Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/427 E. 2022/554 K. 30.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/427
KARAR NO : 2022/554

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/01/2022
NUMARASI : 2022/41 Esas, 2022/30 Karar

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 30/03/2022
YAZIM TARİHİ : 30/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/01/2022 tarih ve 2022/41 esas, 2022/30 karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davacı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin, … vergi nolu, ….Pamuk Tekstil Tarım İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ortaklarından olduğunu, davalı tarafın, şirket adına bulunan …. keşide tarihli, …. TL bedelli, … seri nolu çeke dayanılarak müvekili hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı …Ceza Mahkemesinin … esasında görülmekte olan davanın açıldığını, imzanın müvekkiline ait olmadığını, ilgili imzanın ….Pamuk Tekstil Tarım İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. diğer ortağı ve temsile yetkili müdürü olan …..’a ait imzaya benzediğini, davalı ile herhangi bir ticari ilişkide bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bahse konu çekin davalı tarafından düzenlendiğini, çek aslının davalıdan temin edilerek, çek üzerinde bulunan imza ve yazıların davalıya ve şirketin diğer ortağı olan …..’a ait olup olmadığının tespiti ile müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespitine, davalı tarafın açık ve bariz kötü niyetinden dolayı %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Mahkemece, davacı vekilinin, ….. Bankası ….. Şubesi’ne ait ….. seri numaralı, …. TL bedelli çekten kaynaklı olarak müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti talebinde bulunduğu, çekin incelenmesinde, keşidecisinin…. Pamuk Tekstil Tarım İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi, lehtarının … olduğu, çekin ….. ciro edildiği, bu kişi tarafından muhatap bankaya ibraz edildiği ve 62.775,00 TL’sinin karşılıksız çıktığı, görüldüğü üzere davacı …’ın çekin üzerinde ne keşideci olarak, ne de başka bir sıfatla kendisini şahsen borç altına sokacak bir imzasının bulunmadığı, davacının dava dilekçesinde keşideci şirketin yetkilisi olduğunu beyan ettiği, dolayısıyla davacının şahsi olarak dava açma ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.

Davacı vekili, HMK uyarınca; mahkemenin, dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar vereceğini, ancak, dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için kesin süre vereceğini, bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddedeceğini, mahkeme tarafından usuli eksiklik süre verilerek tamamlanabileceği bilindiği halde taraflarına ilgili şirketin dahili davacı olarak dahil edilmesi için süre verilmesi gerekirken süre verilmeden davanın ret edilmesinin usule ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilnin ilgili şirket ortağı olmasına rağmen, bahse konu çekin, diğer şirket temsilcisi tarafından düzenlenmiş olup, düzenleyen şirket temsilcisinin yurt dışına kaçtığını, çek’i düzeleyenin, imzalayan kişinin, müvekkiliymiş gibi İcra Ceza Mahkemesinde yargılandığını, müvekkilinin ilgili davayı açmada hukuki yararı olduğu halde yerel mahkeme tarafından herhangi bir işlem yapılmadan aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalı tarafından, davalarına ilişkin dosyaya herhangi bir usuli işlem yapılmadığı halde, davanın reddi sonrası davalı lehine, vekalet ücreti takdir edilmesinin de usule ve hukuka aykırı bir durum olduğunu, davaya ilişkin davalı vekili tarafından dosyaya vekalet sunma haricinde, müvekkili lehine herhangi bir işlem yapılmamış olduğundan vekalet ücretine takdir edilmesinin de hukuka aykırı bir durum olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.
492 sayılı Harçlar Kanunu’nun “Nispi harçlarda ödeme zamanı” başlıklı 28.maddesinin 1.fıkrasında aynen “(1) sayılı tarifede yazılı nispi harçlar aşağıdaki zamanlarda ödenir” denildikten sonra 23/07/2010 gün ve 6009 S.K/18. maddesi ile değişik (a) bendinde “Karar ve ilam harcı” alt başlığı ile “Karar ve ilam harçlarının dörtte biri peşin, geri kalanı kararın verilmesinden itibaren iki ay içinde ödenir… Bakiye karar ve ilam harcının ödenmemiş olması, hükmün tebliğe çıkarılmasına, takibe konulmasına ve kanun yollarına başvurulmasına engel teşkil etmez.”düzenlemesine yer verilmiştir.

Aynı Kanunun 16/3. maddesinde ise; “Değer tayini mümkün olan hallerde dava dilekçelerinde değer gösterilmesi mecburidir. Gösterilmemişse davacıya tesbit ettirilir. Tesbitten kaçınma halinde, dava dilekçesi muameleye konmaz” denilmiştir. “Harcı Ödenmeyen İşlemler” başlığını taşıyan 32.maddede ise, “Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılmaz. Ancak ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf öderse işleme devam olunmakla beraber bu para muhakeme neticesinde ayrıca bir isteğe hacet kalmaksızın hükümde nazara alınır.”hükmü getirilmiştir.

Yukarıda belirtilen madde hükümlerinden de anlaşılacağı üzere, karar ve ilam harcının peşin olarak yatırılması gereken miktarı ile maktu başvuru harcı ödenmedikçe, davaya devam edilmesi olanağı bulunmamaktadır.
Nitekim, 492 Sayılı Kanun’un 29. maddesinde, yargılama sırasında tesbit olunan dava değerinin, dava dilekçesinde bildirilen değerden fazla olduğu anlaşılırsa, yalnız o celse için yargılamaya devam olunacağı, takip eden celseye kadar noksan değer üzerinden peşin karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunamayacağı; Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 409 uncu maddesinde de gösterilen süre içinde dosyanın işleme konulmasının noksan olan harcın ödenmesine bağlı olduğu belirtildiğine göre, dava açıldığında yatırılması gereken başvurma harcı ile peşin karar ve ilam harcının hiç yatırılmaması halinde de, aynı şekilde anılan harçlar ilgilisince ödenmedikçe davaya devam edilmesi olanağından söz edilemez.

Şu hale göre; karar ve ilam harcı maktu ise tamamı, nispi ise dörtte biri dava açılırken davacı tarafından peşin olarak ödenmelidir. Peşin olarak dörtte biri ödenecek olan nispi karar harcı, dava dilekçesinde gösterilen değer üzerinden hesaplanacaktır.

Ancak mahkeme davacının dava dilekçesinde belirlediği hakkın niteliği ve değeri ile bağlı olmadığı gibi hakkın niteliğini ve değerini resen araştırması gereklidir. Bir başka deyişle maktu harca tabi bir iş olduğunu söyleyen davacının bu nitelendirmesi ile mahkeme bağlı değildir. Mahkemenin dava konusu hakkın mal varlığı hakkı (dava konusunun belirli bir değerle ilgili ) olduğu kanısına varması halinde bu hakkın değerini takdir etmesi ve karar ve ilam harcını bu değer üzerinden hesaplayarak, davacıya tamamlattırması gerekir.
Yargı işlemlerinden alınacak harçlar ödenmedikçe müteakip işlemler yapılamayacağına göre, davanın başında alınmış olan karar ve ilam harcının noksan olduğu, sonradan, anlaşılırsa noksan karar ve ilam harcı tamamlanmadıkça davaya devam olunup, takibi işlemler yapılamaz.
Yargılama sırasında, dava konusunun değerinin dava dilekçesinde bildirilenden daha fazla olduğu anlaşılır veya mahkemece tespit edilirse, yalnız o oturum için davaya devam edilerek ondan sonraki oturuma kadar noksan değer üzerinden harç tamamlanmadan davaya devam olunamaz. Peşin harç ve ilamın tamamlanmamasının müeyyidesi ise dosyanın işlemden kaldırılmasıdır.
Harç hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gibi istinaf incelenmesinde de resen dikkate alınır.

İstinaf incelemesine konu dava, menfi tespit davası olup, davacı vekilinin, müvekkilinin, … vergi nolu, … Pamuk Tekstil Tarım İnşaat Gıda Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti ortaklarından olduğunu, davalı tarafın, şirket adına bulunan …keşide tarihli, … TL bedelli, … seri nolu çeke dayanılarak müvekili hakkında karşılıksız çek keşide etmek suçundan dolayı…Ceza Mahkemesinin … esasında görülmekte olan davanın açıldığınu, imzanın müvekkiline ait olmadığını, davalı ile herhangi bir ticari ilişkide bulunmadığını, bu nedenle müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu bulunmadığını, bahse konu çekin davalı tarafından düzenlendiğini, çek üzerinde bulunan imza ve yazıların davalıya ve şirketin diğer ortağı olan ….’a ait olup olmadığının tespiti ile müvekkilinin davalıya herhangi bir borcunun bulunmadığının tespiti talep edilmiştir. Dava dilekçesinde … TL bedelli çek yönünden borçsuzluğun tespitini talep edilmiş, ancak harca esas değer olarak 2.000,00 TL (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla) gösterilmiş ve bu değer üzerinden peşin nispi harç yatırılmıştır.

Menfi tespit davalarının, kısmi dava şeklinde açılamayacağı Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 06/06/2017 tarih ve 2016/7775 Esas, 2017/4600 Karar sayılı ilamında vurgulanmıştır.
Harç hususu kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece resen dikkate alınması gerektiği gibi istinaf incelenmesinde de resen dikkate alınır.
Bu durumda mahkemece borçsuzluğun tespiti istenen çek bedeli olan … TL üzerinden hesaplanacak nispi karar ve ilam harcının dörtte birinin mahkeme veznesine yatırılması için davacı vekiline imkan tanınması, harç tamamlattırıldıktan sonra işin esasına girilmesi, harcın tamamlanmaması halinde Harçlar Kanununun 30. maddesi uyarınca işlem yapılması gerekirken, belirtilen hususlar gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kamu düzenine ilişkin nedenlerle kabulü ile mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda bahsedilen şekilde işlem yapıldıktan sonra bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,
2-Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/01/2022 tarih ve 2022/41 esas, 2022/30 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,
3-Harçlar Kanunu 28. 30. ve 32. maddeye göre işlem yapılmak üzere dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında peşin harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-HMK’nın 353/4. maddesi uyarınca kararın taraflara ilk derece mahkemesince tebliğine,
HMK’nin 353/1-a-4 bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 30/03/2022


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”