Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/589 E. 2022/683 K. 12.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/589
KARAR NO : 2022/683

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/12/2021
NUMARASI : 2021/4 Esas, 2021/909 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
,………
Av. …
…….
Av. …
…………..
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. …
[…….] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 12/04/2022
YAZIM TARİHİ : 12/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/12/2021 tarih ve 2021/4 Esas, 2021/909 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, ….Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyasıyla başlattıklarını icra takibinin davalının haksız itirazıyla durduğunu, takibin …det senede dayalı olarak başlatıldığını, davalının imzaya yönelik bir itirazı bulunmadığından bu belgelerin İcra ve İflas Kanunu’nun 68.maddesi kapsamında borç ikrarı içeren belge niteliği taşıdıklarını, ayrıca müvekkilinin Türk Ticaret Kanunu”nun 732.maddesi hükmü gereğince bonoda 3 yılık zamanaşımı süresinin dolmasından itibaren 1 yıllık içinde başvuru hakkı bulunmakta olup bu kapsamda açılan davalar için keşidecinin sebepsiz zenginleşmediğini ispat etme yükümlülüğünün getirildiğini, huzurdaki dava için de bu kuralın geçerli olduğunu,dava şartı olarak arabuluculuk yoluna başvurduklarını ancak netice alamadıklarını iddia ederek, itirazın iptali ile davaya konu takip dosyasının kaldığı yerden devamına, ayrıca asıl alacak üzerinden %20 oranından az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, takip dayanağı olan… adet bono zamanaşımına uğramış olup kambiyo vasfını vasfını yitirdiği için davanın genel mahkemelerin görevine girdiğini savunarak Mahkememizin görevine itiraz etmiştir. Davanın esasına ilişkin olarak, takip dayanağı olan bonolar kambiyo vasfını yitirdiğine göre davacının alacaklı olduğunu ispat etmekle yükümlü olduğunu, müvekkilinin ekonomik sıkıntılar yaşayan davacının taşınmazını eşi … adına satın aldığını, …-TL para yatırılarak davacının 3.kişilere olan borçları ödenerek taşınmaz üzerindeki hacizlerin kaldırıldığını ve satışın bu şekilde gerçekleştirildiğini, davacıya ayrıca …-TL elden ödeme yapıldığını, satış bedelinin kalan kısmının taksitlendirildiğini, davalının taşınmazı satışa çıkmarması üzerine yaptıkları piyasa araştırmasında … yılında… ilinde bu minvalde bir taşınmazın bedelinin davacı ile aralarında kararlaştırdıkları tutara kıyasla yarısı kadar olduğunu anlamaları üzerine davacı ile tekrar anlaşma yaptıklarını ve taksitlere istinaden verilen … adet bononun … tanesinin ödenmesi, kalanlarının ödenmemesi yönünde uzlaşma sağladıklarını, müvekkilinin bu kapsamda … adet bono bedelini ödediğini, davacıya herhangi bir borcunun kalmadığını, davacının aralarındaki anlaşmaya uymayarak bonoları iade etmediği gibi üzerinden 4 yıl geçtikten sonra haksız yere icra takibi başlattıklarını savunarak öncelikle davanın Mahkememizin görevsziliği nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, Mahkememiz aksi kanaatte ise davanın esastan reddine karar verilmesini, davacının kötüniyetli olarak takip başlatması sebebiyle %20 oranından az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “….Anılan mevzuat hükümleri ışığında dosya kapsamı bir bütün olarak değelerlendirildiğinde, davacının alacağını oluşturan … adet bono için 3 yıllık zamanaşımı dolmuş olup kambiyo vasfı ortadan kalmış ise de, takip tarihi itibariyle (…) TTK’nın 732.maddesinde düzenlenen 1 yıllık zamanaşımı henüz dolmamıştır. Davacı keşideci olan davalıya bu madde kapsamında başvuru hakkına sahiptir. İspat yükü üzerinde olan davalı taraflar arasında satış bedelinin tenzil edilerek … adet bono bedelinin ödenmemesinin kararlaştırıldığına dair iddiasını dosya kapsamıyla ispat edemediğinden bono bedellerini ödemekle yükümlü olduğu kanaati ile, takip dosyasına yönelik itirazın iptaline..” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemenin, dava dilekçesinde belirttikleri hususlarda araştırma yapmaksızın eksik inceleme sonucu davanın reddine karar verildiğini, davacının…İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile haksız şekilde icra takibi başlattığını, bu takibin müvekkilinin itirazı üzerine durduğunu fakat yerel mahkemenin davacı tarafın talep ettiği itirazın iptalini kabul ettiğini ve takibin aynı koşullarla kaldığı yerden devam etmesine karar verdiğini, dava dilekçelerinde ayrıntılı şekilde belirttikleri üzere davaya konu bonoların zamanaşımına uğramış olup kambiyo vasfını yitirdiğini, davanın esasına ilişkin olarak takip dayanağı olan bonolar kambiyo vasfını yitirdiğinden bu durumda davacının alacaklı olduğunu ispat etmesi gerektiğini, ayrıca hukuki ilişki yönünden yerel mahkemece tanıklarının da dinlenilmediğini ve tüm usul itirazlarının reddedildiğini belirterek, usul ve kanuna aykırı mahkeme kararının kaldırılmasına ve yeniden talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, zamanaşımına uğramış bonoya dayalı alacağın TTK’nın 732. Maddesi hükmü uyarınca keşideciden tahsiline yönelik icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28. maddesinin 1. fıkrasında aynen “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23/07/2010 gün ve 6009 S.K/18. maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir… Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 16/3. maddesinde ise; “Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz” denilmiştir. “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32. maddede ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.” hükmü getirilmiştir.
Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Nitekim, 492 Sayılı Kanun’un 29. maddesinde, yargılama sırasında tespit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409 uncu maddesinde de gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu belirtildiğine göre, dava açıldığında yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcının hiç yatırılmaması halinde de, aynı şekilde anılan harçlar ilgilisince ödenmedikçe davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.
Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır.
Ancak mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan, anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup, takibi işlemler yapılamaz.
Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harç ve ilamın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır.
Harç hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gibi istinaf incelenmesinde de resen dikkate alınır.
İstinaf incelemesine konu dava, itirazın iptali davası olup, davanın temelini oluşturan kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile ilamsız icra takibinde, 150.000,00 TL asıl alacak, asıl alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir.
Davacının açmış olduğu itirazın iptali davasında harca esas değer 150.000,00 TL olarak gösterilmiş ancak dava açılışında bu değer üzerinden hesaplanacak nispi harç alınması gerekirken peşin maktu harç alındığı anlaşılmıştır. Dava, nevi itibariyle itirazın iptali davası olması yönüyle 150.000,00 TL üzerinden alınması gerekli 2.561,62 TL nispi harcın alınmadığı tespit edilmiştir.
Belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun münhasıran harç sebebiyle kabulü ile mahkeme kararının esası incelenmeksizin kaldırılarak, yukarıda bahsedilen şekilde işlem yapıldıktan sonra bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca KABULÜNE,
2-Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/12/2021 tarihli, 2021/4 Esas, 2021/909 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-Kaldırma sebebine göre sair istinaf sebeplerinin incelemesine bu aşamada yer olmadığına,
HMK’nın 353/1-a-4. maddesi uyarınca kesin olarak 12/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”