’ ın alkollü olduğunun tespit edildiğini, bu tespite Cumhuriyet savcılığı dosyasından ulaşıldığını, kaza sırasında davacı…..n alkol muayenesinin yapılmadığını, kazadan 4 saat sonra yapılan muayenede 0,6 mg/dl alkollü çıktığını, davacının kırmızı ışıkta geçmek sureti ile kazanın meydana gelmesinde ayrıca kusurlu olduğu yönündeki itirazlarının mahkemece dikkate alınmadığını, bilirkişi raporunda davacının alkollü olup olmadığı ve bunun kazaya etkisinin irdelenmediğini, mevcut delil durumuna göre sigortalıları araca %100 kusur isnat edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, Nörolog bilirkişisinin raporunu kusur bilirkişi raporuna dayandırdığını, her iki raporun da eksik inceleme ile hazırlanmış olup usul ve yasaya uygun olmadığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
Katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2020 tarihli kararında ” Davacı kendini vekille temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. Gereğince 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davalı …. alınarak davacıya verilmesine” şeklinde hüküm verildiğini, davalı tarafın .. değil … A.Ş. olduğunu, mahkemenin sehven yapmış olduğu bu maddi hatanın düzeltilmesini talep ettiklerini, mahkemenin müvekkilinin ….. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı ve …. esas sayılı dosyalarından dolayı borçlu olmadığından dolayı ödediği 7.494,21 TL’nin istirdatına, davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine hükmettiğini, ancak mahkemenin vermiş olduğu bu kararın sadece asıl alacak yönünden olduğunu oysa ki söz konusu dava içerisindeki bu iki icra dosyasına taraflarınca fer’i ödemeler yatırıldığını, ( örn.; vekalet ücreti, faiz, masraf, tahsil harcı) ancak yaptıkları bu fer’i ödemelerin taraflarına iadesine karar verilmediğini, mahkemenin fer’i ödemelerinin iadesine karar vermemesinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemece, dosya içine celbedilen icra dosyalarında müvekkili tarafından yatırılan tutarın tespiti, gerekirse taraflarına harç ikmal ettirilmesi, akabinde her iki icra dosyasına yatırılan tüm tutarın istirdatına karar vermesi gerekirken aksi yönde hüküm kurulmasının usül ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemenin kararında, hem müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verdiğini hem de icra dosyalarına yatırılan tutardan daha azına hükmettiğini, bu yönüyle infazda tereddüt oluştuğu gibi müvekkilinin de haksız olarak mağduriyetine sebebiyet verildiğini, davalı tarafından başlatılan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu mahkeme kararıyla da sabit olduğundan, istirdat kararıyla alacağın likit olmasına rağmen mahkemenin ret kararı vermesinin hukuka aykırı olduğunu, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava: Menfi tesip istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça, sevk ve idaresindek….. plakalı araç ile dava dışı …….sevk ve idaresindeki, olay tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesiyle sigortalı……plakalı araç ile karıştığı kazada araç değer kaybı ödemesi için …… icra Müdürlüğünün……Esas ve araç hasar bedeli ödemesi için …… icra Dairesinin .E. Sayılı dosyalarında yapılan icra takipleri nedeni ile borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir.
Mahkemece davalı sigortalı araç sürücüsünün kazada tam kusurlu olduğu, davacının kusurunun bulunmadığı, nöroloğ bilirkişi raporunda tespit edilen 0,2 alkolün sürücü üzerinde etkisinin kazanın meydana gelmesinde etkili olmadığı, alkolün etkisi ile kazanın meydana gelmediği, rücu şartlarının oluşmadığı belirtilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Evrak kapsamına göre, davacı ile davalı sigorta arasında kaza tarihi itibari ile sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, davalı sigorta şirketinin kazaya karışan …. plakalı aracın sigortacısı olduğu, kaza esnasında davacı sürücünün değil. plakalı ara….ç sürücüsü…..’in alkollü olduğu, Nöroloji bilirkişisi tarafından düzenlenen rapor içeriğinde de “….in kanında 0,2 mg/DL yani 0,002 promil alkol olduğunun belirtilerek alkol miktarının düşük sınırda olması nedeni ile kazanın alkolün etkisinde kalmadan meydana geldiğinin” belirtildiği, davacı tarafça da, davalı sigorta şirketince kendisine yapılan değer kaybı ve hasar ödemesinin sonradan iadesi için icra takibinde bulunulduğu belirtilmiştir.
Mahkemece her nekadar kazanın münhasıran alkolün etkisi altında olup olmadığına dair araştırma yapılarak, bu husus gerekçede tartışılmış ise de, 2918 sayılı karayolları trafik yasasının 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B-4 maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin hallerin sigorta şirketi tarafından üçüncü kişilere karşı ileri sürülemeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşmeye ilişkin kanun hükümlerine göre, sigortacı kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Zorunlu Mali Sorumluluk Genel Şartlarının B.4.c maddesinde; aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar halinde sigortacının sigortalıya rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Mahkemece öncelikle davacı ile davalı sigorta şirketi arasında sözleşme ilişkisinin olmaması nedeni ile, icra takibine dayanak teşkil eden ödemelerin dayanakları, yapılan ödemelerin kime ne zaman yapıldığı sigorta şirketinden araştırılarak, icra takibine konu alacak davalı sigorta şirketince davacıya kaza nedeni ile yapılan ödeme olması halinde, söz konusu ödemenin davacıdan, sigortalısının alkollü olması sebebine dayanılarak mı yoksa farklı bir sebeple mi geri iadesinin istendiği açıklığa kavuşturularak, kazada davacının kusurunun olmadığının tespit edilmesi de dikkate alınarak sigortalının alkollü olması halinde rücunun ancak genel şartlar uyarınca sigortalısına karşı yapılabileceği kuralıda dikkate alınarak sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken yanılgılı gerekçe ile kazanın meydana gelmesindeki dava dışı sigortalı aracın sürücüsün alkol seviyesinin etkisinin somut dava için değerlendirilmesi yerinde görülmemiştir.
Kabule göre de: Dava icra takibinden sonra açılmış ve davacı hakkında yapılan icra takibine konu borcun tamamı için borçlu olunmadığının tespiti talep edilmiştir. Yargılama sırasında ödenen tutarlar bu talebin içerisinde olduğu gibi menfi tespit davası sırasında tedbir kararı alınmamış ve borç ödenmiş ise davaya istirdat davası olarak devam edileceği de Kanun’un açık hükmü gereğidir. Yani, borç ödenmiş olursa menfi tespit davası talebe bile gerek kalmaksızın kendiliğinden istirdat davasına dönüşecektir. Öte yandan mahkemece borcun ödendiğinin öğrenilmesi hâlinde menfi tespit davasına kendiliğinden (re’sen) istirdat davası olarak devam edilecektir. Nitekim Hukuk Genel Kurulunun 17.10.2012 tarih ve 2012/14-476 E., 2012/720 K. sayılı kararında da aynı yöne işaret edilmiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2019/(13)3-536 E. 2022/43 K. )
Davacı vekilince 17/12/2018 tarihli ön inceleme duruşmasında müvekkili tarafından ödeme yapıldığı, davanın istirdat davasına dönüştüğü bildirilmesine rağmen, mahkemece davacı tarafça davanın açılmasından sonra ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise hangi miktarda ve hangi tarihte ödeme yapıldığı tespit edilmeksizin eksik inceleme ile hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar mahkemece hükmün 5 nolu bendinde davalı sigorta şirketinin ismi yanlış belirtilmiş ise de, dairemizce kaldırma kararı verilmesi ve söz konusu hatanın mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğinde olması nedeni ile sadece eleştiri konusu yapılmıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; bu aşamada sair hususlar incelenmeksizin davalı vekilinin ve davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına ve tarafların kazanılmış haklarıda gözetilerek belirtilen eksikliklerin giderilmesi için dosyanın mahalline iadesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun ve davacı vekilinin katılma yolu ile istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ İLE;
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/01/2020 tarih ve 2019/236 esas ve 2020/66 sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Taraflardan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
..