Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/88 E. 2022/275 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/12/2019
NUMARASI : 2018/198 Esas, 2019/1558 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
TEMLİK ALAN
DAVALILAR :
VEKİLİ :
:
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
YAZIM TARİHİ : 16/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 05/12/2019 tarih ve 2018/198 Esas, 2019/1558 Karar sayılı kararın istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; Müvekkilinin keşidecisi ….San. Taş.Ltd. Şti. olan, ….Bank …Şubesine ait,….keşide tarihli, …. çek nolu, … TL bedelli, Keşidecisi …. San. Taş.Ltd. Şti. Olan, ….Bank … Şubesine ait, … keşide tarihli, …. çek nolu, … TL bedelli, Keşidecisi … San. Taş.Ltd. Şti. Olan, ..Bank….Şubesine ait, …keşide tarihli, …çek nolu, …TL bedelli, Keşidecisi … San. Taş.Ltd. Şti. Olan, … Bank …Şubesine ait, … keşide tarihli, … çek nolu, …TL bedelli, Keşidecisi… San. Taş.Ltd. Şti. Olan, ….Bank … Şubesine ait, … keşide tarihli, … çek nolu, … TL bedelli, Keşidecisi … Ltd. Şti. Olan, … Bank … şubesine ait, … keşide tarihli, … çek nolu, …TL bedelli, Keşidecisi …. olan, …Şubesine ait, … keşide tarihli, …. çek nolu, …. TL bedelli, Keşidecisi …. olan, ….Bankası …Şubesine ait, …. keşide tarihli, ….çek nolu, …TL bedelli, Keşidecisi …olan, … Bankası …Şubesine ait, … keşide tarihli, ….çek nolu, … TL bedelli, Keşidecisi … olan, ….Şubesine ait, … keşide tarihli, … çek nolu, …TL bedelli ve Keşidecisi …. olan, … Bankası ….Şubesine ait …. keşide tarihli, … çek nolu, … TL bedelli toplam 11 adet çekin yetkili hamili olduğunu, çeklerin müvekkilinin müşterilerine ait olduğunu ve teminat olarak bulundurulduğunu, yapılan araştırmalar sonucunda çeklerin …tarafından şirket kaşesi ve cirosu ile davalı bankaya kredi teminatı olarak verildiğinin öğrenildiğini, çekler üzerinde bulunan, şirket adına atılan imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığını, şirket yetkilisinin imzasının taklit edilerek davalı bankaya verildiğinin yapılan araştırmalar sonucunda tespit ettiklerini, davalı banka çalışanlarının da …….’nun dolandırıcılık niyetiyle yapmış olduğu kötüniyetli eylemine iştirak ettiklerini ve bu konuda ağır kusurlu olduklarını, çeklerin bankaya teslim edilmesi sırasında yapılması gereken işlemlerden olan imza sirküsüyle birlikte şirket yetkilisinin bizzat müracaatı ve huzurda imza atması eyleminin gerçekleştirilmediğini ileri sürerek sözkonusu çeklerden dolayı müvekkilinin davalı bankaya borçlu olmadığının tespitine ve çeklerin istirdatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı Vekili; Davacı şirketin müvekkili banka ile 23/10/2012 tarihinde çalışmaya başladığını, sonrasında müvekkili banka çalışanları tarafından şirket adresine yapılan ziyarette şirket yetkilisi ….ın banka personeli ile …’nu tanıştırdığını ve kendilerine ortak olduğunu, ancak henüz resmiyete dökmediklerini, ancak resmiyete de dökeceklerini dile getirdiğini, banka işlemlerini ….’nun yürüteceğinin bildirdiğini ve bir çok banka işlemlerini yürüttüğünü, dava konusu çekler bankaya teslim edilirken çek üzerindeki imzaların davacı şirket yetkilisinin imza sirküsündeki imzasıyla benzer olduğunu, teslim alınırken davacı şirket yetkilisinden telefonla onay alındığını, eğer habersiz işlem yapılmış ise çeklerin neden ….’nda bulunduğu, şirket kaşesinin adı geçende ne işi olduğu, çeklerim bankaya teslim edildiği 23/05/2014 tarihinde çalındığına dair bir şikayetin bulunup bulunmadığı hususlarının araştırılması gerektiğini, ayrıca dava dışı …. tarafından 11 çek dışında …bank …şubesine ait … TL bedelli çekinde verildiğini, bu çek bilgisinin de davacıya verildiğini, ancak bu çek hakkında dava açılmadığını, çeklerin keşidecileri ve cirantalarının bulunduğu başka çeklerin de daha önce bankaya tahsil için verildiğini, şüphe uyandıracak bir durumun olmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; dosya kapsamı ve İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarından alınan raporlar esas alındığında, davaya konu edilen 11 çekteki davacı şirket kaşesi üzerindeki ciranta imzalarının şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı, yine davaya konu olmayan ancak İstanbul Polis Kriminal Laboratuvarından alınan 28/09/2015 tarihli raporda incelemeye konu edilmiş 27 adet çekteki imzaların da şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı ve bütün bu çeklerdeki imzaların aynı kişinin eli ürünü olduğunun belirtildiği, yine dosya kapsamı ve alınan raporlardan davaya konu edilen 11 çekle kredi kullandırıldığını gösteren kayıt ve belge bulunmadığıi ancak bu çeklerin tevdi edildiği …. tarihinden sonra 99.500,00 TL ve 42.000,00 TL kredi kullandırıldığı, kullandırılan bu kredilerin 99.000,00 TL ve 41.000,00 TL tutarlarının….’na ödendiği, banka kayıtlarına göre yazılı talimat alındığı ve şirket yetkilisi ….dan teyit alındığı notunun yer aldığı ancak bu teyidin imza teyidi mi yoksa işlem teyidi mi olduğunun tespit edilemediğinin dosya kapsamı ve alınan raporlar ile sabit olduğu, davaya konu çeklerdeki ciranta imzasının davacı şirket yetkilisine ait olmadığı, ancak davaya konu çeklerin davacı şirket kaşesi ile ciro edilerek bankaya veren şahıs (….) ile davacı şirket kaşesi altında 27 adet çeki ciro ederek bankaya verdiği ve bunlara bir itirazın bulunmadığı, davaya konu çeklerin doğrudan bir kredinin teminatı olarak verildiğine dair kayıt tespit edilemediği ancak bu çeklerin verilmesinden (23.05.2015) sonra kullandırılan 99.500 TL (23.05.2014) ve 42.000 TL’lik(10.06.2014) kredi kullanma talimatlarının şirketçe verildiği ve bu talimatlara herhangi bir itiraz bulunmadığı, daha sonra bu krediler nedeniyle ….tarafından sırasıyla 99.000,00 TL ve 41.000,00 TL nakit çekimi yapıldığı, kredilerin davacı şirket hesabına geçtiği,…’nun banka personeline şirket adına işlemler yapan şahıs olarak güven oluşturduğu nazara alındığında davacının yapılan işlemlere zımni davranışlarla icazet verildiğinin kabulünün gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; Yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, mahkemece itirazları değerlendirilmeden bankanın dosyaya tek taraflı bildirmiş olduğu teyit alınma bildirimlerini bankanın yazılı olarak ispat edememesine rağmen sadece banka beyanını dikkate alarak dava dışı …’nun daha önceden şirket adına bankacılık işlemleri yapmış olmasını yanlış değerlendirmeye sebebiyet verecek şekilde geniş yorumlayarak değerlendirdiğini, müvekkilinin dava dışı şahsa vermiş olduğu yetkilerin sınırlı olduğunu, mahkemece hükme esas alınan raporun davalı banka personeli tarafından davacı şirket yetkilisinden teyit alındığı yönündeki not referans alınarak hazırlandığını, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, çekler üzerindeki ciro imzalarının müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının sabit olduğunu, dolayısı ile müvekkil şirket yetkilisinin cirosu olmadan kötüniyetli 3.kişilerin sahte imzası ile çeklere hamil olan davalı banka çalışanlarının çekleri alırken ortaya koydukları tutum ve davranışın bankanın çekleri kötüniyetle iktisap ettiğini veya iktisapta ağır kusuru bulunduğunu ortaya koyduğunu, davalı bankanın iyiniyetli hamil sayılamayacağını, dava dışı ….’nun daha önceden şirket adına bankacılık işlemleri yapmış olmasının yanlış değerlendirmeye sebebiyet verecek şekilde değerlendirildiğini, müvekkilinin dava dışı şahsa vermiş olduğu yetkiler sınırlı ve bankadan teyit aracılığı ile gerçekleştirildiğini, dava dışı şahsın kötüniyetli tutum ve davranışının daha önce verilen talimat ve yetkilerle meşrulaştırılması düşünülemeyeceğini, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Dava menfi tespit talebine ilişkindir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/02/2022

Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”