Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2023/1077
KARAR NO : 2023/1313
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/12/2022
NUMARASI : 2022/656 Esas, 2022/1000 Karar
DAVACI : ….
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
.
Av. …
.
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/12/2023
YAZIM TARİHİ : 07/12/2023
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2022 tarih ve 2022/656 Esas, 2022/1000 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı arasında dava dışı …’a satılacak olan …. parsel sayılı taşınmaz 12 nolu bağımsız bölümün ….-TL’ye satışı için 20/05/2022 satış sonrası alım satım ve komisyon sözleşmesi düzenlendiğini, dava dışı …’ın kapora olarak …..-TL ödediğini, komisyon alacağının tahsili için müvekkili tarafından davalıya karşı …… sayılı dosyası ile girişilen takibe haksız ve kötü niyetle itiraz edildiğini belirterek anılan takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile asıl alacağın % 20’sinden az olmayan icra inkar tazminatının davalıdan tahsilini dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin tacir olmaması sebebiyle mahkememizin görevsiz olduğunu, 20/05/2022 tarihli sözleşmenin davacının aldatması ile imzalandığını, nitekim dairenin değerinin sözleşme tarihinde ……-TL olduğunu, sözleşmenin imza dışındaki kısımlarının sonradan doldurulduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; “….Mahkememizin görevine ve davalının tacir olup olmadığına yönelik yukarıda değinilen araştırma sonuçları bir arada değerlendirildiğinde davalının tacir olmadığı bu sebeple davanın nispi ticari davalardan olmadığı, davanın nevi itibariyle TTK 4/1 de sayılan mutlak ticari davalardan da olmadığı, dolayısıyla mahkememizin görevsiz olduğu anlaşılmış, genel mahkeme olan asliye hukuk mahkemelerine yönelik görevsizlik kararı verilerek ….” şeklinde karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin nihai kararında görevsizlik kararı vererek doğru bir karar verdiğini ancak ferilerinde hataya düştüğünü, yerel mahkemenin görevsizlik kararı vermekle müvekkili lehine A.A.Ü.T 7. Md. göre vekalet ücretine de hükmetmesi gerektiğini ancak bu hususta mahkemenin kararının eksik ve hatalı olduğunu,….. K sayılı kararında, “….görevsizlik kararına rağmen kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmemesinin hatalı olduğu, görevsizlik kararının ön inceleme tutanağı imzalanmadan verilmiş olması karşısında A.A.Ü.T’nin 7. Maddesine göre tarifede yazılı ücretin yarısına hükmedilmesi geektiği, bu hususu dairemizce düzletilebileceği anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının vekalet ücreti yönünden düzeltilerek yeniden karar verilmesi…” şeklinde karar verildiğini belirterek, yerel mahkemenin kararının vekalet ücreti yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava Borçlar Kanunu 520 ve devamı maddelerinde düzenlenen simsarlık sözleşmesine istinaden ikame edilmiş olan alacak davasıdır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın simsarlık sözleşmesinden kaynaklı alacak davası olduğu, Davalı satıcı ile davacı alıcı arasında 20/05/2022 tarihli emlak alım satım ve komisyon sözleşmesi imzalandığı, davalının taşınmazını satmaktan vazgeçmesi üzerine komisyon alacağı için başlatılan takibe davalının itiraz ettiği, bu itirazın iptali için eldeki davanın açıldığı yapılan yargılama sonucunda Mahkemece asliye hukuk mahkemelerinin görevli olmasından bahisle görevsizlik kararı verildiği, karara karşı davalının istinaf kanun yoluna başvurduğu anlaşılmıştır.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2. maddesinde Kanunun kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3. maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı TKHK’nın 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmeye göre davacı tarafın hizmet veren, davalı tarafın ise tüketici sıfatının bulunduğu, tüm bu nedenler ile tüketici mahkemelerinin görevli olduğu anlaşılmakla kararın kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurulması gerektiği, diğer istinaf sebeplerinin ise şimdilik değerlendirilmesine yer olmadığı kanaatiyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
A-1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2022 tarih ve 2022/656 Esas, 2022/1000 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
B-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan davanın HMK’nın 114/1-c ve 115/2.maddeleri gereğince USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin Gaziantep Tüketici Mahkemesi olduğuna,
3-Dosyanın 6100 sayılı HMK’nın 20. maddesi kapsamında talepte bulunulması şartıyla kayıtların kapatılarak görevli …… gönderilmek üzere gerekli işlemlerin tamamlanması için yerel mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalı tarafından yatırılması gereken ……. TL peşin nispi harçtan daha önce alınan …… TL’nin mahsubu ile ……. TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderleri ve davalı yararına vekalet ücretinin görevli mahkemece verilecek esas hükümle birlikte değerlendirilmesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı HMK’nın 362/1-c bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 07/12/2023
…
Başkan V.
…
e-imzalıdır.
…
Üye
…
e-imzalıdır.
…
Üye
…
e-imzalıdır.
…
Katip
…
e-imzalıdır.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”