Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/667 E. 2022/895 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/667
KARAR NO : 2022/895

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/10/2021
NUMARASI : 2020/216 Esas, 2021/686 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
..
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
..
İLİŞKİLİ KİŞİ : … – …
..
DAVANIN KONUSU : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 21/10/2021 tarih ve 2020/216 Esas, 2021/686 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı … tarafından muhtelif tarihlerde davalıya mobilya malzemeleri satıldığını, ürünlerin bedelinin davalı tarafından adı geçene ödenmediğini belirterek …İcra Müdürlüğünün…Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, bu esnada icra dosya alacağının …. tarafından davacıya temlik edildiğini, alacak kayıtlarının her iki tarafın ticari defterlerinde mevcut olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla …TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusunun dava dışı … ile davalı arasında, faturadan kaynaklı ticari ilişkiden dolayı davalı aleyhine başlatılan icra takibini gösterdiğini, davalının işbu icra takibine itiraz ederek icra takibinin durdurulduğunu, bugüne kadar davacı ve alacaklının itirazın iptaline dair herhangi bir işlem yapmadıklarını, açılan icra takibine konu toplam … adet fatura olduğu ancak işbu davaya konu toplam .. adet faturanın bulunduğunu, icra takibine konu ve dava konusu faturaların toplam tutarları arasında farklılık olduğunu davanın reddine karar verilmesini, ilgili temlik sözleşmesinin davacı tarafından dosyaya sunulması ile taraflarına tebliğ edilinceye kadar diğer cevap hakları ve delil sunma haklarının saklı tutulmasına karar verimesini talep etmiştir.
Mahkemenin … tarih, …. Esas – … Karar sayılı kararı ile faturalardan dolayı davalının borçlu olduğu, çeklerdeki imzaya itirazın savunmanın genişletilme yasağı kapsamında olduğu değerlendirilerek… TL bakımından davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Mahkemece verilen kararın davacı tarafça istinaf edilmesi üzerine Dairemizin … tarih, ..Esas – …. Karar sayılı ilamı ile özetle: “…Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince; mahkemece davacı vekiline dosyadaki kayıt ve belgeleri incelemek üzere … tarihli celsede iki haftalık kesin süre verildiği belirtilmiştir. Ancak, mahkemece verilen kesin süre usulüne uygun değildir. Zira, kesin sürenin sonuçları ihtar edilmemiş, kesin sürenin gereğinin yerine getirilmemesi halinde mevcut delillere göre karar verileceği hususu bildirilmemiştir.
Bu itibarla; çek asılları üzerinde bulunan imzaların dava dışı temlik eden …’e ait olup, olmadığı hususunda imza incelemesi yaptırılarak, bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olmuştur…” şeklindeki gerekçe ile kaldırma kararı verilmiş olup, mahkemece kaldırma kararı doğrultusunda yargılamaya devam edilmiştir.
Mahkemece …. tarihli karar ile; “…Dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde: Dava, faturaya dayalı alacak iddiasına dayanmaktadır.
Davacı ile dava dışı … arasında …Noterliğinin … tarih, ….Yevmiye numaralı işlemi ile alacağın devri sözleşmesi yapıldığı ve davacının buna dayalı olarak dava açtığı anlaşılmıştır.
Davacı taraf, dava dilekçesinde detayını belirttiği…. seri numaralı faturalara dayalı olarak belirtilen temlik nedeniyle alacağı olduğunu iddia etmiştir. Belirtilen faturaların toplam miktarı … TL’dir.
Davaya konu faturalar açık fatura olup, mal ve hizmetin teslim edildiğinin ispat yükü davacıda olup, bedelin ödendiğini ispat yükü davalıdadır. Yapılan defter incelemesinde söz konusu faturaların hem davalının hem de dava dışı …’in defterlerinde kayıtlı olduğu tespit edilmiştir. Tarafların defterlerindeki kayıtlar aleyhlerinde delil olarak kabul edilir. Kayıtların lehe delil olarak kabul edilmesi için belgelerle desteklenmesi gerekir. Bu nedenle davalının faturalara konu malı aldığı kabul edilmiştir. (Bkz. Y.11 HD’nin 2016/8798-2017/7179 E.K; Y.19 HD’nin 2016/11362-2017/5839 E.K) Davacının malı teslim ettiğini ispat etmesi nedeniyle ödeme savunmasının davalı tarafça ispatlanması gerekmektedir.
Davalı taraf …. Şubesine ait…. numaralı …. TL’lik çek,… numaralı ….TL’lik çek ve….numaralı…. TL’lik çek olmak üzere toplam ….TL’lik çekler ile ödeme yaptığını savunmuştur. Davacı tarafın çeklerin cirosunda yer alan imzaları inkar etmesi ve Gaziantep BAM 11. HD’nin yukarıda belirtilen kararı doğrultusunda imza incelemesinin yapılması gerektiği yönündeki gerekçesi gözetilerek yapılan imza incelemesinde …. TL’lik çekteki imzanın …’in eli ürünü olduğu, ancak … TL ve…. TL çeklerdeki imzanın …’in eli ürünü olmadığının tespit edilmesi sebebiyle, …’e davaya konu faturalar bakımından sadece … TL’lik ödeme yapıldığı kabul edilmiştir…TL bakiye borç kaldığı tespit edilmiştir. Ancak taleple bağlı kalınarak … TL’ye hükmedilmiş ve talep edilen faiz türünün niteliğinin belirtilmemesi sebebiyle yasal faiz olarak değerlendirilmiştir. ” gerekçesiyle davanın kabulü ile …TL ve buna dava tarihinden … itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemece davalarının kabulüne karar verilmiş ise de, kararda 27.05.2014 tarihinden itibaren işleyecek faiz ile birlikte 10.000 TL üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, ancak dava konusu olan icra takiplerine bakıldığı zaman dava açılış zamanında usul ekonomisinden dolayı dava değerinin düşük olarak gösterildiğini, yerel mahkemenin yargılama süresi içerisinde davalarını ıslah etmeleri için taraflarına süre vermediğini, davanın müvekkili lehine sonuçlanması ise mahkemece taraflarına ıslah için süre verilip, eksik kalan harcın tamamlatılması gerekirken direkt olarak dava değeri üzerinden karar verilmesinin hukuki bir hata olduğunu, istinaf mahkemesince, yapılan bu hatanın düzeltilmesi için ya taraflarına ıslah için süre verilmesini ya da dosyayı sadece bu yönü ile yerel mahkemeye gönderilmesi gerektiğini belirterek, yerel mahkemenin davanın kabulüne karar vermesi hususuna itirazlarının olmadığını beyan etmekle HMK’nun 176. maddesi uyarınca, davalarını ıslah etmeleri amacıyla taraflarına süre verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; usul açısından, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nin 2018/1571 sayılı ilamı ile kesin sürelerin usulüne uygun olmadığından bahisle yerel mahkemenin ilk kararını kaldırdığını, ancak yerel mahkemenin gerekçesinin sırf kesin süreye ilişkin olmayıp iddianın genişletilmesi yasağına da aykırı olduğundan davanın reddedildiğini, usule ilişkin itirazları incelenerek davacının dava dilekçesinde belirtmediği iddia ve delilleri HMK’nin ilgili maddeleri uyarınca mahkemeye bildirmediğinden dava dilekçesi ile sonradan dayandırdığı hukuki süjeler farklı olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, esas açısından ise, davalı müvekkilinin davacı tarafından kendisi hakkında açılmış olan icra takibine itiraz ettiğini, takibin durmuş olup bu takibe ilişkin alacaklı ve davacının itirazın iptali davası açmadığını ve takibi devam ettirecek bir işlem yapmadığını, davacının davayı açarken herhangi bir belge, fatura, temlik evrağı ve bilgi dosyaya sunmadığını, bu konuda taraflarına dava dilekçesi haricinde herhangi bir belge tebliğ edilmediğini, davacı ve alacaklının kötü niyetli olduğunu, ne mahkeme dosyasında ne de icra dosyasında faturalar bulunmadığını, davacı tarafın müvekkilinin işletmesinin defterlerine ilişkin herhangi bir bilgi ve belge de sunmadığını, defterlerin incelenmesini dahi dilekçesinde bahse konu etmediğini, ticari işletmelere ilişkin alacak davalarında usulen defterler ve mali kayıtların öncelikli inceleme araçları olduğunu, davacı taraf bu delillere ilk dava dilekçesinde dayanmamışken mahkemece tensip yapıldığını, ön inceleme aşaması tamamlanarak tahkikat aşamasına geçildiğini ve deliller için ilk celsede taraflara 2 haftalık kesin süre verildiğini, mahkemece usulüne uygun kararların alınmış olmasına rağmen, davacı tarafın duruşmalar devam ederken bilirkişi raporundan sonra söz konusu iddialarını ileri sürdüğünü belirterek, açıklanan bu nedenlerle yerel mahkemenin kararının ortadan kaldırılmasına ve talepleri gibi davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, faturaya dayalı alacağın davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2007/7105 Esas, 2008/2309 Karar sayılı kararında; “Davalı, iddianın dayanağını teşkil eden 17.09.2002 tarihli taahhütname niteliğindeki belge altındaki imzayı inkar etmiştir. Sahtecilik her zaman ileri sürülebilen mutlak def’ilerdendir. ” denilmiştir.
Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davacı ve davalı vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçeyle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken 683,10 TL istinaf karar harcından, davalıdan peşin alınan 170,78 TL’nin mahsubu ile bakiye 512,32 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-Kararın taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.25/05/2022


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”