Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/939 – 2023/1367
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/939
KARAR NO : 2023/1367
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN V. : ………
ÜYE : ……….
ÜYE : ……….
KATİP : ………..
İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/07/2023
NUMARASI : 2023/612 Esas (Derdest)
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN (DAVACI) : ………..
VEKİLİ : Av……….
ALEYHİNE İHTİYATİ
TEDBİR İSTENEN
DAVALI : 1-…………
VEKİLİ : Av……….
FERİ MÜDAHİL : ………….
VEKİLLERİ : Av. ……..
TALEBİN KONUSU : İhtiyati haciz kararına itiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 18/12/2023
YAZIM TARİHİ : 18/12/2023
Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince 2023/612 esas sayılı derdest dosyadan verilen 19/07/2023 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir kararına itiraz eden (davalı) vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
-K A R A R-
İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davacının keşidecisi olduğu ………. TL bedelli, keşide tarihi ………. olan çek için, çek hamili olan ……. Tic. A.Ş’ye ödeme yapıldığını ve çekin bedelsiz kaldığını. Akabinde ………. Bankası nezdinde ……… gönderilmek istenirken kargo firmasında yaşanan hırsızlık sonucunda çalındığını, hırsızlık olayından dolayı ilk derece mahkemesinin ………. Esas sayılı dosyasıyla çek İptali davası açtıklarını ve çekin ödemesinin durdurulması kararı aldıklarını, yine olayla ilgili olarak ………… sayılı soruşturması başlatıldığını, dava konusu çekin aslına ………… tarafından el konulmasına rağmen çekin ibraz edildiğini, ………… tarihinde çekin ön ve arka fotokopisi üzerine “aslı gibidir” şerhi verildiğini, çekin hamili olan ………. vekili tarafından ………. tarihinde ……….. Esas sayılı dosyası nezdinde müvekkil davacının da aralarında bulunduğu keşideci ve cirantalar aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip işlemi başlatılıdığını belirterek, bu nedenle ………….. Esas sayılı icra takibinin teminatsız olarak ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasını talep etmiştir.
Mahkemece ………… tarihli ara karar ile, “İhtiyati tedbir talebinin kabul edilebilmesi için yaklaşık ispat yeterlidir. Yani çekişmeli vakanın gerçeğe yakın bir derecede kanıtlanması esastır. Mahkeme mevcut delillere göre tedbir isteyenin hakkını muhtemel görmeli ve tedbir verilmesini icap ettiren sebeplerinde bulunması gerekir. HMK’nın 390/3 maddesinde ihtiyati tedbir isteğinin haklılığı konusunda tam kanaat değil kuvvetle muhtemel yaklaşık bir kanaatin yeterli olacağı öngörülmüştür. Yasa koyucu menfi tespit davalarına özgü ihtiyati tedbir türlerinini , hususiyet arz ettiği için İcra İflas Kanunda ayrıca ve açıkça düzenlemiş bulunmaktadır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu (İİK)’nun 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. İcra takibinden önce açılan menfi tespit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir. İcra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ise ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Buna göre, eldeki uyuşmazlığın, takip alacaklısı hasım gösterilerek açılan bir menfi tespit davası olmadığı anlaşılmaktadır. Oluşan duruma göre de davanın tarafı olmayan üçüncü kişileri teşmil eder şekilde , İİK 72. maddesinden kaynaklı tedbir talebinin koşulları bulunmadığından talebin reddine…” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için ihtiyati tedbir talep eden tarafın haklılığını yaklaşık olarak ispatlaması gerektiğini, fakat somut olayda müvekkil banka tarafından dava konusu çekin ibraz edildiği tarih itibariyle karşılığı bulunmadığından ve müvekkil bankaya bildirilen ödeme yasağı kararı mevcut olmadığından ihtiyati tedbir şartlarının oluşmadığını, tüm hukuki ve fiili gerçekler doğrultusunda, davacının dilekçesindeki müvekkil banka ile ilgili ileri sürdüğü hiçbir iddiasının hukuken hiçbir geçerliliğinin bulunmamakla birlikte, müvekkil bankadan herhangi bir nedenle talepte bulunulmasının mümkün olmadığından öncelikle verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılması ve davanın reddi gerektiğini belirterek, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, ……….. tarihli ara karar ile, “…6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu Madde 394- (1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. (2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. (5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz hükmüne haizdir. Buna göre ihtiyati tedbire itiraz, ancak tedbirin şartları , mahkemenin yetkisi ve teminata ilişkin olmak üzere 3 başlıkla sınırlı olmak üzere yapılabilmektedir. Mahkememizin uyuşmazlık hakkında görevli olduğu görülmekle birlikte İİK 72/3.maddesi gereğinin uygulanmasından ibaret tedbir kararımızı değiştirecek türden bir itiraz ve kanaat edinilemediğinden; koşulları bulunmayan ihtiyati tedbire itirazın reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı, aleyhine ihtiyati tedbir kararı verilen davalı (itiraz eden) vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı (itiraz eden) vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece, ”Mahkememizin uyuşmazlık hakkında görevli olduğu görülmekle birlikte İİK 72/3.maddesi gereğinin uygulanmasından ibaret tedbir kararımızı değiştirecek türden bir itiraz ve kanaat edinilemediğinden; koşulları bulunmayan ihtiyati tedbire itirazın reddine dair karar vermek gerekmiş olup; kanaatimize esas bu gerekçelerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.” denilerek itirazlarının reddine ilişkin hüküm kurulduğunu, ancak somut olaya ilişkin bir gerekçe sunulmadığını, Anayasanın 141/3. maddesi gereğince, mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olduğunu, HMK’nın 27. maddesi gereğince mahkemenin tarafların açıklamaları dikkate alınarak değerlendirmesi ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesinin hukuki dinlenme hakkının da gereği olduğunu, yargı organlarının her iki tarafın iddia ve savunmaları ile delillerini değerlendirip sabit görülen maddi vakıaları ve bunlardan çıkardıkları sonuç ve hukuki sebepleri gerekçelerine yansıtmaları gerektiğini, anılan sebeplerle yerel mahkeme kararının işbu hususları içermediğinden kaldırılması gerektiğini, esasa ilişkin olarak ise, yerel mahkeme tarafından ihtiyati tedbire itirazlarının kabul görmediğini, buna rağmen yerel mahkemenin tedbire ilişkin ara kararının gerekçesinde teminat hususunda herhangi bir belirleme yapılmamakla birlikte; teminat alınmaması hususunda da herhangi bir gerekçe gösterilmediğini, davacının davaya konu iddialarını ispata yarar delil sunamadığını, teminatsız tedbir kararı verilmesine sebep olacak haklılığının taraflarınca sunulan somut belgeler gözetilmeksizin yerel mahkeme nezdinde ne şekilde ispat edildiğinin bilinmediğini, tüm hukuki ve fiili gerçekler doğrultusunda, müvekkil bankadan herhangi bir nedenle talepte bulunulmasının mümkün olmadığının her türlü izahtan vareste olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle istinaf başvurularının kabulü ile, yerel mahkemece ……….. tarihinde verilen ihtiyati tedbir kararına yönelik itirazlarının reddi kararının kaldırılmasına, tedbire itirazlarının kabulü ile verilen tedbir kararının kaldırılmasına, davanın haksız ve hukuka aykırı olması sebebi ile müvekkil banka açısından tüm talepler yönünden reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, ihtiyati tedbirin kaldırılması talebine ilişkindir.
Dosyanın incelenmesinde, Mahkemece ihtiyati tedbir kararı verilerek çeke yönelik karşılıksız işleminin durdurulmasına karar verildiği, karara karşı davalı ………… Bankası A.Ş.’nin istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
Davaya konu edilen çek vasfındaki kambiyo senedinin bankaya ibraz edilme halinde bankanın ciro silsilesinde kopukluk olup olmadığı, çekin sahte olup olmadığı ve çekin karşılığının olup olmadığı hususları araştırıldıktan sonra çekin tam veya kısmi olarak karşılığının bulunmadığının anlaşılması halinde çekin arkasına ‘karşılıksızdır’ kaşesinin vurulması zorunludur. Nitekim, 5941 sayılı Kanunun 3/4. maddesinde, “Hamilin talepte bulunması halinde ‘karşılıksızdır’ işlemi çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi halinde bu husus belirtilmek ve bu kişiyle birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır.” düzenlemesinden de bankaca yapılması gereken işlemlerin ne olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 389/1. maddesinde; “mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilir” şeklinde şartları belirtildikten sonra takip eden maddelerde bu konudaki talep, verilecek karar ve içereceği hususlar, teminat, kararın uygulanması gibi sair hususlarda yapılması gerekli usul ve prosedür açıklanmıştır.
Geçici hukuki korumalardan olan ihtiyati tedbire karar verilebilmesi için ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve ihtiyati tedbirin bir sebebinin mevcut olması gerekir. Yargılama sırasında mevcut durumun değişmesi halinde hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşması, hakkın elde edilmesinin tamamen imkansız hale gelmesi, gecikme sebebinin bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğması tehlikesi söz konusu olan hallerde ihtiyati tedbir sebebi var kabul edilmelidir. Görüldüğü üzere kanun koyucu bu konuda hakime oldukça geniş bir takdir alanı bırakmıştır. Ancak ihtiyati tedbire karar verilmesi için mutlaka bir tehlikenin veya zararın doğmuş olması veya halen var olması da aranmaz. Dava konusu hak veya şey bakımından ortaya çıkacak tehlike ve zararın önlenmesi için de her türlü tedbire karar verilebilir. Tedbir kararı verilebilmesi için davanın ispatına elverişli delil bulunması da zorunlu olmayıp, istekte haklı olma ihtimalinin mevcut olması yeterlidir. Ancak, tedbirin geçici koruma olması nedeniyle davanın esasını çözecek mahiyette tedbir kararı verilemez.
Tüm dosya kapsamı itibariyle ihtiyati tedbir verilmesi için gereken yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediği gibi davanın esasını çözümler mahiyette tedbir kararı verilemeyecek olması da dikkate alındığında verilen tedbir kararının isabetli olmadığı anlaşılmıştır.
Bu husus yeniden yargılamayı yapmayı gerektirmediğinden Dairemizce, ………. tarihli tedbir kararına yapılan itiraz sonucunda verilen ……… tarihli kararın kaldırılmasına, davacının keşidecisi …………. seri no.lu ……….. TL bedelli ………… keşide tarihli çek yönünden davanın esası hakkında nihai karar verilinceye kadar geçerli olmak üzere geçici olarak karşılıksız işleminin durdurulması talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A-1-İhtiyati tedbire itiraz eden davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-……….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ………… Esas sayılı derdest dosyası üzerinden verilen 19/07/2023 tarihli ihtiyati tedbir kararının KALDIRILMASINA,
3-İstinaf karar harcı olarak peşin alınan ……… TL’nin istek halinde ihtiyati tedbire itiraz eden davalıya iadesine,
B-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca YENİDEN ESAS HAKKINDA HÜKÜM KURULARAK;
1-Davacının, keşidecisi ………… olan ………… seri no.lu ……….. TL bedelli, ……….. tarihli çek yönünden davanın esası hakkında nihai karar verilinceye kadar geçerli olmak üzere geçici olarak ‘karşılıksız’ işleminin durdurulması talebinin REDDİNE,
2-Davalı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yapılan harcamaların ilk derece mahkemesince esas hakkında hükümle değerlendirilmesine,
3-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Tebliğ işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, 6100 Sayılı HMK’nın 353/1-b/1-2 maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nın 362/1-f maddesi gereğince KESİN olmak üzere 18/12/2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Başkan V.
e-imzalıdır.
Üye
e-imzalıdır.
Üye
e-imzalıdır.
Katip
e-imzalıdır.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”