Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/745 E. 2022/1977 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/745 – 2022/1977
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/745
KARAR NO : 2022/1977

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …….
ÜYE : ………
ÜYE : ………
KATİP : …….

İNCELENEN KARARIN :
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/03/2022
NUMARASI : 2022/44 Esas, 2022/205 Karar
DAVACILAR : 1-…..
2-…….
3-………..
4-……..
5-……..
VEKİLİ : Av. ……….
DAVALI :………
VEKİLLERİ : Av. ……….
DAVANIN KONUSU : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
İSTİNAF KARARININ :
KARAR TARİHİ : 22/12/2022
YAZIM TARİHİ : 22/12/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. ATM’ce verilen 10/03/2022 tarih ve 2022/44 E. 2022/205 K. sayılı kararının istinaf incelemesinin davacılar vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
– K A R A R –
Davacılar vekili, şirketin kurucusu müvekkillerinin murisi ….’in … tarihinde vefat ettiğini, … tarihinde yapılan ilk toplantının TTK’nın 420. maddesi kapsamında bir ay sonraya ertelendiğini, … tarihinde yapılan toplantıda alınan kararların kanun, ana sözleşme ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 1. maddesi yönünden; alınan kararın toplantı yönetmeliğinin 28/4 maddesine aykırı olduğunu, gündemin 2. maddesi yönünden; faaliyet raporunun onaylanması kararının TTK’nın 78, 79, 80, TMS İlkeleri ve iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, gündemin 3. maddesi yönünden; … yılı faaliyet raporlarını denetlemek için gerekli olan finansal tablolar ve kesin mizan talep edilmesine rağmen dürüstlük ilkesine aykırı şekilde müvekkillerinden gizlenmiş olması nedeniyle finansal tablolar, bilanço, kâr, zarar tablolarının onaylanmasının da kanun ve iyi niyet kurullarına aykırı olduğunu, gündemin 5. maddesi yönünden; davalı şirketin finansal tablolarının müvekkillerine tam olarak açık tutulmadığını, aile şirketi olması nedeniyle yıllarca şirket faaliyetlerinden uzak tutulmaları nedeniyle kayıtların doğruluğunun teyit edilemediğini, kârlılığının müvekkilleri tarafından denetlenemediğini, gündemin 6. maddesi yönünden; bu maddenin kâr payları ile ilgili olmadığı prim ve ikramiye dağıtılmamasıyla ilgiliymiş gibi gösterilerek müvekkil ortaklarının iradesinin yanıltıldığını, sanki kâr payı dağıtılmamasına onay vermişler gibi kâr payı dağıtılmaması kabul edilmiştir denilmek suretiyle gündemle oylama arasında çelişki yaratıldığını, gündemin 7. maddesi yönünden; TTK 339/2 ve 340. maddelerindeki düzenlemelerin üyelerin sayısından bahsetmekte olup, esas sözleşmede alt ve üst sınır öngörülerek bu konuda genel kurulun yönetim kurulu üye sayısını ihtiyaca göre belirlemesine olanak sağladığını, yönetim kurulu seçiminin yoklukla malül olduğunu belirterek … tarihli genel kurul toplantısında alınan …numaralı kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacıların her iki genel kurulda da bahsi geçen belgelerin bulunmadığına dair tutanağa geçmiş itirazlarının bulunmadığını, genel kurullarda tüm belgelerin hazır bulundurulduğunu, şirketin temel yapısını bozan, sermayenin korunması hükümlerine aykırı herhangi bir kararının olmadığını, genel kurulun olağan bir genel kurul olduğunu, her iki genel kurulda da toplantı ve karar nisaplarının tam olarak mevcut olduğunu, şirketin … yılında … tarafından eşit hisselerle kurulduğunu, davacıların ….’in vefatından bu yana … yıldır şirketin paydaşı olduklarını, ….’in mirasçılara her ay aksatmadan geçimlerine sağlayacak parayı gönderdiğini, davacı şirketin denetime tabi bir şirket olmadığından bağımsız denetim raporu olmadığını, belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, ikinci gündem maddesinde … yılı faaliyet raporlarının oyçokluğu ile kabul edildiği, yine genel kurul toplantısının üçüncü maddesinde …. yıllarına ait finansal tablolar, bilanço ve kar-zarar hesapları oyçokluğu ile kabul edildiği, davacılarca gündem maddeleri bakımından finansal tabloların talep edilmesine rağmen dürüstlük ilkesine aykırı şekilde gizlendiği ileri sürülmüşse de bunların bulundurulmadığı veya taleplerin reddedildiğine dair herhangi bir delil ibraz edilmediği, nitekim taleplerin reddi halinde nasıl bir yol takip edilmesi gerektiği yasada düzenlendiği gözetildiğinde bu talep yerinde görülmediği gibi belirtilen kararların icrai bir mahiyeti de bulunmadığı, kararların icrai mahiyeti bulunmadığı gözetildiğinde davacının talebinde hukuki yararının da bulunmadığı, yönetim kurulunun TTK’nın… maddelerine aykırı bir davranışa bağlı zararın bulunması halinde yöneticilerin sorumluluğunun söz konusu olacağı ancak bunun dava konusu olmadığı, finansal tablolar esas itibariyle ibra yönünden önemli olmakla birlikte, genel kurulun dördüncü maddesi uyarınca yönetim kurulunun zaten ibra edilmediğini, beşinci gündem maddesi bakımından kar dağıtılmamasına karar verildiği, şirket ana sözleşmesinde kar dağıtımına ilişkin usul ve esasların Genel Kurul’a bırakıldığı, kar dağıtılmaması nedenlerinin izah edildiği ve kurumlar vergisi beyannamelerindeki veriler ile örtüştüğü, altıncı gündem maddesi bakımından alınan kararın kurucu unsurların mevcut olduğu, iptal şartları bakımından ise davacı tarafın alınan kararda muhalefet şerhinin bulunmadığı, yedinci madde açısından da kanuna, ana sözleşmeye ve dürüstlük kuralına aykırı olmadığı gerekçeleri belirtikere davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar vekili, ortaklar arasındaki şeffaflık ve açıklık ilkesine uyulmaması nedeniyle TTK 420 maddesi uyarınca toplantının bir kez daha ertelenmemesinin hukuka aykırı olduğunu, faaliyet raporu ve finansal tabloların onaylanmasına yönelik kararlara ilişkin ortaklık haklarının kullanılması müessesesinin mahkemece ortadan kaldırıldığını, davanın niteliği itibariyle davalı şirkete ait faaliyet raporu, finansal tablolar, bilanço ve kâr zarar hesaplarının bilirkişi vasıtasıyla incelenmeksizin sonuca varılmasının mümkün olmadığını, kâr dağıtılmaması kararına yönelik teknik inceleme yapılmadığını, şirket kayıtlarının inceleme yapılmaksızın koşulsuz doğru kabul edildiğini, gündemin 6. maddesinde gündem ile alınan kararın çelişkili olması hususunun yokluk sebebi olduğunun mahkemece nazara alınmadığını, gündemin 7. maddesine iptal taleplerine yönelik ret kararında hiçbir gerekçe gösterilmediğini, bu nedenle kararın kaldırılarak davanın talepleri doğrultusunda kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava hukuksal niteliği itibariyle, anonim şirket genel kurulunda alınan kararların iptali istemine ilişkindir.

İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Genel kurulun …. tarihli ilk genel kurulu azlık pay sahipleri TTK’nın 420. maddesi mucibince bilançoyu inceleme istekleri uyarınca ertelenmiştir. Bir ay sonra …. tarihli genel kurul gündeminin 1 nolu maddesinde davacılar vekili kendilerine mali tablolar ve bilançoların yollanmadığını, sadece şirketin kurumlar vergisi beyannamelerinin gönderildiğini ileri sürerek ikinci kere toplantının ertelenmesini talep etmiştir. TTK’nın 420/2 maddesi gereğince tabloların itiraza uğrayan ve tutanağa geçen noktaları hakkında dürüst hesap verme kıstasına göre cevaplandırılmaması halinde yeniden azınlık pay sahiplerinin talebi üzerine toplantının ertelenebileceği hükme bağlanmıştır. Oysa eldeki ilk genel kurul toplantısında sadece bilançoyu inceleme isteğinde bulunulmuştur. Bunun üzerine toplantı bir ay sonrasına ertelenmiştir. İkinci toplantıda ise, mali tablo ve bilançoların değil sadece vergi beyannamelerinin kendilerine gönderildiğini davacılar vekili ileri sürerek muhalefet şerhi yazdırmıştır. TTK’nın 437/1 maddesi gereğince finansal tablolar en az 15 gün öncesinden şirket merkezinde ve şubelerinde pay sahiplerinin incelemesine hazır tutulacağı düzenlenmiş olup, davacıların bilgi alma haklarının engellendiğine dair bir iddiaları olmadığı gibi bilgi alma hakkının kullandırılması ayrı bir davanın konusudur. Öte yandan aynı fıkrada her pay sahibinin masrafı şirkete ait olmak üzere gelir tablosu ve bilançonun bir suretini isteyebileceği öngörülmüşse de, tebliği zorunluluğu ön görülmemiştir. Kaldı ki, ….. Noterliği …. yevmiye sayılı evrakı ile tebliğ edilen kurumlar vergi beyannamelerinde de ayrıntılı bilanço ve gelir tablosu yer almaktadır. Bu nedenle davacı vekilinin 1 numaralı gündem maddesi açısından iptal talebi dinlenebilir görülmemiştir.
Toplantının 2 ve 3 numaralı gündem maddeleri açısından yukarıda belirtildiği üzere yıllık finansal tablolar, bilanço ve kar zarar hesapları yönünden finansal tabloların müvekkillerinden gizlendiğinden bahisle iptali istenmişse de, vergi beyannameleri ile birlikte ayrıntılı bilanço ve gelir tablosunun zorunluluk olmadığı halde davacılara tebliğen gönderildiği anlaşılmakla bu maddelere ilişkin istinaf sebepleri de yerinde değildir. Kaldı ki, 4. maddede yönetim kurulu üyelerini ibra etmeme kararı verilmiş olup, ayrı bir gündem maddesi açıldığından bilanço ve gelir tablosunun onaylanması yönetim kurulu üyelerinin ibrası sonucunu doğurmamıştır.
Gündemin 6. maddesi açısından usulüne uygun muhalefet şerhi bulunmaması, alınan kararda yokluk ve butlan halinin de olmaması gözetilerek bu madde yönünden de davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmamaktadır. Her ne kadar davacılar vekili, kar dağıtmama kararı yönünden bilirkişi incelemesi yapılması gerektiğini ileri sürmüşse de, gündemin 6. maddesinde davacılar da dahil olmak toplantıda hazır bulunanların tümü …. TL itibari değerli pay sahiplerinin müspet oyuyla, yönetim kurulu üyelerine ikramiye ve prim dağıtılmaması talebi ileri sürülmekle birlikte, “…. yılları karlarının hissedarlara dağıtılmaması” yönünde karar alındığı görülmektedir. Davacıların işbu tutanağa karşı sahtelik iddiaları da bulunmadığına göre, kar dağıtmama kararı alındığı halde, kar dağıtılması açısından iptal davası açması çelişki oluşturacaktır. Açıklanan nedenlerle 5. ve 6. maddelere yönelik istinaf başvuruları da yerinde görülmemiştir.
Sonuç olarak; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın HMK’da belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Kafi miktarda istinaf harcı alınmakla yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,

Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir. 22/12/2022

………..
Başkan ……..
(e-imzalıdır)
………
Üye ……..
(e-imzalıdır)
………
Üye …….
(e-imzalıdır)
……
Katip …..
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”