Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/1856 E. 2023/1140 K. 22.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 13. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2021/1856 – 2023/1140
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/1856
KARAR NO : 2023/1140

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ………
ÜYE : …….
KATİP : ……

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/04/2017
NUMARASI : 2015/95 Esas-2017/564 Karar
DAVACI :………..
VEKİLİ :Av. ………..
DAVALI : ………
VEKİLİ : Av……….
İHBAR OLUNANLAR :1-………….
: 2-………..
VEKİLİ : Av. ……..
KARAR TARİHİ : 22/06/2023

Davacı tarafın istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı şirketin ……… nolu abonesi olduğunu, davalı kurumla yapılan enerji tedarik sözleşmesi uyarınca müvekkili şirket tarafından enerji satın alınmakta olup, müvekkili şirkete Ağustos 2013 – Ekim 2014 tarihleri arasında faturalardan tespit edildiği kadarıyla ………. TL tutarında “kayıp enerji bedeli” tahakkuk ettirilerek, tahsil edildiğini ileri sürerek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkil şirketten haksız bir şekilde tahsil edilen kayıp enerji bedelinin şimdilik ………. TL’sinin, her bir faturanın müvekkili şirketten tahsil edildiği günden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı şirketten tahsiline, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; kayıp kaçak bedeli Elektrik Piyasası Tarifeler Yönetmeliği ile Dağıtım Sistemi Gelirinin Düzenlenmesi Hakkında Tebliğ hükümleri uyarınca tüketicilere yansıtıldığını, Kayıp kaçak bedeli, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 5. maddesine göre EPDK tarafından belirlenen bir bedel olup, uygulanmasının zorunlu olduğunu, tahsil edilen tutarın hukuka aykırı olmadığını belirtilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İhbar olunan ……… vekili cevap dilekçesi ile; Danıştay Kanunu’nun 24/1-c bendine göre EPDK nın kayıp kaçak bedeline yönelik düzenleyici işleminin iptaline karşı ilk derece mahkemesi olarak Danıştay’da dava açılabileceğini, bu nedenle idari yargının görevli olduğunu, kayıp kaçak bedelinin ilgili mevzuat çerçevesinde tüketicilere yansıtılan bir bedel olduğunu, uygulanmasının yasal zorunluluk olduğunu, teknik ve teknik olmayan nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan ve tamamen engellenmesi ve yok edilmesine imkân bulunmayan kayıp ve kaçağın belli bir hedef doğrultusunda, giderek azaltılması için gerekli tedbirlerin alınmasına yönelik özendirici ve teşvik edici uygulamalar ile tüketicilere kaliteli, sürekli ve verimli elektrik enerjisi temini için gerekli önlemleri almakla görevli müvekkili şirket tarafından kayıp kaçak bedelinin elektrik piyasası faaliyetlerinin kanun amacı doğrultusunda yürütülmesinin temini için tüketicilere yansıtılmasında hukuka ve hakkaniyete aykırılık bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, 6719 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle birlikte EPDK’ya perakende satış tarifelerini belirleme yetkisi verildiği ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin, Kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlandığı, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapora göre davacıya ait abonelik için davaya konu edilen dönemde düzenlenen faturalarda yer alan kayıp kaçak bedelinin EPDK kararlarına uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine, dava açıldığı an itibariyle davacının Yargu kararlarına göre haklı, yargılama devam ederken yürürlüğe giren yasa ile haksız olduğundan bahisle , davalı taraf lehine yargılama giderine hükmedilmemesine , her iki tarafın yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili yerel mahkemece verilen karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf başvurusunda bulunan davacı vekili dilekçesinde özetle; Elektrikten alınan kayıp-kaçak bedeli ile ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarihinde vermiş olduğu kararda; “elektrik enerjisinin nakli esnasında meydana gelen kayıp ile başka kişiler tarafından hırsızlanmak suretiyle kullanılan elektrik bedellerini kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmek hukuk devleti ve adalet düşünceleriyle bağdaşmamaktadır.” denildiğini, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı ile; kayıp-kaçak bedelinin tüketiciden tahsil edilemeyeceğini, tahakkuk ettirilen kayıp-kaçak bedelinin tüketiciye iade edilmesi gerektiğini, diğer taraftan, Hukuk Genel Kurulu Kararı ile; EPDK’ya elektrik fiyatını belirleme konusunda sınırsız yetki ve görev verilmediği, elektrik kaybını önleme, hırsızlıkları engelleme, hırsızı takip edip bedeli ondan tahsil etme görevi verildiğini, bu hususun istinaf mahkemesi tarafından göz ardı edildiğini, yerel mahkemenin kararına dayanak olan yasanın 17.06.2016 tarihinde resmi gazete yayımlandığını ve yürürlüğe girdiğini, bu yasa metininde söz konusu yasanın geçmişe de etkili olacağının belirtildiğini, ancak bu durumun imkansız olduğunu, Hukuk kurallarının geçmişe etkili olması başka bir deyişle kazanılmış hakları olumsuz etkilemesi hukukun temel prensiplerine aykırı olduğunu, Kanunların geriye yürümezliği ilkesi ile ilgili Anayasa Mahkemesi 1 Temmuz 2008 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan kararında, “kamu yararı ve kamu düzeninin gerektirdiği özel durumlar dışında kanunların ilke olarak yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay, işlem ve eylemlere uygulanmak üzere çıkarılmalarının ve bu tarihten önceki kesinleşmiş hukuksal durumlara etkili olamamalarının hukukun genel ilkelerinden olduğu, hukuk devleti ilkesi uyarınca yasa koyucunun yalnızca Anayasa’ya değil, evrensel hukuk ilkelerine de uygun hareket etmek zorunda olunduğu ve yasalarla konulacak kurallarda adalet ve hakkaniyet ölçülerinin yanı sıra hukuk güvenliğinin de sağlanması gerektiğinin belirtildiğini, ayrıca davalının davanın açılışına sebebiyet vermesi karşısında, davacı müvekkili lehine vekalet ücretine hüküm edilmesinin de hakkaniyete uygun olacağını, ilerde telafisi güç zararların meydana gelmemesi için yerel mahkeme kararının kaldırılması gerektiğini istinaf sebepleri olarak belirtmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
HMK’nın 353. Maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Dava, davacı olan elektrik abonesinden tahsil edilen kayıp-kaçak, bedelinin istirdadı istemine ilişkindir.
Mahkemece, 6446 sayılı yasada, dava tarihinden sonra yapılan yeni yasal düzenleme nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli ve 2013/7-2454 Esas 2014/679 K. sayılı kararı ve Dairemiz kararları ile Anayasanın “Vergi Ödevi” başlıklı 73 üncü maddesindeki “… Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır…” şeklindeki düzenlemeye göre; kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeli uygulamasının Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK) Kararları ve tebliğleri ile belirlenerek uygulandığı, bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan diğer kalemlere ilişkin bedel miktarlarının şeffaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşılığında ne bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğu, EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınmasının hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Dava tarihinden sonra, 17/06/2016 tarih ve 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu Kanunu’nun 17 nci maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fıkrasının (a), (ç), (d) ve (f) bentleri değiştirilmiş ve bu bedellerin alınmasında esas olan ilgili tarifelerin düzenlenmesinde EPDK’nın Kanundaki yetkileri genişletilerek, yukarıda sözü edilen bedeller maliyet unsuru kapsamına dahil edilmiştir.
Ayrıca, 6719 sayılı kanunun 26 ncı maddesi ile 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na eklenen; Geçici madde 19; “Bu maddeyi ihdas eden Kanunla öngörülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar, Kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik, tebliğ ve Kurul kararlarının bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.” hükmünü,
Geçici madde 20; “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17 nci madde hükümleri uygulanır.” hükmünü içermektedir.
Görüldüğü üzere, 6719 sayılı kanunun 21 inci maddesi ile 6446 Sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17 nci maddesinde yapılan değişiklikler ile dava konusu uyuşmazlığın da özünü oluşturan bedel konusunda, davanın açıldığı tarihteki içtihat durumundan farklı ve yeni bir düzenleme getirilmiş; hem de geçici 20 nci maddeyle, anılan düzenleme devam etmekte olan davalarda da uygulanacak şekilde geçmişe yürütülmüştür. (Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nin 2019/1518 E., 2020/3527 K.sayılı ilamı)

Yargılama sırasında yürürlüğe giren geçmişe etkili yasa değişiklikleri nedeniyle dava konusuz kalmıştır. Mahkemece; HMK’nın 331/1 maddesi uyarınca, konusuz kalan dava hakkında yargılamaya devam edilerek, davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve davasını avukat ile takip eden taraf lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi, yargılama giderlerinin ise karşı taraftan tahsiline karar verilmesi gerekmektedir.
Somut olayda; davacının, dava tarihindeki mevzuat ve içtihada göre dava açmakta haklı olup, yargılama sırasında yürürlüğe giren ve geçmişe etkili bulunan yasa değişiklikleri nedeniyle davanın konusuz kaldığı, mahkemece konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin ve bu giderlere dahil olan maktu vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği açıktır.
Mahkemece “Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” ilişkin hüküm kurulması gerekirken, “Davanın reddine” karar verilmesi ve davasını avukat ile takip eden davacı lehine vekalet ücreti ile yargılama giderlerinin davalıdan tahsiline yönelik hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir.
Bu durum karşısında davanın reddine ilişkin olan inceleme konusu kararın usul ve yasaya uygun olmadığı ve davacının istinaf sebeplerinin yerinde olduğu ve kabulü gerektiği,dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığı gözetilerek yerel mahkeme kararının kaldırılması ile dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığı ve yargılama giderleri ile maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi yönünde yeniden esas hakkında karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun açıklanan gerekçeyle kabulüne, mahkemece verilen karar usul ve yasaya uygun olmadığından KALDIRILMASINA,
2-Dosyada yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç bulunmadığından, HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereğince;
a-Dava konusuz kaldığından esas hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
b-Alınması gereken ………. TL karar harcından, peşin alınan ……… TL harcın mahsubu ile bakiye ……. TL’nin talep halinde davacıya iadesine,
c-Davacının dava tarihi itibariyle dava açmakta haklı olduğu gözetilerek, ………. TL harç, UYAP kayıtlarına göre yapmış olduğu, ……. TL tebligat ücreti, ……. TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam …….. TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
ç-AAÜT’ye göre takdir edilen ……… TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
d-Davalı tarafın yaptığı yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına,
e-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde HMK’nın 333. maddesine uygun şekilde yatıran tarafa iadesine,
C-İstinaf başvurusu nedeniyle yapılan harç ve masraflar yönünden;
3-Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulurken yatırılan ……… TL istinaf karar harcının talep halinde iadesine,
4-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan ……… TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesi tarafından taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 22/06/2023

….
Başkan …….
¸e-imzalı
……
Üye ……
¸e-imzalı
……
Üye …….
¸e-imzalı
…….
Katip …….
¸e-imzalı

İş bu karar 5070 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.