Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/998 E. 2023/1223 K. 23.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/998 – 2023/1223
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/998
KARAR NO : 2023/1223

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ……….
ÜYE : ……….
ÜYE : ………..
KATİP : ………..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 20/04/2022
NUMARASI : 2022/107 E., 2022/392 K.

DAVACI : …………..
VEKİLİ : Av…………
DAVALI : …………
VEKİLİ : Av……….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/11/2023
YAZIM TARİHİ : 23/11/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/107 Esas, 2022/392 Karar sayılı dosyasında verilen 20/04/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin yetkilisi tarafından ……………A.Ş. ……. Şubesine ait ……….. tarihli ………… seri numaralı keşidecis…………… Olan ……….. TL bedelli ve ………… A.Ş. ……….. Şubesi’ne ait …………. tarihli …………. seri numaralı keşidecisi ………… olan ………… TL bedelli çeklerin tahsil edilmek üzere ………… tarihinde ………… A.Ş. ……………. Şubesine teslim edildiğini, çeklerin tahsil günü geldiğinde çek bedellerinin davalı tarafından müvekkili şirketin hesabına yatırılmadığı gibi çeklerin müvekkili şirkete de iade edilmediğini, müvekkili tarafından haricen edinilen bilgiler neticesinde çeklerin tahsil olduğunun öğrenildiğini, bunun üzerine çek bedellerinin müvekkiline ödenmesi için davalıya ihtarname ile müvekkili şirkete ödeme yapılması gerektiğinin ihtar edildiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini ve müvekkili şirkete herhangi bir ödemenin de yapılmadığını, çek bedellerinin tahsili amacıyla müvekkili şirket tarafından davalı aleyhine ……….. esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibinin yapıldığını, davalı tarafın icra takibine itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalının itiraz dilekçesinde söz konusu çeklerin kendi uhdesinde olduğunu kabul etmekle birlikte çeklerin merkeze gönderilmek üzere …………. Kargoya verildiğini ancak araçta çıkan yangın sonucu çeklerin kaybolduğunu, çeklerle ilgili ………… esas sayılı dosyasıyla çek iptal davası açtığını, çeklerde ödeme yasağı olduğunu, müvekkiline karşı bir borcu olmadığını ileri sürdüğünü, davalının itiraz dilekçesinde belirttiği gibi müvekkiline ait çeklerin yanmadığı, zayi olmadığı 3. kişilerce tahsil edildiğini, bankalara tahsil amacıyla teslim edilen çeklerin, banka tarafından zayi edilmesi neticesinde çeklerin iptal edildiği durumlarda, bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için yasanın öngördüğü öncelikli şekli ile çekin asli borçlusu keşideciye başvurulması ve başvurunun semeresiz kalmasının gerektiğini, yerleşik ……….. kararlarında da bankaların birer güven ve itimat kurumları olduğunu, bankaların güven ve itimat kurumları olmalarının yüklediği sorumluluklara uygun hareket etmek ve bunun temini için gerekli organizasyonu kurmakla mükellef olduklarını, davalı bankanın müvekkilinin tahsil amacıyla kendisine teslim ettiği çeklerin başkalarının eline geçmesine ve başkalarınca tahsil edilmesine sebebiyet vererek üzerine düşen sorumluluklarını ve yükümlülüklerini yerine getirmediğini, davalı tarafından yapılan haksız itirazın iptali konusunda dava şartının gereğini yerine getirmek için arabuluculuğa başvuruda bulunduklarını, ancak görüşmelerin olumsuz sonuçlandığını belirterek icra takibinin iptaline, takibin devamına, davalının itirazlarının kötü niyetli takibi sürüncemede bırakmaya yönelik olması nedeniyle alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkili banka aleyhine yönelen eldeki davaya konu takibin esasen üzerinde ödeme yasağı kararı mevcut çeklere dayandığını, müvekkili bankaya ciro ve teslim edilen ilgili söz konusu çek asılların kaybolduğunu, müvekkilinin davaya konu çekler üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde TTK’nın 757 maddesi gereği ödeme yasağı konulması ve takiben çek iptali kararı verilmesi için dava açtığını, mahkemece ödeme yasağı kararının verildiğini, takibe konu çekler üzerinde ………. Asliye Ticaret Mahkemesinin açık hükmü gereği ödeme yasağı kararı bulunduğu ve konu dosyada henüz ilan süresi dolmayarak nihai karar verilemediği sabit iken müvekkili bankanın takibe konu çekler üzerinde işlem yapması, tasarrufta bulunmasının mahkeme kararına açıkça muhalefet etmek anlamına geleceğini ve hukuken korunmayacağını, çeklerin müvekkili bankanın Gaziantep Gatem Şubesi tarafından kargo şirketine teslim edilmesi ve ilgili kargo şirketinin aracı içinde taşıma halindeyken söz konusu yangın sonrası araçta yapılan tüm aramalara rağmen bulunamadığını, gelinen noktada kaybolan ve yapılan ilanlara halen dönüş olmadığından yanarak zayi olduğu düşünülen söz konusu evrakların kötüniyetli kişi/kişiler tarafından tahsil edilmesini engellemek amacıyla üzerine ödeme yasağı konulmasını ve zayi nedeniyle iptallerinin istendiği, bu doğrultuda alınan karar ile mevcut durumda çekler üzerinde tasarruf edilmesinin hukuken engellendiğini, takip dayanağı çeklerin üçüncü kişilerce tahsil edilip edilmediğinin henüz şaibeli bir olgu olduğunu belirterek davanın reddine, takibinde haksız ve kötü niyetli olan alacaklı hakkında takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “…Diğer taraftan davalı bankaca bahse konu çeklerle ilgili zayi nedeniyle iptal davası açılmışsa da mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. TTK’nın 652. maddesi gereğince çek iptali kararı alan kişi bu karara istinaden iptal edilmiş senetteki hakkını dermeyan edebilirse de davalı bankanın zayi nedeniyle iptal kararı ile birlikte çekin keşidecisine müracaat etme hakkı bulunmamaktadır. Yine, davacının çeki almasına dayanak asıl ilişkiye dayalı olarak ilgililer aleyhine yasal yollara başvurması da mümkün değildir. Nitekim keşideciler çek bedellerini ödemiş olup borçtan kurtulmuşlardır. Yüksek mahkeme kararlarında davacının keşideci ya da cirantalara gitmesi gerektiği belirtilmişse de, yukarıda açıklanan nedenlerle bu mümkün olmayacağından ve bunda hukuki bir yarar da mevcut olmadığından doğrudan bankadan talepte bulunmasında hukuka aykırı bir yön bulunmamıştır. Nitekim çeklerin kaybolmasında (çeklerin kargoya verilmesi, sigorta yaptırılmaması), ………. Mahkemesince tedbir kararı verilmesine rağmen ödenmelerinde davalı taraf kusurlu olduğu gibi, basiretli bir tacir gibi davranma yükümlüğüne de aykırı davrandığından ve de vekalet akdinde vekilin vekalet görevini yerine getirirken gerekli dikkat ve özeni göstermesi gerekmekte olup, davalının uhdesindeyken çeki kaybetmesi nedeniyle doğan borçtan sorumlu olması nedeniyle davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiş, alacağın likit olup takibe yönelik itirazın haksız olduğu açık olduğundan İcra ve İflas Kanunu’nun 67/2 maddesi hükmü uyarınca kabul edilen kısım üzerinden hesaplanan icra inkar tazminatının da davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar vermek gerekmiş ve neticeten aşağıda yazılı şekilde hüküm kurulmuştur. (Bknz. Ör. İstanbul BAM 43. HD. 23.03.2021 tarih, 2020/230 E. – 2021/325 K. Sayılı kararı vb.) 1-Davanın kabulü ile; davalının Gaziantep İcra Müdürlüğü’nün 2021/112870 esas sayılı dosyasını yaptığı itirazın iptali ile takibin aynı şartlarla aynen devamına, 2-Alacağın likit olması ve davalının itirazında haksız olması nedeniyle hükmedilen alacağın %20’si oranındaki 17.065,86 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece hükmün karar vermeye elverişli zemini hazırlayacak yeterlilikte araştırma yapılmadan ve gerekli delil toplanmadan kurulduğunu, cevap dilekçesinde belirttikleri üzere müvekkili banka aleyhine başlatılan ………….. Esas sayılı icra takibine dayanak edilen evraklar üzerinde takip tarihi itibari ile ödeme yasağı kararının olduğunu, müvekkili bankanın ………….. Bölgesinde mevcut şubelerine ait sair birçok kambiyo senedi ve evrak ile beraber ………… Transfer Merkezi aracında çıkan yangın sonucu kaybolduğunu, bu hususta çekler üzerine ihtiyati tedbir niteliğinde TTK’nın 757. maddesi gereği ödeme yasağı konulması ve takiben çek iptali kararın verilmesi için dava açıldığını, ………… Asliye Ticaret Mahkemesinin …………. dava tarihli dosyada eldeki itiraz konusu takip dayanağı çeklere ilişkin ödeme yasağı kararının verildiğini, yerel mahkemece dosyaya sunulan delillerin ve çek iptali dosyasının hüküm kurmak ve müvekkili banka aleyhine takibi devam ettirmek için yeterli incelemeye tabi tutulmadığını, müvekkili tarafından ……….. tarihinde ………….’ya teslim edilen toplam ………. adet çekin ……………’ya ait aracın …………… yanması sonucu zayi olduğuna ilişkin ………….. tarafından düzenlenen tutanağın mahkemesine sunulduğunu, üstelik tedbiren ve özen yükümlülüğü gereği müvekkili tarafından hırsızlık şüphesine karşı suç duyurusunda bulunulduğunu, mahkemece yangına ilişkin tahkikatın re’sen araştırılması, araçta çıkan yangına ilişkin kusurun mevcut olup olmadığı, kusurun mevcut ise bunun teknik nedenler ve kargo şirketi ihmali kaynaklı olup olmadığının irdelenmesinin gerektiğini, itiraza konu hükümde yangına ilişkin de müvekkili bankanın sorumluluğunun işaret edildiğini, ilk basamakta bir borç bulunup bulunmadığı, ikinci basamakta ise borç mevcut ise borcun kaynağı mahkemece değerlendirilebiliyor ise bunun da somut şekilde gerekçelendirilmesinin gerektiğini, mahkeme kararı gerekçesinde yangının gerçekleşip gerçekleşmediği veya dava konusu evrakların yangında zayi olup olması hususundan ziyade müvekkilinin özen sorumluluğunun konu edilerek davanın reddedildiğini, eldeki mevcut belgelerin ve ulaşılması mümkün bilgilerin mahkemeye sunulduğunu, bunun haricindeki bilgi ve belgelerin ise dava dilekçesinde ve beyan dilekçesinde çok kez bildirilmiş kurumlara yazılacak müzekkere ile celbini engelleyecek bir hususun da bulunmadığını, hükmedilen icra inkar tazminatının hakkaniyete aykırı olduğunu, müvekkili bankanın özen sorumluluğunun olağanüstü yorumlandığı ve illiyet bağına ilişkin değerlendirmenin de bu hakkaniyet dışı yoruma dayandırıldığını, müvekkili aleyhine hüküm kurulmuş ise de esasen kusur veya ihmale ilişkin somut gerekçenin belirtilmediğini, bu yönde bir tespit için bilirkişi incelemesi şart olduğu halde rapor alınmadığı ve nihayeten müvekkili bankanın hangi önlemleri aldığı veya alması gerektiği halde almadığının düşünüldüğü önlemin ne olduğuna ilişkin teknik bir değerlendirmeye de yer verilmediğini, icra inkar tazminatının muhteviyatının borçlunun itirazında haksızlığına dayanması gerektiğini, fakat takip ve itiraz tarihi baz alındığında müvekkilinin itirazının haksız değil mecburi olduğunun açık olduğunu, açılan çek iptali davası ile aynı gerekçe ve mahiyetteki birçok davanın kabul edildiğini, davacının tacir sıfatının göz ardı edildiği fakat müvekkilinin sırf banka sıfatından bahisle sorumluluğunun olağanüstü düzeye çıkarıldığını ileri sürülerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava; tahsil cirosu ile davalı bankaya verilen iki adet çekin davalı banka nezdinde iken zayi olması nedeniyle davalıya karşı başlatılan icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dava dışı borçlular ……………. Petrol İnş. Ltd. Şti.’nin keşideci, davacının ciranta olduğu çeklerin tahsil amaçlı olarak davalı bankaya tevdi edildiği , henüz ibraz tarihi gelmeden davalı nezdinde kaybedildiği hususları çekişmesizdir.
İlk derece mahkemesi tarafından; bankanın güven kurumu olması, tarafların arasındaki ilişkinin vekalet akdi olması, davaya konu çeklerin ibraz tarihlerinde karşılıklarının bulunduğu ve bankalarca 3.kişilere ödendiği, çeklerin zayi olmadığı, keşidecilerin borcundan kurtulması nedeniyle davacının keşidecilere başvurmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, davalı banka vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre; bu yönde açılan davalarda alacaklının öncelikle kambiyo senedinin asıl borçlusuna başvurması gerektiği, aksi halde davanın zamansız açılan dava nedeniyle reddinin gerekeceği, ayrıca, kambiyo senedinin kaybedilmesi ile alacaklının bedelini tahsil edememesi arasında doğrudan illiyet bağının ve bu şekilde vekalet akdinin ihlal edildiğinin kanıtlanması gerektiği, borçlunun, alacaklının alacağına kavuşmasını engelleyici davranış ve tasarruflarının varlığının ispat edilmesinin zorunlu olduğu belirtilmiştir. (Yargıtay 11.HD., 05/07/2011 Tarih, 2011/7913 Esas, 2011/8314 Karar sayılı kararı.) Bununla birlikte; somut olayda çeklerin esasen yangında zayi olmadığı, bankalara ibraz edildiği ve ibraz tarihlerinde karşılıklarının bulunduğu ve üçüncü kişilerce ibraz edilip tahsil edildiği, borçluların borcundan kurtulduğu, davacı alacaklının ise alacağına kavuşamadığı, davalı bankanın tam kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. Zira; bankanın sorumluluğuna gidilebilmesi için çeklerin ibraz tarihi itibariyle bankada karşılığının olması yeterlidir. (Yargıtay 11.HD., 22/03/2010 Tarih, 2008/12191 Esas, 2010/3143 Karar sayılı kararı.) Dava konusu çeklerin de ibraz tarihinde bankalarda karşılığı vardır ve çekler tahsil edilmiştir. Bu itibarla davacının davasının tam kabulü ile, icra takibine konu alacağın çek bedelleri ve ihtarname masrafından oluşması ve likit olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesi yerinde görülmüştür.
Yukarıda açıklanan gerekçeler neticesinde; dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, davalının icra takibinde haksız olduğu, mahkemenin, davanın kabulü ile davalının icra inkar tazminatı ödemesine ilişkin kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken ………… TL istinaf karar harcından peşin alınan ……… TL’nin mahsubu ile bakiye ……… TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23/11/2023


Başkan
……
e-imzalıdır
……….
Üye
……….
e-imzalıdır
……..
Üye
……..
e-imzalıdır
……..
Katip
…….
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”