Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/994 E. 2022/1030 K. 10.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/994
KARAR NO : 2022/1030

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 18/03/2022
NUMARASI : 2021/483 Esas, 2022/271 Karar

DAVACI :..
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : ..
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 10/06/2022
YAZIM TARİHİ : 10/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 18/03/2022 tarih ve 2021/483 esas, 2022/271 karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin….ve … tarihlerinde …. ülkesinde faaliyet gösteren …..şirketine gönderilmek üzere, ithalat işlemi dahilinde, iki adet para transfer işlemi için davalı bankaya başvuruda bulunduğunu, …. tarihli olan … euro, ..tarihli olan …. euro tutarındaki işlemlerin, davacı tarafından davalı bankaya işlemin ithalat işlemi olduğu bilgilendirmesi yapılarak ödemelerin yapıldığını, fakat buna rağmen davalı bankanın ….tarihli işlemde herhangi bir para transferi gibi işlemi girişi yaptığı ve talep formları aldığını, bununla beraber hatasını fark eden bankanın ….tarihli işlemde tutumunu değiştirip ithalat talep formu alarak işlemleri tesis ettiğini, davalı bankanın dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı davranarak işlemi ithalat dahilindeki transfer işlemlerine uygun şekilde yapmaması neticesinde söz konusu işlemlerle transfer edilen paranın kötü niyetli kişilerce çekildiğini, davalının işlem girişi yaparken basiretli davranmaması, dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırı hareket ederek, şirket unvan ve bilgilerini gereği gibi girmemesi, dolayısıyla gerek muhabir bankaya gereksi alıcı bankaya da kontrol ve olayda olduğu gibi dolandırıcılık durumunda bilgileri kontrol edebilme şansı vermediğini, davacının bloke hususundaki talebine rağmen hiçbir işlem yapmadığını, muhabir banka …. Bank’a gönderilmek üzere olayın hali hazırda bir dolandırıcılık olduğunu, davacının teminat mektubu sunmayacağı, dolandırıcı (fraud) hesaptaki bakiyenin davacıya ödenmesi gerektiği yönündeki talebin … Bank’a ibraz edilmek üzere davalı bankaya sunulduğunu, …. Bank tarafından davacının talebinin haklı bulunduğu ve hesaptaki bakiye olan … euro’nun … tarihinde davacının hesabına yatırıldığı, davalı banka tarafından işlemin yapılabilmesi ve fraud hesaptaki paranın kendilerini ödenmesi için işlemin iki katı tutarındaki süresiz ve kati teminat verilmesi zorunluluğu olduğu yönündeki beyan ve talebin haksız olduğunu iddia etmiş olup, tüm bu nedenlerle…..euronun (dava tarihi itibariyle TCMB Efektif Satış Kuru karşılığı Türk Lirası: 278.341,83 TL) ferileriyle (faiz vb.) beraber bilirkişiye hesaplattırıldıktan sonra HMK 109. Maddesi çerçevesinde harcı tamamlatılmak suretiyle hakların doğum tarihinden itibaren işleyecek mevduata uygulanan en yüksek faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, uyuşamazlığa konu olayın yurt dışı döviz transfer işlemi olduğunu, bankacılık uygulamalarında yurt dışı döviz transfer işlemlerinin ağırlı olarak SWIFT sistemi ile yapılmakta olduğunu, SWIFT in uluslararası para transferlerinde ödemenin yapılacağı bankayı tanımlamak için kullanılan harf ve rakamlardan oluşabilen bir kombinasyon olduğunu, … kodlarının, para transferi sürecinde güvenliği sağlarken, aynı zamanda paranın hangi bankadan, hangi bankaya gönderildiğine dair bir kanıt teşkil etmekte olduğunu, ödemeyi alacak bankanın para hesaba geçmeden ödemeyi SWIFT bilgileri ile kontrol etme imkanın bulunduğunu, SWIFT transfer yönteminde para gönderen tarafından, alıcı bilgisi, alıcı banka swift kodu, alacı banka adı, şehir bilgisi, alıcı hesap no ya da IBAN bilgilerinin sağlanması gerektiğini, bu bilgelerin başta iban olmak üzere, para transferlerinin yanlış hesap numarası ile yapılmasını önlemek saikiyle geliştirilmiş bir hesap numarası standardı olduğunu, dava konusu iki transferin davacı firmanın talebiyle, firma imza ve kaşeli ithalat talep formu ve antetli fatura belgesi ile yapıldığını, ihracatçının unvanının talep formu ve faturada …. olarak geçtiğini, swift mesajının 70. Açıklama kısmında bilgi için fatura numarasının yazıldığını, her iki işleminde ithalat talep formu kapsamında gerçekleştiğini, davacının karşı bankanın gelen ödemeyi fatura kontrolü ile yaptığı iddiasının varsayımdan ibaret olduğunu, bankaların karşı banka IBAN doğruluğunu, sorgulama yükümlülüğünün bulunmadığını, kaldı ki söz konusu işlemlerde hesap bilgisinin yanlışlığı, unvan bilgisi yanlışlığının olmadığını, ….tarihinde dolandırıcılık işlemi olduğunun müvekkil banca bildirildiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu uyuşmazlığın havale sözleşmesinden kaynaklı gönderici bankanın gönderenin talimatlarına aykırı davrandığı iddiası ile muhatap bankanın 3. kişilere yaptığı ödeme nedeniyle uğranılan zarardan kaynaklı tazminat davası olduğu, davaya konu olayın …. tarihli, … Euro değerindeki döviz transfer işlemi ile ilgili olduğu, yaptırılan 2 kişilik ve 3 kişilik heyet bilirkişi incelemesi neticesinde; dosyaya sunulan deliller ve mevzuat hükümleri tartıştırılmış olup, neticede davacının, davalı bankaya ithalat talep formunu sunduğu, bu formda alıcı banka, alıcı firma, swift kodu, alıcı iban, peşinat, ürünün sevk edileceği ülke ve düzenleme tarihinin belirtildiği, ithalat talep formunda fatura no belirtilmemiş ise de dosyaya sunulan 2 adet faturaya ilişkin peşinat toplam tutarının ithalat talep formu ile uyuştuğu, ayrıcı fatura açıklamasında yer alan banka adı, iban ve swift kodları gibi bilgilerde formdaki bilgiler ile uyuştuğu, dava değeri olan miktarın alıcı tarafa davacının talimatları doğrultusunda fatura açıklama bölümünde ve ithalat talep formunda yer alan ödeme şartları referans alındığından gönderilen miktarın dava değeri olan miktar ile uyuştuğu, transferi gerçekleşen paranın bankaya ulaştığı andan itibaren alıcı tarafın ilgili transfere ulaşma imkanını kısıtlayan ulusal ya da uluslararası bir düzenleme bulunmadığı, ithalatçı konumundaki davacının gönderenin bu peşin gönderiminin kalan fatura tutarının ….mukabili ödeme yöntemi ile düzenlendiği, buna göre ihracatçı firmanın bankasına ödemenin gerçekleşmesine takiben, belgelerin ithalatçıya teslimini öngören bir ödeme şekli olduğu, bu sayede ithalatçının teslim aldığı ödeme belgeleri ile ürününü gümrükten teslim alabildiği, dava konusu …. Euroluk peşinat ödemesinin karşı banka tarafından alıcı tarafa fatura ibrazı ile yapılabileceğine dair ne taraflar arasında bir sözleşmenin bulunduğu, ne de uluslararası bu durumu ön gören bir mevzuatın bulunduğunun anlaşıldığı, Swift yöntemi ile gönderilen parada alıcı bankanın ilgili kodu kontrol ile para ödemesini gerçekleştirebileceği, bu yöntemde bankaların faturadaki bilgiler ile ithalatçı talep formundaki bilgileri karşılaştırma yükümlülüğüne ilişkin özel bir düzenleme bulunmadığı, yine mevzuata göre davacının iddiasında olan “normal havale” “ihracat için havale” gibi ayrımların neye göre tasniflendirildiğine ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, havalenin niteliğini belirleyen gönderme yöntemleri olduğu, somut olaydaki swift yönteminin uygulanması ve bu yöntemin gereklerinin davalı banka tarafından yerine getirildiği, dolandırıcılığa ilişkin zararların gönderici bankanın değil belki alıcı bankanın yerel ve uluslararası mevzuatın gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle ve yahut sözleşme dışı 3. kişinin kötüniyetli ve suç içeren yöntemleri ile sorumlu olabileceği, ancak somut olayda davalı gönderici atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde yer alan iddialarının bilirkişilerce ve mahkemece gereği gibi değerlendirilmediğini, raporda; davalı bankanın faturaları kontrol yükümlülüğü olmadığı yönünde tespit yapıldığını, öncelikle davacı müvekkili tarafından istenen işlemin bankaca yapılıp yapılmadığı, dolayısıyla istenen işlemin yapılmamasından kaynaklı olarak bir hizmet kusurunun doğup doğmadığı olduğunu, ithalat bedeli ödemesinin, vesaik mukabili vb. uluslararası işlem prosedürleri; müvekkili firma gibi dünyanın her yerinden ticaret yapan banka müşterilerinin işlem ve para güvenliğinin sağlanması için olduğunu, davalı banka gibi kurumların somut olayda olduğu gibi prosedürleri eksik ve/veya yanlış işletmesi müvekkilinin ve müvekkili gibi binlerce firmanın işlem güvenliğini ortadan kaldırdığını, küçük büyük mağduriyetlere yol açtığını, yapılan harici araştırmaya göre bankalarca kontrol belgeleri istenmekte olup, sadece taraf bilgilerinin uyuşmasının ödemeyi almak için yeterli olmadığını, bu anlamda genel uygulamayı anlayabilmek için Türkiye’de hizmet veren bankalara bilgi edinmek amaçlı olarak ithalat talep formu doğrultusunda gönderilen ve alınan ödemelerin teslimi için hangi belgelerin bankalarca talep edildiğinin sorulmasını mahkemeden talep etmelerine rağmen işbu taleplerinin değerlendirilmediğini, bu konunun incelemeye tabi tutulmaması eksik inceleme teşkil ettiğini, hazırlanan karar esas raporunda taraflarınca kabulünün mümkün olmadığını, raporda yalnızca davalı ….. faturayı kontrol yükümlülüğü olup olmadığı hakkında tespitte bulunduğunu, davanın konusunun, davalının faturayı kontrol yükümlülüğü olmadığını, davalının tek icrai veya ihmali fiili bununla sınırlı olmamanın yanı sıra raporda davalının yanlış yönlendirmeden, dolandırıcılık mağduru müvekkilin içinde bulunduğu duruma rağmen şart olmamasına karşın teminat mektubu satmaya çalışmasının, açıkça irade beyanlarını ortaya koymalarına karşın haksız ve dayanaksız olarak teminat mektubu satın almayı kabul etmediği için beyanı ….banka göndermeyi reddetmesi gibi fiilleri ve diğer icrai ve ihmali uygulamalarından hiç söz dahi edilmediğini, bu konularda hiç bir değerlendirme yapılmadığını, bilirkişi raporunun bu yönlerden eksik ve hatalı olduğunu, ayrıca raporu hazırlayan bilirkişi heyetinin yerel finans işlemlerinde uzmanlaşmış olup ( Borsa işlemleri gibi) dış ticarette ödeme ve bankacılık işlemleri alanında uzman bir heyete dosyanın tevdii taraflarınca talep edildiğini ve yine bu talepleri değerlendirilmeden karara geçildiğini, bu nedenlerle kararın kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında aynen “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23/07/2010 gün ve 6009 S.K/18. maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir… Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 16/3. maddesinde ise; “Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz” denilmiştir. “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddede ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Nitekim, 492 Sayılı Kanun’un 29. maddesinde, yargılama sırasında tespit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409 uncu maddesinde de gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu belirtildiğine göre, dava açıldığında yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcının hiç yatırılmaması halinde de, aynı şekilde anılan harçlar ilgilisince ödenmedikçe davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.
Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır.
Ancak mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan, anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup, takibi işlemler yapılamaz.
Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harç ve ilamın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır.
Harç hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gibi istinaf incelenmesinde de resen dikkate alınır.
Davacının açmış olduğu tazminat davasında; dava açılışında alınması gereken 80,70 TL başvurma harcının alınmadığı anlaşılmıştır.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun münhasıran harç sebebiyle kabulü ile mahkeme kararının esası incelenmeksizin kaldırılarak, yukarıda bahsedilen şekilde işlem yapıldıktan sonra bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 18/03/2022 tarih, 2021/483 esas, 2022/271 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin incelemesine bu aşamada yer olmadığına,
HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca kesin olarak oy birliği ile karar verildi. 10/06/2022

..
Başkan

..
Üye
….

..
Üye

..
Katip
..

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”