Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/687 E. 2022/1184 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/687
KARAR NO : 2022/1184

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/02/2022
NUMARASI : 2020/335 Esas, 2022/177 Karar
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLLERİ :
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
YAZIM TARİHİ : 29/06/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 15/02/2022 tarih ve 2020/335 Esas, 2022/177 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili; müvekkilinin lehtarı bulunduğu … TL tutarında, … seri numaralı ve …TL tutarında, …seri numaralı iki adet teminat mektubunun çözülerek paraya çevrilmesine ilişkin 04/11/2016 tarihli yazılı başvurusu ile, davalı bankanın kobi bankacılığı müşteri ilişkileri yöneticisi …. imzasına teslim edildiğini, başvuruları hakkında 07/11/2016 tarihinde saat 16:40’da verilen cevabi yazıda, teminatın çözülerek paraya çevrilmesine ilişkin taleplerinin 07/11/2016 tarihinde işleme alındığını, ancak Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/21 D. İş Esas, 2016/17 D. İş Karar sayılı dosyası ile bahse konu teminat mektupları için ödeme yasağı getirildiğinden tazmin taleplerinin işleme alınmadığı gerekçesiyle reddedildiğini, anılan dosyanın 07/11/2016 tarihinde saat 11:48’de açıldığını, mahkemenin gerekçeli kararının ise, saat 14:12’de UYAP sistemine kaydedildiğini, ödeme yasağı kararı veren mahkemenin en erken hali ile saat 15:00 civarında taraflarına ulaştığını, ancak taleplerinin yasal mevzuat gereğince lehtarı bulundukları teminat mektuplarının iyi niyet kuralları dahilinde 04/11/2016 tarihinde veya en geç 07/11/2016 günü bankanın açıldığı sabah saatlerinde işleme konulup, en kısa sürede şirket hesaplarına aktarılması gerekirken teminat mektupları borçlusunu korumaya yönelik olarak saat 15:00’a kadarki ödeme talebi işlemlerini erteleme ve geciktirme sonucunda bankaca ifadan haksız kaçınma sebebiyle müvekkilinin zararına sebep olunduğunu, TCK kapsamında cezai, diğer Özel Hukuk ve Bankacılık Mevzuatı açısından da mali sorumluluğa sebep olan eylem nedeniyle teminat mektupları toplam miktarı olan 328.000,00 TL’nin talep tarihi bulunan 04/11/2016 tarihinden ödeme yapılacak güne kadar hesaplanacak faizi ile birlikte müvekkili hesaplarına aktarılması hakkında ihtarat yapıldığını, …..Noterliği’nce düzenlenen …..yevmiye numaralı ihtarnamede …. tarihli, …. TL tutarında, …. seri numaralı, … tarihli, … TL tutarında, ….seri numaralı teminat mektupları hakkında Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/21 D. İş Esas, 2016/17 D. İş Karar sayılı dosya üzerinden verilen tedbir kararı nedeniyle tazmin taleplerinin yerine getirilmediğini, söz konusu tedbir kararının kalkması halinde taleplerinin işleme alınacağını davalı bankanın bildirdiğini belirterek, müvekkilinin lehtarı olduğu, …. TL bedeli, … seri numaralı ve ..TLbedelli, … seri numaralı iki adet teminat mektubunun çözülmesine dönük talebin zamanında işleme alınmayarak, iş ve işlemlerde ihmal gösterilerek, mektuba dair ihtiyati tedbir konulmasından sonra, işlem yapılamayacağına dair bilgi vermesi sürecinden, müvekkilinin uğradığı zararların ne kadar olduğunun tespitine ve fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1000 TL’nin en yüksek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 14/12/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile de talebini 21.762,58 TL’ye yükseltmiştir.

Davalı vekili, davaya bakmaya İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, bu sebeple yetki itirazında bulunduklarını, HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi bulunduğunu, bu sebeple davanın öncelikle yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkili banka tarafından davacının tazmin talebinin mahkemece verilen tedbir talebi kapsamında yerine getirilemediğini, yapılan işlemin hukuka aykırı bulunmadığını, davacı şirketin lehtarı bulunduğu ….. Reklam Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti. olan ….tarihli, … TL tutarında, …. seri numaralı, … tarihli, …TL tutarında, …seri numaralı teminat mektubunun müvekkili bankaca verildiğini, … tarihli, … TL tutarında, … seri numaralı teminat mektubunun vadesinin ….tarihine kadar …tarihli, … TL tutarında, .. seri numaralı teminat mektubunun vadesinin ise …tarihine kadar uzatıldığını, davacı tarafça 04/11/2016 tarihli yazı ile, müvekkili bankaya müracaat edilerek …. Reklam Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti. ve … Gıda Et Ürünleri İnş. San. Tic. Ltd. Şti.’nin lehdarı oldukları teminat mektuplarının çözülerek bedellerinin ..Bankası nezdinde bulunan hesaplarına aktarılmasının talep edildiğini, davacının talebinin müvekkili banka tarafından işleme alınıp, değerlendirildiği esnada müvekkili bankaya Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/21 D. İş Esas, 2016/17 D. İş Karar sayılı dosyasında verilen ödeme yasağı kararının tebliğ edildiğini ve anılan teminat mektupları yönünden ödeme yasağı konulduğunun bildirildiğini, iş bu ödeme yasağı kararının müvekkili banka tarafından işleme alınarak banka sistemine şerh edildiğini ve davacı yana da karar gereğince ödemenin yapılamayacağının bildirildiğini, davacı yanın iddialarının hukuki dayanağının bulunmadığını, davacının teminat mektuplarının paraya çevirilmesi ve hesaplarına aktarılması talebinin müvekkili bankaya 04/11/2016 Cuma günü saat 15:56’da iletildiğini, gerek mesai bitimine yakın gerekse eft saati geçtikten sonra haftanın son iş gününde davacı talebinin müvekkili bankaya ulaştığını, talebin inceleme ve onay gerektirmesinden dolayı Cuma günü saat 15:56’da gelen talebin aynı gün içerisinde işleme alınıp, sonuçlanmasının beklemenin bankacılık uygulamalarına ve hayatın olağan akışına aykırı bulunduğunu, müvekkili bankanın ihtiyati tedbir kararını bir yana bırakarak davacıya ödemede bulunmasının suç teşkil edebileceğini, ayrıca ihtiyati tedbir kararı ile birlikte açılan davanın mektubun lehtarı lehine sonuçlanması durumunda tedbir kararına uyulmadığından lehtara rücu hakkından mahrum olunacağını ve tüm riskin müvekkili banka üzerinde kalacağını, bu sebeple bankaya kusur izafe edilemeyeceğini, ayrıca davacıya ödemenin yapılamayacağını 25/11/2016 tarihli yazı ile bir kez daha bildirildiğini, davacının zararını ispatla mükellef olduğunu, ayrıca müvekkilinin davacı yanı zarara uğratma kastı ile hareket etmediğini, her iki teminat mektubunun vadelerinin 05/09/2017 tarihine kadar uzatılması sebebiyle esasen henüz davacının bir zararının doğduğundan bahsedilemeyeceğini, davanın …..Reklam Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti.’ye ihbarını talep ettiklerini, teminat mektuplarının lehtarı olan ….Reklam Tanıtım San. Tic. Ltd. Şti. tarafından davacı aleyhine dava konusu teminat mektuplarına dayanak sözleşmeden dolayı menfi tespit talebi ile Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/133 Esas sayılı dosyasıyla dava açıldığını, söz konusu davanın iş bu dava dosyası ile bağlantısı olduğundan dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

Mahkemece; Gaziantep 11.Hukuk Dairesi’nin 19/03/2020 tarih ve 2018/1800 esas, 2020/357 karar sayılı Kaldırma kararı doğrultusunda davacı tarafa uğradığının iddia ettiği zararı içeriğinin açıklamak üzere süre verildiği, davacının 19.12.2020 tarihli dilekçesi ile esas zarar müvekkile talep halinde derhal verilmesi gereken toplam 328.000,00 TL tutarındaki meblağın talep tarihi ile ödenmesi tarihi arasındaki dönemdeki faiz tutarı ( 04.11.2016 tarihi ile 06.07.2017 tarihleri arasında), vesair giderlerin ise gönderilen ihtar masrafı bulunduğu şeklinde talebini açıkladığı anlaşıldığı, dosya bankacı bilirkişiye tevdii edildiği, bankacı bilirkişi tarafından düzenlenen 31/03/2021 tarihli raporda davacı …. firması … TL tutarlı iki adet teminat mektubu ile ilgili…. ibraz tarihi ile … ödeme tarihi arasında 21,762.58 TL faizi maddi zararları ve 156.79 TL noter ihtar masrafı talep edebileceklerinin tespit edildiği bildirildiği, bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve yargı denetimine açık olduğundan hükme esas alınabileceği, dava dilekçesinde ve ıslah dilekçesinde tarih belirtilmediğinden hükmedilen bedele dava tarihinden itibaren ticari faize hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, ava konusu olayda ise tazmin talebi ile tedbir kararının ibrazı arasında 1 iş günü dahi geçmediğini, davacı tarafından tazmin talebi cuma akşamı mesai sonuna yakın bir saatte iletildiğini, bu günü takip eden ilk iş günü ise müvekkili bankaya tedbir kararı ibraz edildiğini, müvekkil banka tarafından tazmin talebinin işleme alınması ve talebe uygun şekilde eft yapılması için gerekli ve makul olan süre geçmeksizin tedbir kararının tebliğ edildiğini, ilk derece mahkemesi ise tazmin talebinin ardından gerçekleştirilmesi gereken işlemler için makul süre ve eft saati sınırı gereği müvekkil bankanın mesai bitiminde gelen bir talebi o gün yerine getirmesinin mümkün olup olmadığı hususlarında bir değerlendirme yapmaksızın hüküm tesis ettiğini, oysaki bankacılık teamülleri gereği gelen talebin incelenmesi bir süreç gerektirdiğinden aynı zamanda saat ve gün itibariyle EFT yapılmasının mümkün olmadığını, araya hafta sonunun da girmiş olduğu dikkate alındığında davacı yanın talebinin 07.11.2016 da yanıtlanmış olmasında müvekkil bankaya izafe edilebilecek bir kusur bulunmadığını, kaldı ki işbu husus Mahkeme dosyasında mübrez olan ilk bilirkişi raporu ile de sabit olduğunu, davacı tarafından ispatla mükellef olunan tazminat şartları, müvekkil bankanın haksız fiili ve özellikle hukuk genel kurulu başta olmak üzere, Yargıtay İçtihatları ile sabit olan kötüniyetli hareket ettiği hususu dava konusu olayda ispat edilemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, müvekkil bankanın tüm işlemleri usul ve hukuka uygun olduğunu, tazminatın haksız fiil şartının gerçekleşmediğini, dosya kapsamı ile sabit olduğunu ve davacı yanca da kabul edildiği üzere davacı talebi müvekkil bankaya 04.11.2016 cuma günü saat 15.56′ da iletildiğini, yani gerek mesai bitimine yakın gerekse EFT saati geçtikten sonra haftanın son iş gününde davacı talebi müvekkil bankaya ulaştığını, müvekkil bankaca davacı iddiasının aksine ödeme talebine karşı bir direnim sözkonusu olmayıp aksine ödeme talebi usulüne uygun olarak işleme alındığını ve değerlendirme aşamasında iken Şanlıurfa 5. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2016/21 D.İŞ , 2016/17 K. sayılı ödeme yasağı kararı tebliğ edilmiş olduğundan mahkeme kararına istinaden ödeme yapılamadığını, müvekkili banka mahkeme kararına uymakla mükellef olduğunu, aksi bir durum müvekkil bankanın gerek cezai gerekse hukuki sorumluluğunu doğuracağını, bu nedenle de müvekkil bankanın gelen tedbir kararını dikkate almaması mümkün olmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, davacının muhatabı bulunduğu iki adet teminat mektubunun, davalı banka tarafından tazmin bedellerinin zamanında ödenmemesi nedeniyle uğranılan maddi zararın tahsili istemine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.486,60 TL harçtan peşin alınan 372,00 TL harç mahsup edilerek bakiye 1.114,60 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/3 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,

Dair, HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 29/06/2022

Başkan

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

(e-imzalıdır)
Katip

(e-imzalıdır)