Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/339 E. 2023/640 K. 16.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2022/339 – 2023/640
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/339
KARAR NO : 2023/640

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : ………..
ÜYE : …………..
ÜYE : ………….
KATİP : ………….

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/11/2021
NUMARASI : 2021/163 E., 2021/970 K.

DAVACI : …………
VEKİLİ : Av. ………….
DAVALI : ………..
VEKİLİ : Av. ………….
İHBAR OLUNAN : …………
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 16/06/2023
YAZIM TARİHİ : 16/06/2023

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/163 Esas, 2021/970 Karar sayılı dosyasında verilen 30/11/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davalı vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı tasfiye halinde …………. A.Ş. nezdinde hesap açtığını, daha sonra müvekkilinin dava dışı tasfiye halindeki ………… A.Ş.’de bulunan bu alacağı dava dışı kurum tarafından davalı ………… Paz. Dağıtım ve Tic. Ltd. Şti.’ne devir ve temlik olduğunu, müvekkilinin alacağının davalı tarafça ödenmemesi üzerine davalı tarafa borcun ödenmesi hususunda ihtarnamenin çekildiğini, davalının ihtarnameye cevap vermediğini, müvekkilinin alacağının tahsili için davalı aleyhine ………. İcra Müdürlüğünün ………… esas sayılı dosyasından icra takibi başlattığını, davalının ………… tarihinde itiraz ederek takibi durdurduğunu, davalı tarafça her ne kadar yetki itirazı yapılmış ise de HMK hükümlerine göre yetki itirazında yetkili yer gösterilmediğinden bu itirazın hiç yapılmamış kabul edileceğini, davalı borçlu şirketin ………… kurulu olduğundan bu yönüyle yetki itirazının geçersiz olduğunu ileri sürerek davalının icra takibine haksız olarak yaptığı itirazının iptaline, icra takibinin devamına, takibe davalı tarafından kötü niyetli olarak itiraz edildiğinden takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede açıldığını, davaya konu uyuşmazlığın ticari bir uyuşmazlık olmayıp Asliye Hukuk Mahkemelerinde görülmesinin gerektiğini, takip alacaklısı ile davalı şirket arasında akdedilen sözleşmede tarafların iş bu sözleşmeden doğabilecek olan ihtilafların hallinde yetkili mahkemenin İstanbul Mahkemeleri olması yönünde anlaştıklarını, dava dilekçesinden iddia edilen tüm hususları kabul etmediklerini, zamanaşımı itirazlarının olduğunu, davacı adına vekâleten Av. ………. ile müvekkili şirket arasında ……….. tarihinde temlik sözleşmesinin akdedildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin temlik alan, davacının ise temlik eden olarak adlandırıldığını, müvekkili şirketin temlik eden davacıya toplam ……….. USD ödediğini, temlik sözleşmesi başlıklı evrakta davacı adına vekaleten Av. ………… müvekkili şirketten ……….. USD meblağı tamamen aldığını ve müvekkili şirketten hiçbir hak ve alacağı kalmadığını beyan ettiğini, ibraname ve temlik sözleşmesinde açıkça gösterdiği üzere davacı tasfiye halinde İhlas Finans Kurumu A.Ş. nezdindeki tüm hak ve alacaklarını müvekkili şirketten aldığı ve müvekkili şirketi ve tasfiye halinde ……….. Kurumu A.Ş.’yi ibra ettiğini, davacının haksız talepte bulunduğunu, hiçbir hak ve alacağı olmamasına rağmen haksız olarak icra takibini başlattığını, davaya konu sözleşmede borcu devreden sıfatına sahip olan ……….. Kurumu A.Ş.’nin halen tasfiye halinde olduğunu, tasfiye halindeki kuruma yeni takibin başlatılmasının mümkün olmadığını belirterek davanın reddine, haksız ve kötü niyetli icra takibi başlatılmış olması sebebiyle davacının takip dosyasındaki asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davacı adına vekili olarak hareket eden Av. ………… ile davalı arasında davacının da aralarında bulunduğu birçok kişi adına sözleşme yapılmış olduğu anlaşılmıştır. Bu noktada davalı tarafından davacının da aralarında bulunduğu birçok kişinin ödemelerinin belirli bir sıraya konulmak suretiyle ödenmeye başlandığı da tespit edilmiştir. Davalı kurumca ödemelerin de vekaletname sırasına göre yapıldığı dosya içerisinde ek klasör olarak yer alan klasördeki ödeme belgelerinden anlaşılmaktadır. Yine bu yönde davalı tarafından davacıya ödeme yapıldığına dair dosyaya herhangi bir ödeme belgesi de sunulmuş değildir. Bu haliyle de davalı tarafından davacıya karşı ………… tarihli sözleşme uyarınca üstlenilmiş olan edimin yerine getirilmemiş olduğuna ve ortada geçerli bir ibranamenin varlığından bahsetmenin hukuken mümkün olmadığına kanaat getirilmiştir. Bu açıklamalar doğrultusunda da davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. 1-Davanın KABULÜ ile, davalının …………….. esas sayılı dava dosyasına yapmış olduğu itirazının İPTALİNE, 2-Asıl alacak miktarı olan ……….. TL üzerinden % 20 nispetinde hesaplanacak icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE” karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı adına vekâleten Av. …………. ile müvekkili şirket arasında …………. tarihinde temlik sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkili şirketin temlik alan, davacı ise temlik eden olarak adlandırılmış ve müvekkili şirketin temlik eden davacıya toplam ………… USD ödediğini, davacı tarafın Av………… müvekkili şirketi ibra yetkisi olmadığına ilişkin beyanlarının yersiz ve gerçeği yansıtmadığını, dekontlardan görüleceği üzere vekile yüklü miktarda ödemenin yapıldığını, bu ödemelerin alacaklı ismine göre değil toplu şekilde vekilin hesabına yapıldığını, müvekkili firmanın davacı ile vekili arasındaki ilişkiyi bilmesinin beklenemeyeceğini, müvekkili firmanın ödemeleri yaparak sözleşmedeki edimini yerine getirdiğini, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, müvekkili şirketin davacı tarafa herhangi bir borcunun olmadığını, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcu olduğunu kabul anlamına gelmemek üzere davaya dayanak teşkil eden icra takibinde talep edilen alacak kalemlerini itiraz ettiklerini, döviz kuru olarak sözleşme tarihindeki döviz kuru baz alınması gerektiğini, takip tarihindeki döviz kuru üzerinden talepte bulunulduğunu, ayrıca davacı tarafın ……………. TL faiz alacağı olduğunu iddia ettiğini, ……….. tarihinde müvekkili şirketin davacı tarafça temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir belgenin dosya arasında mevcut olmadığını, bu sebeple talep edilen faizin haksız olduğunu, mahkemece bu yöndeki beyanlarının kabul görmediğini, yine faiz oranına itirazları konusunda da mahkemenin herhangi bir araştırma ve değerlendirme yapmadığını, davacının talep ettiği faiz oranının hukuka aykırı olduğunu, en azından talep edilen faiz yönünden davanın reddine karar verilmesinin gerektiğini, icra inkar tazminatına hükmedilmesinin kanunen hatalı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, faturaya dayalı ilamsız icra takibine itirazın iptali talebine ilişkindir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; bilirkişi raporu, karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, raporda tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelendiği, düzenlenen bilirkişi raporunun denetime açık ve karar vermeye elverişli olduğu, bu halde tam kabule ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli ………….. TL harçtan peşin alınan ………… TL harcın mahsubu ile bakiye ………. TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde HMK’nın 353 ve 362/1-a bendi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verilmiştir.16/06/2023

Başkan Vekili

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Üye

e-imzalıdır

Katip

e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”