Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2899 E. 2021/1933 K. 13.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2899
KARAR NO : 2021/1933

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/09/2019
NUMARASI : 2018/37 Esas- 2019/880 Karar
DAVACI : … -TC:… …
VEKİLİ : Av. …
……
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
…..
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 13/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 27/12/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih 2018/37 esas 2019/880 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; …. tarihinde Sürücüsü …. olan ….plakalı aracın tek taraflı sebebiyet vermiş olduğu kazada müvekkilinin ağır şekilde yaralandığını, tedavi gördüğünü, kazanın oluşumunda müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kazaya sebebiyet veren aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalandığını, belirterek şimdilik 20.000,00 TL maddi tazminatın davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davayı kabul etmediklerini, davacı iddialarının ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; 13.154,09 TL geçici iş göremezlik, 20.542,43 TL kalıcı iş göremezlik olmak üzere toplam 33.696,52 TL maddi tazminatın dava açılış tarihi olan 09/01/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı sigorta şirketi vekili dilekçesinde özetle; her ne kadar mahkemece davacı lehine geçici işgörmezlik zararları kapsamında tazminata hükmedilmiş olsa da, geçici iş göremezlik zararlarının 01.06.2015 yürürlük ve 04.05.2015 tarihli Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın yürürlüğe girmesi ile poliçe teminatı dışına çıkarıldığından konu zararlardan sorumluğun Sosyal Güvenlik Kurumu’na ait olduğunu, davacı tarafından yapılan başvuru üzerine belgelerin yetersiz olduğunun tespiti sonucunda müvekkili şirket tarafından eksik evrakın giderilmesi talebinde bulunulmuş olmasına karşın, davacı tarafından işbu talebe cevap verilmeksizin Sigorta Genel Şartlarında belirtilen zorunlu evrakların müvekkili şirkete ibraz edilmeden dava açma yoluna gidildiğini, 2918 sayılı KTK 97.maddesi kapsamındaki başvuru şartı yerine getirilmediğini, bilirkişi maluliyet raporunda, %3 oranında belirlenen maluliyetin iyileşme göstererek tamamen ortadan kalkabileceği göz önüne alınmadan yapılan tespitin hatalı olduğunu, ayrıca rapora göre davacının doğuştan kalça çıkığı olduğunu, maluliyetin kazayla ilgisi olmama ihtimalinin olup illiyet bağının ATK tarafından yapılmadan hüküm kurulmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporunun bu nedenle hükme esas alınmaya elverişli olmayıp yargıtay kararları gereğince maluliyet tespitinin Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesince yapılması gerektiğini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından, davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı dava dışı sürücü … sevk ve idaresindeki….plakalı aracın, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu evlerinin önünde merdivenlerde oturan davacıya çarpması sonucu yaralandığını belirterek maddi tazminat talep edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/1383 E. Sayılı dosyasında aldırılan 17/05/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda “Davacı …’un 18/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda meydana gelen herhangi bir sekel bırakmadan iyileşmiş arızası nedeni ile 30/03/2013 tarihinde 28603 sayıyla Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik ” hükümlerine göre özür durumunun olmadığı, buna göre tüm vücut fonksiyon kaybının oluşmadığı iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği ” belirtilmiştir.
Hükme esas alınan 14/03/2019 tarihli heyet raporunda ise “Çekilen grafiklerinde kırıkların kaynamış olduğu sağ kalça eklem hareket açıklıklarının önceki muayenesine göre kötüleştiğinin tespit edildiği, Davacı …’un 18/06/2017 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda oluşan arızaları nedeni ile 30/03/2013 tarihinde 28603 sayıyla Resmi Gazetede yayınlanan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik ” hükümlerine göre özür durumuna göre tüm vücut fonksiyon kaybının % 3 olduğu, tıbbi iyileşme süreci göz önüne alındığında 9 ay süre ile geçici iş göremezliğinin olduğu” belirtilmiştir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan mevzuat hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Her ne kadar mahkemece hükme esas alınan heyet raporu, kaza tarihinde yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine uygun olarak tanzim edilmiş ise de, hükme esas alınan maluliyet raporu ile, bizzat davacının muayenesi neticesinde uzman hekimlerce düzenlenen rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Bu itibarla mahkemece davacının sol alt ekstremitesinde doğuştan kalça çıkığı olduğunun belirtilmesi nedeni ile söz konusu hususta dikkate alınarak olay tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü Yönetmeliği’ne uygun, raporlar arasındaki çelişkiyi giderecek, iki rapor arasındaki farkın nereden kaynaklandığı, hükme esas alınan raporda sağ kalça kalça eklem hareket açıklığının önceki muayenesine göre kötüleştiği belirtildiğinden söz konusu kötüleşmenin kaza kaynaklı olup olmadığı hususlarını açıkça belirtir denetime imkan verir ayrıntılı Adli Tıp Kurumu ilgili ihtisas dairesinden rapor alınarak sonucuna göre değerlendirme yapılması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2020/758 E.2021/2266 K.Yargıtay 17. H.D.nin 2019/5694 E. 2021/1134 K.)
Yukarıda açıklanan nedenle, bu aşamada sair hususular incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a.6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve dairemiz kararına uygun şekilde tarafların kazanılmış hakları da nazara alınarak, davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/09/2019 tarih ve 2018/37 esas ve 2019/880 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi
.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …