Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2921 E. 2021/1907 K. 09.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2921
KARAR NO : 2021/1907

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 26/09/2019
NUMARASI : 2018/1189 Esas- 2019/968 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 09/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/09/2019 tarih ve 2018/1189 esas ve 2019/968 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/07/2018 tarihinde …. sevk ve idaresindeki … plakalı araç sürücüsünün tek taraflı sebebiyet vermiş olduğu kaza sebebiyle araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, tedavi gördüğünü, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketine nezdinde sigortalandığını, açıklanan bu nedenlerle; şimdilik 1000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı iddialarının ispatlanması gerektiğini, müvekkili şirket aleyhindeki kesin ve somut delillere dayanmayan haksız ve hukuka aykırı davanın reddini ve gerekli yerlerden raporların alınması Hususunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; ….. TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketine başvuru tarihinden 15 gün sonrası olan 21/09/2018 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ….Sigorta vekili dilekçesinde özetle; davacı tarafça söz konusu Genel Şartlara uygun olarak eksik evrak ikmal edilmeden yani maluliyet raporu sunulmadan dava açılmış olup başvuru şartı yerine getirilmediğinden davanın dava şartı yokluğundan reddedilmesi gerektiğini, mahkemece hükme esas alınan 31/05/2019 tarihli maluliyet raporunun usul ve yasaya uygun olmadığını, müvekkili şirketin geçici iş göremezlik ve bakıcı gideri tazminatlarından sorumluluğunu kalmadığını, beyanla kararın bu yönlerden kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.

Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
1-2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesi ile zorunlu mali sorumluk sigortasından faydalanmak isteyen hak sahiplerinin dava yoluna gitmeden önce sigortacıya yazılı başvuru yapması gerektiği düzenlenmiş olmakla birlikte, bu başvuru yapılmadan dava yoluna gidilmesi halinin dahi HMK’nın115/2. maddesi gereği tamamlanabilir dava şartı olduğuna göre, başvurunun yapıldığı, ancak, eksik ya da usule uygun olmayan belge ile başvurulduğu savunmasının olduğu durumlarda usule uygun olmadığı savunulan belgedeki eksiklik de yargılama aşamasında tamamlanabilecektir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 2021/3042 E.- 2021/1562 K. sayılı içtihadı). KTK’nın 97. Maddesi uyarınca davacı tarafından davalı sigorta şirketine dava açılmadan önce yapılan başvuruya verilen cevabi yazıda eksik belge olan maluliyet raporunun tamamlanması istenmiş olup, kesin ve sürekli maluliyet oranına ilişkin sağlık kurulu raporu davacı tarafça kısa sürede tamamlanamayacağından ve davalı sigorta şirketinin maluliyet raporu istemi davacının haklarının sürüncemede kalmasına yol açacağından başvurunun sonuçsuz kaldığının kabulü ile anılan maddede düzenlenen başvuru dava şartı gerçekleştiğinden davalı vekilinin bu hususa ilişkin savunmaları yerinde değildir.
2- Maluliyete ilişkin alınacak raporlar; 11/10/2008 tarihinden önce Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihi ile 01/06/2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/06/2015 tarihi ile 20/02/2019 tarihleri arasında Özürlülük Ölçütü Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine, 20/02/2019 tarihinden sonra da Erişkinler için Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.

Davaya konu trafik kazasının 2015 Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonra meydana geldiği anlaşıldığından, bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 21/06/2019 havale tarihli raporda; “Özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybı oranının %43 (kırküç) olduğunu, Tıbbi iyileşme süreci göz önüne alındığında 9 (dokuz) ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğunu, İyileşme dönemi içerisinde 1,5 (bir buçuk) ay boyunca tam gün bakıcı ihtiyacı olduğunu, devamlı surette başkasının yardım ve bakımına muhtaç olmadığı” tespit edilmiş olmakla, usul ve yasaya uygun maluliyet raporu gereğince istinaf itirazının reddi gerekir.

3-Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “…ve bu kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda…” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “…ve genel şartlarda…” ibaresinin ve 92. maddesinin (i) bendinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiş olması ve Anayasa mahkemesi kararlarının kesinleşmemiş davalarda da uygulanmasının gerekmesi nedeniyle, geçici işgöremezlik talepleri yönünden sigorta şirketlerinin sorumluluğu devam etmektedir (Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 2021/3583 E.- 2021/3799 K. ve 2021/9666 E.- 2021/2206 K.sayılı kararları). Bu nedenle, davalı vekilinin geçici işgöremezlik tazminatının teminat dışında kaldığı yönündeki istinaf itirazları da yerinde görülmemiştir.

Bu itibarla, dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 12.200,80 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.050,20 TL nin mahsubu ile bakiye 9.150,6‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilgilisi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 361. ve devamı maddeleri uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 09/12/2021

Başkan Üye Üye Katip