Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/396 E. 2022/712 K. 20.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/396
KARAR NO : 2022/712

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/11/2021
NUMARASI : 2019/349 Esas, 2021/911 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
[….] UETS
Av. …
….
Av. …
[…
DAVALI : … – …

DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 20/04/2022
YAZIM TARİHİ : 20/04/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2021 tarih ve 2019/349 Esas, 2021/911 Karar sayılı kararının istinaf incelemesi davacı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. Maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı….’te “….” unvan ve markası altında avize ve benzeri ürünlerin imalatı, toptan ve perakende ticareti ile iştigal ettiğini, davalı ise …’da “…” unvanı altında benzer ürünlerin ticaretiyle iştigal ettiğini, davacı tarafından davalıya satılan aydınlatma ürünlerine ilişkin satış bedellerinin ödenmemesi üzerine ….Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı 20.11.2018 tarihli dilekçe ile takibe, borca, faize, yargılama gideri ve vekâlet ücretine itiraz ettiğini, ve takibin durduğunu, bu nedenle …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı takip dosyasına yönelik itirazının iptaline, takibin devamına, alacağın % 20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece; “…Davacı tarafından duruşmayı takip etmemesini gerektirecek geçerli bir mazeret ileri sürülmediği hatta hiç mazeret ileri sürülmediği sadece dosyanın bulunduğu aşamanın bildirildiği görülmekle, dosyanın bulunduğu aşama tarafların dosyayı takip etmemesini gerektirecek bir durum olmaması sebebiyle; Tüm dosya kapsamı incelendiğinde, …. tarihinde takipsiz bıraktığı ve yenilediğinden … tarihli duruşmada takipsiz bırakılması nedeni ile davanın açılmamış sayılmasına” karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesinin kararının hukuki dayanaktan yoksun olduğu kadar usul ve dava ekonomisi ile yerleşik içtihatlara da aykırılık teşkil ettiğini, zira davanın ilk kez takipsiz bırakıldığı …. tarihli duruşmanın tebligatının HSK’nun 13/03/2020 tarihli ‘Corona Virüs Hakkında Alınacak Tedbirler’ konulu yazısında belirtildiği üzere; “Duruşma, müzakere ve kesiflerin ertelenmesine yönelik islemlerin evrak üzerinden ve duruşma açılmadan icra edilmesine, yeni duruşma günü ile keşif saatinin, masrafları gider avansından veyahut kamu bütçesinden karşılanmak ve her türlü iletişim vasıtalarından istifade edilmek suretiyle uyuşmazlığın taraflarına bildirilmesine” ilişkin kararına aykırı olarak taraflarına tebliğ edilmediğini, her halükarda taraflarına tebligat yapılması gerekliliğine aykırı olarak duruşmanın UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verildiğini, diğer yandan duruşmanın 14/09/2020 tarihine ertelendiğinin yazılı olduğu aynı tutanağın davalıya tebligat olarak gönderildiğini, davacı vekili olarak ertelenen duruşma gününün taraflarına bildirilmesi için e-tebligat yapılmasının yasa ve HSK Corono Virüs Tedbirleri gereği olduğunu, bu hali ile davanın ilk kez takipsiz bırakılması kararının aynı zamanda usul kuralları ve adil yargılanma hakkının da ihlali niteliğinde olduğunu, kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, HMK’nın 30. maddesine göre “Hâkim, yargılamanın makul süre içinde ve düzenli bir biçimde yürütülmesini ve gereksiz gider yapılmamasını sağlamakla yükümlüdür” denildiğini, mazeretlerinin reddi ile davanın ikinci kez takipsiz bırakılması ve davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin ekte sunulan emsal içtihatlar gereğince HMK madde 30’a yani dava ekonomisine aykırı olduğunu, tüm bunlara ek olarak, davanın …te görüldüğünü, ancak baro kaydından da anlaşılacağı üzere mesleklerini İzmir’de icra ettikleri de dikkate alınarak duruşmaya katılsalar da usul işlemleri tamamlanmadığı için yine de duruşmanın erteleneceği hususlarının kabulü ile usule, yasaya ve usul ekonomisine aykırı kararın HMK’nun m.353/1-a-5 hükmüne istinaden kesin olarak kaldırılmasını talep ettiklerini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava, çekten dolayı borçlu olunmadığının tespiti (menfi tespit) istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. madde hükmü uyarınca istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nin 150. maddesi gereğince usulüne uygun olarak duruşmaya çağrılmış olan iki taraf mazeretsiz olarak duruşmaya gelmezse veya tarafların ikisi de duruşmaya gelir ve ikisi de davayı takip etmeyeceklerini bildirirlerse yahut duruşmaya tarafların biri gelmezse ve gelen taraf davayı takip etmeyeceğini beyan ederse dava dosyası işlemden kaldırılır.
HMK 320/4. maddesinde, “basit yargılama usulüne tabi davalarda işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan dosya yenilenmesinden sonra takipsiz bırakılırsa dava açılmamış sayılır.” hükmü düzenlenmiştir.
Dosyanın işlemden kaldırılması kararının verilebilmesi için, HMK m. 147 gereğince tarafların usulüne uygun olarak çağrılmış olması ve gelmemesinin geçerli bir mazeretinin bulunmaması gerekir. Gösterilen mazeret geçerli ise, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve bunun sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilemez (YILMAZ Ejder, Hukuk Muhakemeleri Kanunu Şerhi, 2. B., Ankara 2013, s. 917-918; KURU Baki, İstinaf Sistemine Göre Yazılmış Medeni Usul Hukuku, İstanbul 2016, s. 609). Maddenin gerekçesinde de özellikle “bu hükümlerin uygulanabilmesi için her şeyden önce tarafların usulüne uygun davet edilmiş olmaları gerektiğine” işaret edilmiştir.
İstinaf incelemesi yapılan dosya içeriğinden, 14/09/2020 tarihli oturumda davacı vekilinin duruşma gün ve saatinden haberdar olduğu halde duruşmaya gelmediği ve mazeret bildirmediği gerekçesiyle dosyanın ilk kez işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, 24/11/2021 tarihli celsede ise davacı vekili mazereti nedeniyle duruşmaya katılamayacağını bildirdiği halde mazeretin gerekçelendirilmediğinden bahisle dosyanın ikinci kez takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Oysa 14/09/2020 tarihli celse duruşma günü davacı vekiline tebliğ edilmediği gibi, öncesindeki iki celse ve bir koronavirüs nedeniyle duruşma erteleme tutanağında duruşma gününün uyaptan öğrenilmesine karar verilmekle yetinilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda tebligatın UYAP sistemi üzerinden öğrenileceğine yönelik bir düzenleme bulunmamaktadır. Usulüne uygun olarak duruşma gününün tebliğinin, 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerine göre yapılması gerekmekte olup, eldeki dava dosyasında duruşma gününün davacıya bu usulde tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ mazbatası bulunmadığı gibi UYAP sistemi ile duruşma gününün davacıya bildirildiğine yönelik bir kayıt da yer almamaktadır.
Bu anlamda mazereti nedeniyle duruşmaya katılmayan tarafa yeni duruşma gününün yöntemince tebliği zorunlu olup “duruşma gününün UYAP sisteminden öğrenilmesine”, “duruşma gününün kalemden öğrenilmesi” gibi bildirimler usule uygun olmadığı gibi tarafın duruşma gününün bu şekilde kendisine bildirilmesi yönündeki taleplerine de bu anlamda değer verilemez (Y19HD., 10.07.2006 tarih, 2006/5465 Esas, 2006/7540 Karar; Y21HD., 08.02.2011 tarih, 2010/808 Esas, 2011/833 Karar; Y16HD., 09.06.2005 tarih, 2005/9397 Esas, 2005/5108 Karar). Tebligat usulüne uygun yapılmamışsa, tarafların duruşmaya gelmemesi halinde dosyanın işlemden kaldırılması kararı verilemez. Çünkü ilgilinin duruşmaya gidebilmesi için öncelikle duruşmaya çağırıldığını ve ayrıca hangi gün ve saatte, nerede bulunacağını bilmesi gerekir.
Netice olarak, 14/09/2020 tarihinde dosyanın işlemden kaldırılması doğru olmadığından, 24/11/2021 tarihinde ikinci kez davanın takipsiz bırakılması nedeniyle davanın açılmamış sayılması yönünde verilen karar isabetli değildir.
Bu itibarla, ilk derece mahkemesince usule aykırı olarak verilen davanın açılmamış sayılması kararının 6100 Sayılı HMK’nun 353/1-a-5. bendi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle,
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/11/2021 tarih ve 2019/349 E., 2021/911 K. sayılı kararın KALDIRILMASINA,
3-Dosyanın mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-İstinaf başvurma harcı dışında istinaf peşin karar harcı olarak alınan harcın isteği halinde davacıya İADESİNE,
5-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,
6-6100 Sayılı HMK’ nun 359/3. Maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nın 353/1-a maddesine göre kesin olmak üzere 20/04/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Üye

e-imzalıdır.

Katip

e-imzalıdır.

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”