Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2441 E. 2021/1652 K. 01.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2441
KARAR NO : 2021/1652

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/06/2019
NUMARASI : 2017/1054 Esas- 2019/703 Karar
DAVACI :

VEKİLİ :

DAVALI :
VEKİLİ :

DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 02/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 02/11/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/06/2019 tarih ve 2017/1054 esas ve 2019/703 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 29/06/2017 tarihinde ….. plakalı motosiklet ile plakası tespit edilemeyen arkadan gelen bir sürücünün müvekkilinin olduğu motosiklete çarpması neticesinde trafik kazasının meydana geldiğini kazada müvekkilinin ciddi şekilde yaralandığını, müvekkilinin halen yatalak vaziyette olduğunu, kazada plakası tespit edilemeyen araç sürücüsünün asli ve tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin zarara uğradığını, müvekkilinin zararının karşılanması için şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sigorta şirketine başvurunun dava şartı olduğunu ve müvekkili şirkete herhangi bir başvurunun yapılmadığını davanın usulden reddi gerektiğini, Müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğunun bulunduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda; Davanın kabulü ile 30.249,94 TL sürekli iş göremezlik maddi tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı vekili dilekçesinde özetle; Gaziantep 2.Asliye Ticaret Mahkemesi nezdinde yargılaması yapılan tazminat davasının karara çıkmış olup mahkemenin davanın kabulüne dair vermiş olduğu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacı tarafın başvuru şartını yerine getirmediğini, müvekkili kurumun yazılı başvuruya cevap vermemesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, eksik belgeleri giderilmesini talep ettiğini, dava konusu trafik kazasına sebebiyet veren aracın davacı tarafından ispatının gerektiğini, davacının trafik kazası esnasında sevk ve idaresindeki motosiklette gerekli önlemlerini almadan seyahat etmiş olması nedeniyle müterafik kusurlu olduğunu, bu nedenlerle tehir-i icra kararlarını kabul edilerek kararın reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Haksız fiil sorumluluğunun kabul edilebilmesi için, hukuka aykırı bir fiil olması, failin kusurlu olması, hukuka aykırı fiilden bir zarar meydana gelmiş olması ve zarar ile zarara sebebiyet veren fiil arasında uygun illiyet bağının bulunması şeklinde dört koşulun olması gerekir.
Öncelikle, 2918 sayılı KTK.nın 97.maddesi “Zarar görenin, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerekir. Sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar gören dava açabilir veya 5684 sayılı Kanun çerçevesinde tahkime başvurabilir…” hükmünü amirdir. Davacının söz konusu hüküm kapsamında davalı kuruma başvurduğu, kaldı ki madde metninde başvuru sırasında hangi belgelerin sunulacağına ilişkin hüküm de bulunmadığı sabit olduğundan davalı vekilinin gerekli belgelerle başvurulmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiğine ilişkin istinaf itirazları kabul edilmemiştir.
Ayrıca, 6098 sayılı Borçlar Kanun’un, “Tazminatın belirlenmesi” üst başlıklı 51/1 maddesi ile (818 sayılı Borçlar Kanununun 43.maddesi); Hâkimin, tazminatın kapsamını ve ödenme biçimini, durumun gereğini ve özellikle kusurun ağırlığını göz önüne alarak belirleyeceği hükme bağlanmıştır. Zararın meydana gelmesinde veya artmasında zarar görenin de kusurunun bulunması halinde söz konusu olan müterafik kusur 6098 sayılı Borçlar Kanun’un 52. maddesinde (818 sayılı Borçlar Kanununun 44.maddesi) düzenlenmiştir. Buna göre zarara uğrayan, zarar doğuran eyleme razı olmuş veya kendisinin sebep olduğu hal ve şartlar zararın meydana gelmesine etki yapmış veya tazminat ödevlisinin durumunu diğer bir surette ağırlaştırmış ise, hakim tazminat miktarını hafifletebilir. Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilmelidir.
Bu itibarla, dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, usuli işlemlerin kanuna uygun şekilde yapılarak, aşamalarda ileri sürülen iddia ve cevapların denetimi sağlayacak biçimde eksiksiz sergilenip, hükme esas alınan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve özellikle, maluliyet raporunun kaza tarihinde geçerli yönetmelik hükümlerine göre hazırlanıp usule uygun olmasına, 05/03/2018 tarihli bilirkişi raporunun mahkemece hükme esas alınmasında bir isabetsizlik bulunmamasına, yerel mahkeme gerekçesinde açıklandığı üzere; “davacının yaralanmasının hasta epikriz formunda “ayak bileği kırıklı çıkıklı “şeklinde belirtildiği, davalının yaralanmasının niteliği dikkate alındığında davalı tarafın, kasksız olduğu yönündeki iddiası ile davalının yaralanması arasında illiyet bağına yönelik delil bulunmadığı kanaatine varılmakla davacı için hesaplanan tazminattan müterafik kusur indirimi yapılmamış” olmasının usul ve yasaya uygun olmasına göre, istinaf itirazları yerinde görülmemiş ve başvurunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.066,37 TL istinaf karar harcından peşin alınan 516,59 TL nin mahsubu ile bakiye 1.549,78 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilgilisi üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 02/11/2021

Başkan Üye Üye Katip