Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi 2021/178 E. 2022/1370 K. 16.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2021/178
KARAR NO : 2022/1370

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/09/2020
NUMARASI : 2020/817 Esas-2020/36 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ :

DAVALI :
VEKİLİ :
KARAR TARİHİ : 16/09/2022

Davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine dairemize gelen dosya incelendi;

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davalı borçlunun müvekkili kurumun …..abone nolu borcundan dolayı hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, söz konusu takibe ilişkin ödeme emrinin usulune uygun şekilde borçluya tebliğ edildiğini ve borçlu vekili tarafından dosyaya itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, yapılan itirazın haksız ve mesnetsiz olduğunu, takibe konu edilen borcun …. nolu aboneye ait olan su kullanım bedeli olduğunu, arabulucuya başvurulduğunu ancak anlaşmama ile sonuçlandığını ileri sürerek yasal olarak abonesi olduğu …. Su ve Kanal İdaresi Genel Müdürlüğüne yönelik …..İcra Dairesi’nin …. nolu dosyaya yapılan itirazın kaldırılmasına, haksız ve mesnetsiz olarak icra takibine itiraz ederek iş bu davanın açılmasına sebebiyet veren davalının icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.

….3. Asliye Hukuk (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) Mahkemesi’nin 18/02/2020 tarih ve 2019/784 Esas, 2020/145 Karar sayılı ilamı ile; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan 7155 sayılı Yasa’nın 20. maddesi ile 6102 sayılı Yasa’ya eklenen 5 A maddesinin 1. fıkrası uyarınca arabuluculuğa başvurulmadan dava açıldığı anlaşılmakla ,dava şartı yokluğundn davanın usulden reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği ve Dairemizin 2020/836 Esas sırasına kaydının yapıldığı ,Dairemizin 14/07/2020 tarih ve 2020/836 Esas, 2020/892 Karar sayılı ilamı ile; Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; usulüne uygun olarak taraflara duruşma gün ve saatinin tebliğ edilip taraf teşkili sağlanmadan yargılmaya devam olunması , ayrıca arabuluculuk aşamasında yapılan tebligatlara ilişkin tüm belgeler ve parçaların PTT ,arabuluculuk ve ilgili yerlerden getirtilmesi gerekirken bu hususta davacıya süre vermekle yetinilmesi nedeni ile istinaf incelemesine konu edilen kararın usul ve yasaya uygun bulunmaması nedeni ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince kaldırılmasına, dosyanın mahkemece yargılamaya devam edilerek yukarıda gerekçe kısmında belirtilen delillerin toplandıktan ve değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere mahalli mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, HSK’nun 15/05/2020 tarih 32333471/E.885/10938 sayılı kararı ile, Şanlıurfa yargı çevresinde Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesinin kurulmasına karar verilmiş olması, yine HSK’nun 17/07/2020 tarih ve 701 Sayılı Kararnamesi ile Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2020 tarihi itibari ile faaliyete geçilmesine karar verilmiş olması nedeni ile Şanlıurfa 3. Asliye Hukuk Mahkemesince 18/09/2020 tarih 2020/424 E-2020/633 K sayılı “Gönderme” kararı ile dava dosyasının Şanlıurfa Ticaret Mahkemesi’ne devredildiği ve 2019/784 esasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi kararında; Davacı tarafından davalı aleyhine açılan davanın taraf ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine karar vermiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili;…. Pamuk Fabrikası …..’nın gerçek kişiliğinde yer alıp taraflarınca yanılgıya düşmek suretiyle dava dilekçesinde davalı olarak ….. Pamuk Fabrikası’nın gösterildiğini, söz konusu yanılgının kabul edilebilir olup, dürüstlük kurallarına aykırı olmadığından yerel mahkemece bahsi geçen eksikliği tamamlamak üzere taraflarına süre verilmesi gerekirken, taraf sıfatı yokluğundan davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, aynı zamanda dava dosyasında da görüleceği üzere ….. tarafından vekil tayin edilmesinin de taraflarınca yapılan yanılgının kabul edilebilir bir yanılgı olduğunun göstergesi olduğunu, mahkemece verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu istinaf sebepleri olarak belirtmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER VE GEREKÇE:
HMK 353 maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Dava, itirazın iptali talebine ilişkindir.
Davada sıfat, tarafın, dava konusu maddi hukuk ilişkisinin süjesi olup olmamasıyla ilgilidir. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu hak arasında “hak ilişkisine dayalı bağ” dır. Taraf ve dava ehliyeti; davanın tarafları ile ilgili olduğu halde, sıfat, dava konusu hakka ilişkindir. Uygulamada sıfat yerine genel olarak “husumet”, davacı bakımından “aktif husumet ehliyeti”, davalı bakımından “pasif husumet ehliyeti” tabirleri kullanılmaktadır.
Temsilcide yanılma daha çok, kabul edilebilir bir yanılgı sebebiyle doğan iradi taraf değişikliği ihtiyacından kaynaklanmaktadır. Bu yanılgı, mevzuattaki ve kurumlar arasındaki karmaşık görev ve sorumluluk dağılımından, devleti temsil eden tüzel kişiliğin belirlenmesindeki karışıklık veya güçlükten, tüzel kişi yerine o tüzel kişiliği temsil eden kişinin muhatap sanılmasından gerçekte taraf sıfatına sahip olan kişi ile taraf olarak gösterilen kişi arasındaki iç ilişkinin yahut tüzel kişilikler veya ticari işletmeler arasındaki devir ilişkisinin bilinmemesinden kaynaklanabilir. Temsilcide yanılma hasımda yanılma anlamına gelmez ve hukukî yaptırımı da hasımda yanılmada olduğu gibi davanın reddi gibi ağır bir sonuç doğurmaz. (HGK’nın 22.02.2022 tarihli, 2019/3-179 E., 2022/186 K. sayılı kararı)
Somut olayda; davanın her ne kadar “….Tarım Fabrikası” aleyhine açıldığı ve mahkemece davalı tarafın tüzel kişiliği bulunmadığından, davanın taraf ehliyeti yokluğundan reddine karar verildiği görülmüş ise de, tüm dosya kapsamı incelendiğinde dava dilekçesinde davalı tarafın yanlış gösterilmesinin kabul edilebilir yanılgıya dayandığı, bu hususun temsilde hata olarak kabul edilmesi gerektiği, buna göre davacıya, davayı doğru taraf aleyhine yöneltmesi için mahkemece usulüne uygun olarak bir süre verilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.

Bu doğrultuda mahkemece; taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK.’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, mahkeme kararının kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir..

HÜKÜM: Yukarıda gerekçesi açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle; istinaf incelemesine konu edilen kararın usul ve yasaya uygun bulunmaması nedeni ile HMK’nın 353/1.a.4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,

2-Gerekçede belirtilen nedenlerle dosyanın yeniden yargılama yapılması için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacının yatırmış olduğu 54,40 TL maktu istinaf karar harcının talep halinde kendisine iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda KESİN olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2022


Başkan

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Üye

¸e-imzalı

Katip

¸e-imzalı

İş bu karar 16/09/2022 tarihinde yazılmış olup, 5070 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.