Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2023/928 E. 2023/1237 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2023/928 – 2023/1237
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2023/928
KARAR NO : 2023/1237

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ………..
ÜYE :………….
KATİP : ………..

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/09/2023
NUMARASI : 2023/224 Esas (Derdest)
İHTİYATİ TEDBİR
İSTEYEN (DAVACI) : ………..
VEKİLİ : Av. …………
ALEYHİNE İHTİYATİ
TEDBİR İSTENİLEN
(DAVALI) : …………..
VEKİLLERİ : Av…………
TALEBİN KONUSU : İhtiyati tedbire itiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
YAZIM TARİHİ : 23/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince 2023/224 esas sayılı derdest dosyadan verilen 13/09/2023 tarihli ara kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati tedbir istenilen davalı (itiraz eden) tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili talep dilekçesinde özetle; davalı tarafça hakkında …………. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davacının davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığını, davasının kabulü ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, ayrıca ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar verilmesini talep ettiği görülmüştür.
Mahkemece, ………… tarihli ara karar ile, “…Huzurdaki dava, borçsuzluğun tespitine yönelik icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davasıdır. Talep de icra takibinden sonra açılan bir menfi tespit davasına ilişkin bir ihtiyati tedbir talebidir. İİK’nın 72/3. maddesi uyarınca borçlunun gecikmeden doğan zararları karşılaması ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemece ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesine karar verilebileceği düzenlenmiş olup, tüm dosya kapsamı ve açık kanun hükmü dikkate alınarak ve telafisi güç ya da imkansız zararların önüne geçilmesi, her iki tarafın da menfaatlerinin korunması amacıyla talebin kabulüne yönelik aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR (Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere);
1-Davalı/alacaklının itirazının kabulü ile, ……………. D. İş sayılı dosyasından verilen ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden hükümsüz kaldığının tespitine,
2-Davacı tarafından ………….. D. İş sayılı dosyasına yatırılan teminatın iade edilmeyerek dosyamıza aktarılmasına,
……
4-Davacının ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile; …………. Esas sayılı dosyasına yatan/yatacak olan paranın alacaklıya VERİLMEMESİNE, davacı vekilince yeterince teminat yatırıldığından yeniden teminat alınmasına yer olmadığına (Davacı tarafından Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin ………… D. İş sayılı dosyasına yatırılan paranın teminat olarak kabulüne…” karar verilmiştir.
Davalı vekili itiraz dilekçesinde özetle; dava konusu alacağın talep edilen taşıma ücreti alacağı olduğunu, müvekkili şirketin üstlenmiş olduğu taşıma hizmetini uluslararası taşımacılık mevzuatına uygun bir şekilde yerine getirdiğini, müvekkili şirketin emtiaları ayıpsız ve eksiksiz olarak alıcıya teslim ettiğini, davacı tarafın ürünlerin hasarlı telim edildiği ve zarara uğradığına dair zarar tazmini ve takas mahsup talebinde bulunmadığını, herhangi bir hukuki süreç başlatmadığını, bu nedenlerle ve dilekçesinde belirttiği diğer nedenlerle ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Mahkemece, …………… tarihli ara karar ile, “…Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, madde metninde belirtilen koşulların oluştuğu, verilen ihtiyati tedbire ilişkin ara kararda belirtilen gerekçelerin yerinde olduğu, her ne kadar davalı, davacının amacının alacağın ödenmesini sürüncemede bırakmak olduğunu beyan etmiş ve de dilekçesinde bir kısım iddialarda bulunmuşsa da, bu durumun ve ileri sürülen sebeplerin yargılamayı gerektiren hususlar olması sebebiyle davalının itirazı yerinde görülmemiş ve neticeten aşağıda yazılı şekilde karar vermek gerekmiştir.
KARAR: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere,
1-İtiraz eden/davalının ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazının reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı, aleyhine ihtiyati tedbir istenilen davalı (itiraz eden) vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı (itiraz eden) vekili istinaf dilekçesinde özetle; öncelikle ihtiyati tedbir talep eden davacının esas hakkında davasını 2 hafta içerisinde açmayarak tedbir kararı hükümsüz kalmasına rağmen yerel mahkemece sanki davacının usul kurallarına aykırı hareket etmediği gibi bir durum yaratılarak tekrardan hukuka aykırı şekilde ihtiyati tedbir kararı verildiğini, bu nedenle verilen tedbir kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkil şirketin vermiş olduğu taşıma hizmeti dolayısıyla taşıma ücreti alacağı sabit olup ihtiyati tedbir isteyen tarafın hasara uğradığı iddiası ve hasar tazmini bedellerinin farklı bir davanın konusunu oluşturduğunu, dolayısıyla müvekkil şirketin alacağı üzerine ihtiyati tedbir konulmasının hukuka aykırı olduğunu, yerel mahkemece ihtiyati tedbire itirazlarının reddine gerekçe olarak işbu davadaki iddialarının yargılamayı gerektirdiğinin ileri sürüldüğünü, davacının huzurdaki davada taşımaya konu ürünlerin hasarlı olarak teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkilinin taşıma ücretini talep edemeyeceğini belirttiğini, fakat icra takibine konu ettikleri alacaklarının konusunun müvekkil şirketin vermiş olduğu taşıma hizmetine, dolayısıyla ödenmeyen taşıma ücretine ilişkin olduğunu, davacı tarafça icra takibi ve takibe konu faturaya yasal süreleri içerisinde itiraz edilmemiş olup hem fatura hem de icra takibinin kesinleşmiş ve alacağın sabit olduğunun ispatlanmış olduğunu, huzurdaki icra takibinin konusunu hasarlı teslimden kaynaklanan tazminat talebinin oluşturmadığını, taşıma hizmetinden dolayı doğan taşıma ücreti talebi ile emtianın hasarlı olarak taşınmasından doğan tazminat talebi olduğunu, davacı tarafça taşınan ürünlerin hasarlı teslim edildiği ve zarara uğradığına dair zarar tazmini veya takas mahsup talebinde bulunulmadığını, herhangi bir hukuki süreç başlatılmadığını, icra takibi veya dava ikame edilmediğini, bununla birlikte zararın kimden kaynaklandığı, ne kadar olduğu, dava dışı zarar gören şirkete yeniden ürün gönderilip gönderilmediği, zararın tazmini için sigorta sürecinin işletilip işletilmediği, ürünlerin hasarlı olsa dahi dava dışı üçüncü kişi tarafından teslim alınıp alınmadığı, hasarın kabul edilip edilmediği, hasara ilişkin davacıdan zarar tazmini talebinde bulunup bulunulmadığının da ayrıca davalı tarafından yaklaşık ispat düzeyinde dahi ispatlanamadığını, dolayısıyla yerel mahkemece her ne kadar hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağı, tamamen imkansız hala geleceği veya gecikme sebebiyle ciddi bir zarar oluşacağı gerekçesiyle müvekkil şirketin alacağına kavuşmasına engel olacak şekilde HMK’nın açık hükümlerine aykırı olarak yeni bir ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de davacının aslında iddia ettiği hasar ve zarar tazmini iddiasıyla oluşacak herhangi bir hakkın elde edilmesini engelleyecek veya zorlaştıracak bir hususun olmadığını belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemece tesis edilen ………… tarihli ara kararın kaldırılarak nihai olarak ………… ihtiyat tedbir kararının kaldırılmasına, davacı borçlu tarafından açılan menfi tespit davasının ve kötü niyet tazminatına ilişkin talebinin reddine, İİK 72/4 uyarınca ihtiyati tedbir sebebiyle müvekkilinin alacağını geç almasından doğan zararların tazmini amacıyla davacı aleyhine % …………..’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine ve vekâlet ücreti ile yargılama giderlerinin de davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, borçsuzluğun tespitine yönelik icra takibinden sonra açılmış bir menfi tespit davası olup, uyuşmazlık Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına yapılan itiraza ilişkindir.
İİK’nın 72/3.maddesine göre icra takibinden sonra borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %…………’den aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, Mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesini isteyebilmektedir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı (itiraz eden) vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen davalı (itiraz eden) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken …………… TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince esas hakkında verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 23/11/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”