Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/400 E. 2023/621 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/400 – 2023/621
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/400
KARAR NO : 2023/621

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :…………
ÜYE : ……….
ÜYE : ………..
KATİP : ………

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/01/2022
NUMARASI : 2021/177 E., 2022/36 K.

DAVACI : …………
VEKİLİ : Av. ……….
DAVALI :………
VEKİLİ : Av. ………..
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 15/06/2023
YAZIM TARİHİ : 15/06/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/177 Esas, 2022/36 Karar sayılı dosyasında verilen 06/01/2022 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ………. Gurubu şirketlerinden ………… Gıda San. Ve Tic. A.Ş., ……….. Dış Tic. San. ve A.Ş., ……… Gıda San. Ve Tic. A.Ş., …………. kredi kullandığını, söz konusu kredilerin ödenmemesi nedeniyle söz konusu bankalar tarafından kat edilerek kanuni takibe intikal ettiğini, ………….. Bankası A.Ş.’nin ise ……….. Grubu kaynaklı alacaklarını, ………. Noterliğinin …………. yevmiye numaralı alacak temlik sözleşmesi ile Hasılat Paylaşım Modeli ile davacı şirkete devir ve temlik ettiğini, temlik eden banka döneminde ödenmeyen kredi borcunun tahsili amacıyla ………… . İcra Müdürlüğünün ………….. esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla takip başlatıldığını, bu dosyanın ……….. tarihinde aciz vesikasına bağlandığını, aciz vesikası miktarının ………… TL olduğunu, aciz vesikasının ………. İcra Müdürlüğünün ………… esas sayılı dosyası ile takibe konulduğunu, kredi kullandırılmayan Kursan hisselerinin tamamının sahibinin kredilere müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzası bulunan ………….. hisselerini damadına devrettiğini, kredi sözleşmelerinde imzası bulunmayan sonrasında danışıklı olarak boşandığı iddia edilen …………… devredildiğini, bu kişinin …………. adına hisseleri elinde tutan kişi olduğunu, ileri sürerek davalı şirketin mal kaçırma tehlikesi olduğundan dosya üzerinden borca yetecek taşınır taşınmaz mal ve hakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına, davalı ……….. Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti. İle borçlular ……….. Dış Tic. Ve San. A.Ş. Ve ………… Gıda San. Ve Tic. A.Ş.’nin tüzel kişilik perdelerinin çapraz olarak kaldırılması yoluyla borçlu şirketin ………… Gıda Pazarlama San. Ve Tic. Ltd. Şti. Olduğunun tespitine, müvekkili şirketin fazlaya dair talep ve hakları saklı kalmak tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla şimdilik …………. . İcra Müdürlüğünün ………. esas sayılı dosyasının toplam alacağı olan ……….. TL’nin takip tarihi olan ……….. tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalı ……….. Gıda Paz. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’den tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın bu alacaklara bağlı olarak davalı şirketten alacağını talep etmesi gereken alacak hakkının TBK’nın zamanaşımını düzenleyen 146. maddesi uyarınca zamanaşımına uğradığını, dava dışı borçlulardan ………. Dış Tic. Ve San. A.Ş.’nin pay sahipleri …………… olduğunu, davalı ……….. San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin hiçbir zaman pay sahibi ortaklığı bulunmadığını, davalı şirket ile borçlu şirketin hiçbir zaman ortak pay sahibi olmadığını, borçlu şirketlerin gerek doğrudan gerekse de çapraz olarak tüzel kişilik perdelerinin kaldırılması halinde de davalının çıkamayacağı için davalının sorumlu olmasının söz konusu olmadığını, ayrıca davanın görülemez bir dava olduğunu, hukuki bir yararının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…davaya konu edilen kredinin ……….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile kat edildiği bu tarih itibariyle davaya konu kredinin muaccel hale geldiği, tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması ilkesine ilişkin yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davalının sorumluluğunun Medeni Kanun md. 2 gereğince dürüstlük kuralına aykırılık çerçevesinde değerlendirileceği bu durumda alacağın genel zamanaşımına tabii olduğunu ve davaya konu krediden kaynaklı alacağın devreden asıl alacaklının ……. Bank olduğu ve ……… Bank tarafından fona devredilen alacaklara ilişkin zamanaşımı yönünden herhangi bir istisnai düzenlenmenin yer almadığı ve dava açılış tarihi itibariyle davaya konu alacağın davalı yönünden zamanaşımına uğramış olduğu dikkate alınarak davanın zamanaşımı yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesisi yönüne gidilmiştir. Ayrıca davanın zamanaşımı nedeniyle reddine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; …………. A.Ş. ile birleşen müvekkili şirketin Bankacılık Kanunu 143. maddesi hükmü üzere kurulmuş bir Varlık Yönetim Şirketi olduğunu, %100 hissedarı tasarruf mevduatı sigorta fonu olduğunu, Bankacılık Kanunu’nun 140. maddesi hükmü ile her türlü harçtan muaf tutulduğunu, yerel mahkeme kararının yasa ve usule aykırı olduğunu, yerel mahkeme tarafından davanın konusunun tamamen hatalı yorumlandığını, davanın konusunun anlaşılamadığını……….. Bankası A.Ş.’den devir ve temlik alınan ………… arşiv numaralı krediye ilişkin olarak temlik eden banka döneminde ödenmeyen kredi borcunun tahsili amacıyla …………. İcra Müdürlüğü’nün …………… esas sayılı dosyası ile genel haciz yolu ile takip başlatıldığını, bu dosyanın ……………. tarihinde aciz vesikasına bağlandığını, aciz vesikasının miktarının ………… TL olduğunu, bu aciz vesikası dosyanın tüm borçluları ve kefillerini kapsadığını, aciz vesikası haczedilen malların paraya çevrilmesi sonucunda alacağı tamamen ödenmeyen alacaklıya icra müdürlüğü tarafından verilen ve takip konusu alacağın ödenmemiş olan miktarını belirten belge olup 20 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, …………. İcra Müdürlüğü’nün ……….. esas sayılı dosyasından alınan …………… tarihli aciz vesikası …………. tarihinde yani yasa ve usule uygun olarak 20 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ………….. İcra Müdürlüğü’nün ………… esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, 818 sayılı TBK’nın 125 ve 134 maddelerinin dava konusu olayda uygulanmasının uygun olmadığını, dava konusunun ……….Bankası A.Ş.’den …………. Noterliği’nin …………. yevmiye numaralı alacak temlik sözleşmesi ile müvekkili şirkete temlik edilmiş olan ………………… İcra Müdürlüğü’nün ……………….. esas sayılı dosyasından ………….. tarihinde aciz vesikasına bağlanmış olan ve …………… . İcra Müdürlüğü’nün …………… esas sayılı dosyasından kaynaklı alacağa ilişkin olarak açılan dava olduğunu, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 647. maddesi ile 22/04/1926 tarihli ve 818 sayılı Borçlar Kanunu yürürlükten kaldırıldığı, 648. maddesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu ………… tarihinde yürürlüğe girdiğini, …………. tarihli aciz vesikasının 20 yıllık yasal süre içerisinde ………….. İcra Müdürlüğü’nün …………. esas sayılı dosyası ile takibe konulması ile yürürlükte bulunmayan 818 sayılı yasanın uygulama alanı bulunmadığını, gerekçeli kararda hangi tarihten başlatıldığı hangi sürenin başlangıç tarihi olarak baz alındığının açık ve net olarak belirtilmediğini, tüzel kişiliğin perdenin aralanması davası için kanunda öngörülmüş bir zamanaşımı süresinin bulunmadığını, tüzel kişilik perdenin aralanması davası ile ilgili olarak kanunda öngörülmüş bir zamanaşımı süresinin bulunmadığı gibi Yargıtay emsal kararlarında da herhangi bir zamanaşımı süresinin belirtilmediğini, herhangi bir süre öngörülmesi halinde de bu sürenin davanın mahiyeti ve niteliği gereği gerekli inceleme yapıldıktan sonra perdenin kaldırılması şartlarının tespiti ve öğrenildiği tarihten itibaren başlaması gerektiği hususunun açık ve net olduğunu, dava konusu olayda alacağın muaccel olma tarihi hangi tarih olduğu, hangi tarihten başladığının belirtilmemiş olduğunu, hatalı yorumlandığını, zira alacaklının borcun ifasını talep yetkisini kullanma imkanının başlamasıyla yani ifa anının gelmesiyle muaccel olduğunu, zamanaşımının sözleşmeden doğan ifa taleplerinde temerrütten değil, muacceliyet tarihinden itibaren işlemeye başladığını, yerel mahkemece tüm deliller toplanmadan eksik inceleme sonucunda karar verilmesinin yasa ve usule aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Mahkemece, davaya konu aciz vesikasına bağlanan alacağa ilişkin kredinin ………. tarihinde keşide edilen kat ihtarnamesi ile muaccel olduğu, alacağı devreden asıl alacaklının ……… Bank olduğu ve ……….. Bank tarafından Tasarruf Mevduatı Fonuna devredilen alacaklara ilişkin zamanaşımı yönünden istisnai bir düzenlemenin bulunmadığı, dolayısıyla alacağın 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğu ve alacağın kat tarihinden başlayan zamanışımı süresinin dava tarihi olan ………. tarihin itibariyle dolmuş olduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Bankacılık Kanunu 132/8 maddesi gereğince TMSF tarafından devralınmayan fon bankalarının alacakları fon alacağı niteliğinde değildir. Tasfiye Halinde ………….. Bankası A.Ş. bu kapsamda TMSF tarafından devralınmadığından fon bankası değildir.
Dava dışı temlik eden ……….. Bank lehine …….. yıllık zamanaşımı süresinin uygulanmasının dayanağı, 5020 sayılı yasa ile 4389 sayılı yasaya eklenen ek 5. maddesidir. Ek 5. madde de, kredi sözleşmelerinden kaynaklanan alacakların tahsiline ilişkin düzenleme yapıldığı, ancak bu hükmün Anayasa Mahkemesi kararıyla 2009 yılında iptal edildiği, iptal edilmeden evvel de 01.11.2005 tarihinde 5411 sayılı 168. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığı anlaşılmaktadır.
Dava dışı temlik eden Tasfiye Halindeki ……… Bankası’nın Fon’a devredilen bankalardan olmadığı, Yargıtay 11. HD’nin 08.07.2014 tarih ve 2014/6451 E., 2014/12973 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, TMSF tarafından devralınmayan bankaların alacaklarının fon alacağı niteliği taşımadığı, dava konusu kredi alacağının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, somut olayda Fon’a devredilen bankalar yönünden öngülen 20 yıllık zamanaşımı süresinin davacı banka yönünden de uygulanabileceği iddiasına konu 5020 sayılı yasa ile 4389 sayılı yasaya eklenen ek 5. maddesi de Anayasa Mahkemesi tarafından 29.01.2009 tarih ve 2004/95 E., 2008/156 K. Sayılı kararla iptal edildiği anlaşılmıştır.
Somut olayda, hesabın kat edildiği ……….. tarihinde özel bir zamanaşımı öngörülmediğinden 4389 sayılı kanun gereği zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğu, arada 12.12.2003 tarihli ek 5. madde gereği 20 yıla uzadığı, kanun hükmünün 0l.l1.2005 tarihinde yürürlüğe giren 5411 sayılı kanunun geçici 13. maddesi ile tekrar kaldırılarak zaman aşımı süresinin 10 yıla düştüğü, dolayısıyla zamanaşımının başladığı ve sona erdiği tarihlerde yürürlükte bulunan kanun hükümleri gereği 10 yıl olarak uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Buna göre alacağa konu kredi sözleşmeleri uyarınca kullandırılan krediye ilişkin borcun ödenmemesi üzerine hesabın 11/02/1999 tarihinde kat edilmesiyle alacağın muaccel hale geldiği, 818 yılı BK 125.maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı, alacakla ilgili …………. İcra Müdürlüğünün ………… Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, alacağın ……… tarihinde aciz vesikasına bağlandığı, ……….. tarihinde davacı şirkete alacağın temlik edildiği, buna göre söz konusu icra takibi zaman aşımı süresini kesmiş olsa bile icra takibinden sonra yeni bir zaman aşımı süresi işlemeye başlayacaktır.Buna göre icra takibinin başlatıldığı 1999 tarihinde zamanaşımının kesildiği, icra takibinin başlatıldığı 1999 yılında yeniden işlemeye başlayan zamanaşımı süresi davacının icra takip tarihi olan ………… tarihine kadar 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır. Bu süre içinde 818 yılı BK.’nun 132,133 ve 6098 Sayılı TBK’nın 153 ve 154 maddelerinde belirtilen zaman aşımının kesilmesi ve durması hallerinin somut olayda gerçekleştiği davacı tarafça ispatlanamamıştır.
Davalı vekili süresi içerisinde cevap dilekçesi ile zamanaşımı definde bulunmuş olup Mahkemece, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesine göre kararın taraflara dairemizce tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.15/06/2023

…….
Başkan
…….
e-imzalıdır
……..
Üye
……….
e-imzalıdır
……..
Üye
……….
e-imzalıdır
……….
Katip
……..
e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”