Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/71 E. 2022/227 K. 15.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/71 – 2022/227
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/71
KARAR NO : 2022/227

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ….
ÜYE : ….
ÜYE : ….
KATİP : ….

İNCELENEN ARA KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 29/11/2021
NUMARASI : 2021/813 (Derdest)
İHTİYATİ TEDBİR
TALEP EDEN DAVACI : ….
VEKİLİ : Av. ….
[….] UETS
KARŞI TARAF/DAVALI : ….
[….] UETS
VEKİLİ : Av…..
[….] UETS
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/02/2022
YAZIM TARİHİ : 15/02/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince 2021/813 sayılı derdest dosyadan verilen 29/11/2021 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

İhtiyati tedbir talep eden davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … İcra Dairesinin….Esas sayılı takibe dayanak senet istinaden müvekkilinin bir borcunun bulunmadığını, takibin haksız ve dayanaksız şekilde başlatılmış olduğunu, takibin devamı halinde müvekkilinin telafisi mümkün olmayan zarar içerisine sokacağını belirterek, senedin ödemesi engeller mahiyette icra takibinin tedbiren durdurulmasını, talep etmiştir.
Mahkemece; “..Takipten sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir verilmesi usulü İİK’ nın 72/3 maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın %15 in aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyla icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir. Bu bağlamda talep dilekçesi nazara alınarak ve çoğun içinde az da var ilkesi gereği tedbir talebinin kısmen kabulü ile takip miktarı olan ….-TL nin %15′ i oranında teminat yatırılması halinde icra veznesindeki paranın tedbiren alacaklıya ödenmemesine, ihtiyati tedbir isteyen vekilinin icra takibinin durdurulması talebinin reddine” karar verilmiştir.
Karara karşı ihtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
İhtiyati tedbir talep eden (davacı) vekili istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu alacaklarının %115’i kadar teminat yatırmaya hazır olmalarına rağmen takibin tedbiren durdurulması taleplerinin yerel mahkemece reddedilmesinin doğru olmadığını, yürürlükten kalkmış bulunan 1086 sayılı HUMK’nun 317. maddesinin, “Sahtelik iddiası 308. madde ile mevaddı mütaakıbesi ahkâmına tevfikan tetkik olunur. Sahteliği iddia kılınan senedin ehlihibre marifetiyle tetkik ve tatbikına ve vakayi ve hadisattan haberdar olanların istimaına karar verildiği takdirde, bu kabıl senedat neticeyi hükme kadar bir güna muameleye esas ittihaz kılınmaz. Ancak bu senede müsteniden evvelce ittihaz edilen ihtiyati tedbirlere de helal gelmez ve ledelhace senet sahibi hukukunun muhafazası zımnında sair ihtiyati tedbirlere de tevessül edebilir.” şeklindeki hükmü uyarınca borçlunun, alacaklının takip konusu yaptığı senedin sahte olduğunun tespiti için açtığı davanın İİK.’nun 72. maddesi anlamında bir menfi tespit davası olduğu kabul edilerek, bu davanın icra takibine etkisinin (yani bu dava nedeniyle icra takibinin durdurulup durdurulmayacağının, durdurulacaksa hangi koşullarda durdurulacağının) İİK.’nun 72. maddesi hükmüne değil, HUMK’nun 317. HMK 208-209 maddesi hükmüne tabi olduğunun gerek doktrinde ve gerekse uygulamada tereddütsüz kabul edildiğini, sahtelik davasına bakan mahkemenin, ihtiyati tedbir yoluyla icra takibinin durdurulmasına karar veremeyeceğini, (İİK. m.72,III) yani borçlu, ne kadar haklı olursa olsun mallarının haczedilmesini ve satışını önleyemeyeceğini, bunu önlemek için sahtelik davasının, sahte olduğu ileri sürülen senede dayanarak yapılan icra takibine etkisini, İİK. m.72’ye göre değil, HUMK m.317-HMK 208-209 hükmüne göre incelemek gerektiğini, işbu davanın takip konusu senedin sahteliğine dayanılarak açılmış bir menfi tespit davası olduğunu, bu hususta ayrıca davalı aleyhinde Savcılığa suç duyurusunda da bulunulduğunu, haciz tehdidi altında kalan müvekkilinin bu denli savunmasız bırakılmasının hakkaniyete uygun olmadığını, sahtelik davasına bakan hukuk mahkemesinin borçluyu tamamen korumasız bırakmaması gerektiğini, % 115 oranında teminat mukabilinde takibin tedbiren durdurulması yönünde hüküm kurulması gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin 29/11/2021 tarihli ara kararının kaldırılmasına, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalı üzerine tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Talep, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararına itiraza ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasında, teminat mukabilinde haczedilen paranın alacaklıya ödenmemesi yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.
İİK’nın 72. maddesinde; “Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.
İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.
İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, icra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemeyeceği, teminat mukabilinde icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmesinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesinin İİK’nın 72/3. Maddesine göre usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-İhtiyati tedbir isteyen (davacı) vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 15/02/2022

…….
Başkan
……
e-imzalıdır.
……
Üye
……..
e-imzalıdır.
……………
Üye
…………
e-imzalıdır.
…………..
Katip
……..
e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”