Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2198 E. 2021/1419 K. 30.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2198 – 2021/1419
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2198
KARAR NO : 2021/1419

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : …….
ÜYE : ………
ÜYE : …….
KATİP : ……
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/05/2019
NUMARASI : 2017/490 Esas- 2019/664 Karar
DAVACI : …….
VEKİLLERİ : Av. ……….
………
Av. ……
……..
Av. ……
……….
DAVALI : ………
VEKİLİ : ……
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 30/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/10/2021

Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2017/490 esas ve 2019/664 karar sayılı kararı aleyhine davacı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/12/2016 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaya olan müvekkilinin yaralandığını, tedavi gördüğünü, oluşan kazada müvekkilinin bir kusurunun bulunmadığını, karşı tarafın kusurlu olduğunu, kusurlu aracın kaza tarihinde davalı sigorta şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu belirterek şimdilik 50 TL geçici, 50 TL sürekli iş gücü kaybı olmak üzere toplam 100,00 TL’nin davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili sigorta şirketi bünyesinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının kusur oranında sorumluluğu olduğunu, ilgili yerlerden gerekli raporların alınması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacının sürekli maluliyete ilişkin açmış olduğu maddi tazminat davasının reddine davacının geçici maluliyetten kaynaklı olarak uğramış olduğu zararın tazminine ilişkin olarak açmış olduğu maddi tazminat talebinin taleple bağlı kalınarak kabulü ile 50,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davacı vekili dilekçesinde özetle; yaptıkları itirazların değerlendirilmediğini, yargılama neticesinde alınan raporun, yönetmeliğinin kapsamı incelendiğinde Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilerek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmeliğinin Yargıtayın efor gücü kaybı vasıflandırması ile uzaktan yakından bir ilgisinin olmadığı, geçici ve sürekli iş gücü kaybı oranının tespit edilemeyeceğinin açık olduğu, raporu kabul etmediklerini aksinin düşünülmesi halinde de müvekkilinin sol kruris tibia çift kırığı olduğunu operasyon geçirdiğini ZMMS genel şartlarına uygun olan yönetmelik tablosuna göre oran tayin edilmemesinin hakkaniyete ve sorumluluk hukukuna uygun olmadığını, raporun Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik çerçevesinde alınması gerektiğini, 26.12.2017 tarihli Adli Tıp raporunu kabul etmediklerini beyanla kararın kaldırılmasını istemiştir.
Dava; trafik kazası nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Davacı tarafça 28/12/2016 tarihinde dava dışı sürücü ……’in sevk ve idaresindeki davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı ……plakalı aracın kendisine çarpması neticesinde yaralandığı belirtilerek geçici ve sürekli maluliyeti nedeni ile tazminat talep edilmiştir.
Dosyanın incelenmesinde: Mahkemece 11/04/2018 tarihli duruşmada ” Davacı vekilinin önceki celsede mazeret dilekçesi vermiş olduğu dolayısı ile mevcut mazeret dilekçesinin duruşmayı uzatmaya yönelik olduğu kabul olunarak reddine, taraflarca takip edilmeyen iş bu dosyanın HMK 150/4 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş” ve yine mahkemece 12/02/2019 tarihli duruşmada “Davacı vekilinin birden fazla mazeret dilekçesi ibraz etmiş olduğu anlaşıldığından bu yönü ile mazeretin reddine, taraflarca takip edilmeyen iş bu dosyanın HMK 150/4 maddesi gereğince yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verilmiş” ve davacı vekilince yenileme dilekçesi ibraz edilmesi üzerine 22/03/2019 tarihli yenileme tensip tutanağı uyarınca dosyanın işleme alınarak taraflara duruşma gününü bildirir tebligatın gönderildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun 4/2 maddesinde “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir.” şeklinde düzenlenme mevcut iken, 28/02/2018 tarihli 7101 sayılı yasa ile yapılan değişklik sonucu madde “Ticari davalarda da deliller ile bunların sunulması 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine tabidir; miktar veya değeri yüz bin Türk lirasını geçmeyen ticari davalarda basit yargılama usulü uygulanır.” şeklinde değiştirilmiş ve bu değişiklik 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 320. Maddesi ile basit yargılama usulüne tabi davalarda özel bir düzenlemeye yer verilmiştir. Anılan madde hükmüne göre; “…(4) Basit yargılama usulüne tabi davalarda, işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya, yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılır.” denilmek suretiyle, basit yargılama usulü uygulanan davalarda, davanın birden fazla takipsiz bırakılamayacağı hususu belirtilmiştir.
TTK’nın 4. maddesinde yapılan ve 15.03.2018 tarihinde yürürlüğe giren bu değişiklik ile yazılı miktarın altında kalan ticari davalarda basit yargılama usulünün uygulanacağı belirtilmektedir. Usul hukuku alanında geçerli olan temel ilke, yargılamaya ilişkin kanun hükümlerinin derhal yürürlüğe girmesidir. Bu ilkenin benimsenmesinin nedeni ise, usul hükümlerinin kamu düzeni ile yakından ilgili olmasıdır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, 15/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 28/02/2018 tarihli 7101 sayılı yasa ile değişik 6102 sayılı TTK’nun 4/2 maddesi uyarınca, mahkemece söz konusu yasanın yürürlük tarihinden sonra iki kez dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olması nedeni ile, mahkemece usul hükümleri ve HMK nın 150. Maddesi uyarınca öncelikle değerlendirme yapılması ve sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken davanın esasına ilişkin karar verilmesi yerinde görülmemiştir.
Bu itibarla mahkemece öncelikle usul hükümlerince değerlendirilme yapılması gerektiğinden davacı vekilinin istinaf itirazının kabulü ile, sair hususlar bu aşamada incelenmeksizin 353/1-a-4 maddeleri gereğince mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın belirtilen eksiklikler giderilerek yeniden görülmesi için dosyanın ilgili mahkemeye geri gönderilmesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ İLE;
Gaziantep 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/05/2019 tarih ve 2017/490 esas ve 2019/664 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a,4 maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın davanın yeniden görülmesi için MAHALLİNE İADESİNE,
3-Davacıdan tahsil edilen istinaf karar harcının istek halinde yatıran tarafa iadesine,
4-İstinaf yargılama giderinin ilk derece mahkemesince yapılacak yargılama neticesinde verilecek kararla birlikte değerlendirilmesine,
5-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 353/1-a maddesi gereğince KESİN olarak oybirliğiyle karar verildi.

Başkan Üye Üye Katip
……………………………………………………………….

……