Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/658 E. 2022/884 K. 25.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/658
KARAR NO : 2022/884

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 17/03/2021
NUMARASI : 2021/905 Esas

İHTİYATİ HACİZ TALEP
EDEN (DAVACI) : ..
VEKİLİ : Av. …
ALEYHİNE İHTİYATİ HACİZ İSTENEN – İTİRAZ
EDEN (DAVALI) : … – (…)
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Hacze İtiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/05/2022
YAZIM TARİHİ : 25/05/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/905 Esas sayılı dosyasında verilen 17/03/2021 tarihli ara kararın istinaf incelemesi aleyhine ihtiyati haciz istenen – itiraz eden (davalı) vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

İhtiyati haciz talep eden (davacı) vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı arasında 11/01/2019 tarihli protokol düzenlendiğini, bu protokolün taraflarının bir tarafı …. – …., diğer tarafın ise … olduğunu, tarafların hak ve borçlarını düzenleyen protokolün 3. sayfasında yer alan IV.2.3. maddesi gereğince davalı …’ün “Kendi elinde bulunan her 2 tüzel kişiliğe ve ….’ün şahsına ait tüm kıymetli evrakı, çek ve benzeri ödeme araçlarını iade edeceğini, bunlardan çek olarak aşağıdaki 2 nolu tabloda yer alanları iade edeceğini, aksi takdirde bunlardan doğan her türlü anapara, faiz, çek tazminatı, avukatlık ücreti vb. ödemenin yasal sorumlu olarak …’e yönelmesi ve tahsil edilmesi durumunda kendisine rücu edileceğini” kabul ve beyan ettiğini, çeklerin 8 adetini müvekkiline iade ettiğini, karşılıklı olarak her iki sözleşmede de iade edilen çeklerin seri numaralarının üzerinin çizildiğini, diğer çeklerin ise müvekkiline iade edilmediği gibi çeklerin davalı tarafça kullanıldığını, çeklerin ödeme tarihinde müvekkiline çek bedellerinin ödenmediğini, müvekkilinin rücu talebine konu beş adet çeki ödemek durumunda kaldığını, çek bedellerinin tahsili amacıyla davalı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün …. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalının haksız itirazı nedeniyle icra takibinin durduğunu, müvekkili şirket tarafından ödemesi yapılan ve bedelleri rucüen davalıdan talep edilen çeklerin …Şubesi’nin …. seri numaralı …TL bedelli çekin … tarihinde ödendiğini,….Bankası … ….seri numaralı ….TL bedelli çekin …. tarihinde ödendiğini, …. Şubesi’nin….seri numaral…. TL bedelli çekin …. tarihinde ödendiğini,… Bankası … .. Şubesi ….seri numaralı…. TL bedelli çekin… tarihinde ödendiğini, …Bankası …. seri numaralı ….TL bedelli çekin ….tarihinde ödendiğini, davalının müvekkilinin alacağını semeresiz bırakmak amacıyla mallarını elden çıkarmasının kuvvetle muhtemel olduğunu, takipten sonra ihtiyati haciz talep edilebilmesine engel bulunmadığı hususunda Yargıtay içtihatlarının bulunduğunu, davalının sözleşme gereği iade etmeyi taahhüt ettiği çekleri iade etmediği gibi ödeme gününde çek bedellerini ödemeyerek müvekkilini çek bedellerini ödemek zorunda bıraktığını, çeklerin davalının elinde bulunduğundan ve davalı tarafça kullanıldığından bedelleri davalı tarafça bilindiğinden alacağın likit olduğunu ileri sürerek davalarının kabulüne, İİK 257. vd. maddeleri gereğince davalının taşınır ve taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına,…İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibine vaki itirazının iptali ile takibin devamına, haksız itiraz nedeniyle davalının %20 icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece 31/12/2021 tarihli ara karar ile; “…Yine aynı kanunun m.259 hükmünde ise ihtiyati hacizde teminat düzenlenmiştir. Anılan maddenin 1. fıkrasına göre ihtiyati haciz talep edenin teminat göstermeye mecbur olduğu olduğu açıkça belirtilmektedir. 2. fıkrada alacağına ilama dayalı olduğu halde teminata gerek olmadığı, 3. fıkrada ise alacağın ilam niteliğinde bir belgeye dayanması halinde teminatın gerekip gerekmeyeceğini mahkemenin takdir edeceği belirtilmektedir. Bakıldığı zaman dava dilekçesi ile talep edilen fatura alacağı ilama veya ilam niteliğinde bir belgeye dayanmamaktadır. Bu haliyle burada ihtiyati haciz kararı verilirken teminat alınması m.259/1 hükmü karşısında zorunludur. Bu açıklamalar doğrultusunda da ihtiyati haciz talebinin teminat karşılığında kabulüne dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. 1-Talebin KABULÜ ile, 2004 sayılı İİK m.257 vd. hükümleri gereğince, ihtiyati haciz isteyen alacaklının ileride ihtiyati hacizde haksız çıkması halinde borçlu ile üçüncü şahısların bu yüzden uğrayacakları bütün zararlardan sorumlu olması kaydıyla ihtiyati haciz isteyen alacaklı şimdilik talebe konu…… TL alacağın % 30’una tekabül eden …. TL nakdi teminat tutarını veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz nitelikteki teminat mektubunu mahkememize yatırdığında veya ibraz edildiğinde, borçlunun gerek elindeki gerekse üçüncü şahıslardaki taşınır ve taşınmaz malları ile hak ve alacaklarının yukarıda miktarı yazılı alacağa yetecek kadar kısımlarının İHTİYATEN HACZİNE” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz istenen vekili itiraz dilekçesinde özetle; davacının davasını süresinde açılmadığından usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte olsa dahi davaya konu sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğunu, ilgili sözleşme uyarınca davacının da bir takım edimler üstlenmiş durumunda olduğunu, bahse konu sözleşmenin her iki tarafa da borç yükler nitelikte bulunduğunu, 6098 sayılı TBK’nın 97 maddesi uyarınca tarafların alacağa dayanak yapılan sözleşmede davacının üstlenmiş olduğu borçlarını daha sonra ifa etmesini gerektirecek bir durumun söz konusunun olmadığını, dolayısıyla davacı tarafın davalıdan sözleşmenin ifasını talep edebilmesi açısından öncelikle kendi edimini yerine getirmiş olması gerektiğini, davacının daha önce müvekkili aleyhine açılmış olduğu benzer davaların aynı gerekçeyle reddedildiğini, davaya konu icra takibinin 2019 tarihinde başladığını, müvekkilinin süresi içerisinde takibe itiraz ettiğinden takibin durduğunu, müvekkilinin tüm bu süreçte mal kaçırma teşebbüsünde bulunmadığını belirterek ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece17/03/2022 tarihli ara karar ile; “…2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu m.257/1 hükmünde “Rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısı, borçlunun yedinde veya üçüncü şahısta olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacaklariyle diğer haklarını ihtiyaten haczettirebilir.” denilmekte olup bu hükme göre, bir para alacağının vadesinin gelmesi hâlinde alacaklı ihtiyati haciz talebinde bulunabilecektir. Yine 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu m.258/1-2. cümle hükmünde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeğe mecburdur.” denilmektedir. Bu hükme göre de ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin ”alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması” yeterlidir. Mahkemenin ”alacağın varlığına kanaat edinmiş olmasından” anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin veya tam olarak ispat edilmesi değildir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı esastan sona erdirmek değildir. Yani ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için tam ispat gerekmez, yaklaşık ispat için delil sunulması yeterli olup, alacaklının ilişkisinin varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamaktadır. Davacı tarafça ileri sürülen iddialara ilişkin olarak dosyaya 11/01/2019 tarihli sözleşme sunulmuş ve iddialar bu sözleşmeye dayandırılmıştır. Yine çeklerin ödendiğine dair ilgili dekontlar muhatap bankalardan celp edilerek tetkik edilmiş ve ödemelerin davacı tarafından yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Bu bağlamda dosya kapsamına bakıldığı zaman gelinen aşamada davacı tarafın yaklaşık ispat koşulunu yerine getirdiğine ve davalının itirazlarının yerinde olmadığına kanaat getirilmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda da ihtiyati hacze itirazın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. 1-İhtiyati hacze itirazın REDDİNE” karar verilmiştir.
Aleyhine ihtiyati haciz istenen itiraz eden vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme ara kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacının davasını süresinde açmadığından usulden reddinin gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte olsa dahi davaya konu sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen sözleşme niteliğinde olduğunu, ilgili sözleşme uyarınca davacının da bir takım edimler üstlenmiş durumda olduğunu, bahse konu sözleşmenin her iki tarafa da borç yükler nitelikte bulunduğunu, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 97. madde hükmünde “Karşılıklı borç yükleyen bir sözleşmenin ifası isteminde bulunan tarafın, sözleşmenin koşullarına ve özelliklerine göre daha sonra ifa etme hakkı olmadıkça, kendi borcunu ifa etmiş ya da ifasını önermiş olması gerekir.” denildiğini, anılan hüküm uyarınca tarafların alacağa dayanak yapılan sözleşmede davacının üstlenmiş olduğu borçlarını daha sonra ifa etmesini gerektirecek bir durumun söz konusu olmadığını, dolayısıyla burada davacı tarafın davalıdan sözleşmenin ifasını talep edebilmesi açısından öncelikle kendi edimini yerine getirmiş olmasının gerektiğini, davaya konu icra takibinin 2019 tarihinde başladığını, müvekkilinin süresi içerisinde takibe itiraz ettiğinden takibin durduğunu, müvekkilinin tüm bu süreçte mal kaçırma teşebbüsünde bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen 17/03/2022 tarihli ara kararın kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Uyuşmazlık, ihtiyati haciz istemine ilişkindir.
Mahkemece taraflar arasında düzenlenen 11/01/2019 tarihli sözleşmeye istinaden % 30 teminat mukabilinde ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
İhtiyati hacze ilişkin yasal düzenleme 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 257 ila 268. maddesinde yer almaktadır.
Bilindiği gibi İhtiyati Haciz talep edebilme koşulları İİK’nın 257. maddesinde gösterilmiş olup maddede hem vadesi gelen hem de henüz vadesi gelmemiş para alacakları için ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Bunlar muaccel alacaklarda alacağın vadesinin gelmiş olması ve alacak rehinle temin edilmemiş olmalıdır. Müeccel alacaklarda ise kural ihtiyati haciz istenemeyeceği ise de borçlunun belli bir adresinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak amacıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır yahut kaçar ya da bu amaçla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa vadesi gelmemiş alacaklarda da ihtiyati haciz kararı verilebilir. Sözü edilen maddede bunun dışında herhangi bir koşul öngörülmemiştir.
İİK’nın 258. maddesi “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur” hükmünü içermekte olup ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın varlığı hakkında kanaat verilmesi yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gereken alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmayıp yaklaşık ispat ölçüsünde alacağın varlığını gösteren delillerin sunulması aranmaktadır. Özellikle hukukî bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.
Somut olayda alacak, aleyhine ihtiyati haciz kararın verilen … tarafından imzası inkar edilmeyen sözleşmeye dayanmakta olup, sözleşmenin IV.2.3. maddesi gereği çeklerin iade edildiğine dair belge sunulmamış, muhatap bankalardan gelen yazılara göre çeklerin davacı tarafından ödendiği anlaşılmıştır. Bununla birlikte; taraflar arasında imzalanan ve dosyaya sunulan 11/01/2019 tarihli sözleşmede her iki tarafa da edimler yüklendiği, davacı tarafın edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve davalıdan sözleşme gereklerini yerine getirmesini talep edebilmesinin bu aşamada mümkün olup olmadığının tespiti için yargılama yapılması gerektiği açıktır. Açıklanan nedenle; dava konusu olayda ihtiyati haciz isteyenin sunduğu belgelerin yaklaşık ispat kapsamında yeterli bulunmadığı, İİK’nın 257. maddesindeki ihtiyati haciz şartlarının oluşmadığı anlaşıldığından, ilk derece mahkemesi tarafından ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde değildir. Ancak bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin ihtiyati hacze itirazın reddine ilişkin 17/03/2022 tarih, 2021/905 Esas sayılı ara kararının kaldırılmasına ve ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin yeniden hüküm kurulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
A)1-Aleyhine ihtiyati haciz istenen – itiraz eden vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17/03/2022 tarih, 2021/905 sayılı ara kararının KALDIRILMASINA,
3- İhtiyati hacze itiraz eden vekilince yatırılan istinaf yolu karar harcının istek halinde anılan taraflara İADESİNE,
4-İhtiyati hacze itiraz eden tarafından yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcının ihtiyati haciz talep edenden alınarak ihtiyati hacze itiraz edene verilmesine,
B-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2. maddesi uyarınca yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına;
1-İhtiyati hacze itiraz eden vekilinin ihtiyati hacze itirazlarının KABULÜ ile,
-Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 31/12/2021 tarih, 2021/905 Esas sayılı ara karar ile verilen ihtiyati haciz kararının KALDIRILMASINA,
2-İİK’nın 36/5. maddesi gereğince ihtiyati haciz talep eden tarafından yatırılan teminatın İADESİNE,
3-İhtiyati haciz talep eden tarafından yapılan yargılama giderinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353. ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 25/05/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.25/05/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”