Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/474 E. 2022/622 K. 06.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/474 – 2022/622
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/474
KARAR NO : 2022/622

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …………
ÜYE : …………..
ÜYE :……….
KATİP : …………..

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ADANA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI : 2014/1388 Esas

İHTİYATİ TEDBİR TALEP
EDEN (DAVACILAR) : …………
VEKİLİ : Av. …………..
ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN – İTİRAZ
EDEN (DAVALILAR) : 1-……….
VEKİLİ : Av. ………
2-…………
VEKİLİ : Av. ………..
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Tedbire İtiraz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 06/04/2022
YAZIM TARİHİ : 06/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Adana 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2014/1388 Esas sayılı dosyasında verilen 13/01/2022 tarihli ara kararın istinaf incelemesi ihtiyati tedbire itiraz eden (dahili davalılar) …vekili ve … vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin davalılardan kooperatif üyesi iken yönetim kurulunun usulsüz kararı ile ihraç edildiklerini, ihraç kararının iptali için açtıkları davayı kazandıklarını kararın kesinleştiğini ancak bu aşamada kooperatif tarafından müvekkilleri yerine yeni üye kaydı yapılarak taşınmaz tahsis edildiğini, ihraç kararı kesinleşmeden yeni üye kaydı yapılmasının usulsüz olduğunu, yeni üyelere tahsisi yapılan taşınmazların adlarına tapuya tescil edildiğini, tüm işlemler usulsüz olduğundan yapılan tescil işlemlerinin iptali ile müvekkilleri adına tapu tescil işleminin yapılmasını ihtiyati tedbir istemli olarak talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, “…taşınmazların yeniden devrinin önüne geçilmesi amacıyla dava konusu taşınmazların 3. şahıslara devrinin önlenmesi açısından ihtiyati tedbir konulmasına” karar verilmiştir.
Dahili davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerine ihtiyati tedbir konulduğunu, müvekkili …’in …ada …parsel numaralı taşınmazın sahibi olup malik statüsünde olduğunu, dava dosyasına dahili davacı olarak eklendiğini, mahkemece konulan ihtiyati tedbirin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın davaya gerekçe olarak göstermiş olduğu … üyeliği hususunda davacı tarafın yanılgıya düştüğünü, müvekkilinin ilgili kooperatife aktif olarak üye olmadığını, bu kooperatif ile aktif veya pasif olmak üzere hiç bir münasebetinin bulunmadığını, müvekkilinin malik olduğu taşınmazın ilk sahibi olan … değil taşınmazın 3. malikinden devraldığını, yapılan devirin ise hukuka uygun nitelikte olduğunu, ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi ve uygulanabilmesi için bir takım koşulların mevcudiyetinin arandığını, müvekkilinin taşınmazı üzerine haksız ve hukuksuz olarak konan ihtiyati tedbir neticesinde müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, müvekkili nezdinde telafisi güç zararların meydana geldiğini belirterek müvekkilinin taşınmazı üzerindeki ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Dahili davalı … vekili itiraz dilekçesinde özetle; dava konusu bazı taşınmazlar üzerinde pay sahibi olan müvekkili adına kayıtlı … nolu taşınmazların üzerinde …tarihinde şerh ve tedbir kararı bulunduğunu, müvekkilinin taşınmazları devraldığı tarihlerde taşınmazlar üzerinde hiçbir tedbir şerhi bulunmadan tapu siciline güvenerek devralmış olduğunu, iyi niyetli 3. kişi sıfatıyla devraldığını, müvekkilinin yaşadığı maddi sıkıntılar dolayısıyla gerek ekonomik sıkıntılar gerekse yaşı itibari ile adına kayıtlı taşınmazları satma zaruretinin hasıl olduğunu belirterek müvekkili adına kayıtlı taşınmazlar üzerindeki tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
Dahili davalılar … ve …vekili itiraz dilekçesinde özetle; müvekkili …parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, müvekkilinin dava konusu taşınmazı … tarihinde satın aldığını, müvekkilinin söz konusu taşınmazın dördüncü maliki olduğunu, söz konusu taşınmazı tedbir kararından … yıl önce davalıdır şerhinden ise … yıl önce satın aldığını, müvekkilinin taşınmazı devir aldığı tarihte taşınmazın üzerinde herhangi bir tedbir kararının yahut şerhin mevcut olmadığını, müvekkilinin taşınmazı alırken … senesinde açılmış olan tapu iptal ve tescil davasından haberdar olmadığını, tapu sicilinde bu konuyla ilgili herhangi bir kaydın bulunmadığını, tedbir talep eden tarafın dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu, müvekkilinin müteveffa …ile ya da mirasçıları ile herhangi bir ilişkisinin bulunmadığını, kooperatifin kuruluş tarihi ve önceki maliklerin taşınmazı devraldıkları tarihlerin ortada olduğunu, müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini belirterek müvekkilinin maliki olduğu taşınmaz üzerindeki ihtiyati tedbirin kaldırılmasını istemiştir.
Mahkemece 13/01/2022 tarihli ara karar ile, “…Tapu kayıtları üzerine konulan tedbirin kaldırılması halinde, taşınmazların devrinin önü açılacaktır…adet parsel dava konusu olup, davacı ve davalı tarafta yüzlerce kişi bulunmaktadır. Yargılamanın devamı sırasında meydana gelen vefatlar ve devirler nedeniyle taraf teşkilinin sağlanması yıllarca sürmüştür. Taşınmazların yeniden devri halinde yeni maliklerin davaya dahil edilmesi, taraf teşkili, sunulacak delillerin toplanması gibi nedenlerle uzun süredir devam eden yargılama daha da uzayacaktır. HMK 389/1 maddesindeki şartlar somut olayda bulunmaktadır. Bu nedenlerle tedbirin kaldırılması talebinin reddine” karar verilmiştir.
Dahili davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkili …’in …parsel numaralı taşınmazın sahibi olup malik statüsünde olduğunu, müvekkilinin malik olduğu taşınmaza … tarihinde ihtiyati tedbir konulduğunu, ihtiyati tedbir kararının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı tarafın davaya gerekçe olarak göstermiş olduğu …üyeliği hususunda yanılgıya düştüğünü, müvekkilinin ilgili kooperatife aktif olarak üye olmadığını, müvekkilinin malik olduğu taşınmazın ilk sahibi olan … değil, taşınmazın 3. malikinden devraldığını, yapılan devirin ise hukuk uygun olduğunu, ihtiyati tedbirin en genel hatları ile davacının haklarının zarara uğramaması adına mahkeme tarafından davacıya sağlanan güvence niteliği taşıdığını, ancak ihtiyati tedbir kararının verilebilmesi ve uygulanabilmesi için bir takım koşulların mevcudiyetinin arandığını, müvekkilinin taşınmazı üzerine haksız ve hukuksuz olarak konan ihtiyati tedbir neticesinde müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, müvekkili nezdinde telafisi güç zararların meydana geldiğini, müvekkilinin söz konusu taşınmazı iyi niyetli 3. Kişi olarak temin ettiğini, bu taşınmaza malik olduğunu, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. Maddesinde açık bir şekilde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” denildiğini, bu hükmün uygulanmasının şart nitelikte olduğunu, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu, bu zamana kadar ilgili taşınmaz üzerinden herhangi bir tasarrufta bulunmadığını, dava dosyası içerisinde yer alan ve müvekkili ile durumu birebir aynı olan diğer bir davalı olan …’nın da … ve … parseller üzerindeki taşınmazlarına mahkeme tarafından tedbir konulduğunu, davalı tarafından bu tedbirin kaldırılmasına yönelik itirazda bulunulduğunu, yerel mahkeme bu itirazı da yerinde görmeyerek itirazın reddine karar verdiğini, bunun üzerine davalı … tarafından bu kararın istinaf edilerek Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesinde görülen davada istinaf mahkemesinin istinaf istemini yerinde görerek, davalının taşınmazı üzerindeki tedbirin kaldırılmasına karar verdiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Dahili davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu bazı taşınmazlar üzerinde pay sahibi olan müvekkili adına kayıtlı ….parsel nolu taşınmazlar üzerine … tarihinde şerh ve tedbir konulduğunu, müvekkilinin taşınmazları devraldığı tarihlerde taşınmazlar üzerinde hiçbir tedbir şerhi bulunmadığını, müvekkilinin tamamıyla tapu siciline güvenerek taşınmazları iyi niyetli üçüncü kişi sıfatıyla devraldığını, müvekkilinin içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılar ve yaşı itibariyle adına kayıtlı taşınmazları satma zaruriyeti hasıl olduğunu, ancak yerel mahkemenin müvekkiline ait taşınmazlar üzerindeki şerhleri ve tedbiri kaldırmayı reddetmesi müvekkilinin zarara uğrattığını, hukuk sistemi tarafından korunan ve en temel haklardan olan mülkiyet hakkının kişiye malik olduğu şey üzerinde en genel hakları tanıyan bir ayni hak olup, kişi malik olduğu şey üzerinde kullanma, yararlanma ve tasarruf etme hakkına sahip olduğunu, ancak müvekkilinin taşınmazları üzerine haksız ve hukuksuz olarak konan tedbir şerhi neticesinde müvekkilinin mülkiyet hakkının ihlal edildiğini, Türk Medeni Kanunu’nun 1023. Maddesinde açık bir şekilde; “Tapu kütüğündeki tescile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya bir başka ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur.” denilmekte olduğunu, bu hükmün uygulanmasının şart niteliğinde olduğunu, müvekkilinin ilgili taşınmazların sonradan maliki olduğunu, iyiniyetli olarak devraldığını, dolayısıyla kendisinin bu ayni hakkının korunmasının gerektiğini, müvekkili ile aynı hukuka aykırılığa maruz bırakılan davaya konu davalı …’ya ait taşınmazlar olan …parseldeki taşınmazlar üzerinde bulunan ihtiyati tedbirlerin kaldırılmasına ilişkin olarak Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi ilamıyla uzun süren yargılama dosyası ile ilgili taşınmazların bozmaya konu olup olmamasına değinildiğini, yüksek mahkemece ihtiyati tedbirin kaldırıldığını, müvekkilinin taşınmazları üzerine konulan tedbirin haksız ve hukuksuz mahiyette olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen ara kararın kaldırılarak, ihtiyati tedbirin kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, ilk derece mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmazların uyuşmazlık konusu olmasına, tapu kayıtları üzerine konulan tedbirin kaldırılması halinde taşınmazların devrinin mümkün hale gelecek olup, bunun önü açılırsa yeni maliklerin davaya dahil edilmesi, taraf teşkili ve usul işlemlerinin yapılacak olması nedeniyle yargılamanın uzamasına sebebiyet verecek olması, HMK’nın 390. maddesi uyarınca ihtiyati tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmesine göre, aleyhine ihtiyati tedbir talep edilen dahili davalı vekillerinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesine göre esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Aleyhine ihtiyati tedbir istenen – itiraz eden (dahili davalı) vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince istinaf yoluna başvuran dahili davalılardan ayrı ayrı alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına gerek olmadığına,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek kararda dikkate alınmasına,
4-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 06/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.06/04/2022

…..
Başkan
……
¸e-imzalıdır
……….
Üye
……………
¸e-imzalıdır
………….
Üye
…………..
¸e-imzalıdır
………….
Katip
……….
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”