Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/359 E. 2023/736 K. 07.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/359
KARAR NO : 2023/736

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : ŞANLIURFA ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 07/12/2021
NUMARASI : 2020/1263 Esas, 2021/1326 Karar

DAVACI : ……….
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – ……….
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 07/07/2023
YAZIM TARİHİ : 07/07/2023

Taraflar arasında görülen davada Şanlıurfa Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 07/12/2021 tarih ve 2020/1263 esas, 2021/1326 karar sayılı kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili, müvekkilinin, davalıdan alacağının tahsili için ………. esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalı borçlunun itiraz nedeniyle takibin durduğunu, müvekkilinin alacağının faturaya dayalı olup, davalının itirazının haksız ve kötü niyetli olduğunu, söz konusu uyuşmazlık için arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak bir anlaşma sağlanamadığını, bu nedenle borçlunun itirazının iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, icra takibine dayanak gösterilen faturaya istinaden borcu olduğu iddia edilse de müvekkilinin yapmış olduğu ticari ilişkilerinde …… Bankası ve ……. Bankasından adına olan çekleri kullandığını, faturaya dayanak borcun davacıya elden ödendiğini, borca karşılık verilen çekinde ödeme sebebiyle müvekkiline iade edildiğini, davacının söz konusu alacağını tahsil ettiğini, icra takibinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, bu nedenle davanın reddine, kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, …6100 sayılı HMK’nın 222. maddesinde;(1) Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir. (2) Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır. (3) İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. (Ek cümle:22/7/2020-7251/23 md.) Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi hâlinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. düzenlemesinin bulunduğu, bu bakımdan bilirkişi raporu ile de sabit olduğu üzere davalı tarafın 2019 yılı yevmiye defterinin kapanış onay işlemine ilişkin herhangi bir onama şerhinin bulunmaması sebebiyle davalı lehine delil teşkil etmeyeceği, dolayısıyla fatura konusu borcun davacıya ödendiğinin usulünce ispat edilemediği, davacı tarafın ticari defterlerinin ise usulüne uygun bir şekilde tutulmuş olması sebebiyle davacı lehine delil teşkil edeceği, davacı tarafın ticari defterlerine göre davacının icra takibi yaptığı …….. TL ana para tutarlı 1 adet mal satış faturasının ticari defterlere kaydedildiği, 2019 yılı sonu itibariyle davacının davalıdan toplam alacağının …… TL olduğu, davacının ticari defter ve belgelerinde TTK VUK ve genel kabul görmüş muhasebe ilkeleri gereği kayıt alındığı ve davacı defterlerinde mevcut olduğu anlaşılmış, böylelikle davacının davasının kabulüne, alacak likit olduğundan icra takibine konu ………. TL’lik alacağın % 20’si tutarında …… TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili, söz konusu icra takibine dayanak olarak gösterilen fatura ile müvekkilinin böyle bir borcu olduğu iddia edilse de müvekkilinin, davacı tarafla yapmış olduğu tüm ticari ilişkilerinde kendisine ……… Bankası’nda müvekkili adına olan çekleri verdiğini ve bu çeklerin ödemeleri elden yapıldıkça çeklerin müvekkiline iade edildiğini, söz konusu faturaya dayanak olan borca karşılıkta verilen çekin davacıya ödendiğini ve çekin müvekkiline iade edildiğini, tüm ticari ilişkilerinde çek almadan iş yapmayan davacı tarafın böyle bir borca karşılık çek yerine faturayı icraya koymasının da böyle bir borcun olmadığının göstergesi olduğunu, davacı tarafın, söz konusu faturaya karşı alacağını almış olmasına rağmen tekrardan icra takibi başlattığını, davacının böyle bir alacağının tahsili için 1 yıl bekledikten sonra icra takibi yapmış olmasının da haksız ve kötü niyetli olduğunu, müvekkiline ait ticari defterlerin eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş olup müvekkilinin, davacı şirkete hiçbir borcunun bulunmadığını, ayrıca uyuşmazlık konusu faturada müvekkilinin imzasının olmadığını, teslimin hukuki bir işlem olup yazılı delil ile ispatlanması gerektiğini, davacının ticari defterleri ile müvekkilinin ticari defter kayıtlarının birbirine aykırı olmaması gerektiğini, müvekkilinin imzası olmayan bir faturaya ilişkin herhangi bir borcun varlığının kabul edilemeyeceğini, bu nedenle kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.
Dava; ticari ilişkiden dolayı davacı tarafından düzenlenen faturalara dayalı açılan takibe yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir.
İnceleme, HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, esasa uygun ve hükme elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda ispat yükü davalıda olduğu ve davalı yanca ödemenin kanıtlanamadığı dikkate alındığında davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Alınması gereken …….. TL istinaf karar harcından peşin alınan …….. TL harcın mahsubu ile bakiye …… TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nin 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 07/07/2023


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”