Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/750 E. 2022/1430 K. 30.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/750
KARAR NO : 2022/1430

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/02/2022
NUMARASI : 2018/1662 Esas, 2022/145 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1 -… – …
VEKİLİ : Av. …
: 2 -… – …
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/09/2022
YAZIM TARİHİ : 30/09/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 24/02/2022 tarih ve 2018/1662 Esas, 2022/145 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili: …İcra Müdürlüğü’nün ……Esas sayılı dosyasında müvekkili hakkında davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin yurt dışında yaşadığını, tebliğ yapılan adresin müvekkilinin tatile geldiği dönemde kaldığı ev olduğunu, ödeme emrinin bu ev adresine yapıldığını iade edildiğini, akabinde yapılan tebligatın muhtara teslim edildiğini, takibe konu senedin taklit imza ile oluşturulduğunu, senedin sahte olduğunu, olmayan bir alacağa dayalı olarak takip yapıldığını ve müvekkilinin mallarına haciz konulduğunu, bu hususta davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını, davalının ifadesinde müvekkili ile aralarındaki ticari ilişkiden dolayı müvekkilinin borcuna karşılık verdiğini, taraflar arasından herhangi bir borç alacak ilişkisi olmadığını, takibin hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin davalılara hiçbir borcu olmadığını, bonodaki imzaların müvekkiline ait olmadığını, müvekkili ile senet lehdarı olan diğer davalı … arasında devam eden davalar olduğunu, aralarında husumet olduğunu, müvekkilinin senedin düzenlendiği tarihte ve o yıl boyunca Türkiye’ye gelmediğini, bu nedenlerle müvekkilinin icra dosyasına dayanak bonodan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … Vekili: davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davalıya ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edildiğini, davacının Gaziantep 2. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/833 Esas sayılı dosyasında tebligatın usulüne uygun yapılmadığından bahisle dava açtığını, ancak sonrasında davacı vekilinin tebligatın usulüne uygun olduğunun farkına varınca davayı gecikmiş itiraz olarak açtıklarını beyan ettiğini, davacı vekilinin senedin sahte olduğuna dair iddialarını kabul etmediklerini, senetteki imzanın davacıya ait olduğunu, davacı vekilinin senedin imzalandığı tarihte müvekkilinin Türkiye’de olmadığı iddiasının da senedin davacının bulunduğu yerden tanzim edilerek gönderilmiş olma ihtimali karşısında dinlenemez olduğunu, senede karşı ileri sürülen iddiaların senetle ispat edilmesi gerektiğini, davacının amacının alacağın tahsilini geciktirme amaçlı olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesin talep etmiştir.
Davalı … Vekili : davanın görevli mahkemede açılmadığını, görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, takip konusu senedin müvekkilinin alacağına karşılık verildiğini, senette sahtecilik iddiaları ve borcun bulunmadığına ilişkin iddiaların yerinde olmadığını, senede karşı ileri sürülebilecek her iddianın senetle ispat zorunluluğu bulunduğunu, davacı tarafın dava dilekçesinde her ne kadar senedin sahte olduğunu ve imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmişse de bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını, senetteki imzasının davacıya ait olduğunu, bu hususun yapılacak imza incelemesi ile ortaya çıkacağını, senedin düzenlendiği ve imzalandığı tarihin …. yılı olduğunu, davacının imzasını değiştirmiş olabileceğini, müvekkilinin dava konusu senedi diğer davalıya borcuna karşılık verdiğini, …’ın da senetten kaynaklı alacağını tahsil etmek amacıyla müvekkili aleyhine ve davacı aleyhine icra takibi başlattığını, davacının borcunu ödememek için senede ve imzaya itiraz ettiğini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; 6762 sayılı TTK.nun 690. maddesi yollamasıyla uygulanması gerekli TTK. nun 592. maddesi uyarınca (aynı yöndeki düzenlemeler 6102 s. TTK m.773/2-f, m.680, m.776 ) uyarınca açık bono düzenlemesinin mümkün olduğu, tedavüle çıkarılırken tamamen doldurulmamış bono düzenlenmesinin mümkün olduğu, senedin tedavüle çıkarılırken anlaşmaya aykırı doldurulduğunu iddia eden davacının iddiasını yazılı delille ispat etmesi gerektiği değerlendirildiği, bu nedenle imza dışındaki kısımların keşideci dışında birisinin düzenlemesinin senedin geçerliliğine bir etkisi bulunmamakta olduğu, davacının iradesine aykırı doldurulduğunun davacı tarafça yazılı delille ispatlanması gerektiği, ancak bu husus yazılı delille ispatlanamadığı gibi davacının davaya konu vakıaları ileri sürdüğü …. CBS’nin …. soruşturma sayılı dosyası … ile sonuçlandığı ve bu karara yapılan itirazda Gaziantep 1 Sulh Ceza Mahkemesince reddedildiği, bono üzerindeki düzenleme tarihinin kural olarak fiilen düzenlendiği tarih olması beklenilse de bu tarihin gerçeğe aykırı şekilde düzenlenmesi senedin geçerliliğine bir etki etmediği, (benzer değerlendirmeler için bkz. HGK 2009/367-411 E.K; Kendigelen/Kırca: Kıymetli Evrak Hukuku, onikilevha, 2019, s.175) bu bakımdan somut olayda davacının senet tanzim tarihinde yurtdışında olmasının senedin geçerliliğine bir etkisi bulunmadığı, belirtilen nedenlerle ispatlanamayan davanın reddine karar verildiği ve infaz edilmiş bir tedbir kararının bulunmaması sebebiyle kötü niyet tazminatına hükmedilmemesine karar verilmiştir.
Davacı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, somut vakıada …. TL bedeli havi …. vade tarihli senetle örnek … üzerinden …. tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı hamil …, … TL bedeli havi ….vade tarihli senetle örnek 7 üzerinden, senet mümzi davacı müvekkil ile senet lehtarı davalı ….. aleyhine; ….TL asıl alacak ve vade tarihi …dan icra takip tarihi …’e kadar işleyen faizi …. TL olmak üzere … TL üzerinden takip başlattığını, müvekkil …, …. ülkesinde yaşadığından Türkiye’de kayıtlı adresine yapılan tebliğden süresi içerisinde haberdar olamadığını, asıl alacak ve faiz alacağına karşı işbu menfi tespit davası açıldığını, somut vakıada müvekkil, takip tarihi itibariyle takip dayanağı evrakın zamanaşına uğradığını, ancak ilk derece mahkemesi, Yargıtay 23. Hukuk Dairesi, E.2014/10397-K.2015/7441; Yargıtay 11. Hukuk Dairesi E.2020/2929, K.2021/1141, sayılı içtihatlarını referans göstererek, müvekkilin ödeme emrine süresi içerisinde itiraz etmediğini, ödeme emrinin kesinleşmesine sebebiyet verdiği gerekçesiyle, zamanaşımı def’ine itibar etmediğini, oysa İçtihadı Birleştirme Kararları, benzer hukuki konularda adliye mahkemelerini, Yargıtay Dairelerini ve Genel Kurullarını bağladığını, (Yargıtay K. m. 45/5) ve ait olduğu konuda kesinleşmiş kararları etkilemez ise de görülmekte olan (derdest) bütün işlere etkili olduğunu, dava konusu uyuşmazlık, 25/12/2019 gün ve E. 2019/1 , K.2019/8 sayılı içtihadı birleştirme kararına nazaran çözülmesi gerektiğini, müvekkil davacı … ile her bir mirasçı arasında düzenlenen gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ve sözleşmede geçen hisse bedellerinin ödendiğini belgelendiren banka kayıtları dosyasına delil olarak ibraz edildiğini, …. Cumhuriyet Başsavcılığı, senet mümzi davacı ile kardeşi lehtar ….’nu tanıyan akrabaları tanık olarak dinlediğini, tanıkların ….’nun hiç kimseye ….TL borç verecek maddi imkanın olmadığını ifade ettiğini, davalı …’ın beyanlarına itibar edilemeyeceğini, senedin bu şahsa en geç … senesinde ciro edildiğini nazara alındığında, …’ın ….TL alacağına karşılık zamanaşımına uğramış bir bonoyu teslim aldığı kabul edilmesi gerektiğini, diğer taraftan …’ın, üzerine hiçbir malvarlığı olmayan fukara bir kadına …. TL gerçekten borç veremeyeceğini, davalı …’ın gerçekte bir alacağı bulunmadığını, davalı lehtar …. bakımından bedelsiz olan takip dayanağı senet takip alacaklısı … bakımından da bedelsiz olduğunu, her iki davalının yurt dışında yaşayan müvekkilin mernis adresine çıkarılacak bir tebligattan haberinin olmayacağını çok iyi bildiğini, bedelsiz senetten nemalanmaya çalışan …’ın diğer davalı … …. ile birlikte hareket ettiğini, davalı hamil …’ın müvekkilden temel ilişkiden kaynaklı bir alacağı bulunmadığını, bununla birlikte …’ın diğer davalı lehtar ….’na borç verdiği kabul edilse bile, …’ın kendi beyanlarıyla sabit olduğu …’e …. sonrası borç verdiğini, davalı …, takip öncesinde müvekkil …’e ödeme/ muacceliyet ihtarnamesi göndermediğini, müvekkilin ancak icra takibiyle temerrüte düştüğü halde, senedin vade tarihi ….dan takip tarihine kadar geçen dönem için hesaplanan …. TL faiz alacağının haksız olduğunu, müvekkilinin bu faiz alacağı bakımından da borçlu olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın reddine ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli istinaf karar harcı peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın Dairemizce taraflara tebliğine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/09/2022


Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”