Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/422 – 2022/705
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/422
KARAR NO : 2022/705
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
BAŞKAN :…….
ÜYE : ……..
ÜYE : ……….
KATİP : …….
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/01/2022
NUMARASI : 2022/34 Esas, 2022/51 Karar
DAVACI : ……..
VEKİLİ : Av. …….
[…….] UETS
DAVALI : 1-…….
VEKİLİ : Av. …….
[……] UETS
DAVALI : 2-……
VEKİLİ : Av. …….
[…] UETS
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/01/2022 tarih ve 2022/34 Esas, 2022/51 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … A.Ş., Halk Sigorta A.Ş. ve …. A.Ş. ile birleşerek ünvan değişikliği ile …. A.Ş. adı altında faaliyet gösterdiğini, müvekkil Sigorta Şirketi tarafından, … poliçe numaralı … ile …San. ve Tic. Ltd. Şti.’ye ait işyerinin …. tarihleri arasında sigortalandığını, poliçenin müşterek sigorta olarak yapıldığını, Sigortacısı …. A.Ş.’nin koasürans hissesinin % 30, …. A.Ş.’nin % 25 ve … A.Ş.’nin %20 olduğunu, işbu itirazın iptali davasının …Sigorta koasürans hissesi uyarınca açıldığını, …. tarihinde meydana gelen yağış neticesinde dere yatağının taşması neticesinde sigortalı işyerinde su baskını meydana geldiğini, müvekkili şirket tarafından …. tarihinde …. Euro hasar bedeli ödendiğini, müvekkili şirketin yaptığı ödeme ile sigortalısının haklarına sahip olduğunu, dava konusu hasarın meydana gelmesine sebep olan ilgili 3. kişilere karşı doğrudan dava ve takip hakkına sahip olduğunu, sigortalısına ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla davalı kurumlar aleyhine…. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalıların itirazı üzerine takibin durduğunu, davalıların itirazında haksız olduğunu, meydana gelen hasardan davalıların sorumlu olduğunu, bu nedenlerle … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı Devlet Su İşleri vekili cevap dilekçesinde özetle; Taşkına sebep olan … tarihinde meydana gelen yağışın … mm olduğu ve bunun …yıl tekerrürlü yağış miktarının üzerinde olduğunu, taşkının olduğu yerde … İşlerinin tesisinin bulunmadığını, taşkının meydana geldiği yerde…. Müdürlüğünün taşkın kontrol tesisinin olduğunun ve bu tesisin bazı bölümlerinin üzerinin kapatıldığını, taşkının hadisesinin vuku bulduğu yerlerin taşkın tesisinin üzerinin kapatıldığı kesimlerde olduğunu, …. İşlerinin kriterlerine göre kontrol tesisleri, derenin …. yıl tekerrürlü debisine göre tasarlandığını, …yıl tekerrürlü debisine göre hava payı verilerek projelendirildiğini, taşkının meydana geldiği tarihteki yağış miktarı … yıl tekerrürlü yağışın üzerinde gerçekleştiğinden meydana gelen taşkının doğal afet olduğunu sonuç olarak tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya konu taşkının oluştuğu yerin davalı belediyenin yetki sınırları içerisinde bulunmadığını, davacı vekilinin sunmuş olduğu dava dilekçesinde belediyenini sorumluluğuna ilişkin başlık açıldığını ancak davalı belediyeye herhangi bir kusur yönetilmediğini belirtmiş ayrıca idari hizmetin görülmesinden kaynaklanan zararlardan doğan tazminat davalarının tam yargı davası niteliğinde olduğunu, bu sebeple davanın idari yargı yerinde açılması gerektiğini ve Mahkememizin görevli olmadığını ve tüm bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini beyan etmiştir.
Mahkemece; “…Dava, sigorta sözleşmesi uyarınca sigortalıya yapılan ödemenin zarar sorumlularına rücu istemiyle başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/499 esas sayılı dava dosyası mahkememizin 2021/485 esas sayılı dava dosyası ile birleştirilmiş olup birleşen davaya bakıldığında davalıların … Müdürlüğü, …Genel Müdürlüğü, …i ve …. olduğu akabinde davalılardan …ve ….yönünden dosyanın tefriki ile mahkememizin 2022/34 esas sayılı numarasını aldığı görülmektedir… rücuya konu zarar bir idarenin hizmet kusurundan kaynaklanıyor ise burada artık uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamakta olup mahkememiz ile birleştirilen Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2021/499 esas sayılı dava dosyasında davalılar …. ve ….Belediyesi’ne karşı yöneltilen talepler bakımından dava tefrik edilmiştir.
Yine burada dava açılırken davacı tarafından nispi peşin harç yatırılmış olmakla birlikte dava kısmen tefrik edilmiş olduğundan ve diğer davalılar olan …. ve … bakımından yargılama asıl davada devam ettiğinden yatırılan peşin harcın anılan davada kurulacak hükümde nazara alınması gerekmekte olup hüküm bu doğrultuda tesis edilmiştir.
Ayrıca dava kısmen tefrik edilmiş olduğundan ve diğer davalılar olan … Müdürlüğü ve … Müdürlüğü bakımından yargılama asıl davada devam ettiğinden arabuluculuk ücretinin anılan davada kurulacak hükümde nazara alınması gerekmekte olup iş bu davada kurulan hükümde arabuluculuk giderine dair herhangi bir hükme yer verilmemiştir.
Bu açıklamalar doğrultusunda da davalılar …. ve … bakımından yargı yolu caiz olmadığından davanın usulden reddine..” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle nedeniyle davanın usulden reddi kararının gerekçesinde; “… rücuya konu zarar bir idarenin hizmet kusurundan kaynaklanıyor ise burada artık uyuşmazlığın idari yargıda çözümlenmesi gerekmekte olup, uyuşmazlığın adli yargıda çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır…” şeklinde hüküm kurulduğunu, birleştirme talep edilen tüm davalardan da açıkça görüleceği üzere, ilgili hasara ilişkin tahsilde tekerrürün olmasının engellenmesi, hasarın hizmet kusuru olarak değerledirilip değerlendirilmeyeceği hususunda henüz net bir delil bulunması, idarenin özel işlemlerinden kaynaklı borçlarının adli yargıda görülüyor olması, hasarın meydana gelmesinde birden çok kurum ve kuruluşun kusurunun bulunması sebebiyle işbu davaların usul ekonomisi gereğince hep birlikte görülmesi gerektiğini, yargı yolu kavramının, bir hukuk sisteminde, herhangi bir davanın, o hukuk sistemine dahil yargı kollarından hangisinde bakılacağını ifade ettiğini, uyuşmazlığın hangi yargı kolunda bakılacağı hususunun, davanın genel koşullarından olup mahkemece re’sen dikkate alınması gerektiğini, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 16/1. maddesinde kendi kuruluş kanunları gereğince özel hukuk hükümleri dairesinde idare edilmek ve ticari şekilde işletilmek üzere devlet, vilayet, belediye gibi kamu tüzel kişileri tarafından kurulan teşekkül ve müesseselerin dahi tacir sayılacaklarının hükme bağlandığını, işbu nedenlerle uyuşmazlığın esasına girilip sonrasında yargı yolunun caiz olup olmadığı hususunda araştırma gerekirken hiçbir şekilde inceleme yapılmaksızın yalnızca ….Müdürlüğü ve …. yönünden idari yargının görevli olduğuna ilişkin gerekçeli kararın kanuna aykırılık teşkil ettiğini belirterek, açıklanan nedenlerle istinaf taleplerinin kabulüne, hatalı ve eksik incelemeye dayalı mahkeme kararının kaldırılmasına ve taleplerinin kabulüne, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, yangın abonman sigorta poliçesi nedeniyle dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece uyuşmazlığın çözümünde idari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle, yargı yolunun caiz olması dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalıların zorunlu kamu görevi dolayısıyla meydana gelen zararlar, hizmet kusuru sonucu doğmuş olacağından, davanın davalılar bakımından çözümlenme yeri, idari yargı merciidir.
Kamu hizmetini görmekle yükümlü olan davalı idareler, kural olarak özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Davacının iddiası, hizmet kusurundan kaynaklanan zarara ilişkin olduğundan mahkemece, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1. maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/1626 Esas, 2016/2561 Karar sayılı, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2019/4557 Esas, 2020/7369 Karar sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/11688 Esas, 2013/9962 Karar Sayılı, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2012/14153 Esas, 2013/12038 karar sayılı kararları da aynı yöndedir.)
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun, dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1/b-1. maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına,
3-İstinaf kanun yolu aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Artan gider avansı olması halinde yatıran tarafa iadesine,
5-Kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.20/04/2022
…….
Başkan
………
e-imzalıdır.
……….
Üye
………
e-imzalıdır.
……..
Üye
……
e-imzalıdır.
……..
Katip
………
e-imzalıdır.
NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”