Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2559 E. 2021/1806 K. 19.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2559
KARAR NO : 2021/1806

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/09/2019
NUMARASI : 2017/1039 Esas- 2019/1086 Karar
DAVACI :

DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLLER İ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 19/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 06/12/2021

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/09/2019 tarih ve 2017/1039 esas ve 2019/1086 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/12/2012 tarihinde … plakalı aracın yaya olan müvekkillerinin murisi …’e çarpması neticesinden müvekkilinin murisinin vefat ettiğini, kazanın meydana gelmesinde ..plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kaza anında aracın davalı sigorta şirketi uhdesinde sigortalı olduğunu, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir müvekkili için şimdilik 100 TL olmak üzere toplam 200 TL destek tazminatının davalıdan alınarak davacılara verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava şartının yerine getirilmediğinden davanın usulden reddinin gerektiğini, davacının müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurduğunu, kusur durumunun ATK tarafından belirlenmesi ve öncelikle davacıların destekten yoksun kalıp kalmadığının tespit edilmesi gerektiğini, destek hesabından yeni genel şartlara göre hesap yapılması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.

Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile; davacı ….’e .. TL, davac….’e … TL olmak üzere toplam …destekten yoksun kalma tazminatının (20.07.2017) tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte (poliçe limiti ile sınırlı olarak) davalıdan tahsili ile davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, ceza mahkemesince yapılan yargılama sonunda sigortalısının kazanın oluşumunda bir kusuru bulunmadığından beraatine karar verildiğini, dolayısıyla davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğunu, hükme esas alınan tazminat raporunun hatalı olduğunu, müteveffanın diğer destekçileri olan annesi
…’ e ve dava dışı kızı …’ e pay ayrılmaksızın hesaplama yapıldığını beyanla eksikliklerin giderilmesi amacıyla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava, trafik kazası sonucu ölüm nedeniyle, ölenin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Davacılar tarafından davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı …. plakalı aracın, yaya olan murisleri …’e çarpması neticesinde murislerinin vefat ettiği belirtilerek destekten yoksun kalma tazminatı talep edilmiştir.
Davalı vekilince, kaza ilgili olarak sürücünün kusursuz olması nedeni ile beraatine karar verildiği, sanığın isnat edilen eylemi kesin olarak işlemediğine ilişkin beraat kararlarının bağlayıcı olması nedeni ile davanın reddi gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.

Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir sorumluluk sigortası türüdür. Bu sebepledir ki, sigorta şirketinin sorumluluğu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında ve poliçe limitiyle sınırlıdır. Zira, kanunun emredici hükmü gereği yaptırılan zorunlu trafik sigortalarında sigortacı, işletene düşen hukuki sorumluluğu teminat altına aldığına göre, ancak işletenin sorumlu olduğu oranda zarardan sorumlu olacaktır. İşletene hukuken yükletilemeyen zarardan, onun sorumluluğunu teminat altına alan sigortacının sorumlu tutulması da mümkün değildir.

6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 74. Maddesi (BK.’nun 53.maddesi) gereğince; hukuk hakimi, ceza mahkemesince belirlenmiş ve kesinleşmiş olan maddi olgu ile bağlı ise de; kusurun bulunup bulunmadığı ve oranına ilişkin ceza mahkemesi kararı ile bağlı olmadığı gibi, kusura ilişkin saptamaya dayanan beraat kararı ile de bağlı değildir. Kazaya ilişkin Kahramanmaraş 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2014/20 Esas 2014/84 Karar sayılı ilamı ile, davalıya sigortalı araç sürücüsünün kazada kusursuz olduğu kabul edilip, CMK’nun 223/2-c maddesi gereği, sürücü sanığın olayda taksirinin bulunmadığı gerekçesiyle beraatine karar verilmiş ve bu karar Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 2015/2868 E. 2015/18033 K. Sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiştir.
TBK’nun 74. maddesi gereği, ceza mahkemesinin kusur değerlendirmesinin hukuk hakimini bağlamayacağı; davalının ancak sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunması halinde ve sürücünün kusur oranıyla sınırlı olarak 3. kişilerin zararlarından sorumlu tutulabileceği göz önünde bulundurularak davalı tarafın ceza mahkemesi kararının hukuk hakimini bağlayacağına ilişkin istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 17. H.D.nin 2016/7076 E. 2019/3427 K. Yargıtay 17. H.D.nin 2015/12455 E.2018/6295 K.)
Davalı sigorta şirketi vekilince, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmaması nedeni ile davanın reddi gerektiği belirtilerek istinaf itirazında bulunulmuştur.

Davaya konu trafik kazası ile ilgili ceza dosyasında Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinden aldırılan 16/09/2013 tarihli rapor içeriğinde “kaza mahallinin meskun mahal dışı olduğu, sürücünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğu yaya muris ….’in asli ve tam kusurlu olduğu” belirtilmiş, mahkemece trafik bilirkişisinden aldırılan 10/01/2018 tarihli rapor içeriğinde ise “yayanın 6/8 oranında dava dışı sürücünün 2/8 oranında kusurlu olduğu” belirtilmiş, mahkemece İTÜ’den aldırılan rapor içeriğinde “olay yerinin meskun mahal olup sürücünün % 25 oranında davacılarının murisinin ise % 75 oranında kusurlu olduğu” belirtilmiş ve mahkemece söz konusu rapor hükme esas alınarak hüküm tesis edilmiştir.
Dosya içerisinde mevcut kusur raporları ile ceza dosyası içerisinde bulunan ATK raporu arasında kusur dağılımı ve kaza mahallinin meskun mahal olup olmadığı hususunda açıkça çelişki bulunması nazara alınarak, öncelikle mahkemece kaza tarihi itibari ile kazanın meydana geldiği yerin meskun mahal olup olmadığının yerleşim yerlerine olan mesafenin tespiti ile sonrasında Karayolları Genel Müdürlüğü Trafik Fen Heyetinden seçilecek uzman bilirkişilerden oluşacak heyetten dosyadaki tüm deliller, olayın meydana geliş şekli değerlendirilerek raporlar arasındaki çelişki de giderilmek suretiyle tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için gerekçeli ve denetime elverişli biçimde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.

Kabule göre de: Hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, dosya içerisinde mevcut nüfus kayıt örneğine göre davacıların murisinin …D.lu kaza tarihinde 18 yaşından küçük sağ olan kızı … dikkate alınmaksızın hesaplama yapıldığı anlaşıldığından murisin nüfus kaydı nazara alınarak Yerleşik Yargıtay içtihatları uyarınca destek payı oranı belirlenmesi gerekirken murisin eşi, kızı İlayda ve sağ olan annesi gözetilerek düzenlenen rapora itibar edilerek hüküm tesisi yerinde görülmemiştir.

Evrak kapsamına göre davacı ….’in … D.lu olup ilk derece mahkemesinin karar tarihi itibari ile 18 yaşını doldurduğu anlaşıldığından davacı vekiline, davacı asil tarafından asaleten verilen vekaletname olup olmadığının araştırılarak mevcut ise dosya içerisine alınması, şayet mevcut değil ise müteakip işlemlerin davacı asil huzuruyla yapılması gerekirken davacı velisi … tarafından velayeten verilen vekaletname uyarınca işlem yapılması yerinde görülmemiştir.

Yukarıda açıklanan nedenlerle, sair hususlar incelenmeksizin HMK’nın 353/1-a,6 maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması ve Dairemiz kararına uygun şekilde, kazanılmış haklarda dikkate alınarak davanın yeniden görülerek eksikliklerin giderilmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
Karar : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/09/2019 tarih 2017/1039 Esas 2019/1086 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,6 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
2-Davalıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
3-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Davalı … tarafından tehiri icra talebi kapsamında … İcra Dairesinin ….Esas sayılı icra dosyasına mehil vesikası için ibraz edilen .. tarihli ve … numaralı…. TL tutarlı teminat mektubunun yatırana İADESİNE,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.
Başkan Üye Üye Katip