Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/321 E. 2022/528 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No:…
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : 2022/321
KARAR NO : 2022/528

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE :…
ÜYE : …
KATİP : …
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 17/12/2021
NUMARASI : 2021/348 Esas, 2021/906 Karar
DAVACI :
VEKİLLERİ : Av. …
DAVALI …
VEKİLİ : Av…
DAVANIN KONUSU : İtirazın İptali
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 24/03/2022
YAZIM TARİHİ : 24/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 17/12/2021 tarih ve 2021/348 Esas, 2021/906 Karar sayılı kararının istinaf incelemesinin davalı vekili tarafından istendiği, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verilerek, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili ; müvekkkili sigorta şirketinin Nakliyat …..i ile sigortalısı olan dava dışı …..ne ait iplik emtiası …. taşınmaz üzere ……davalı nakliyeci aracılığıyla gerçekte ruhsat sahibi….e ait …. plakalı çekiciye bağlı …..a ait ….plakalı yarı römork’a yüklendiğini, söz konusu sigortalı malların davalı nakliyeciye tam, hasarsız ve eksiksiz olarak yüklenmesi suretiyle imza karşılığı teslim edildiğini, davalı….’nin iş bu taşımada hukuken sorumlu olduğunu, tam ve eksiksiz olarak teslimi yapılan sigortalı malların alıcı firmanın ……tarihi itibariyle malların kendilerine teslim edilmediğinin bildirilmesi üzerine araçta yüklü 406 çuval muhteviyatı 24.492,50 net kg iplik emtiasının ortadan kaybolduğunu, bu nedenlerle müvekkili şirket tarafından sigortalısına….. tarihinde ….. TL tazminat ödenmek zorunda kalındığını, sigortalının yazılı talebine gerekse müvekkili şirket tarafından yapılan talebe rağmen bugüne kadar davalı tarafından ödeme yapılmadığını, alacağın tahsili için Gaziantep …. İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı takip dosyası ile borçlu aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalı/ borçlu tarafın borca haksız olarak itiraz edildiğini ileri sürerek davalı borçlunun itirazının iptaline, haksız itirazdan dolayı davalı/borçlunun alacağın %20’den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

Davalı; müvekkili şirketin taşıma işlerinde …….’de ….poliçe numarası ile …… tarihli sözleşme ile sigortalandığını, sigorta şirketi tarafından hasar dosyası açıldığını, müvekkilinin rücu hakkını kullanması için davanın…….’ye ve taşımayı yapan kişiye ve malı satın alan firmaya davanın ihbarı ve davaya dahilinin sağlanması gerektiğini, müvekkilinin basiretli bir iş adamı gibi gerekli kontrolleri yapmak suretiyle taşımaya talip olan kişinin evraklarının aracı firmaya yönlendirildiğini, talep edilen bedelin gerçek zararın çok üstünde olduğunu belirterek açılan davanın reddini istemiştir.

Mahkemece; dosya arasına alınan uzman bilirkişi raporuna göre, hasar tutarının 236.389,36 TL olarak olarak belirlendiği, belirlenen hasar tutarının sunulan poliçeye uygun olduğu, muafiyetlerin gözetildiği kanaatine varıldığı, rapor hükme esas alındığı, davacının takipte ticari faiz talep etmesi, komisyonculuğun ticari işletme faaliyeti olmasına yönelik yasal gereklilik ve tarafların tacir olması karşısında mahkemece kabul gördüğü, bilirkişiler takipte talep edilen işlemiş faizinde avans faizine uygun olduğunu belirlediği, bu durumda takip kalemlerinin mevzuata uygun olduğu ve talebin haklı olduğu sonucuna varıldığı, her ne kadar davacı dava dilekçesinde % 20′ den az olmamak üzere icra inkar tazminatı talep etmiş ise de mahkemece 26-02-2019 tarihli kararda icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmiş olması, bu karara karşıda sadece davalı vekilinin istinaf kanun yoluna baş vurmuş olması karşısında, davalı yararına usuli müktesep hak oluştuğundan, alacak likit olsa bile davacı yararına icra inkar tazminatına hükmedilemeyeceği, aynı gerekçe ile vekalet ücretinin de arttırılamayacağı gerekçesi davanın kabulüne karar verilmiştir.

Davalı Vekili; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, öncelikle eksik yargılama yapılmak suretiyle karar verildiğini, mahkemenin gerekçesinde TTK 929 1 –b maddesi uyarınca komisyoncu, taşımanın yerine getirilmesi için yararlandığı kişilerin görevlerini yapılması sırasında fiili ve ihmalinden, kendi fiili ve ihmali gibi sorumludur hükmünde dayanmış ise de bu konuda yeterince araştırma yapılmadığını, tanık dinlemediğini, müvekkilinin ise şirketin birden fazla araç talebi üzerine kendisinin elinde fazla araç bulunmadığını dışardan tutubileceğini belirttiğini ve ayrıca tutulan araç için tüm bilgi ve belgelerini fotokopisini aldığını ve karşı tarafada ayrıca bu aracı yeterince tanımadığını kendilerinin de gerekli araştırmayı yapması ve özeni göstermesini belirttiğini, buna rağmen karşı taraf tüm sorumluluğu alarak taşıma işlemini gerçekleştirdiğini, bu nedenle ne TTK 929-1 b deki fiil ve ihmalden söz edilemeyeceğini, en yüksek özeni yerine getirmesine rağmen kaçınamayacağı ve sonuçları önlemeyeceği bir durumun ortaya çıktığını, müvekkilinin basiretli bir iş adamı gibi gerekli kontrolleri yapmak suretiyle taşımaya talip olan kişinin evrakları taşıması yapılan firmayı yönlendirdiğini ve firma taşıyıcı olan şahıs araştırma yaparak müvekkil şirkete yönlendirdiğini, burada bir komisyoncu varsa o firma olduğunu, müvekkilinin kendine düşünen tüm sorumluluğunu yerine getirdiğini, taşıyıcının suç teşkil eden fiilin sorumluluğu müvekkiline yüklenemeyeceğini, müvekkilinin mevcut zararın oluşmasında hiçbir kusuru bulunmadığını, kendisi üzerine düşen özen ve diğer sorumluklarını yerine getirdiğini, bu nedenle zararın müvekkilden değil zarara neden olan kimselerden talep edilmesi gerektiğini, mevcut zararın müvekkili firmanın ihmal veya kusurundan kaynaklanmadığını, bilirkişi mevcut raporda hakimin görev ve yetkisinde ki konularda görüş bildirerek amacını aştığını, malın bedeli gerçek bedelin çok üzerinde hesaplandığını, Sigorta asıl işverenin yerine geçtiğine göre müvekkilinin kusursuz sorumluluğunun olmadığı bir olaydan dolayı müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, mahkemenin gerçek zarar üzerinden de hiçbir inceleme yapmadığını, talep edilen bedelin gerçek zararın çok çok üzerinde olduğunu, müvekkili aleyhine ödeme tarihinde itibaren faiz yürütüldüğünü, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla faizin ancak temerrüt tarihinden itibaren işletilmesi gerektiğini, zira müvekkilinden talep edilen bedelin sözleşmeye değil, başkasının haksız fiiline dayandığını, söz konusu tespitler ve evraklar yokluklarında düzenlendiğinden dolayı müvekkilinin hiçbir şekilde iştiraki olmadığını, aksinin ispatı için sunulan deliller de toplanmadan karar verildiğini ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, sigorta sözleşmesi kapsamında sigortalıya ödenen bedelin rücuen tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 16.281,47 TL harçtan peşin alınan 4.070,50 TL harç mahsup edilerek bakiye 12.210,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

Dair, HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak oy birliği ile karar verildi. 24/03/2022


Başkan
……
(e-imzalıdır)
….
Üye
…..
(e-imzalıdır)

Üye
……
(e-imzalıdır)
……
Katip
….
(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”