Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/310 E. 2022/498 K. 23.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/310
KARAR NO : 2022/498

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : ..
ÜYE : ..
ÜYE : ..
KATİP :…
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2021
NUMARASI : 2021/308 E., 2021/775 K.

DAVACI :…
VEKİLİ : Av. …
DAVALILAR : 1 …
VEKİLİ : Av…
2 -…
VEKİLİ : Av….
3 ..
VEKİLİ : Av. ..
DAVANIN KONUSU : Alacak
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 23/03/2022
YAZIM TARİHİ : 23/03/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce 2021/308 Esas, 2021/775 Karar sayılı dosyasında verilen 12/11/2021 tarihli kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalı …. 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 31/10/2015 tarihinde dava dışı sigortalı ……’nin plastik hammaddesi cinsi emtiaları Malezya’da yerleşik bir firmadan satın alındığını, söz konusu emtiaların …’dan ….’a nakliyesi için davalı….ile anlaşıldığını, … tarih ve …nolu navlun faturası düzenlendiğini, 01/12/2015 tarihinde emtiaların bulunduğu konteynırların İskenderun’da bulunan davalı …. limanına tahliye edildiğini, …. tarafından ise söz konusu konteynırların …dan ….’e demiryolu ile taşındığını, Müvekkili şirkette sigortalı bulunan ….ye ait emtiaların tahliye esnasında hasar uğradığını, hasar bedelinin müvekkili sigorta şirketi tarafından ödendiğini, emtiaların hasara uğramasına davalı şirketlerin kusurlarıyla sebebiyet verdiklerini bildirerek, 32.556,37 TL rücu tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı….vekili cevap dilekçesinde özetle; emtialarda oluşan hasarların… Limanından müvekili şirkete tesliminden önce mevcut olduğunu, zararın ortaya çıkmasında müvekkilinin hiçbir kusurunun bulunmadığını, davanın görevli ve yetkili mahkemede açılmadığını, bilirkişilerden raporlar alınması gerektiğini bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı….. vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu emtiaların …’dan ….a buradan da….’e taşındığını, müvekkilinin emtiayı nakliyeci şirkete hasarsız olarak teslim ettiğini, emtiaların hasar görmesinde müvekkilinin kusurunun bulunmadığını bildirerek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; görev ve yetki itirazında bulunarak, müvekkilinin deniz taşımacılığı yapan bir şirket olmadığını, yalnızca taşıtan acentası olarak faaliyette bulunduğunu, müvekkilinin dava konusu taşıma bakımından yalnızca donatan taşıyan acentası sıfatıyla hareket ettiğini, taşıma işini kendi adına ve namına üstlenmemiş olması sebebiyle davacının taleplerinden dolayı sorumlu olmadığını beyanla, öncelikle davanın pasif husumet yokluğundan aksi halde davanın esastan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, “…Davacı tarafça müvekkiline ait sigorta şirketi tarafından dava dışı …’nin taşınan emtialarına gelen zarardan dolayı ödenen tazminat bedelinin davalılardan rücuen tazmini istemi ile eldeki davanın açılmış olduğu, mahkememizce öncelikle İstanbul 18. Asliye Ticaret mahkemesi aracılığı ile bilirkişi raporu aldırıldığı bilirkişi raporunun hüküm kurmaya elverişli olmadığının tespiti ile yeniden İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi aracılığı ile alınan heyet bilirkişi raporunda özetle; Taşıma işinin davalı….’nin sadece acenta sıfatı bulunmuş olması sebebiyle doğrudan husumet yöneltilemeyeceği anlaşıldığından bu davalı yönünden davanın Pasif Husumet Yokluğundan REDDİNE, Davalı ….yönünden meydana gelen zararın liman yüklemesi sırasında oluştuğuna dair somut bir delil bulunmadığından bu davalı yönünden davanın esastan REDDİNE, meydana gelen zararın demiryolu taşıması yapan davalı ….’nin sorumluluğunda olduğunun tespiti ile bu davalının aynı zamanda davacı ile aralarında taşıyıcı …. Sözleşmesi bulunduğundan taşımaya konu emtialarda meydana gelen 28.585.18 TL’lik zararın bu davalı yönünden ancak 1.000,00 TL muafiyet ile sınırlı sorumluluğundan bahsedilebileceği, 27.585,18 TL kısmın ise…. sayılı taşıyıcı ….kapsamında kalacağı anlaşıldığından davanın kısmen kabul kısmen reddine” karar verilmiş, davacı vekili ve davalı …. vekilinin istinaf başvurusu üzerine dosya Dairemize gelmiş olup, Dairemizin … esas … karar sayıl….tarihli ilamı ile “…Görev hususu resen ve davanın her aşamasında incelenmesi gereken hususlardan olup, somut olayda mahkemece, uyuşmazlığın kısmen de olsa deniz taşımacığından kaynaklandığı, Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu’nun 24.03.2005 gün ve 188 sayılı kararı uyarınca; Denizcilik İhtisas Mahkemesi kurulmayan yerlerde, birden fazla Asliye Ticaret Mahkemesi mevcut ise Denizcilik İhtisas Mahkemesi’nin görev alanına giren davalara bakma görevinin (1) nolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait olduğu, …’de ….nin kurulmadığı, bu haliyle, davaya bakma görevinin, Gaziantep (1) nolu Asliye Ticaret Mahkemesi’ne ait bulunduğu gerekçesiyle, göreve dair dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu itibarla, davacı vekili ile davalı ……. vekilinin istinaf başvurularının HMK’nın 353/1-a/3 maddesi uyarınca kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm kurularak dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine” karar verilmiştir.
Mahkemece yapılan yeni yargılama neticesinde; “…Kısa kararın yazımı esnasında mahkeme katibi hakimin telffuzunu zapta geçirirken sehven davalı isimlerinin yazımında harf hatası yapmış, kısa kararda “…” yazacakken “…” yazmış, aynı şekilde “…” yazması gerekirken “….” yazdığı anlaşılmıştır. HMK 304 maddesi uyarınca yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar resen düzeltilebileceğinden bu yanlışlık gerekçeli karar yazımında resen ve tashihen düzeltilmiştir. I- ….. aleyhine davanın PASİF HUSUMET YOKLUĞUNDAN REDDİNE, II-Davalı…. yönelik davanın subut bulmadığından REDDİNE, III-Davalı….’ ne yönelik davanın kısmen kabulü ile; 1- 28.585,19 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hatalı olduğunu, davalı …. yönünden davanın pasif husumet yönüyle …… A.Ş. yönünden esastan reddine karar verilmesinin açıkça kanunu aykırı olduğunu, davalılar yük teslim alındığı andan teslim edilinceye kadar bunların kısmen veya tamamen kaybından doğacak hasardan sorumlu olduklarını, taşımacının çalıştırdığı kişilerin ve taşımanın yapılması için diğer kimselerin görevleri sırasında hareket ve ihmallerinden sanki bu hareket ve ihmalleri kendisi yapmış gibi sorumlu olacaklarını, Yargıtay içtihatlarında kusursuz olduğunu ispat edemeyen taşıyanın tazminat ödemekten kurtulamayacağının açıkça ifade edildiğini, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda taşıma süreci ve sorumluluk değerlendirmesi bölümündeki tüm değerlendirmelerin hatalı olup dosyanın bütün halinde incelenmediği kanaatinde olduklarını, bilirkişi raporunda hasar ile ilgili ihtirazı kayıt düşülmediği gerekçesi nedeniyle davalı…..’nin hasardan sorumlu tutulmayacağının hatalı değerlendirme olup değerlendirmenin taşımacılık hukuku ilkeleri ile bağdaşmadığını, tüm davalıların hasardan teselsül ilkesi gereğince sorumlu olduklarının tartışmasız olduğunu, hasar yönünden hükme esas alınan raporun somut ve denetlenebilir nitelikte olmadığından kabulünün mümkün olmadığını, bilirkişilerin sözleşmeye aykırılık ve haksız fiil hükümlerini eksik yorumladıklarını ve hatalı değerlendirdiklerini, kanunun açık düzenlemesinden ve emsal kararlardan anlaşılacağı üzere taraflarınca dosyaya sunulan eksper raporunun başlı başına hukuki delil niteliğinde olduğunu, emsal yargı kararlarının da beyanlarını destekler nitelikte olduğunu, eksper raporunun hukuki delil niteliğinde olup hem bilirkişi raporunda hem de yerel mahkeme dosyası kapsamında verilen hükümün de dikkate alınması gerektiğini, fakat hem bilirkişi raporunda hem de yerel mahkeme tarafından verilen hükümde nazara alınmadığını, dosyada mevcut eksper raporu ile bilirkişi raporu arasında ciddi çelişkiler mevcut olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
Davalı …. vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava konusu karma taşımacılığın deniz taşımacılığı davalı … şirketi tarafından, limanda gemiden boşaltma ve konteynere yükleme işi davalı …. şirketi tarafından ve son olarak demiryolu taşımacılığı ile sigortalı dava dışı ……işi ise müvekkili tarafından üstlenildiğini, yerel mahkemece netice olarak müvekkilinin taşıması esnasında hasarın meydana geldiği ve müvekkilinin sigorta tazminatı rücu talebi sebebiyle sorumlu olduğu kanaatine ulaşıldığını, hükme esas alınan hiçbir raporun hasarın müvekkilinin taşımacılığı esnasında gerçekleştiğini ve müvekkilinin kusurunu ispata elverişli olmadığını, bilirkişiler tarafından yapılan “ürün elden çıkarıldığından ürüne ulaşmak mümkün olmamıştır” tespitiyle, hasarlı emtia üzerinde inceleme yapılma imkanının söz konusu olmadığının sabit olduğunu, hasarlı emtianın dava sürecinde mevcut olmadığından bilirkişiler tarafından dayanılan ve davacı tarafından sunulan …tarafından gümüş nitrat testi ile klor iyonu olmadığı yönündeki rapor içeriğini taraflarınca kabul etmediklerini, ancak hasarlı emtianın üzerinde tuz bulunmaması, deniz taşımacılığı esnasında hasarın meydana gelmediği yönündeki tespite elverişli bir değerlendirme olmadığını ve taraflı olduğunu, dava dosyasında alınan raporda “…Öte yandan, sunulan test neticesi ham maddeye tuz bulaşmamış olması denizde yağmur suyu bulaşamayacağı anlamına da gelmemektedir. Bu konuda Yüksek Mahkemenizin takdirindedir…” değerlendirmesiyle, dışarıdan kir-pas vb gayri safiyetler bulaşma ihtimalinden de bahsedilerek “…Dosya içeriği bu bilgilere de sahip olmaması sebebiyle bu şekilde de bir tespit yapmak mümkün değildir…” değerlendirilmesine yer verildiğini, sonuç olarak tespit yapılmasının mümkün olmadığının tespit edildiğini, 05.01.2016 tarihli eksper …….. raporunda konteyner ve vinç aparat ayağı çarpması sonucu hasarın oluşmuş olabileceğinin belirlendiğini, ancak bu tespitin yargılamada değerlendirilmediğini, yerel mahkemece taraflarınca sundukları fotoğrafların taşımanın hangi esnasında çekildiğinin tespit edilmediğinden değerlendirme dışı bırakıldığını, sunulan fotoğrafların yazılı delil başlangıcı niteliği taşıdığını, yerel mahkemenin müvekkilinin ihtirazi kayıt olmaksızın taşıma konusu ürünleri teslim alması sebebiyle zarardan sorumlu olduğu yönündeki tespitinin tek başına müvekkilinin kusurunu ispat etmeye elverişli olmadığını, hasarın konteynerin altında yer alması nedeniyle kaldırma işlemi yapılmaksızın fark edilmesinin mümkün olmadığını, davacının davasının ispatla yükümlü olan taraf olduğunu, dosyada yalnızca tahminlerden ibaret olan, olmayan emtia hakkında fikir yürütülen, birbiriyle kopuk bilirkişi raporlarının hukuka aykırı eylem ve kusurun varlığının ispata yeterli olduğu sonucuna ulaşıldığını, kabul anlamına gelmemekle birlikte, TTK m. 882 kapsamında taşıyıcının sınırlı sorumluluğu dikkate alınmaksızın yapılan tazminat hesabının da yerinde olmadığını, müvekkilinin sınırlı sorumluluğunun söz konusu olmadığını, müvekkilinin yaptığı taşımacılık faaliyetinin … poliçe numaralı …..tarihleri arasında geçerli “yurtiçi taşıyıcı mali mesuliyet sigortası abonman sözleşmesi” kapsamında cevap dilekçesi aşamasından itibaren ileri sürdükleri takas def’inin dikkate alınmamasının hatalı olduğunu, müvekkilinin taşımacılık faaliyeti sebebiyle meydana gelen zarardan da sorumlu olduğundan, takas def’inin dikkate alınması gerektiğini, açılan davanın ortaya çıkan zararda hiçbir kurusu bulunmayan müvekkili şirket yönünden reddi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353.maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, nakliyat abonman poliçesinden kaynaklanan alacağın rücuen tahsili talebine ilişkindir.
31/10/2015 tarihinde davadışı sigortalı ……. …….dan aldığı 40 konteynere yüklü saf teraftalik asid hammaddesi, davalılardan …….firması kanalıyla ….. limanınına getirilmiş,…. tarihinde davalılardan …. vasıtasıyla mal limana indirilmiş, diğer davalı … firması vasıtasıyla karayolu ile sigortalının Gaziantepteki tesisine taşınmıştır. Nakliye ve elleçleme işlemleri sırasında bir adet konteynerin delinmesi suretiyle içindeki malın hasara uğradığı tespit edilmiş, davacı sigorta şirketi davadışı sigortalısına ödediği 32.556,37 TL’nin davalılardan rücuen tahsili talebi ile dava açmıştır.
Demiryolu taşıması yapan …. istinaf dilekçesinde; muhtelif mahallerden muhtelif mahallere taşıdığı her türlü emtianın taşınması ile ilgili ortaya çıkacak her türlü zarardan dolayı kendisinden talep edilecek hasar talepleri bakımından …. tarihleri arasını kapsayan ……poliçe numarası ile davacı ……ile ….. imzalandığını ve cevap dilekçesi ile takas defini ileri sürdüğü, takas definin mahkeme tarafından dikkate alınmamasının doğru olmadığı yönünde istinaf talebinde bulunmuştur. Davalı …vekilinin cevap dilekçesi incelendiğinde; davacı….ile aralarında ….. bulunduğunu ve hasar talebini cevap dilekçesi ile ihbar ettiklerini beyan etmiş, ancak takas def’inde bulunmamıştır. Davalı ….’nin süresinde usulüne uygun sunulmuş bir takas def’i bulunmadığından davalı ….. vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir.
İlk derece mahkemesi tarafından; davalılardan …. firmasının fiili taşıyıcı olmaması nedeniyle bu davalı yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Konşimento üzerinde yapılan incelemede imzalayanın taşıyan….acentesi …olduğu bu halde davacının davalı olarak asıl taşıyıcı olarak …’yı göstermesi ve ona izafeten TTK m.105/2’ye göre……. A.Ş.’ye karşı dava açması gerekirken davacının doğrudan acenteye karşı dava açmasının usule aykırı olduğu, bu nedenle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı yön bulunmadığı (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2019/2526 Esas, 2020/2892 Karar sayılı ve 2020/7251 Esas, 2021/1688 Karar sayılı kararları da aynı yöndedir) anlaşılmıştır. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf başvurusunun reddi gerekmektedir.
Dosyaya kazandırılan ve karara dayanak olarak alınan 18/09/2018 tarihli bilirkişi raporu denetime açık, karar vermeye elverişli olup, raporda davalı ….. aleyhine, meydana gelen zararın liman yüklemesi sırasında oluştuğuna dair somut bir delil bulunmadığından bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Taraf vekillerinin bu yöndeki istinaf başvurusu yerinde değildir.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından davacı vekilinin ve davalı…. vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı …. vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1. maddesi uyarınca ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 80,70 TL maktu karar ve ilam harcının peşin alınan 349,17 TL’den mahsubu ile 268,47 TL’nin davacıya iadesine,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 1.952,65 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 488,16 TL’den mahsubu ile 1.464,49 TL’nin davalıdan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-HMK’nın 333/1. maddesi uyarınca varsa artan gider avansının tarafa iadesine,
5-HMK’nın 359/4. maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince tarafa tebliğine,
HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca yapılan inceleme sonucunda kesin olmak üzere 23/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.23/03/2022


Başkan

.
Üye
.
¸e-imzalıdır
….
üye
¸e-imzalıdır
..
Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”