Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/929 E. 2023/1190 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/929
KARAR NO : 2023/1190

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 15/09/2023
NUMARASI : 2023/580 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN (DAVACI) : …………
VEKİLİ : Av. …
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN – İTİRAZ
EDEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 08/11/2023
YAZIM TARİHİ : 08/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2023/580 Esas sayılı dosyasında verilen 15/09/2023 tarihli ara kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati tedbir istenen itiraz eden vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili dava dilekçesinde özetle;…………parselde kayıtlı gayrimenkulün davalı adına tescilli arsa olduğunu, müvekkilinin dava konusu gayrimenkulü henüz sadece bir arsa iken kiraladığını, taraflar arasında sözlü kira ilişkisi kurulduktan sonra müvekkilinin arsa üzerine dükkan inşa etmek istediğini, ancak dükkanı davalı arsa sahibinin “resmi gerçek ile maddi gerçek’in” farklı olmasını şart koşması sebebi ile müvekkili tarafından inşa edildiğini, işyerinin iskan ruhsatının davalı adına alındığını, davalının aradaki maddi gerçek sebebi ile müvekkilinden sadece arsa kirası yerine kira bedelini aldığını, dükkan için ayrıca kira alınmadığını, bununla birlikte dükkan inşa edildikten sonra davalının arsa hakkında arsanın mevcut haliyle kiralanması kira sözleşmesinin mevcut duruma göre yapılmasının istendiğini, dükkanın müvekkiline kiralandığını, kira sözleşmesiyle aradaki maddi gerçeğe uygun davranıldığını, müvekkilinden sadece arsa mülkiyeti yerine sadece arsa kiralanmış gibi kira bedelinin alındığını, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin kurulduğu 2014’den beri aradaki maddi gerçeğe uygun davranmakta iken davalının …… tarihinde müvekkiline noter marifetiyle ihtar çektiğini, bu ihtarla arsanın üzerindeki dükkan ile birlikte ……… TL bedelle satılık olduğu ve alma hakkının öncelikle müvekkiline ait olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin sözü geçen ihtarı davet olarak kabul ederek satın alma niyetini noter marifetiyle ………. tarihinde bildirdiğini, bununla birlikte davalının dükkan bedeli yerine ödeme yapılması gerektiğini beyan ederek 2014’den beri riayet edile gelen gerçek sözleşmeyi ihlal ettiğini, davalının arsadan üretilen dükkanın gerçekte müvekkiline ait olduğunu bildiğini, dava edilen yer üzerinde bulunan muhdesat değeri dükkanın inşa edildiği tarihte ve hatta bu dava tarihi itibariyle arsanın değerinden fazla olduğunu, terditli davanın davacının dava dilekçesi ile davalıya karşı aralarında hukukî veya ekonomik bir bağlantı bulunan birden fazla talebini aslilik ferilik ilişkisi kurarak açtığı dava olduğunu, buna göre öncelikle tapu iptal ve tescil davası hakkında karar verilmesi, muhdesatın müvekkiline ait olduğu gözetildiğinde TMK’nın 723. Maddesi ve devamı gereğince tapunun müvekkili adına tesciline karar verilmesinin gerektiğini, davada kayıt malikinin değiştikçe davalı tarafında değişeceğini, davanın akim kalmaması veya tahkikat sonucunda verilerek karanı infazı için davalı tarafın kayıt maliki olarak kalmasına bağlı olduğunu ileri sürerek ……… parsel ile üzerinde kain iskan ruhsatlı dükkan hakkında ferağdan men mahiyetinde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece …….. tarihli ara karar ile; “…HMK’nın 389. maddesinde ihtiyati tedbirin şartları düzenlenmiş olup, söz konusu maddenin; meydana gelebilecek bir değişme nedeni ile hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı yada tamamen imkansız hale geleceği veya gecikmesinde sakınca bulunması yahut ciddi bir zararın ortaya çıkacağı endişesi bulunan haller, genel bir ihtiyati tedbir sebebi ve şartı olarak kabul edilmiştir. İhtiyati tedbirde asıl olan ihtiyati tedbire esas olan bir hakkın bulunması ve bir ihtiyati tedbir sebebinin ortaya çıkmasıdır. Bunlar ihtiyati tedbirin temel şartlarını oluştururlar. Madde de bu iki hususa yer verilmiş ihtiyati tedbire ilişkin hak ve özellikle ihtiyati tedbir sebebi genel olarak belirtilmiştir. Tedbir talebinin kabulü veya reddi bir kısım genel ilkeler konularak hakime bırakılmış, ancak ihtiyati tedbirin uyuşmazlık konusu hakkında verileceği düzenlenmiştir. Somut olayda yargılama sırasında 3. kişilere devri halinde yargılamanın sürüncemede kalacağı değerlendirilmekle, HMK m. 389 v.d. gereği davacı tarafın ihtiyati tedbir isteminin kabulü yönünde aşağıdaki şekilde karar tesis edilmştir. 1-Davacı vekilinin İHTİYATİ TEDBİR TALEBİNİN KABULÜ ile; Dava konusu; ……… parsel taşınmazın davalı … adına kayıtlı olması halinde hissesinin tamamına yargılama sonuçlanıncaya kadar 3. kişilere devrinin önlenmesi yönünden tapu kaydına İHTİYATİ TEDBİR KONULMASINA, 2-Takdiren …….. TL teminat alınmasına, ……. TL nakdi teminat depo edildiğinde gerekli işlemlerin yapılmasına” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati tedbir istenen itiraz eden vekili itiraz dilekçesinde özetle; verilen tedbir kararının taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, ihtiyati tedbire yönelik ara kararın davacı vekiline ………. tarihinde gönderildiği, davacı tarafın teminatı …….. tarihinde yatırdığını, davacı tarafın kanuni süresi içerisinde tedbir uygulanmasını istemediğini ve teminatı 1 ay sonra yatırdığını, HMK’nın 1. Maddesi uyarınca tedbiri isteyen tarafın kararın verildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde tedbirin konulmasını istemek zorunda olduğunu, davacı tarafın süresi içerisinde herhangi bir talebinin olmadığı gibi teminatı da süresi içerisinde yatırmadığını, ihtiyati tedbirin kanunen kendiliğinden kalkmış olduğu halde mahkemece tapu müdürülüğüne müzekkere yazılarak ihtiyati tedbir şerhinin konulmasının istendiğini, verilen ihtiyati tedbir kararının ve taşınmazın üzerine konan ihtiyati tedbir şerhinin hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, mahkemece tarafların yokluğunda taraflarınca cevap dilekçesi henüz sunulmadan iddialarını delillerle destekleyemeyen ve sadece asılsız iddialarda bulunan davacının dava dilekçesinin esas alınarak ihtiyati tedbir kararının verildiğini, söz konusu ihtiyati tedbire yönelik ara kararın taraflarınca tebliğ dahi edilmediğini, mahkemece usule ve hukuka aykırı bir şekilde tedbir kararının verildiğini, Gaziantep BAM Hukuk Dairesinin kararında da açıkça vurgulandığı üzere ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için sadece ileride telafisi güç zararların uğrama ihtimalinin varlığının yeterli görülmediğini, dava konusu hakkında yaklaşık ispatında aranmasının gerektiğinin belirtildiğini, dosya kapsamında davacı tarafın iddiasının yaklaşık ispat derecesinde ispatlayabilecek herhangi bir delil de mevcut bulunmadığı gibi müvekkilinin işleminin doğrular nitelikte deliller cevap dilekçesinde ekinde sunulduğunu belirterek mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece …… tarihli ara karar ile; “…her ne kadar davalı vekilince tedbirin kaldırılması talep edilmişse de, ileri sürülen hususların ve sebeplerin tedbirin kaldırılmasını gerektirir vakıalar içermediği gibi verilen tedbir kararından sonra durum şart ve koşullarda değişiklik olduğuna dair dosyaya herhangi bir delil de sunulmamıştır. Davalı tarafça her ne kadar tedbirin uygulanmasının süresinde yapılmadığı ve teminatın da geç yatırıldığı, bu sebeple de tedbir kararının kendiliğinden hükümsüz kaldığı ileri sürülmüşse de, verilen tedbir kararında teminatın yatırılması için bir süre öngörülmediği, kesin süre verilmediği, aksi davranışın sonuçlarının ihtar edilmediği dikkate alındığında ve de esasen tedbir kararının teminatın yatırılması halinde uygulanmasına karar verildiği gözönüne alındığında, davacıya atfı kabil bir kusurun bulunmadığı, süresinde yapılmayan bir işlemden bahsedilmesinin mümkün olmadığı görülmüş, ayrıca aksi düşüncenin aşırı şekilcilik olacağı dikkate alınarak talep yerinde görülmemiştir. Yine davalı tarafça usule aykırı karar verildiği ileri sürülmüşse de, tarafların davet edilmesi itiraz incelemesine ilişkin olup, ileri sürülen Yargıtay kararının konuyla ilgisi yoktur. Mahkeme gerekli gördüğü hallerde tarafları dinlemeden de karar verebilir ki ihtiyati tedbirin özü de bunu gerektirir. Ayrıca dosya kapsamında ileri sürülen sebeplerin ve sunulan delillerin incelenmesinde yaklaşık ispat koşulunun da sağlandığı değerlendirilmiş olup, ileri sürülen itirazların yargılamada dikkate alınabileceği, kaldı ki tedbir kararının kaldırılması halinde davanın konusuz kalacağı ve davacının telafisi imkansız zararlara maruz kalabileceği de dikkate alınarak verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itirazın reddine” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati tedbir istenen itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece tarafların yokluğunda, taraflarınca cevap dilekçesi henüz sunulmadan, iddialarını delillerle destekleyemeyen ve sadece asılsız iddialarda bulunan davacının dava dilekçesinin esas alınarak ihtiyati tedbir kararı verildiğini, söz konusu ihtiyati tedbire yönelik ara kararın taraflarınca tebliğ dahi edilmediğini, tedbire yönelik ara kararın davacı vekiline ……… tarihinde gönderildiğini, davacı tarafın teminatı ………. tarihinde yatırdığını, davacının kanuni süresi içerisinde tedbirin uygulanmasını istemediği ve teminatı yaklaşık 2 ay sonra yatırdığını, HMK’nın 393. Maddesinin 1. Fıkrası uyarınca tedbiri isteyen tarafın kararın verildiği tarihten itibaren 1 hafta içerisinde tedbirin konulmasını istemek zorunda olduğunu, davacı tarafın süresi içerisinde herhangi bir talebinin olmadığı gibi teminatı da süresi içerisinde yatırmadığını, mahkemece usule ve hukuka aykırı bir şekilde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, davaya konu taşınmazın davacı şirketin yetkilisi ……… tarafından …….. tarihinde müvekkili kooperatiften hali hazırda dükkan olarak kiraladığını, taraflar arasında kira sözleşmesinin imzalandığını, davacının 2014 yılından beri müvekkili firmaya ödediği iddiasının gerçek dışı olduğunu, bu hususta herhangi bir delil de sunmadığını, davacı şirket yetkili ile müvekkili kooperatif arasında imzalanan kira sözleşmesinde de görüldüğü üzere Kiralanan …….. dükkan olduğunu, davacının kendilerinden sadece arsa için kira alındığı, dükkan için kira ödemediklerini iddiasını da bu şekilde çürütüldüğünü, davacı ile müvekkili arasında yapılan sözleşmenin sadece dükkan yönünden yapıldığını, davacı şirket yetkilisinin ……… tarihinde müvekkili kooperatiften kiracısı bulunduğu dükkanını kira sözleşmesinin yetkilisi olduğu ……… Adına yeniden düzenlenmesini istediğini, bu doğrultuda …… tarihinde yeniden kira sözleşmesinin düzenlendiğini, müvekkili kooperatifin ve …….. ile imza altına alındığını, yine aynı şekilde ………. tarihli kira sözleşmesinde de 12. Madde ve Kira sözleşmesinin eki olan hususi şartlar başlığı altındaki 5. Ve 6. Maddelerin imza altına alındığını, davacının kiralamış olduğu dükkan için herhangi bir masraf, tadilat, inşaat vs. Yapmadığını, bu konuda da herhangi bir delil sunmadığını, davacı ve müvekkili kooperatif arasında imzalanan kira sözleşmesi uyarınca kiracının sözleşmeye konu taşınmaz için yapmış olduğu her türlü masraf, inşaat bedelleri, tamirat bedellerinin müvekkili kooperatiften talep edilemeyeceği gibi tahliye durumunda hiçbir bedel istenmeksizin dükkanı sağlam ve kullanılır vaziyette müvekkili kooperatife bırakacağının hüküm altına alındığını, müvekkili kooperatifin …….. tarihinde Olağan Genel Kurul toplantısı yaptığı ve toplantıda üyelerin talepleri doğrultusunda görüşülen gündeminin 11. maddesinde, Mülklerin satışı için karar alındığını, bu karara istinaden BDDK tarafından SPK lisansı ile yetkilendirilmiş olan firmalarından ve Emlakçılar Odasından ön fiyat değerlemesinin istediği ve raporların açıldığını, müvekkili kooperatifçe yönetim kurulu ve taşınmaz satışı için oluşturulan istişare kurulu üyelerin ve kiracıların haklarını korumak ve haksızlığı engellemek adına ön fiyat araştırma değerlerinin haricinde farklı bir BDDK tarafından SPK lisansı ile yetkilendirilmiş olan firmadan kapalı zarf usulü değerleme raporu alınması ve bu değerlerin doğrudan kiracıya bildirilmesi kararının alındığını, davacının dava dilekçesinde müvekkili kooperatifin ……… tarihinde noter marifetiyle çekmiş olduğu ihtarnamede arsanın üzerindeki dükkan ile birlikte …….. TL bedelle satılık olduğunu iddia ettiğini, bu iddianın gerçek dışı olduğunu, müvekkili kooperatifin davacıya göndermiş olduğu …….. tarihli ihtarnamesinde olağan Genel Kurul Toplantısında alınan karara istinaden davacıya kiracısı bulunduğu taşınmaz için, ekspertiz firmasının vermiş olduğu değerlerin, kameraya alınmak suretiyle ……… tarihinde açılmış olduğunu, kiracısı bulunduğu taşınmazın değerinin ekspertiz firmasınca ………. TL olarak belirlendiği, taşınmazın satışında belirlenen bu bedel üzerinden kiracılara öncelik verildiği, bahse konu taşınmazı satın almak istemesi durumunda ihtarnamenin tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde müvekkili kooperatife müracaat etmesi gerektiği aksi takdirde kiracısı bulunduğu taşınmazın ihale yolu ile 3. kişilere satılacağının bildirildiğini, davacıya kiralamış olduğu dükkanın satışı için ön alım hakkı tanınmışsa da davacının müvekkili kooperatife bu hususta başvuru yapmadığı gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını, davacının bu dosyaya sunmuş oldukları delilleri çürütecek kendi iddialarını haklı gösterecek delil dahi sunmadığını, ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için sadece ileride telafisi güç zararların uğrama ihtimalinin varlığı yeterli görülmediği, dava konusu hakkında yaklaşık ispatın da aranması gerektiğinin belirtildiğini, yerel mahkemenin ihtiyati tedbir talebini reddetmesinin gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbire itirazın reddi ara kararının kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep, ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir.
Tüm dosya kapsamından; dava, davalı kooperatif adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili talebine ilişkin olup, taşınmazın kayıt malikinin yargılama süresinde değişmemesi amacına yönelik olarak taşınmazın devrinin önlenmesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verildiği, tedbir kararından sonra dosyanın görevsizlik kararı ile Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderildiği, görevli mahkeme tarafından dosya üzerinden ihtiyati tedbir kararına itirazın değerlendirilerek itirazın reddine karar verildiği görülmüştür. İhtiyati tedbir kararının itirazına dair düzenlenen HMK’nın 394. maddesi gereğince;
“(1) Karşı taraf dinlenmeden verilmiş olan ihtiyati tedbir kararlarına itiraz edilebilir. Aksine karar verilmedikçe, itiraz icrayı durdurmaz. (2) İhtiyati tedbirin uygulanması sırasında karşı taraf hazır bulunuyorsa, tedbirin uygulanmasından itibaren; hazır bulunmuyorsa tedbirin uygulanmasına ilişkin tutanağın tebliğinden itibaren bir hafta içinde, ihtiyati tedbirin şartlarına, mahkemenin yetkisine ve teminata ilişkin olarak, kararı veren mahkemeye itiraz edebilir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/42 md.) Esas hakkında dava açıldıktan sonra, itiraz hakkında, bu davaya bakan mahkemece karar verilir. (3) İhtiyati tedbir kararının uygulanması sebebiyle menfaati açıkça ihlal edilen üçüncü kişiler de ihtiyati tedbiri öğrenmelerinden itibaren bir hafta içinde ihtiyati tedbirin şartlarına ve teminata itiraz edebilirler. (4) İtiraz dilekçeyle yapılır. İtiraz eden, itiraz sebeplerini açıkça göstermek ve itirazının dayanağı olan tüm delilleri dilekçesine eklemek zorundadır. Mahkeme, ilgilileri dinlemek üzere davet eder; gelmedikleri takdirde dosya üzerinden inceleme yaparak kararını verir. İtiraz üzerine mahkeme, tedbir kararını değiştirebilir veya kaldırabilir. (5) İtiraz hakkında verilen karara karşı, kanun yoluna başvurulabilir. Bu başvuru öncelikle incelenir ve kesin olarak karara bağlanır. Kanun yoluna başvurulmuş olması, tedbirin uygulanmasını durdurmaz.”
Görevsiz mahkeme olan ………. ihtiyati tedbir talebine itirazın değerlendirilmesi için taraf vekilleri davet edilerek duruşma açılmış, taraf vekilleri dinlenmiş, ancak ihtiyati tedbire itiraz hususunun görevli mahkemece değerlendirilmesine ve davanın görevsizlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Görevli …….. tarihli tensip tutanağının 3 nolu bendi ile usul ekonomisi gereği yeniden duruşma açılmasına gerek görülmemiş ve aynı tarihli ara karar ile ihtiyati tedbir kararına itirazın reddine ilişkin karar dosya üzerinden verilmiştir. Görüldüğü üzere; yasanın öngördüğü ihtiyati tedbir kararına itirazın değerlendirilmesi duruşması görevsiz mahkemede yapılmış, talebin reddine ilişkin ara karar ise görevli mahkeme tarafından verilmiştir. Yapılan işlem Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na açıkça aykırı olup, ihtiyati tedbir konusunda karar verecek olan görevli mahkemenin tüm yasal süreci uygulaması ve oluşacak kanaate göre ihtiyati tedbir kararına ilişkin itirazı değerlendirmesi gerekirken, yasal sürecin bir kısmının görevsiz mahkeme tarafından yürütülmesi usule aykırıdır.
Görüldüğü üzere HMK’nın 394. maddesindeki usul kurallarına uyulmadığı anlaşılmakla, HMK’daki usul kurallarının yerine getirilmesi gerektiği ve mahkemece bu hususların gözardı edildiği anlaşılmakla; usulüne uygun istinaf taleplerinin kabulüyle, HMK’nın 394. maddesine uygun usul kuralları gereğince, işlem yapılmak üzere dosyanın yerel mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir.
Açıklanan gerekçelerle aleyhine ihtiyati tedbir verilen itiraz eden vekilinin istinaf isteminin kabulü ile itiraz incelemesinin HMK’nın 394. maddesinde öngörülen usulde yapılmak üzere dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbire itiraz eden……. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-6100 sayılı HMK’nın 394. maddesi uyarınca gereği yapılmak üzere dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE,
3-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf karar ve ilam harcının isteği halinde ihtiyati tedbire itiraz eden …….. İADESİNE,
4-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 08/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.08/11/2023


Başkan

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”