Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/814 E. 2022/2038 K. 15.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 13. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2021/814
KARAR NO : 2022/2038
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/10/2020
NUMARASI : 2020/30 – 2020/733
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … -…-…
VEKİLİ : Av. …
KARAR TARİHİ : 15/12/2022

Davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile perde satışı konusunda anlaştıklarını, satışa konu malların davalının oğluna teslim edildiğini; ancak davalının faturadan kaynaklanan borcu ödememesi sebebi ile davalıdan olan alacağının tahsili için …….İcra Dairesine ……. E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalıların takip konusu asıl alacağın en az %20’si oranında inkar tazminatı ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin tek taraflı düzenlenen faturalardaki bedeli ödemesini gerektirir bir beyanı veya imzasının olmadığını, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcunun bulunmadığını tüm bu nedenlerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece 04/10/2019 tarihli karar ile yetkili icra dairesinde takip başlatılmadığından davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dairemizce 10/01/2020 tarih 2019/3553 E, 2020/18 K. sayılı karar ile ”Davalı hakkında başlatılan icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile hukuki ilişkiyi inkar etmek suretiyle borca, yetkiye, imzaya itiraz etmiştir. Ne varki dava dosyasına sunmuş olduğu 30.05.2019 havale tarihli beyan dilekçesinin içeriğinden davalı tarafın hukuki ilişkiyi zımnen kabul ettiği açıkça anlaşılmaktadır. İİK’nın 50/1. maddesinde HMK’nın yetkiye dair hükümlerinin kıyas yoluyla tatbik olunacağı düzenlenmiş olup HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, icra takibine konu edilen perde alım satım sözleşmesinin bedeli bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim yeri icra dairesi de yetkilidir. Davacının adresi Gaziantep olduğuna göre borcun ifa edileceği yer itibariyle yetkili icra dairesinde takip yapılmış bulunmaktadır. Bu nedenle mahkemece işin esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, usul ve yasaya uygun olmayan mahkeme kararının kaldırılması ile yargılamaya devam edilmek üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesi,” gerekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı sonrasında mahkemece yapılan yargılama neticesinde, ” Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk dairesinin 2019/3553 dosya no 2020/18 karar nolu ilamı ile “Davalı hakkında başlatılan icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile hukuki ilişkiyi inkar etmek suretiyle borca, yetkiye, imzaya itiraz etmiştir. Ne varki dava dosyasına sunmuş olduğu 30.05.2019 havale tarihli beyan dilekçesinin içeriğinden davalı tarafın hukuki ilişkiyi zımnen kabul ettiği açıkça anlaşılmaktadır. ” diyerek taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu istinaf mahkemesi kararı ile belirlendiğinden ilk derece mahkemesinin herhangi bir direnme hakkı bulunmadığından istinaf mahkemesinin belirlemesine uyularak taraflar arasında sözleşmenin kurulduğu istinaf mahkemesi değerlendirmesi ile bağlı kalınarak mahkememizce kabul edilmiştir. Bu halde borcun ödendiğinin ispat yükü davalı borçlu da olup dava dilekçesi, icra takibi ve tüm aşamalarda borcun ödendiğine dair herhangi bir savunma görülmemiştir. Bu nedenle ticari defter incelemesi yapılmamış, davalı taraf yemin deliline dayanmadığından (kaldı ki borcun ödendiği savunması da yapılmadığı göz önünde bulundurularak) yemin delili hususunda hatırlatılma yapılmamıştır. Alacaklının temerrüd faizi isteyebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi gerektiği kabul edildiğinde, temerrüd ihtarının bulunmadığı anlaşılmakla icra takibindeki temerrüd faizi talebi haksızdır. Bu yönüyle davanın kısmen kabulü gerekmiştir. Bu halde ispatlanan davanın kısmen kabulü ile alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmetmek gerekmiş” gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, davacı tarafından yapılan …..İcra Dairesi’ne ……esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin asıl alacak olan …….TL asıl alacak olmak üzere toplam ……. TL yönünden devamına, iş bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık 9,00 ve değişen oranlarda yasal faizin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine alacak miktarının %20’si olan……. TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf başvurusunda bulunan davalı vekili dilekçesinde özetle; mahkemenin usul ve yasaya uygun şekilde davanın yetkisizlik nedeniyle reddine karar verdiğini, yapılan yargılama neticesinde verilen usul ve yasaya uygun Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1273 Esas ve 2019/1017 Karar sayılı kararın, davacı tarafından “davalının her ne kadar fatura irsaliyesindeki imzaya itiraz etse de, imza davalının oğlu olan ……..’a ait olduğunu, söz konusu davada kullanılan kaşenin davalıya ait olduğunu, davalının imzaya, yetkiye itiraz ederken söz konusu kaşenin kendilerine ait olmadığını belirtmediğini, Yargıtay kararı ışığında değerlendirildiğinde söz konusu akdi ilişkinin kurulduğu kanaatinde olduklarını, bu nedenlerle yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini” talep ederek istinaf edildiğini ve davacı tarafın istinaf dilekçesinde de davalının borcu kabul etmediğini, borçlunun davalının oğlu olduğunu, davalının adına düzenlenmiş varsa kaşenin rızası dışında kullanıldığını davacının da açıkça beyan etmesine rağmen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin Dosya No: 2019/3553 Karar No: 2020/18 sayılı kararı ile hukuka aykırı olarak borçlu olmayan davalının ikameti olmayan yetkisiz yerde açılan davada verilen usul ve yasaya uygun Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/1273 Esas ve 2019/1017 Karar sayılı kararının kaldırılmasına ve dosyanın, mahkemece yargılamaya devam edilmek üzere mahalli mahkemesine gönderilmesine karar verdiğini, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/30 Esas sayılı dava dosyası ile yargılamaya devam edildiğini, mahkeme usul ve yasaya aykırı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin Dosya No: 2019/3553 Karar No: 2020/18 sayılı kararına bağlı kaldığını belirterek davacının davasının kabulüne karar verdiğini, davayı kabul ederken bile yerel mahkeme hakimin bizatihi vekil olarak taraflarına, yerel mahkeme kararında sizin dava dosyasına 30.05.2019 tarihli beyan dilekçesinin içeriğinde hukuki ilişkinin içeriğini kabul ettiğinizden bahisle önceki mahkeme kararınıda kaldırdığını, bu nedenle davayı kabul ettiklerini ancak davalı olarak yargılamanın hiçbir aşamasında borcu ve ticari ilişkiyi, kabul etmedikleri için verdikleri karar istinafta kesin bozulur beyanı dikkatlerinden kaçmadığını, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin Dosya No: 2019/3553 Karar No: 2020/18 sayılı kararında sehven, davacı tarafından iddia edilen aynı alacak nedeniyle davalının oğluna karşı ……… icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında davalının oğlunun borcunu kabul ettiğini ve aynı alacağa dayalı olarak müvekkile karşı açılan … İcra Dairesine … E. sayılı dosya icra takibi dosyasına haklı olarak itiraz ettiklerine dair beyanın yanlış anlaşıldığını, davalının oğlunun kendisine karşı açılan takipte borcu kabul etmesinin, davalıya karşı açılan takipte müvekkilinin borcu kabul ettiği anlamına gelmediğini, oysaki Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesinin Dosya No: 2019/3553 Karar No: 2020/18 sayılı kararında sehven “Davalı hakkında başlatılan icra takip dosyasına sunmuş olduğu itiraz dilekçesi ile hukuki ilişkiyi inkar etmek suretiyle borca, yetkiye, imzaya itiraz etmiştir. Ne varki dava dosyasına sunmuş olduğu 30.05.2019 havale tarihli beyan dilekçesinin içeriğinden davalı tarafın hukuki ilişkiyi zımnen kabul ettiği açıkça anlaşılmaktadır.” şeklinde hükme esas değerlendirmede bulunduğunu, oysaki kendilerinin beyan dilekçelerinde iki farklı icra takibinden ve iki farklı borçludan bahsettiklerini, İstinaf mahkemesinin sehven aleyhlerine karar verdiğini, aleyhlerine olan hukuka aykırı karar neticesinde yerel mahkemede hukuka aykırı karar verildiğini, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/30 Esas ve 2020/733 sayılı kararına karşı istinaf taleplerinin kabulü gerektiğini, davacı haksız icra takibi açmakla haksız olduğu gibi müvekkilimi temerrüde düşürmeden ve temerrüt ihtarında bulunmadan icra takibindeki temerrüd faizi talebinin de haksız olduğunu, bu yönüyle yerel mahkeme tanık dinletme taleplerini dikkate almadan gerekçesinde davanın kısmen kabulü gerektiğini belirtmesine rağmen ve davanın kısmen kabulü ile alacak likit olduğu iddiasıyla icra inkar tazminatına hükmettiğini lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesinin de hükmün kaldırılması sebebi olduğunu, mahkeme kararının tüm yönleriyle hukuka aykırı olduğunu, …… İcra Müdürlüğünün ……..Esas sayılı icra takip dosyasındaki borcun davalıya ait bir borç olmadığını, müvekkili süresi içerisinde borca, imzaya ve yetkiye itiraz ettiğini, söz konusu borçla müvekkilimin bir ilgisi olmadığından haklı yapılan itirazın iptaline yönelik davanın reddi gerektiğini, davalı müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ve para borcuna ilişkin işlem söz konusu olmadığını, davacı, davalı hakkında her ne kadar mahkemeyi yanıltmak amacıyla sanki davalı müvekkili ile davacı arasında herhangi bir sözleşme ve para borcuna ilişkin işlem varmış gibi yetki hususunda beyanda bulunmuş ise de müvekkili açısından arada herhangi bir satış ve sözleşmenin olmadığı durumlarda alacak ve icra takipleri davalının ikameti olan yerde açılması gerektiğini, yetkili icra dairesi ve yetkili mahkeme ……. İcra Dairesi ve Besni Mahkemeleri olduğunu, davalının dava dilekçesi ve davalının haksızlığını ortaya koyduğunu, davalı vekili asıl borçlu olan …… hakkında icra takibi açtığını ve ……… icra müdürlüğünün …….. Esas sayılı ödeme emri ile icra takibi başlattığını ve usulüne uygun tebligattan sonra …….’ın itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiği yani aynı nedene dayalı olarak derdest bir icra dosyası var iken ve gerçek borçlu borca itiraz etmemiş iken müvekkilim aleyhine ……. İcra Müdürlüğü’nün ……… E. Sayılı dosyası ile başlatılan örnek 7 Ödeme emrinin 14.08.2018 tarihinde tebliğ ettirmesi hukuka aykırı olduğunu, davacının aynı alacağa ilişkin olarak 2 farklı icra takibi açması iyi niyet kuralları ile bağdaşamayacağını, davacının derdest bir icra dosyası var iken ve bu icra takibi kesinleşmesine rağmen, borçlu olmayan müvekkilim hakkında yeni bir icra takibi açtıktan sonra müvekkilinin haklı itirazı üzerine müvekkili hakkında itirazın iptali davası açması hukuka uygun olmadığını, davanın reddi gerekirken davanın kabulünün hukuka aykırı olduğunu, müvekkilini borçlandırmak maksadı ile başlatılan işbu icra takibinde alacaklı tarafın tamamen kötü niyetli olduğunu, alacaklı ile müvekkili arasında ne ticari ne de hukuki hiçbir ilişkinin de ayrıca bulunmadığını, takibe, borca, yetkiye, imzaya itiraz ettiklerini, yetkiye itiraz taleplerinin yerel Mahkemece kabul edilmediğini, tanıkları dinlenmeden eksik incelemeyle karar verildiğini, her ne kadar kısmen kabul kararı verilmiş ise de lehlerine vekalet ücreti hükmedilmemesi de istinaf nedeni olduğunu, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/30 Esas ve 2020/733 sayılı usul ve yasaya aykırı kararına karşı istinaf başvurularının kabulüne karar verilerek; hükmün bozulması, dosyanın yeniden incelenmek ve hükmolunmak üzere ilk derece mahkemesine gönderilmesi; hükmün bozulması yerine davanın Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi’nde yeniden görülmesine karar verilirse, ilk derece mahkemesinin hükmünün kaldırılması ve duruşmalı yapılacak istinaf incelemesi neticesinde yeniden hüküm kurularak, cevap dilekçemizdeki taleplerinin karşılanmasına, davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
HMK’ nın 353. Maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK’ nın 355. maddesi çerçevesinde incelenmiş ve ilk derece Mahkemesince Dairemizin 2019/3553 Esas ve 2020/18 Karar sayılı ilamında belirlenen hususlara uyularak karar verildiğinden kararda bir isabetsizlik görülmemiştir. Ne var ki; davacı tarafından dava itirazın iptali davası olarak açılmış, dava değeri 35.024,40 TL olarak gösterilmiş ve bu değer üzerinden harç hesaplanmış olup ilk derece mahkemesince takibe konu işlemiş faize yönelik harç yatırılmamasına rağmen icra takibine konu işlemiş faiz yönünden de inceleme yapılmış, davalının temerrüde düşürülmemesi sebebi ile davacının temerrüd faizi talebinin haksız olduğu belirtilerek davanın kısmen kabulüne karar verildiği belirtilmiştir.
HMK’nun 26. maddesi uyarınca taleple bağlılık ilkesi gözetilerek harçlandırılmış değer üzerinden davanın görülerek neticelendirilmesi gerekirken talebi aşar şekilde icra dosyasında yer alan faiz talebinin de değerlendirilmiş olması, buna göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Yukarıda açıklanan davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, resen nazara alınan nedenlerle; istinaf incelemesine konu edilen kararın HMK’nın 353/1.b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, hatanın düzeltilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden yeniden esas hakkında hüküm tesisine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun REDDİNE, resen nazara alınan nedenlerle incelenen mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olmadığından KALDIRILMASINA,
2-Dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığından, HMK’nın 353/1.b.2. Maddesi uyarınca;
a-)Davanın KABULÜ ile davacının, davacı tarafından yapılan ……. İcra Dairesi’ne …. esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin asıl alacak olan …… TL asıl alacak olan …… TL üzerinden devamına, iş bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık 9,00 ve değişen oranlarda yasal faizin hesaplanarak davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
b-) Alacak miktarının %20 si olan 7.004,88 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine
c-)Alınması gerekli 2.392,52 TL harçtan peşin yatırılan 598,13 TL nin mahsubu ile bakiye kalan 1.794,39 TL nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
d-)Davacı tarafça UYAP kayıtlarına göre yatırılan 219,25 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
e-)Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kazanılmış haklar gözetilerek 5.253,66 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
f-)Artan gider avansı ile ilgili olarak HMK nun 333. maddesine göre işlem yapılmasına,
3-Davalı taraftan alınması gereken 2.392,52 TL istinaf karar ve ilam harcından, peşin alınan 598,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.974,37 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına,
4-Davalı vekilinin istinaf başvuru sırasında yapmış olduğu masrafların kendileri üzerinde bırakılmasına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olarak oy birliği ile karar verildi. 15/12/2022

… … … …
Başkan Üye Üye Katip
… … … …
¸e-imzalı ¸e-imzalı ¸e -imzalı ¸e-imzalı

İşbu karar 15/12/2022 tarihinde yazılmış olup, 5070 sayılı kanun hükümlerine göre uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.