Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2829 E. 2021/1894 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2829
KARAR NO : 2021/1894

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/09/2019
NUMARASI : 2018/1176 Esas- 2019/832 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
İHBAR OLUNAN :
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 08/12/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 04/01/2022

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2019 tarih 2018/1176 esas 2019/832 karar sayılı kararı aleyhine davalı ….Hesabı vekili ile davalı …. vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/04/2018 tarihinde …….plakalı aracın kusuryla meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, kazadan dolayı tazminat talepli olarak davalı …. Hesabı’na başvurduklarını ancak bir sonuç alamadıklarını belirterek şimdilik 1.000,00 TL tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

Davacı vekilince ibraz edilen 31/05/2019 tarihli dilekçede “tanzim edilen bilirkişi raporuna göre meydana gelen zararın değeri 20.943,90-TL olduğu anlaşıldığından her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere taleplerinin hükümle birlikte saklı tutulmasına dava dilekçesinin ıslahıyla zararın meydana geldiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiziyle tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir.

Davalı …….. Hesabı vekili cevap dilekçesi ile; Başvuru şartının yerine getirilmediğini, …. plakalı aracın sigortası bulunmadığı gerekçesiyle davanın ikame edildiğini öncelikle münibüsün kaza tarihinde geçerli trafik sigortası bulunup bulunmadığı hususunun araştırılması gerektiğini, davanın araç maliki …..’a ihbarını ve davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının davasının kabulü ile 18.539,55 TL sürekli iş göremezlik, 2.404,35 TL geçici iş göremezlik tazminatının Davalı …. yönünden kaza tarihi olan 28/04/2018 tarihinden itibaren, Davalı …. Hesabı yönünden 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, davalı … Hesabının Müterafik Kusur İndirimi Talebinin davacının yaralanmasıda dikkate alınarak reddine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı ….. vekili dilekçesinde özetle; olayda her ne kadar, müvekkilinin asli ve tam kusurlu addedilse de kendisinin kullandığı araç ile halk otobüsünün arasından geçmeye çalışan davacının kusur durumunun göz ardı edildiğini, kaza sonrası, tarafların alınan ifadelerinde şikayet durumu olmadığından, müvekkilinin kaza tespit tutanağına itirazda bulunma ihtiyacı duymadığını, zira müvekkilinin kazadan sonra üzerine düşen tüm sorumlulukları yerine getirerek, davacı ve ailesini hastaneye kaldırdığını ve tüm ihtiyaçlarıyla da ilgilendiğini, davalının da müvekkili ile yaptığı haricen görüşmede kendi kusur durumunu da dile getirerek şikayetçi olmayacağını belirttiğini, müvekkilinin de bu duruma güvenerek herhangi bir itirazda bulunmadığını, ayrıca davacının açmış olduğu davadan müvekkilinin hiçbir şekilde haberdar olmadığı gibi, aleyhine açılan davaya karşı beyanda da bulunamadığını, müvekkilinin çocuğunun daha iyi bir okula giderek kaliteli eğitim alabilmesi adına, aslında fiili olarak ikamet etmediği adresi resmi adres olarak bildirdiğini, dosya kapsamına bakıldığında dava süresince tüm tebligatların mahalle muhtarına yapıldığını, bu sebeple müvekkilinin hiçbir şekilde davaya karşı cevaplarını dile getiremediği gibi esasa ilişkin ve bilirkişi raporuna karşı itirazlarını da belirtemediğini, görülmekte olan dosya hakkında hüküm verilip gerekçeli karar tebliğ edilince müvekkili aleyhine açılan davadan haberdar olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı …. Hesabı vekili dilekçesinde özetle; davacının sürekli maluliyetinin bulunduğu gerekçesi ile müvekkili kuruma başvuru yapmadığını, bu nedenle de başvuru konusu talebin bu aşamada değerlendirilmesinin mümkün olamadığını, davacı vekili tarafından müvekkil …. Hesabı’na gönderilen başvuru belgeleri arasında, mezkur yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmiş, kesin ve kalıcı maluliyet bulunduğunu gösterir bir sağlık kurulu raporu bulunmadığını bu hususun davacı vekiline yazılı olarak bildirildiğini ancak davacı tarafından eksiklik giderilmeksizin dava yoluna gidildiğini, davanın esasa girilmeksizin, dava şartı yokluğu nedeniyle usulen reddine karar verilmesi gerektiğini yazılı olarak bildirilmesine rağmen eksikliği tamamlamaksızın dava yoluna gidilmiş olmasında müvekkili kurumun kusuru bulunmadığından yargılama giderleri ile ferilere hükmedilmemesi gerektiğini, kusur raporuna ve maluliyet raporuna ilişkin itirazlarımız dikkate alınmayarak hesap raporu düzenlendiğin, zarar görenin kusurlu davranışı ile zararın ortaya çıkmasına veya artmasına sebebiyet vermesi halinde tazminat miktarının indirimine sebep olmasının temelinde dürüstlük kuralı bulunduğunu, müvekkili kurumun geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı zararından sorumlu olmadığını, bu nedenle, geçici iş göremezlik ve geçici bakıcı gideri ile ilgili olarak tazminata hükmedilmesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.

Dava: Trafik kazası nedeni ile maddi tazminat talebine ilişkindir.
HMK’nun 355. Maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafından olay tarihi olan 28/04/2018 tarihinde kullandığı …. sayılı motorsiklet ile davalı sürücü ….’ın sevk ve idaresindeki kaza anında ZMMS poliçesi bulunmayan …. plakalı aracın karıştığı kazada yaralandığı belirtilerek maddi tazminat talep edilmiştir.

2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davalı …. Hesabının 01 Kasım 2018 tarihli cevabi yazasında davacı …’ın 21/05/2018 tarihinde kurumlarına başvuruda bulunduğunun belirtildiği, madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin başvuru şartının yerine getirilmediğine ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.
Davalı tarafça hükme esas alınan kusur raporunun hatalı olduğu belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuş ise de, hükme esas alınan kusur raporunun aksi ispat oluncaya kadar geçerli kaza tespit tutanağı ve kazanın meydana geliş şekli ile uyumlu olduğu anlaşıldığından davalı tarafın istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Davalı ….tarafından Mahkemece yapılan tebligatlardan haberdar olmadığı çocuğunun daha iyi bir eğitim alabilmesi adına aslında fiili olarak ikamet etmediği adresi resmi adres olarak bildirdiği belirtilerek istinaf talebinde bulunmuş ise de, Mahkemece ilk olarak davalının bilinen adresine tebligat çıkartıldığı, TK 21. Maddesine göre yapılan tebligatların “… Mah. … Cad. No:.. İç Kapı No: … ……” adresine çıkartıldığı söz konusu adresin davalı tarafından ….tarihli emniyet ifadesinde bildirdiği adres olduğu, aynı zamanda davalı vekilince ibraz edilen ……tarihli ….. yevmiye sayılı vekaletnamede de davalı adresi olarak söz konusu adresin bildirildiği, dosya kapsamında mahkemece çıkartılan tebligatların Tebligat kanuna uygun olarak tanzim edildiği anlaşıldığından davalının istinaf itirazı yerinde görülmemiştir.

Davalı …. vekili tarafından davalının kusurunun durumunun göz ardı edildiği, davalı ….Hesabı vekili tarafından da müterafik kusur nedeni ile indirim yapılması gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.
818 sayılı Borçlar Kanunu’nun “tazminat miktarının tayini” başlıklı 43. maddesinde (6098 sayılı TBK 51. md); hakimin, tazminatın türü ve kapsamının derecesini, durum ve mevkiinin gereğine ve hatanın ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiş; “Tazminatın tenkisi” başlıklı 44. maddesinde (6098 sayılı TBK 52. md.) ise; zarar gören taraf, zarara razı olduğu veya kendisinin eylemi zararın doğmasına ya da zararın artmasına yardım ettiği ve zararı yapan kişinin durum ve mevkiini ağırlaştırdığı takdirde hakimin, zarar ve ziyan tutarını indirebileceği veya zarar ve ziyanı hüküm altına almaktan vazgeçebileceği açıklanmıştır.

Haksız fiile dayanan tazminat istemlerinde; haksız fiilin unsurlarından olan zarara ilişkin tüm tespitlerin doğru biçimde yapılması ile zarara etki eden tüm hususların dikkate alınması gerekir. Yukarıda anılan yasal düzenlemeler gereği, tazminatı belirleme konusunda tek yetkili olan mahkemece, zararı doğuran ya da ağırlaştıran durumların (müterafik kusurun) re’sen dikkate alınması zorunlu olduğundan, bu hususta bir itiraz olup olmadığına bakılmaksızın gerekli incelemelerin yapılması şarttır. (Yargıtay 17. H.D.nin 2020/200 E. 2020/7068 K.)

Mahkemece her ne kadar müterafik kusur indirimi talebinin davacının yaralanması dikkate alınarak reddine karar verilmiş ise de, somut olayda davacının binmiş olduğu aracın niteliği nazara alınarak gerekli koruyucu ekipmanları kullanmadığı ve bindiği aracın kapasitesine göre istiap haddini aşacak şekilde üç kişi motora binildiği bu itibarla Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik içdihatları uyarınca somut durumunun özelliklerine göre davacının maluliyetin artmasına sebebiyet vermesi halinde müterafik kusur indiriminin uygulanması gerekliliği belirtildiğinden mahkemece müterafik kusur indirimi uygulanmaksızın hüküm tesisi yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2015/10460 E. 2018/5519 K.) Hükme esas alınan bilirkişi raporunda belirtilen toplam tazminat miktarından davacının müterafik kusuru ile maluliyetinin artmasına sebebiyet vermesi nedeni ile % 20 oranında indirim yapılmak suretiyle davacının talep edebileceği tazminat miktarının hesaplanması gerektiği anlaşılmıştır.

Yukarıda izah edilen nedenlerle, davalılar vekillerinin istinaf itirazları yerinde görülmekle, anılan yanılgının giderilmesi için yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi uyarınca dosya üzerinde inceleme yapılarak, davalılar vekillerinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak TBK’nun 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, indirimden dolayı reddedilen kısım için yargılama giderleri yönünden taraflar arasında paylaştırmaya gidilemeyeceği de nazara alınarak (Yargıtay 17. H.D.nin 2019/3781 E. 2020/2098 K., Yargıtay 17. H.D.nin 2016/2975 E.2018/11904 K., Yargıtay 17. H.D. Nin 2016/287 E.2018/10887 K.) aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-)Davalı ….Hesabı vekili ile davalı …. vekilinin istinaf başvurularının KABULÜ ile;
Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/09/2019 tarih 2018/1176 esas 2019/832 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULMASINA,
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE,
1-)14.831,64 TL sürekli iş göremezlik, 1.923,48 TL geçici iş göremezlik tazminatının Davalı …. yönünden kaza tarihi olan 28/04/2018 tarihinden itibaren, Davalı …yönünden 01/06/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
2-)Alınması gereken 1.144,54 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 104,02 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.040,52 TL harcın davalılardan müştereken müteselsilen tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-)Davacının yaptığı ve karşıladığı harç dahil 2.755,52 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
4-)Karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T’ne göre hesaplanan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5-)TBK’nın 51. ve 52. maddelerinden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirimler nedeniyle, davanın kısmen reddedilmesi halinde, takdiri indirimden dolayı reddedilen kısım için davalı yararına vekalet ücreti ve yargılama gideri takdir edilemeyeceğinden bu yönde karar verilmesine yer olmadığına,
6-) Taraflar tarafından yatırılan kullanılmayan bakiye gider avansının yatıran tarafa iadesine,
İstinaf Yargılaması Yönünden ;
7-)Davalılar tarafından istinaf başvurusunda yatırılan, başvurma harcı dışında istinaf karar harçlarının talep halinde kendilerine iadesine,
8-)İstinaf aşamasında davalı ….. tarafından yapılan 121,30- TL başvurma harcı ve 42,40 TL posta gideri , 38-TL tebligat gideri olmak üzere toplam 201,7 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
9-)İstinaf aşamasında davalı …. tarafından yapılan 121,30 TL başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
10-)İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından ücreti vekalet takdirine yer olmadığına,
11-)Karar kesin olduğundan tebligatların ve harç tahsil/iade işlemlerinin ilk derece mahkemesince yapılmasına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK.362/1-a maddesi gereği kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip