Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/814 E. 2022/1111 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ .
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/814
KARAR NO : 2022/1111

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP : ..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/04/2022
NUMARASI : 2022/154 Esas, 2022/324 Karar
DAVACI : ..
VEKİLİ : Av. ..
DAVALI : ..
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 22/06/2022
YAZIM TARİHİ : 22/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/04/2022 tarih ve 2022/154 Esas, 2022/324 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının hamili olduğu …. Bankası A.Ş. …..Şubesi’ne ait…. keşide tarihli ….TL’lik çeki 30/06/2021 tarihinde ibraz edildiğini, daha sonra ………Bankası … Şubesine müracaat ederek bankanın sorumlu olduğu tutar istenildiğini, …. Bankası….Şubesi tarafından…. tarihli cevabında ödenmeyeceğinin bildirilmesi üzerine davalı hakkında … İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yapılan icra takibine çekteki imza ile keşidecinin muhatap bankadaki imzasının birbiri ile uyumlu olmadığı tespit edildiğinden borca itiraz edildiğini, davalı tarafından yapılan bu itiraz takibi uzatma maksatlı olduğunu, herhangi bir hukuki dayanağı bulunmadığını, davacının alacağını sürüncemede bırakmak istediğini, bu nedenle davanın kabulüne, davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin …. İcra Müdürlüğü’nün….. Esas sayılı dosyası üzerinde devamına, haksız itiraz eden borçlu aleyhine alacağın % 20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından davalı banka aleyhine …..İcra Müdürlüğü’nün…. E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, işbu takibe davalı banka tarafından yasal süresi içinde itiraz edilmesi üzerine; davacı tarafından itirazımızın iptali ve % 20 icra inkar tazminatına karar verilmesi istemiyle huzurdaki dava açıldığını, takip konusu çekin arka yüzünde yer alan şerden de anlaşılacağı üzere çekin takasa ibraz edildiğini, karşılıksız kaydı takastan yazılan çekler için banka sorumluluk tutarının talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, takip konusu çeklerin karşılıksız yazıldığı tarihten sonra 15 gün içerisinde davalı bankaya başvurularak talepte bulunulmaması nedeniyle, banka sorumluluk tutarının talep edilebilmesinin mümkün olmadığını, çek üzerindeki imza ve benzeri hususların uyuşmaması durumunda sorumluluk tutarını ödeyen banka keşideciye ödediği tutarı rücu edemeyeceğini, takip konusu çek bakımından da muhatap banka olarak davalı banka, çek üzerinde incelemede bulunduğunu, çekteki imza keşidecinin imzasına benzemiyorsa bu halde hesapta karşılık olsa dahi bir ödeme yapılması mümkün olmadığını, yine banka çek sorumluluk tutarı da istenemeyeceğini, imza benzememesine rağmen ödeme yapılır ise muhatap banka aralarındaki kredi sözleşmesi niteliğindeki çek taahhütnamesine dayanarak müşterisine rücu da edemeyeceğini, somut olayda ise takip konusu çek karşılıksız kaydı almışsa da esasen çekte imza uyuşmazlığı bulunduğunu, davacı tarafın dava konusu çekin keşideci şirket yetkilisi tarafından imzalandığını davalı bankanın kötüniyetli olarak banka sorumluluk tutarını ödemekten haksız yere imtina ettiği şeklinde tamamen mesnetsiz bir iddia ile talepte bulunduğunu, çek üzerindeki imza hiçbir şekilde keşideci şirket yetkilisine ait olmadığını, davalı bankanın ödemeden kurtulma bahanesi ile hareket etmediğini, dava konusu çek için davalı bankanın ödeme yapmasınon mümkün olmadığını, aksi bir durum müvekkil bankanın keşideciye karşı sorumluluğunun doğacağını, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; “…Yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında, davaya konu çekin yasal yükümlülük tutarının davalı banka tarafından ödenmediğinden bahisle iş bu dava açılmıştır. Dosya arasında bulunan çek sureti incelendiğinde çekin arkasında keşideci imzalarının tutmadığından bahisle ödeme yapılmadığı görülmüştür. 5941 sayılı Çek Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’na göre muhatap banka çekte keşidecinin imzasını kontrol etmekle yükümlüdür. Buna göre çek üzerindeki keşideci imzası, bankada bulunan imza örnekleriyle uyumlu değilse, banka çek bedelini ve yasal yükümlülük tutarını ödemekten kaçınabilir. Bunun bir dayanağı da bankanın basiretli tacir gibi hareket ederek, çekin gerçek sahibi dışında düzenlenmesinin doğuracağı olumsuz sonuçlara engel olmaktır. Tüm bu hususlar çerçevesinde keşideci tarafından düzenlenmediği şüphesi uyandıran çeklerin yasal taahhüt tutarının banka tarafından ödenmemesinde herhangi bir hukuka aykırılık bulunmamakla davanın reddine…” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin kararının usul ve yasaya aykırı olup kaldırılması gerektiğini, davalı tarafından icra takibine yapılan itirazın takibi uzatma maksatlı ve kötü niyetli olup, herhangi bir hukuki dayanağının bulunmadığını, davalının tamamen kötü niyetli olarak borcunu ödemediğini ve davalının çekteki imzayı inceleme yetkisinin bulunmadığını, davalı bankanın kendisine ibraz edilen çeki düzenleyenin imzası üzerinde sadece ıslak bir imza olup olmadığına dair bir inceleme yapabileceğini, bunun dışında “çek üzerindeki imzanın keşideciye ait olmadığı”, “çek üzerindeki imzanın belirsiz olduğu” vb. gerekçelerle karşılığı olan bir çeki ödemekten veya karşılığı olmayan çek hakkında “karşılıksızdır” işlemi yapma zorunluluğundan imtina edemeyeceğini, bu durumun Kanunda da açıkça belirtilmiş olup söz konusu çek ile ilgili mahkemeler tarafından verilen tedbir, durdurma gibi bir kararın da bulunmadığını, davalı bankanın çek üzerinde yapabileceği incelemenin 6102 sayılı TTK ve 5941 sayılı Kanun’da yazılı hususlarla sınırlı olmak zorunda olduğunu, ekte sunulan Yargıtay 19. Ceza Dairesi’nin 2019/35817 E., 2020/415 K. ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2015/14145 E., 2016/3468 K. sayılı ilamlarının tüm iddialarını ve yerel mahkemenin hukuka ve yasaya aykırı bir karar verdiğini doğrular nitelikte olduğunu belirterek, açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin kararının itirazları doğrultusunda kaldırılmasına ve davanın kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
6100 sayılı HMK.’nun 341-(2) maddesinde; “Miktar veya değeri Üçbin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir.” hükmü mevcuttur. Ayrıca, 6100 sayılı HMK.’nun Ek 1. maddesinin 1. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırın her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, önceki yılda uygulanan parasal sınırların; o yıl için 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun mükerrer 298. maddesi hükümleri uyarınca Maliye Bakanlığı’nca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanır. Bu şekilde belirlenen sınırların On Türk Lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmaz.” hükmünün yanı sıra, aynı maddenin 2. fıkrasında; HMK.’nun “341. maddesindeki parasal sınırların uygulanmasında hükmün verildiği tarihteki miktarın esas alınacağı” düzenlenmiş bulunmaktadır.
İlk derece mahkemesinin karar tarihi ….olup, takipte …. TL çek sorumluluk bedeli, …. TL faiz olmak üzere toplam….TL’nin tahsili talep edilmiştir. 6100 sayılı HMK’ya 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile ilave edilen Ek Madde 1 hükmü uyarınca yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında kesinlik sınırı 2022 yılı için 8.000,00 TL’dir. HMK’nın 341/2. maddesi gereğince miktar veya değeri 8.000,00 TL’yi geçmeyen malvarlığına ilişkin kararlar kesin olup, HMK’nın 346. maddesi gereğince kesin olan karara ilişkin istinaf dilekçesi ilk derece mahkemesince reddedilebileceği gibi 352. maddesi gereğince yapılan ön inceleme neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebilir.
Somut olayda davacı taraf, 2745,71 TL’nin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptalini talep etmektedir. Dava değeri, karar tarihi itibarı ile HMK.’nun 341-(2) maddesinde düzenlenen kesinlik sınırının altında olup, ilk derece mahkemesince verilen karar kesin niteliktedir. Bu nedenle mahkemece davacı vekilinin istinaf talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf talebinin reddi kararına yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/06/2022

.
Başkan
.
e-imzalıdır.
.
Üye
.
e-imzalıdır.
.
Üye
.
e-imzalıdır.
.
Katip
.
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”