Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/671 E. 2022/880 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/671
KARAR NO : 2022/880

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/11/2021
NUMARASI : 2021/751 E., 2021/790 K.

DAVACILAR : 1-… – (…)
2-..
DAVALILAR : 1 -… – (….
2 -… .
DAVANIN KONUSU : Şirketin İhyası
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/751 Esas, 2021/790 Karar sayılı dosyasında verilen 19/11/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacılar vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’nin ticari ilişkiden doğan alacağının tahsili amacıyla, borçlu . aleyhine .. İcra Müdürlüğünün …esas sayılı dosyasıyla icra takibi açıldığını, takibe borçlu şirketçe haksız olarak itiraz edildiğini, itirazın iptali için İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 esas 2017/416 karar sayılı dosyasından ikame edilen dava neticesinde itirazın iptaline karar verildiğini, kesinleşen takibin akabinde cebi icra işlemlerinin düzenli olarak yapıldığını, vekilliğini yürüttüğü şirket hakkında 12.02.2018 tarihli yönetim kurulu kararı ile ….nin tasfiyesine karar verildiğini, ilgili kararın … tarihinde tescil edildiğini, tasfiyeye ilişkin kararın ve tasfiye memuru olarak şirketin tek pay sahibi ve yetkilisinin …’ün atandığı …. tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğunu, tasfiye işlemleri neticesinde … tarihli genel kurul kararıyla şirketin ticaret sicilden terkinine karar verildiğini, ilgili kararın … tarihinde tescil edildiğini, şirketin sicilden terkin edildiğinin ….tarihli ticaret sicil gazetesinde ilan olunduğunu, yapılan icra takibinde borçlu şirket aleyhine yapılan sorgulamaların neticesiz ve alacağın sürüncemede kalması sebebiyle takibin atıl konumuna düştüğünü, tasfiye işlemlerinde takibe konu alacağın sehven dikkate alınmayarak dağıtım dışı kaldığını, müvekkillerinden …’ün avukatlık mesleğiyle iştigal ettiğini, takip işlemlerinde alacaklı şirket konumundaki …’nin vekillik görevini üstlendiğini, tasfiye ve terkin işlemlerine dair bilgilendirmenin şirket yetkililerince müvekkili …’e yapılmadığını, vekillik görevi gereği dosyanın işlemden kaldırılmaması ve avukatlık hizmeti gereği icra takip işlemlerinin sürdürüldüğünü, bu kapsamda müvekkilince yapılan araştırmalar neticesinde borçlu şirket …’nin ticari faaliyetine muvazaalı biçimde …unvanıyla devam ettiğinin tespit edildiğini, …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından …. İcra Müdürlüğü ….talimat sayılı dosyasına yazılan talimat kapsamında borçlunun adresinde fiili haciz işlemi uygulandığını, borçlu yedindeki taşınır malların muhafaza altına alındığını, gerçekleştirilen haciz işlemlerinin akabinde takip borçlusunca müvekkilince yapılan işlemlerin iptali amacıyla İstanbul Anadolu 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/636 esas sayılı dosyasından 13.10.2021 tarihinde şikayet yoluna başvurulduğunu, mezkur dosya doğrultusunda müvekkilinin alacaklı sıfatındaki ….’nin tasfiye işlemleri neticesinde terkin edildiği bilgisine ulaştığını, müvekkili şirketçe taraflarına bu konuda bilgi verilmediğini, takibe konu borcun tasfiyede esas alınmadığı ve dağıtım dışarısında bırakıldığının dosya kapsamından fark edildiğini, yargılamaya konu uyuşmazlıkta tasfiye işlemlerinin gerçekleştirilirken kesinleşmiş mahkeme ilamına dayanan takip konusu borcun kapsam dışarısında bırakıldığı ve dağıtımda esas alınmadığının aşikar olduğunu, menfaat hususunda ihtilafın bulunmadığını, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547. maddesinde düzenleme bulan ek tavsiye müessesesi için madde gerekçesinde menfaat şartı gözetilmiş olup, menfaatin varlığının inandırıcı ve korunmaya değer delillerle desteklenmesinin öngörüldüğünü, müvekkillerden …’ün icra takibi ve itirazın iptali davası süresince diğer müvekkili ….’nin vekilliğini yürüttüğü, müvekkilinin dava ve icra dosyalarından hak etmiş olduğu karşı vekalet ücretleri ile birlikte, müvekkili şirket ile aralarındaki akdi vekalet ücreti yönünden Avukatlık Kanununu m. 164 hükmüne göre en düşük bedel olan %10 kabul edilse dahi tüm bu dava ve icra dosyalarından toplamda 3.480.243,57 TL vekalet ücreti alacağının bulunduğunu, ancak takip dosyasından halen tahsilat elde edilemediğinden …’ün işbu bedel üzerinde alacağının baki olduğunu, İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 esas 2017/416 karar sayılı ilamı uyarınca itirazın iptaline karar verildiğinden, …’nin …. İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasından asıl alacak ….TL ile birlikte ayrıca yargılama gideri … TL, icra inkar tazminatı …. TL bedelleri yönünden tahsil hakkı elde ettiğini, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, tasfiye edilen …’nin icra takip dosyasından tasfiye tarihi itibariyle kesinleşmiş mahkeme ilamı ve icra takibi kapsamında alacağının bulunduğu sabitken, tasfiye işlemlerinde alacağın tahsili bakımından herhangi bir işlem yapılmadığını, tüzel kişiliğin varlığı devam etmekle beraber şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi gerektiğinin aşikar olduğunu ileri sürerek şirket uhdesinde işbu dava tarihi itibariyle mamelekin bulunduğu ve şirket tüzel kişiliğinin doktrin görüşleri ve Yargıtay içtihatları doğrultusunda süregeldiği gözetilerek İstanbul Anadolu 6. İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/636 esas sayılı dosyasından oluşturulan 01.11.2021 tarihli ara karar gereği ihya konusu İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 esas 2017/416 karar sayılı ilamı ve o kararın icraya koyulduğu …. İcra Müdürlüğü …. esas sayılı dosyasındaki alacak, bu alacağa konu olacak her türlü dava ve takip işleri ile sınırlı olmak üzere ve tasifye edildiği günden itibaren geçerli olmak üzere tasfiyenin iptaliyle şirketin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, “…Davacı … vekalete hak kazandığını, bu nedenle bireysel olarak dava açmada hukuki yararı bulunduğunu ileri sürmüştür. Ancak dayandığı İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 Esas 2017/416 Karar sayılı ilamında vekalet ücreti asil lehine hükmedildiği gibi, bu dava dosyası ve dayanılan diğer takip dosyalarında vekalet ücretine hak kazandığı ve ödenmediğine dair mahkememize sunulmuş bir sözleşme bulunmadığı gibi; davacının vakıaları ileri sürüş tarzı itibariyle tasfiye edilen şirket ile aralarındaki sözleşmeye dayalı olarak hak kazandığını ileri sürdüğü vekalet ücreti nedeniyle açacağı davaya esas olmak üzere ihya talebinin bulunmadığı, belirtilen dosyalarda hak kazandığını belirttiği vekalet ücreti sebebiyle takipte hukuki yararının bulunduğu savına dayandığı; ancak yukarıda belirtilen temel gerekçelerle dava dosyası ve takip dosyalarındaki vekalet ücreti talep takdir yetkisinin tasfiye edilen şirkette olduğu gözetildiğinde davacı gerçek kişinin kendi adın yaptığı talebinde de hukuki yararının bulunmadığı kabul edilmiştir. 1- Davanın usulden REDDİNE” karar verilmiştir.
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece oluşturulan kararın hukuka aykırı olduğunu, dava dilekçesinde ki beyanlarını tekrar ettiklerini,…’nin ihyası açısından dava açılıp mahkemeye bildirilmesi için taraflarına süre verildiğini, mahkemenin ara kararı gereği şirketin ihyası yönünden hüküm kurulması gerektiğini, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 547. maddesinde düzenleme bulan ek tavsiye müessesesi için madde gerekçesinde menfaat şartı gözetilmiş olup, menfaatin varlığının inandırıcı ve korunmaya değer delillerle desteklenmesinin öngörüldüğünü, taraflarınca tasfiye aşamasına dönülmek suretiyle tahsil edilme maksadı güdülen borcun İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/342 Esas ve 2017/416 Karar sayılı kesinleşmiş ilamına dayandığını, …’nin ihyasına karar verilmediği sürece müvekkili Av. …’ün karşı ve akdi vekalet ücreti alacaklarını tahsil edebilmesinin mümkün olmadığını, icra takibi doğrultusunda alacağı sürüncemede bırakılan ve şeklen tasfiye neticesinde önemli nisapta ortada kalan müvekkillerinden …’nin de ek tasfiye talebinde bulunma noktasında hukuki yararının bulunmadığını, huzurdaki dosyasının HMK’nın 166. Maddesi uyarınca aynı şekilde şirketin ihyası talep olunan Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/772 esas sayılı dosyası ile birleştirilesi gerektiğini, tasfiye işlemlerinin usulüne uygun gerçekleştirilmediğini, tasfiye edilen …’nin icra takip dosyasından tasfiye tarihi itibariyle kesinleşmiş mahkeme ilamı ve icra takibi kapsamında alacağının bulunduğu sabitken, tasfiye işlemlerinde alacağın tahsili bakımından herhangi bir işlem yapılmadığını, bu doğrultuda terkine sebebiyet veren tasfiyenin şeklen tasfiye niteliğinde olduğunun ortada olduğunu, tüzel kişiliğin varlığı devam etmekle beraber şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi gerektiğini, şeklen gerçekleşen tasfiye neticesinde tüzel kişiliğin sona erdiğinin kabulünde hükümsüz tasfiye kararına hukuki etki tanınacağı ve tüzel kişinin malvarlığı ve yükümlülüklerinin sahipsiz kalacağının ortada olduğunu, şirket tüzel kişiliğinin sicilden terkiniyle birlikte hukuka uygun tasfiye neticesi itibariyle sona ereceği Yargıtay içtihatlarında ortadayken uygulamada menfaat sahibi olanların şirketin ihya edilmesi talebinde bulunması gerektiğinin sabit kılındığını, davaya konu vakıa bakımından tasfiye aşamasında icra takibinden doğan mamelekin tahsil edilmeksizin ortada bırakıldığı ve terkine dayanak teşkil eden tasfiyenin şekli nitelikte olduğunun aşikar olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince eksik araştırma ve inceleme ile verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, şirket ihyası talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, toplanan deliller, davacılardan şirketin sicilden terkin edilmekle tüzel kişiliğinin bulunmadığı ve davada taraf ehliyetinin bulunmaması, diğer davacının ise dava açmakta hukuki yararının bulunmaması nedeniyle mahkemece davanın reddine karar verilmesinin usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Davacılardan alınması gereken harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davacılar üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğine,
Dair HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”