Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/564 E. 2022/790 K. 28.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/564
KARAR NO : 2022/790

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/02/2022
NUMARASI : 2021/424 Esas, 2022/162 Karar

DAVACILAR : 1-… – …,
2-..
VEKİLLERİ : Av. … -..
Av. … ..
Av. … ..
DAVALILAR : 1-..
2-… – …
VEKİLİ : Av. … -.
VEKİLİ : Av. … -.
3-… – …
DAVANIN KONUSU : Tazminat
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 28/04/2022
YAZIM TARİHİ : 28/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/02/2022 tarih ve 2021/424 esas, 2022/162 karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacılar vekili ve davalı … vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacılar vekili, müvekkili ile davalılardan …’in yetkilisi olduğu …. arasında araç satış sözleşmesi yapıldığını, müvekkili tarafından satış işlemlerinin… ilinde gerçekleşecek olması nedeniyle …’e vekalet verildiğini, satış bedelinin ödenmesinden sonra satışın gerçekleştirileceği notere bilgi verilmek suretiyle vekaletin geçerli olacağı yönünde anlaşmaya varmalarına rağmen, satış bedeli ödenmeksizin vekilin araca ait tescil belgelerinin zayi olduğu gerekçesi ile satışı gerçekleştirdiğini,… Noterliği tarafından, davalı … tarafından zayi gerekçesi hususunda gerekli araştırmaların yapılmaksızın satışın gerçekleştirildiğini, davacının oluşan fiili zararında fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, güvenin kötüye kullanılmasından kaynaklı 30.000,00 TL manevi tazminatın da davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı …, yetki itirazında bulunduğunu, satış işleminin noterlik ilgili mevzuatına uygun olarak gerçekleştirildiğini, yapılan işlemde vekalet akdinin kurulduğunun açık olduğunu, davacının okuma yazma bilmemesi ve Türkçe bilmemesinin …Noterliği ile ilgili olduğunu, kendilerine herhangi bir kusurun atfının mümkün olamayacağını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …, yetki itirazında bulunduğunu, vekalet ile yetkilendirildiği sınırlar içerisinde satış işlemini gerçekleştirdiğini, belirsiz alacak olarak açılan davada şartların belirtilmediğini, aleyhe açılan davayı kabul etmediğini, alıcı ve satışının talimatları dışında hiçbir işlem yapmadığını, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. kötüniyetli satış olarak belirtilen devir işleminde şirketlerinin bir sorumluluklarının bulunmadığını, davanın gerçekte haksız eylemden değil araç bedelinin ödenmemesinden kaynaklı alacak davası olabileceğini, davacı tarafın dava şartı arabuluculuk işlemlerini gerçekleştirmediğini, yetki itirazının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI :
Mahkemece, 6100 sayılı HMK’nın 6. madde hükümlerine göre, tüm davalıların yerleşim yeri adreslerine göre genel yetkili mahkeme ve gerekse 7. maddenin atfıyla 10. madde hükümlerine göre sözleşmeden doğan davalardaki yetki hususu birlikte değerlendirildiğinde, davalıların yerleşim yeri adresleri olan … ve ….ilçelerinin ticari davalar bakımından yargı çevresi içerisinde bulundukları …. Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunun anlaşıldığı, yetki itirazının da tüm davalılar tarafından HMK 19/2’ye göre süresi içerisinde ilk itiraz olarak cevap dilekçesiyle beraber yetkili mahkeme de seçilmek suretiyle ileri sürüldüğü gerekçesiyle taraflar arasındaki somut uyuşmazlık hakkında mahkemelerinin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ :
Davalı … vekili, mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek dosyanın … Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilme kararının hukuka uygun olduğunu, sadece müvekkili … yönünden dava şartı arabuluculuk koşulunun gerçekleşmemesi sebebiyle davanın öncelikle dava şartı arabuluculuğa ilişkin itirazlarının değerlendirilmemesinin hukuk uygun olmadığını, önceki beyanlarını tekrar ettiklerini, dosyada 18.10.2021 tarihi itibarıyla uyap üzerinden yaptıkları araştırmada, dava şartı arabuluculuk anlaşma tutanağını bulamadıklarını bildirdiklerini, HMK gereğince ön inceleme başlamadan dava şartı arabuluculuk anlaşamama son tutanağının dosyaya aslının sunulmasını gerektiğini ifade ettiklerini, müvekkili yönünden arabuluculuk anlaşamama son tutanağının usule aykırı olduğunu, tutanakta arabulucuk tarafları arasında dahi müvekkilinin isminin olmadığını, ilk derece mahkemesince gözden kaçan ve değerlendirilmeyen ve gerekçeli kararda da yazılı olmayan bu durumun değerlendirilmesi gerektiğini, ilk derece mahkemesinin taleplerine uygun yetkisizlik kararını doğru ve hukuka uygun olduğunu, ancak sadece müvekkili yönünden HUAK ve HMK ve TTK daki dava şartı arabuluculuk koşulu değerlendirilerek karar verilmesi gerektiğini, bu nedenle kararın bu yönüyle kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacılar vekili, müvekkilinin satış işlemi yapılması amacıyla davalı …’e yetki verdiğini, davalı …’in ise aracın ruhsatı müvekkilde bulunmasına ve zayi beyanı için yetkisi bulunmamasına rağmen zayi beyanında bulunduğunu, bunun yanında araç satışına ilişkin yetki belgesi verilmesine rağmen aracın satış bedeli ödendikten sonra vekaletin faks veya e-mail yolu ile … Noterliği’nden gönderilebileceği belirtilmiş olmasına rağmen ödeme yapılmadığını ve vekaletname de satışı gerçekleştiren noter tarafından sistemden elde edilmiş olup, nihai olarak ise aracın satışına ilişkin bedelin müvekkile ödenmediğini, ayrıca davalının bu olaydan çok kısa süre sonra müvekkilinin araç satın almak amacıyla davalılar ile sözleşme yapmış olup, olay sonrası sözleşmenin sahte olarak düzenlendiği, satıcının belirttiği şekilde bir araç bulunmadığının anlaşıldığını, bu olaya konu satış sözleşmemesinde ise, davalı …’in sahte satış sözleşmesinde satıcı vekili olarak gösterildiğini ve bedeli ödenmesine rağmen herhangi bir aracın müvekkiline teslim edilmediğini, belirtilen bu olay ve sair durumların, davalı …’in müvekkile karşı haksız fiil işlemi gerçekleştirdiğini gösterdiğini, HMK’nın 16.maddesinin 1.fıkrasında “haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” şeklinde belirtildiği üzere seçimlik yetki hakkı tanınmış olup, hüküm fıkrasında yetkili mahkeme olarak zarar görenin yerleşim yeri ibaresini de zikretmesine binaen iş bu davanın davacının ikamet yeri olan …’da açıldığını, HMK’nın 16. maddesine rağmen yerel mahkeme tarafından yetkisizlik kararı verilmiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, iş bu davanın haksız fiilden kaynaklanan tazminat davası olduğunu, her ne kadar yerel mahkemece, dava sözleşmeye aykırılık hukuksal sebebine dayalı tazminat davası olarak tespiti yapılmışsa da iş bu tespitin hukuken hatalı olup, kabul edilebilir olmadığını, bu nedenle kararın kaldırılarak yetkili mahkemenin …. Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna karar verilmesini gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tazminat istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, müvekkilinin araç alım satım işi ilgili tacir olduğu, müvekkili ile davalı ….ve yetkilisi …’le…. sayılı … marka aracın satışı ile ilgili sözleşme yapıldığı, bu sözleşmede diğer davalı …’e aracın satışının yapılması yönünde noter evrakı düzenlendiği, ancak bu vekaletin satış işlemi gerçekleştiği takdirde gönderileceğinin hüküm altına alınmasına rağmen … tarafından gerçekleştiği, …’in araca ait tescil belgesinin zayi olduğu belirtilmek suretiyle araç satışının gerçekleştiği, bu nedenle bütün davalılara yönelik araç satışından kaynaklı usulsüz satış nedeniyle haksız fiilden kaynaklı fiili zarar, yoksun kalınan kâr ve uğranan ve tüm menfi, müspet ve maddi zararın tazmini talebiyle belirsiz alacak ve 30.000,00 TL manevi tazminat davası açılmış olduğu anlaşılmaktadır.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 6. maddesi hükmü uyarınca kural olarak yasada aksine hüküm bulunmadıkça davanın açıldığı tarihte davalının ikametgahı sayılan yer mahkemesi yetkili ise de, davaya konu edilen alacak bir para alacağı olduğuna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 89. maddesi gereğince para borcu alacaklıya götürülerek ödenmesi gereken borçlardan olduğundan, davacının yerleşim mahkemelerinin yetkili bulunduğu açıktır. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2021/1274 Esas, 2021/4387 Karar sayılı ilamı da aynı doğrultudadır.)
Kabule göre de; istinaf eden davalı … kendileri açısından arabuluculuğa başvurulmadığı iddiasıyla istinaf talebinde bulunmuştur. Mahkemece, bu davalı yönünden arabuluculuğa başvurulup başvurulmadığının araştırılması ve gelen sonuca göre karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı gerekçe ile yetkisizlik kararı verilmesi doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı … vekilinin ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … vekilinin ve davacılar vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesinin verilen 09/02/2022 tarih ve 2021/424 esas, 2022/162 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davalı … ve davacılara İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 28/04/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”