Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2019/2035 E. 2021/1243 K. 15.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 17. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ

ESAS NO : 2019/2035
KARAR NO : 2021/1243

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/05/2019
NUMARASI : 2017/1330 Esas- 2019/698 Karar
DAVACILAR : 1-..
2-… – …
3-… – … –
VEKİLİ : Av. …
DAVACI :…
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVALI : … –
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 15/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 15/09/2021

Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 06/05/2019 tarih ve 2017/1330 esas ve 2019/698 karar sayılı kararı aleyhine davalı vekili istinaf başvurusunda bulunduğundan dosyanın yapılan incelemesi sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ;
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 03/09/2017 günü saat 17:20 sıralarında davalı şirket tarafından sigortalanan …. plakalı aracın Gaziantep ili Havaalanı yolu caddesi istikametinden gelip 100 nolu cadde üzerinden seyri sırasında 34 nolu sokak kavşağına geldiğinde, ön kısımları ile 100 nolu cadde karşı yön bölümü Taşlıca istikametinden gelen müteveffa ….nun sevk ve idaresindeki …. plaka sayılı motorsikletin iç kısmına çarpması neticesinde davacıların eşi/anne babaları olan ….’nun vefat ettiğini, bu nedenle müteveffanın anne babası ve eşinin onun desteğinden mahrum kaldıklarını, müvekkillerinin uğramış olduğu destek zararının tazmini için davalı şirkete başvuruda bulunduklarını ancak başvurularına olumlu bir yanıt alamadıklarını belirterek müteveffanın eşi davacı…. için 100.000,00 TL, annesi …. için 10.000,00 TL, babası …. için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL destekten yoksun tazminatının davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından müvekkili şirkete usulüne uygun şekilde başvuru yapılmadığını, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, davacı tarafın meydana gelen kazada kusur oranının ve zararının ispat edilmesini, müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, destek zararının hesaplanmasında TRH 2010 yaşam tablosu kullanılmasını, davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonunda, davanın kabulü ile, 173.154,67 TL davacı … için, 22.027,51 TL davacı … için, 100,88 TL davacı … için, 100,88 TL davacı … için, 100,88 TL davacı …. için, 33,63 TL davacı … için, 33,63 TL davacı …için, 33,63 TL davacı …. için olmak üzere toplam 195.585,71 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihi olan 27/10/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine, karar verilmiştir.
İstinaf kanun yoluna başvuran davalı … vekili dilekçesinde özetle; mahkemece müterafik kusur indiriminin yapılmadığını, destek tazminatından mirasçıların faydalanamayacağını, bir davada iki kez ıslah yapılamayacağından bahisle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle tazminat talebine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. maddesi gereğince, istinaf sebepleri ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda;
Usul hukukumuzda ıslah ve bedel artırma müesseseleri farklı düzenlenmiştir. Belirsiz alacak davası açıldıktan sonra yargılamanın ilerleyen aşamalarında karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu baştan belirsiz olan alacak belirli hale gelmiş ise davacı herhangi bir sınırlama ve yasağa tabi olmadan yeni miktar üzerinden yargılamaya devam edilmesini isteyebilecek, 107/2. maddeye göre alacağını bir kez arttırıp 176. maddeye göre de bir kez de ıslah hakkı kullanabilecektir. Davacının şüphesiz alacağın belirli hale gelmesini müteakip ortaya çıkan yeni talep eksik belirtilmiş ise bundan sonra yeni bir artırma isteği iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşacaktır. Çünkü bu halde belirsizlik değil davacının kendi ihmalinden kaynaklanan bir durum söz konusudur. (Yargıtay 17.HD, 2014/424 E-2016/207K.) Aynı yönde öğretide de davacının ikinci bedel artırım dilekçesinin iddianın genişletilmesi yasağı ile karşılaşması halinde dahi yeni alınacak raporda tazminat miktarının fazla çıkması durumunda henüz kullanmadığı ıslah hakkını kullanma olanağı bulunduğu gibi saklı tuttuğu fazlaya ilişkin hakları bakımından ek dava açma imkanının da bulunduğu ileri sürülmektedir. Sonuç olarak, davacı vekilinin ibraz ettiği 10/04/2018 tarihli dilekçesi, bedel artırım, 08/03/2019 tarihli dilekçesi ise, ıslah dilekçesi niteliğindedir. Bu nedenle istinaf itirazının reddi gerekir.
Destekten yoksun kalma tazminatı 818 sayılı Borçlar Kanununun 45/II.maddesinde düzenlenmiş olup, “Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir” şeklinde hükme bağlanmıştır. Bu maddede, haksız fiilin doğrudan doğruya muhatabı olmayan, ancak bu haksız fil nedeniyle ortaya çıkan ölüm olayından zarar gören ya da ileride zarar görmesi güçlü olasılık içinde bulunan kimselere tazminat hakkı tanınmıştır. Yasa metninden de anlaşıldığı üzere; destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan yardımdır. Bu tazminatın amacı, ölüm olayı olmasaydı ölenin yardımda bulunduğu kimselere yardımda bulunmaya devam edeceğinin düşünülmesi ve ölüm olayının bu süreci kesmesi sonucu destekten yararlanan kimselerin uğradıkları zararın peşin ve toptan şekilde tazmin edilmesi, bu kimselerin ölüm olayından önceki durumlarına kavuşturulmasıdır. Eş söyleyişle amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Şu hale göre; “destek” sayılabilmek için, yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterlidir. Destek kavramının dayanağı hukuksal bir ilişki değil eylemli bir durum olduğundan, akrabalığa ve yasanın nafaka ile miras ilişkisi hakkındaki hükümlerine dayanmaz. Nitekim, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı kararının gerekçesinde; “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp, ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının, desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu” vurgulanmıştır. Yine, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.04.1982 gün, 1979/4-1528 E., 412 K. sayılı kararında; “BK.nun 45.maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. 0 halde destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür” ilkesi benimsenmiştir. 0 halde, destekten yoksun kalma tazminatı ölüm ile ortaya çıkmasına rağmen, miras bırakanın şahsından doğan ve mirasçılara geçen bir hak değil, doğrudan bu kimselerin kendisinden doğan bağımsız bir haktır. Diğer bir ifadeyle, destekten yoksun kalma tazminatı niteliği itibariyle; üçüncü kişilere, desteğin gelir ve yardımından yoksun kalmaları nedeniyle tanınmış, bağımsız bir hak olup, mirasçılık sıfatı ve miras hukuku ile ilgisi yoktur. Çünkü bu hak, mirasçılık sıfatından değil, eylemli olarak destek olanın ölümü nedeniyle, onun gelir ve yardımından yoksun kalma ya da farazi destek olma olgusundan kaynaklanmaktadır (YHGK. 25.05.1984 gün, E: 1982/9-301, K:1984/619) Bu itibarla, Borçlar Kanununun 45/II.maddesinde desteğin yardımından yoksun kalan “diğer kimseler” tabirinden, ölenle aralarında yakın ilişki bulunan anası, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, hatta evlilik dışı birlikte yaşadığı kimsenin anlaşılması gerektiği; miras hukuku ile ilgili olmadığı için de, mirasçı olmak veya ölen yönünden nafaka borçlusu bulunmak zorunluluğunun bulunmadığı her türlü duraksamadan uzaktır (Turgut Uygur, Açıklamalı Içtihatlı Borçlar Kanunu Sorumluluk ve Tazminat Hukuku, Ankara 2003, 2.Cilt, s:2062). Bu haliyle Maddenin ikinci fıkrasında, destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecek kimseler yönünden her hangi bir sınırlama yapılmadığı ve müteveffanın yardımından mahrum kalma esasının kabul edildiği kuşkusuzdur. (YARGITAY Hukuk Genel Kurulu ESAS NO: 2007/4-222 KARAR NO : 2007/222)
Eldeki davada, davacı anne, … 05/12/2017 tarihinde vefat etmiş olup, ölüm tarihine kadar hak etmiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanmıştır. Bu nedenle, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi ek hesap raporu, oluşa, dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli olup, istinaf itirazının reddi gerekir.
Bu itibarla dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, özellikle, müteveffanın “genel beden travmasına bağlı” ölüm sebebine göre, müterafik kusur indirimin yasal şartlarının oluşmamasına göre, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1. maddesine göre esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b,1 maddesi uyarınca esastan reddine,
2-Alınması gereken 13.360,46 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.341,00 TL’ nin mahsubu ile bakiye 10.019,46 TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-Duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Gider avansından harcanmayan kısmın talep halinde ilgilisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca miktar itibariyle kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 15/09/2021

Başkan Üye Üye Katip
… … … …