Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2804 E. 2021/1755 K. 11.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2804
KARAR NO : 2021/1755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 27/09/2019
NUMARASI : 2018/559 Esas- 2019/1230 Karar
DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :

VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 11/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/12/2021

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2018/559 Esas ve 2019/1230 Karar sayılı kararı aleyhine davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkilinin, davalıya ait işletmedeki yangın söndürme tesisatının montajı ve bu montaja bağlı malzemelerin alım satımı sorumluluğunu üstlendiğini, müvekkilinin bu sorumluluktan doğan edimlerini yerine getirdiğini, ancak iş sahibi davalının ifa yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi ödemesi gereken hakediş bedelini de ödemediğini, alacağın tahsili için müvekkili tarafından davalı aleyhine takip başlatıldığını, davalının takibe haksız olarak itiraz ederek takibin durmasına yol açtığını beyan ederek davalının ….İcra Dairesi’nin ….Esas sayılı dosyasındaki takibe yaptığı itirazının iptalini, alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili aleyhine başlatılan takibe müvekkilinin süresi içerisinde itiraz ettiğini ve ilgili icra dairesi tarafından itirazın kabulü ile takibin durduğunu, davacının iddia ettiği gibi üzerine düşen edimleri yerine getirmediğinin sabit olduğunu, davacının sözleşmede belirtilen işlerin bir çoğunu yapmadığını, başladığı işlerin bir kısmını da yarım bıraktığını, davacının eksik ve ayıplı yaptığı işlerden dolayı müvekkilinin işletmesinin yasal kontrollerden geçemeyerek ruhsata aykırı bulunduğunu, bu süreç içerisinde davacı ile birçok kez görüşülerek eksik yapılan işlerin tamamlanması için ikaz edildiğini ancak davacının işleri tamamlamaktan imtina ettiğini, bunun üzerine ise davacı elinde bulundurduğu faturaya istinaden hem işini yapmadığını hem de yapmadığı işlerin bedelini müvekkinden tahsil etmek amacıyla takip başlattığını, bahsi geçen faturaya dair müvekkilinin herhangi bir hizmet ya da ürün almadığını da belirterek açılan davanın reddini savunmuştur.

İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulü ile, …. İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazın kısmen iptali ile 17.171,20 TL asıl alacak üzerinden takibin devamı, fazlaya ilişkin talebin reddi, İİK’nin 67. maddesi gereğince icra inkar tazminatı olarak 3.434,24 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde karar verilmiştir.

İstinaf başvuru talebinde bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; İtfaiye Daire Başkanlığı tarafından tanzim edilen tutanağın sözleşmeden önce olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, müvekkilinin, iş yerindeki eksikliklerin giderilerek mevzuata uygun hale getirilmesi ve ruhsat izin belgesinin alınması için yani yasal zorunluluğu yerine getirmek için davacı ile sözleşmenin akdedildiğini, yapılması gerekenin bilirkişi raporu aldırılmak suretiyle yapılan işin yasal mevzuata uygun olarak yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi gerektiğini, bu hususun sözleşmeye dercedilmemiş olmasının davacının asli görevini ortadan kaldırmayacağını, davacının işinin ehli bir kimse olduğunu, imalatın bu şekilde yapılmasının iş sahibi tarafından talep edilmiş olsa dahi yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlülüğünü yerine getirmiş ise yüklenicinin doğacak sonuçlardan kurtulamayacağını, davacının yaptığı eserin yangın ruhsatı alabilecek nitelikte olmadığını, bu haliyle müvekkilinin söz konusu eserden beklediği menfaatin ortadan kalktığını ve eserin kullanılmaz hale geldiğini, davacı ile söz konusu sözleşmenin imza altına alınmasının tek gayesinin usul ve esaslara, yönetmeliklere uygun zorunlu yangın tesisatının kullanılabilir halde kurulması olduğunu, bu hususun davacının da kabulünde bir durum olduğunu, davacının yapılacak işe karşılık bir bedel belirttiğini ve bu konuda taraflarca bir anlaşmaya varıldığını, nitekim yapılan esere yangın ruhsatının da alınamadığını, mahkemece meydana gelen eserin müvekkilince kullanılabilir olup olmadığı, fayda sağlanıp sağlanmayacağı, eserin mevzuata uygun olup olmadığı gibi hususların değerlendirilmediğini, müvekkili aleyhine icra inkar tazminatı olarak 3.434,24 TL’nin davacıya ödemesi yönünde karar verildiğini, bahsi geçen alacağın ihtilaflı olup likit bir alacak olmadığını beyan ederek açıklanan tüm nedenlerle de yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

Dava, taraflar arasında imzalanan eser sözleşmesi nedeniyle davacı yüklenicinin bakiye iş bedelinin tahsili için başlattığı icra takibine davalının itirazının iptaline ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi uyarınca istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; özellikle, taraflar arasında imzalanan sözleşme gereğince yapılması gereken işlerin davalı tarafa ayıpsız olarak teslim edilmesi nedeniyle eserin sözleşmeye uygun olduğu ve kabule engel bir kusurun bulunmadığının bilirkişi raporuyla tespit edilmesi ve davalı tarafın eseri ihtirazi kayıtsız teslim aldığı hususu da gözetildiğinde gerekçede tartışılıp bilirkişi raporuyla belirlenen bakiye iş bedeli yönünden davalının icra takibine itirazının kısmen iptali yönünde hüküm tesisi doğru bulunmuştur.

Ancak, mahkemece davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmiş ise de; davalı taraf işin eksik ve ayıplı olduğunu savunduğundan ve bakiye iş bedeli bilirkişi raporuyla belirlendiğinden alacak likit değildir. Bu nedenle, delillerin değerlendirilmesinde hataya düşülerek davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru olmadığından ilk derece mahkemesinin kararının bu nedenle kaldırılmasına ve HMK’nın 353/1-b,2 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek aşağıdaki şekilde yeniden esas hakkında hüküm kurulması gerekmiştir.

KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne ancak yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç görülmediğinden HMK’nın 353/1-b,2 maddesi gereğince düzelterek esas hakkında yeniden karar verilmek üzere Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/09/2019 tarih, 2018/559 Esas ve 2019/1230 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
Buna göre;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİYLE;
1-Davalının … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı takip dosyasını vaki İTİRAZIN KISMEN İPTALİ ile takibin 17.171,20 TL asıl alacak üzerinden takip talebinde belirtilen şartlar altında DEVAMINA,
2-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
3-Koşulları oluşmadığından davacı tarafın icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
4-Hüküm tarihinde alınması gereken 1.172,96 TL harçtan peşin alınan 300,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 872,66 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
5-Dava kısmen kabul edildiğinden davacı tarafın yaptığı 5,20 TL vekalet suret harcı, 258,20 TL davetiye ve posta gideri, 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 314,00 TL keşif harcı, 100,00 TL keşif taksi ücreti olmak üzere 1.927,40 TL yargılama giderinden davanın kabul oranı nazara alınarak 1.882,11 TL yargılama gideri ile davacı tarafın karşıladığı 35,90 TL başvurma harcı, 300,30 TL peşin alınan harç olmak üzere toplam 2.218,31 TL’nin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine, davacı tarafın fazladan yaptığı yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sırasında davalı tarafça yargılama gideri sarfedilmediğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Dava kısmen kabul edildiğinden kabul edilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 4.080,00 TL vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-Dava kısmen reddedildiğinden, reddedilen miktar üzerinden hüküm tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Kanunu ve Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre takdir ve hesaplanmış olan; 413,18 TL vekalet ücretinin de davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
9-İstinaf yargılaması nedeniyle davalı tarafından sarfedilen 23,50 TL posta ve tebligat masrafının davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
10-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının talep halinde davalıya iadesine,
11-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
12-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının karar kesinleştiğinde ilgili tarafa iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
… … … …