Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/404 E. 2023/829 K. 13.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/404
KARAR NO : 2023/829

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2021
NUMARASI : 2021/95 Esas, 2021/779 Karar

DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. … –
Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … –
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 13/09/2023
YAZIM TARİHİ : 13/09/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/12/2021 tarih ve 2021/95 esas, 2021/779 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, davalı tarafından ……… esas sayılı dosyası ile takibe konulmuş olan ……..- TL tutarlı bononun hukuka aykırı yoldan müvekkiline imzalatıldığını, müvekkilinin, davalı ile gönül ilişkisi bulunduğunu, davalının bu yakınlığı kötüye kullanıp hamile olduğunu söylerek, müvekkiline baskı yaptığını, memuriyet hayatını bitireceğini ve herkese rezil edeceğine dair tehditlerde bulunarak zorla davaya konu bonoyu imzalamaya zorladığını, şikeyetleri üzerine senedin yağması suçundan başlatılan soruşturmanın Gaziantep Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ……. sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, davalının hamile olduğuna dair herhangi bir hastane kaydı veya resmi verinin bulunmadığını, davalının hamile olduğu kabul edilse bile TBK’nın 27. maddesi hükmü gereğince konusu ahlaka aykırı olan sözleşmeler batıl olduğundan bononun kesin hükümsüz olduğunu, bu nedenle …….. esas sayılı dosyasında davalıya borçlu olunmadığının tespiti ile takibin iptaline, dosya kapsamında ödenen tutarın istirdadına, %20’den az olmamak kaydıyla davalı hakkında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, bono düzenlemekle soyut borç ikrarında bulunan davacının bono bedelini ödemekle yükümlü olduğunu, yüksek yargı kararlarının da bu yönde şekillendiğini, davacının borçtan kurtulmak niyetiyle mesnetsiz iddialarda bulunduğunu, huzurdaki davanın kötüniyetle açıldığını belirterek davanın reddi ile %20 oranında icra inkar tazminatına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; …davacının irade fesadına yönelik iddialarının ispata muhtaç kaldığı, başka bir deyişle sübut bulmadığı, bu nedenle menfi tespit davasının reddine, davalının davacı hakkında kötüniyet tazminatına hükmedilmesine yönelik talebinin, İcra ve İflas Kanunu’nun 72/4.maddesi hükmüne göre, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve davacı hakkında dava değeri üzerinden (……-TL) %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmiştir.
Davacı vekili, mahkemenin karar gerekçesinde “Davacı bononun gebeliğin sonlandırılması için verildiğini iddia etmekte olup hukuk sistemimizde gebeliğin sonlandırılmasına imkan tanınmıştır. Yasasa öngörülen 10 haftalık yasal sınırın aşıldığına dair dosya kapsamında delil bulunmadığına göre” demişse de dosya kapsamındaki tüm beyan ve yazılı dilekçeleri incelendiğinde iddialarının bu olmadığının görüleceğini, davalı tarafa davaya konu senedin müvekkili tarafından gebeliği sonlandırması için verilmediğini, davalı tarafın hamilelik yalanını kullanmak sureti ile müvekkiline yönelik tehdit, aldatma ve korkutma eylemi sureti ile senedi elde ettiğini, burada rıza ile verilen bir senet olmadığını, davalının savcılık dosyasındaki beyanın dahi aslında hamile olmadığını ve senedi müvekkilini kandırarak, baskı, tehdit ve şantaj yolu ile altığını gösterdiğini, mahkemenin diğer “Bu dosya kapsamında alınan davacı ve davalının ifadeleri, tanık beyanı bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının irade fesadına yönelik iddiaları ispata muhtaç kalmış, başka bir deyişle sübut bulmamış, menfi tespit davasının reddine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesinin ise tamamen hukuk dışı olduğunu, davalı taraf hakkında tehdit hakaret iddiaları ile yapmış oldukları suç duyurusu neticesinde kamu davası açıldığını ve halen derdest olduğunu, ayrıca mahkemece yapılan duruşmada ne davalı taraf ne davacı taraf ne de tanık dinlenmediğini, tanık dinletme taleplerinin mahkemece reddedildiğini, mahkeme savcılık değerlendirmesi ile bağlı olmadığını, dava konusu senedin tehdit ve baskı altında imzalattığından TBK 27. maddesi uyarınca kesin olarak hükümsüz olmak ile birlikte, TBK 36, 37, 38, 39. maddeleri uyarınca da geçersiz olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Dava menfi tespit istemine ilişkindir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Menfi tespit davalarında ispat yükü kural olarak alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Kambiyo senetleri sebepten mücerret olduğundan borçlu olunmadığının ispat yükümlülüğü davacı borçluya aittir.
Karine olarak bir kambiyo senedinin mevcut bir borcun ifası veya itfası amacıyla verildiği kabul edilir.Kambiyo senetleri birer ödeme aracıdır.
TTK.nun 778. maddesi yollaması ile bonolar hakkında uygulanması gerekli Kanunun 681. maddesi uyarınca ciro edilemez veya emre yazılı değildir şeklindeki ibarenin yazılması, o senedin kambiyo senedi niteliğini etkilemez.
Dava konusu senet hakkında ……… soruşturma sayılı dosyasında tehdit suçundan yürütülen soruşturmada kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacı taraf, senet nedeniyle borçlu olmadığı ve senedin teminat senedi olduğu yönündeki iddiasını yazılı ve kesin delil ile ispatlayamamıştır. Öte yandan dava dilekçesinde yemin deliline de dayanılmamıştır. Bu nedenle mahkemece davanın reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken ……. TL harçtan, peşin alınan …….. TL’nin mahsubu ile bakiye ……. TL’nin davacıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere 13/09/2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”