Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/533 E. 2022/724 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/533
KARAR NO : 2022/724

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : …
ÜYE : ..
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 14/02/2022
NUMARASI : 2022/118 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDENLER (DAVACILAR) : 1-…
2-..
VEKİLİ : Av. …
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDİLEN (DAVALI) : …
VEKİLİ : Av….
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbir
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2022/118 Esas sayılı dosyasında verilen 14/02/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbir talep edenler vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin murisi olan …..’in ….. tarihinde vefat ettiğini, murisin …….. ilinin tanınmış ve varlıklı bir ailesine mensup olduğunu, murisin davalı şirketin kurucusu olduğunu, davalı şirketin maddi birikimleri ile kurulduğunu, sadece oğullarını şirkete ortak yaptığını, tek kızını şirket ortaklığından yoksun bıraktığını, murisin ölümünün ardından müvekkili……’in davalı şirkette veraset ilamından gelen payı nedeniyle ortak olduğunu, murisin vefatının ardından amcalar tarafından muristen kalan mallar yönünden müvekkillerinden acilen geniş yetkiler içeren vekaletnameler istendiğini, müvekkillerinin muristen intikal eden tüm haklarının elinden alınacağı endişesiyle vekaletnameyi vermediklerini, müvekkillerinin devam eden süreçte murisin terekesinin tespiti amacıyla….. Sulh Hukuk Mahkemesinin ……esas sayılı davayı ve ….. Sulh Hukuk Mahkemesinin…….. esas sayılı dosyasında ortaklığın giderilmesi davasını açtıklarını, müvekkillerinin 17 yıl içerisinde usulüne uygun olarak çağrıldıkları tek genel kurul toplantısı olan ……… tarihli genel kurul toplantısına temsilcileri vasıtasıyla katılarak alınan kararlara muhalif kaldığını, iptali için dava açtıklarını, ….. Asliye Ticaret Mahkemesinin….esas sayılı dosyasında görülen davanın hali hazırda derdest olduğunu, yaşanılan sürecin yargılama sırasında dinletilecek tanık beyanlarıyla ispat edileceğini, TTK’nın azınlığa anonim ortaklığın haklı nedenle fesih davası açma hakkı tanınmasının nedeninin anonim ortaklığın varlığını tehdit eden çoğunlukları hukuka uygun surette davranmaya kararlarında adil olmaya ve modern yönetim anlayışına yöneltmeye yönelik olduğunu, davalı şirket yöneticilerinin ataerkil aile yapısı ve aile şirketinde çoğunluğa sahip olmanın verdiği güvenle 2018, 2019 ve 2020 yıllarında genel kurul toplantılarını yapma gereği duymadıklarını, müvekkillerini şirket faaliyetleriyle ilgili olarak en azından genel kurul toplantıları sırasında bilgi alma ve ortaklık haklarını kullanabilme şanslarının elinden alındığını, davalı şirketin yöneticileri tarafından tamamen keyfi olarak yönetildiğini, anonim şirketlerle ortaklık genel kurul toplantılarına nasıl çağrılacaklarının TTK’nın 414 maddesinde açıkça düzenlendiğini, murisin mirasçılarının murisin ölümü tarihi olan 23/08/2004 tarihinden 18/09/2021 tarihinde kadar davalı şirketin hiçbir genel kurul toplantısına usulüne uygun olarak çağrılmadıklarını, ilk kez 18/09/2021 tarihinde yapılmak istenen genel kurul toplantısına müvekkillerinin usulüne uygun olarak çağrıldıklarını, toplantıda azınlık pay sahipleri tarafından finansal tablolara itiraz edildiğini, ayrıntılı incelenmesi amacıyla kendilerine gönderilmesinin talep edilmesine rağmen davalı şirket tarafından müvekkillerine sadece kurumlar vergisi beyannamesi ile kısıtlı eklerinin gönderildiğini, müvekkillerinin bilgi alma haklarının sınırlı bilgiler verilmek suretiyle şirket faaliyetlerinden bilgi sahibi olmalarının engellendiğini, davalı şirketin bu güne kadar hiçbir şekilde kar dağıtımı yapmadığını, müvekkillerinin hiçbir haklı gerekçe olmaksızın sadece oy çokluğuna dayanılarak davalı şirket yönetiminden uzak tutulmak istendiğini, genel kurul toplantısının beşinci maddesinde karın kullanım şeklinin, dağıtılacak kar ve kazanç payları oranlarının belirlenmesi hususunun görüşüldüğünü, şirketin yönetim kurulu üyesi …..’in şirketin gayri faal durumda olduğuna yönelik açıklamasının dahi mahkeme dışı ikrar niteliğinde olması nedeniyle salt bu neden dahi şirketin feshinin için yeterli olduğunu, geçici hukuki koruma önlemleri, yargılama öncesinde veya sonrasında oluşabilecek zarara uğrama tehlikelerinden davacı ile davalıyı ayrıca belli hallerde üçüncü kişileri korumak amacıyla yargı organlarınca karalaştırılan geniş veya dar kapsamlı hukuki korumalar olduğunu, dava yönünden yargılama sonunda şirketin feshine veya müvekkili davacıların şirket ortaklığından çıkmasına karar verilecek ise ödenecek tasfiye paylarının düşük çıkmaması için davalı şirketin malvarlığının azalmaması veya borç altına sokulmamasının gerekmediğini ileri sürerek davalı ……..’nin yargılama süresi içinde malvarlıklarının azaltılmasının önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini, haklı nedenlerin varlığı nedeniyle 6102 sayılı TTK’nın 531 maddesi uyarınca davalı …..’nin feshine karar verilmesini, mahkemece fesih uygun görülmediği takdirde davacının pay sahiplerine paylarının karar tarihine kadar en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece .. tarihli ara karar ile; “…HMK 390/3 md. Gereğince ”Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır.” bulunduğu, davacı vekilinin dosyaya herhangi bir somut delil bildirmediği bu nedenle HMK 390/3 md. Gereği yaklaşık ispat yükümlülüğü sağlanamadığından davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine” karar verilmiştir.
İhtiyati tedbir talep edenler vekili istinaf dilekçesinde özetle, yerel mahkemece verilen ihtiyati tedbirin reddine ilişkin ara kararın usul, yasa ve dosya kapsamına uygun olmadığını, ihtiyati tedbir talepleri yönünden yaklaşık ispat yükümlülüklerinin yerine getirilmediği sonucuna varıldığını, bu görüşün dosya kapsamı ile uyumlu olmadığını, Türk doktrininde anonim ortaklığın haklı nedenle feshi ekseninde ortaklığın amacına ulaşmasının imkânsızlaşması, çoğunluğun hukuka aykırı davranışları, ortaklık amacının tehlikeye düşmesi veya önemli ölçüde zorlaşması ve ortaklığın devamının çekilmez duruma gelmesi hallerinin haklı nedenleri belirlemede kullanılabilecek temel ölçütler olarak değerlendirildiğini, ticarî faaliyetin devam edip etmediğinin tespiti, haklı nedenin tespitinde önem arz ettiğini, müvekkilleri yönünden oluşan haklı nedenlerin şirketin 2018, 2019 ve 2020 yılı genel kurul toplantılarının yapılmayarak keyfi davranış sergilenmesinin olduğunu, 18.10.2021 tarihli genel kurul toplantısının beşinci gündem maddesinde yönetim kurulu üyesi ….’in davalı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yıllarında sigortacılık faaliyetinde bulunmadığı, acenteliklerin iptal edildiğini açıklayarak şirketin faaliyetinin bulunmadığını ikrar etmesi olduğunu, davalı şirketin bugüne kadar hiçbir şekilde kar dağıtımı yapmamış olduğunu, ortaklar arasında şirket faaliyetlerini birlikte sürdürmelerinin beklenmeyecek şekilde uyuşmazlıklar olduğu, aralarındaki huzursuzluk ile birbirlerine husumet yönelterek açtıkları hukuk davalarının bulunduğunu, müvekkillerin 2004 ile 2021 yılları arasında 17 yıl boyunca genel kurul toplantılarına usulüne uygun olarak çağrılmadıklarını, şirket hakkında bilgilendirme yapılmadığını, müvekkillerini davalı şirket yönetiminden uzak tuttuklarını, şirketin basiretli bir şekilde yönetilmediğini, bu hususların yaklaşık ispatın da uzağında kesin olarak ispatlanmış hususlar olduğunu, şirketin yıllar itibariyle zarar ediyor olmasının şirketin haklı nedenle feshi davasında nazara alınabilecek hususlardan olduğunu, somut olayın ve şirket tipinin özelliklerine göre bir sermaye ortaklığı olan anonim ortaklıkta dahi istinaden kişisel sebeplerin de haklı sebep sayılarak ortaklığın feshine, davacı pay sahiplerinin ortaklıktan çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verileceğinin kabul edilebilir olduğunu, ilk derece mahkemesi tarafından geçici hukuki koruma önlemlerinin gerekli olmadığının düşünülmesinin hukuki güvenlik ilkesine aykırı olduğunu belirterek yerel mahkemece verilen ara kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Talep; şirketin haklı nedenle feshi, olmadığı takdirde pay sahiplerine paylarının ödenerek şirketten çıkarılmalarına karar verilmesine ilişkin davada davalı şirketin taşınır taşınmaz mal varlıklarının devrinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkindir.
Dosya istinaf sebepleri ile birlikte HMK’nun 355. maddesi çerçevesinde incelenmiş ve kararın, mahkemece dosyada bulunan delillerin takdirinde hata yapılmadan Dairemizce de benimsenen yasal ve hukuksal gerekçelere ve maddi delillere dayandırılarak verildiği, ihtiyati tedbir talep edenler vekilinin HMK 390/3 maddesi gereği yaklaşık ispat yükümlülüğünü sağlayacak delilleri sunmadığı, talebin yargılamayı gerektirdiği ve ihtiyati tedbir talep edilen malvarlığının dava konusu olmadığı ve ihtiyati tedbir için gerekli koşulların bulunmadığı, davacılar vekilinin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı anlaşıldığından ihtiyati tedbir talep edenler vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM; Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati tedbir isteyen davacıların istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İhtiyati tedbir isteyen davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek nihai kararda gözetilmesine,
4-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.20/04/2022


Başkan

¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır
..
Üye

.
Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”