Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
13. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2020/905
KARAR NO : 2022/359
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 16/01/2020
NUMARASI : 2017/2143 E – 2020/50 K
DAVACI / BİRLEŞEN :
DAVADA DAVALI
VEKİLİ :
DAVALI / BİRLEŞEN :
DAVADA DAVACI
VEKİLLERİ :
KARAR TARİHİ : 04/03/2022
Mahkemece verilen karara karşı davalı/birleşen davada davacı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf talebinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya okunup gereği düşünüldü:
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili; davalı şirkete … ili, … İlçesi, …..Mahallesi, …. Bulvarı, … İş Merkezi, K:1, No:…. adresindeki taşınmaz yönünden elektrik aboneliği yapılması için müracaat edildiğini, ancak olumlu ya da olumsuz herhangi bir cevap verilmediğini, şifahen yapılan görüşmede müvekkilinin borç kaydı olması nedeniyle abonelik verilemeyeceğinin beyan edildiğini ileri sürerek, muarazanın giderilmesine, … ili, … İlçesi, ….Mahallesi, … Bulvarı, …. İş Merkezi, K:1, No:….adresindeki taşınmaz yönünden abonelik sözleşmesi yapılması, müvekkili şirkete elektrik bağlantısının yapılması ve elektrik verilmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiş, 23/01/2019 tarihli dilekçesi ile tedbirin kaldırılması nedeniyle elektrik kesilmesi tehdidinden dolayı 25/12/2018 tarihinde davalıya ihtirazi kayıtla 21.855,74 TL ödediklerini, aboneliğin açılması üzerine davanın konusuz kaldığını, dava konusu aboneliği 16/08/2012 tarihinde sonlandırdığını, davalı tarafa herhangi bir borcu olmadığını, tam ıslah taleplerinin kabulü ile müvekkilinin borcu olmadığının tespitine, ödenen 21.855,74 TL’nin ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili; zamanaşımı itirazı bulunduğunu, davaya konu abonelik sözleşmesi yapılması, elektrik bağlantısı yapılması ve elektrik verilmesi taleplerinin muhatabının ….. Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğunu, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, davacının aleyhindeki takibe haksız itirazda bulunduğunu, bu hususta dava açılacağını belirterek, davanın reddini istemiştir.
Birleşen davada davacı vekili; davalı şirketin …. nolu sözleşme hesabı, … muhatap no ve … abone numaralı elektrik aboneliğinden kaynaklanan elektrik tüketim borcunu ödenmemesi üzerine …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı üzerine takibin durduğunu, aboneliğin ödenmeyen borçlar sebebiyle feshedildiğini ileri sürerek, 9.090,50 TL’nin 15/10/2012 tarihinden itibaren yılık işleyecek %16,80 oranında faizi ve faize %18 oranında KDV uygulanmak sureti ile davalıdan tahsilini istemiştir.
Birleşen davada davalı vekili; müvekkili şirketin böyle bir borcunun bulunmadığını, müvekkili şirketin abonelik başvurusunun, davacı şirket tarafından müvekkili şirketin borcu olduğu iddiası ile reddedildiğini, muarazanın giderilmesi için dava açıldığını, anılan davada elektrik bağlanmasına ilişkin tedbir kararının istinaf incelemesinde kaldırıldığını, müvekkili şirketin elektrik ihtiyacının bulunması sebebiyle 25/12/2018 tarihinde ihtirazı kayıt ile davacı şirkete 21.855,00 TL ödeme yapılarak elektrik aboneliğinin başlatıldığını, sonrasında muarazanın giderilmesi için açılan davanın istirdat davasına dönüştüğünü, yine anılan davada alınan bilirkişi raporu ile müvekkili şirketin böyle bir borcunun bulunmadığının belirlendiğini, anılan dava dosyası ile iş bu dosyanın birleştirilerek görülmesini talep ettiklerini, kabul anlamına gelmemekle birlikte, ihtirazı kayıtla dahi olsa talep edilen miktar davacı şirkete ödendiğinden, davanın konusunun kalmadığını, davacı tarafın düzenlediği faturanın neye dayandırıldığı tespit edilememekle birlikte, faturanın yanlışlıkla düzenlenmiş olabileceği, başka bir aboneye ait olabileceği veyahut tahsil kabiliyeti yüksek olması nedeni ile kötü niyetle müvekkili şirketten talep edilmiş olabileceğini, müvekkili şirketin borçlandırıldığı abonelik numarasına haiz taşınmazın müvekkili şirket tarafından 2012 Ağustos ayında başka bir şahsa devredildiğini, devir işlemleri sırasında bakiye borçlar ödenerek aboneliğin sonlandırıldığını, devralan şahıs için yeni bir abonelik başlatıldığını, davacının müvekkili şirket tarafından ödenmeyen borçlar nedeni ile abonelik sözleşmesinin feshedildiği yönünde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, takip talebi ve ödeme emrinde borcun dayanağı olarak 11/03/2014 tarihli elektrik faturasının gösterildiğini, daha sonraa bahsi geçen faturanın 25/09/2012-02/10/2012 tarihleri arasında okunan sayaç tarafından kaydedilen tüketimlere ait olduğunun ileri sürüldüğünü, müvekkili şirketin 16/08/2012 tarihinde aboneliği sonlandırdığı düşünüldüğünde bu tarihler arasında böyle bir kullanım yapmasının mümkün olmayacağını, yine aynı faturanın tüketim değerlerinin (25/09/2012 ilk ve 02/10/2012 son okuma değerleri farkının) 49 kwh olarak faturalandırıldığı ama davacının taleplerinin 25.310 kwh üzerinden yapıldığı anlaşılmakla davacı şirketin iddialarının tutarsız ve dayanaksız olduğunu, müvekkili şirketin abone olduğu dönem içerisinde faturalandırılan her türlü tüketimin ödendiğini ve abonelik sonlandırılmadan önce yapılan 2012/8. ayına ait sayaç okumasında ortaya çıkan faturanın da müvekkili şirket tarafından ödendiğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, 21.855,74 TL’nin asıl davanın davalısından 25/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte alınarak asıl davanın davacısına verilmesine, birleşen Adana 1.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/759 E., 2019/282 K. sayılı davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Karara karşı süresi içinde davalı/birleşen davada davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Davalı/birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; karar haksız ve hukuka aykırı olduğunu, asıl davada zaman aşımı itirazı dikkate alınarak davanın usulden reddi gerektiğini, asıl davaya konu abonelik sözleşmesi yapılması, elektrik bağlantısı yapılması ve elektrik verilmesi taleplerinin muhatabının …. Elektrik Dağıtım A.Ş. olduğunu, husumet yokluğu nedeniyle davanın reddi gerektiğini, mahkemece husumet talebi değerlendirilmeden davanın esasına girilerek karar verildiğini, husumeti kabul anlamına gelmemek üzere; Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’nin; ”Perakende satış sözleşmesi başvurusu” başlıklı 5/6 maddesinde, ”Tedarikçisi ve abone grubu aynı kalmak kaydıyla, kullanım yerini değiştiren tüketicinin bir önceki kullanım yerine ait elektrik enerjisi tüketiminden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmesi zorunludur. Bu yükümlülükler yerine getirilmeden yeni bir perakende satış sözleşmesi imzalanamaz.” hükmü gereğince de davacının haksız davasının reddi gerektiğini, davacının aleyhindeki takibe haksız itirazda bulunduğunu, müvekkilinin alacağını sürüncemede bıraktığını, kararın usul, yasa ve yerleşmiş Yargıtay ilamlarına aykırı olduğunu, müvekkili aleyhine açılan davayı ve davaya temel olarak gösterilen beyanları da kabul etmediklerini
ileri sürerek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Davalı tarafından davacı hakkında…. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası üzerinden başlatılan icra takibi ile 9.095,50 TL asıl alacak, 2.171,94 TL gecikme cezası, 390,96 TL KDV olmak üzere toplam 11.658,40 TL’nin tahsilinin talep edildiği, takip dayanağı olarak “…. nolu abone borçları” gösterildiği, yine takip dosyası kapsamından borcun 2012/10 dönemi endeks esaslı ek tahakkuk olduğu görülmüştür.
İcra dosyasına konu bedelin (güvence bedeli mahsup edilerek) faizleri ile birlikte 21.855,74 TL olarak dava tarihinden sonra tarihinde ödendiğinin yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile belirlendiği, birleşen davada icra takibine konu asıl alacağın faiz ve KDV’si ile tahsilinin talep edildiği, asıl davada ise (ıslah dilekçesi gözetilerek) ödenen bu bedelin iadesinin istenildiği anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamından davacının ….. nolu aboneliğinin 07/02/2005 tarihinde başlatıldığı, 16/08/2012 tarihinde aboneliğin tahliye edildiği, anılan aboneliğin 16/08/2012 tarihinde (tahliye ile aynı tarihte) dava dışı ….. tarafından devralındığı, dava konusu faturada ise ilk okuma tarihi olarak 25/09/2012, son okuma tarihi olarak 02/10/2012 tarihinin gösterildiği, endeks farkı bulunmadığı anlaşılmaktadır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmüne göre istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmış ve kararın dosyada bulunan delillerin hukuka uygun şekilde değerlendirilmek suretiyle dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere dayandırılarak verilmiş olduğu, yargılama sırasında alınan bilirkişi raporları ile dava konusu faturanın dayanağının anlaşılamadığı, 16/08/2012 tarihinde aboneliğin sonlandırıldığı, davacı tarafından dava konusu fatura için faizleri ile birlikte ödenen 21.855,74 TL’nin iadesi gerektiği kanaati bildirildiği, mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporlarının, taraf, mahkeme ve yasa yolu denetimine açık ve dosya kapsamına uygun olduğu, mahkemece kurulan hükümde usul ve esas yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İstinaf incelemesine konu mahkeme kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı/birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Davalı taraftan alınması gereken 1.492,97 TL istinaf karar harcından peşin alınan 374,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.118,97 TL istinaf karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
3-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 362/1-a maddesi gereğince KESİN olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 04/03/2022
…
Başkan
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Üye
…
¸e-imzalı
…
Katip
…
¸e-imzalı
İş bu karar 28/03/2022 tarihinde yazılmış olup, 5070 sayılı kanun hükümlerine uygun olarak güvenli elektronik imza ile imzalanmıştır.