Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/309 E. 2022/444 K. 11.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: …
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :…
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : …
KATİP : …

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : …
NUMARASI : … E., … K.

DAVACI : …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : ..

Taraflar arasında görülen davada…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce … Esas, … Karar sayılı dosyasında verilen ….tarihli kararın istinaf incelemesi ….. vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı … ait ….. isimli toptan satış yapan iş yerinden her biri 9 kg olan ve tanesi 31.000 TL olmak üzere 1.000 adet ev tipi domates salçasını 31.000,00 TL karşılığında 30/07/2015 tarihinde satın aldığını, müvekkili ile davalının aralarında sözleşme düzenlediklerini, müvekkilinin satın aldığı salçalara karşılık …. Bankasına ait keşidecisi …. olan …. nolu 17.000 TL miktarında 26/12/2015 vade tarihli ve … Şubesi …..ait 14.000 TL’lik …numaralı … vade tarihli iki adet çek verdiğini, müvekkili ile davalı arasındaki sözleşme de belirtilen madde uyarınca 20 günlük süre içerisinde davalı tarafın edimini yerine getirmediğini, davalının işyerinin kapalı durumda olduğunu, davalının müvekkiline ait çeki ciro ederek …..takasa verdiğini haricen öğrendiklerini ileri sürerek müvekkili tarafından davalıya verilen çeklerin iptaline, müvekkilinin davalıya borcunun olmadığının tespitine, mahkeme kararının kesinleşmesine kadar davaya konusu çekin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı davaya cevap vermemiştir.
Müdahil talep eden … A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; dava dosyasına dayanak teşkil eden …. Bankasının …. seri numaralı çeki müvekkili banka tarafından …. İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, dava sonucunun taraflarını yakından ilgilendirmesi sebebiyle müdahale taleplerinin kabul edilmesini, müdahil olarak duruşmalara katılmalarına karar verilmesini istemiştir.
Müdahil talep eden …. Bankası A.Ş. vekili müdahale dilekçesinde özetle; davacı tarafından sorumluluktan kurtulmak adına çelişkili beyanlarda bulunulduğunun açık olduğunu, davalı dava konusu çeki müvekkili bankaya ….. tarihinde ibraz ettiğini, ancak davacının dava tarihi olan … tarihinde davayı ikame ettiğini, çeki iyi niyetli 3. Kişi olan müvekkili bankada iken mahkemece ödeme yasağı kararı verildiğini, müvekkili bankanın lehtar ile keşideci arasındaki ilişkiyi bilmesinin imkanı olmadığını, davacının davanın konusu bakımından iddialarını ispatla yükümlü olmasına rağmen elinde herhangi bir ispat aracının bulunmadığını, ihtiyati tedbir kararının müvekkilinin dinlenilmeden verildiğini belirterek davaya müdahil olma taleplerinin kabulü ile davanın reddine, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece 16/10/2017 tarihli 7 celse nolu duruşma tutanağının 1 nolu ara kararında; “Eldeki davanın zayi sebebiyle çek iptali davası değil, bedelsizlik gerekçesine dayalı menfi tespit davası olduğu ve mahkememizin 27/11/2015 tarihli ihtiyati tedbir ara kararının sadece davalı ile sınırlı olduğu, davaya müdahale talebinde bulunan …. (temlikten sonra….A.Ş.) ile … Bankası A.Ş. vekillerinin HMK’nun 65. (asli müdahale) veya 66. (feri müdahale) maddelerindeki usule uygun başvuruda bulunmadıkları anlaşılmakla, dilekçeleri hakkında işlem yapılmasına yer olmadığına” karar verilmiştir.
Mahkemece, “…Anılan protokolün sıhhatine gelince; protokoldeki imzanın davalıya aidiyeti hususunda adresi yer mahkemesine talimat yazılmış, davalı talimat mahkemesince ve meşruhatlı isticvap davetiyesi ile çağrılmış olmasına rağmen davete icabet etmemiştir. Hal böyle olunca, protokoldeki imzanın davalıya ait olduğu ve dava konusu çeklerin protokol kapsamında ödeme aracı olarak davalıya verildiği kabul edilmiş, artık satış sözleşmesine konu ürünlerin davacıya teslim edildiği olgusunun davalı tarafından ispat edilmesi gerektiği değerlendirilerek sonuca gidilmiştir. Davalının, teslim olgusunu ispat edemediği anlaşılmış, anılan çeklerin avans olarak verildiği ve bedelsiz kaldığı düşüncesi ile davacının anılan çekler sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine hükmedilmiştir. Ancak, çeklerin 3.kişiler elinde olduğu ve buna göre iptal edilemeyecekleri değerlendirilmiş, bu yöne ilişkin talep reddedilmiştir.1-Davanın KISMEN KABULÜNE; davacının, ….Şubesine ait, keşidecisi davacı olan ve… emrine düzenlenen,….numaralı, 26/12/2015 tarihli, 17.000-TL bedelli çek ile, ii-.. ait, keşidecisi davacı olan ve……emrine düzenlenen,…… numaralı, 07/12/2015 tarihli, 14.000-TL bedelli çek, sebebiyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE” karar verilmiştir.
Temlik alan vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın hukuka aykırılık teşkil ettiğini, mahkeme tarafından yapılan yargılama esnasında, taraflar arasında yapılan protokol bakımından imza incelemesi yapılmaksızın eksik inceleme neticesinde karar verildiğini, 6100 sayılı HMK’ya göre hakim taraflarca iddia edilen hususları kanun uyarınca incelemesi gerektiğini, zira konuyla ilgili eksiklik bulunması veya konunun açık olmaması durumu kararı hukuka aykırı hale getireceğini, müvekkil şirketin TTK ve sair mevzuata uygun bir şekilde tüm şartları yerine getirerek dava konusu çeki ciro ile aldığını, dava konusu çekteki imzaların ve diğer şekil şartlarının tam olduğunu, ancak mahkemece bununla ilgili bir inceleme yapılmadığını, uzman bilirkişilerden oluşturulacak kuruldan dava konusu çekin inceleme yapılması gerekirken ilk derece mahkemesince işbu incelemenin yapılmadığını, ilk derece mahkemesince imzaya ilişkin inceleme yapılmaması sonucunda eksik inceleme ile alınmış hukuka aykırı bir karar ortaya çıktığını, TMK’nın 6. ve HMK’nın 191. Maddesi uyarınca ispat yükünün davacı taraf üzerinde olduğunu yolundaki genel kuralın yer değiştirmeyeceği ve davacının kambiyo senedinin bedelsiz olduğunu ispatlaması gerektiği kuralına aykırı hareket edilerek ispat yükünün davalıya geçtiği yönündeki ifadenin hukuka aykırılık teşkil etiğini, yerel mahkeme tarafından taraflar arasındaki satış sözleşmesinde belirtilen malların teslimi hususunun ispatının davalı tarafa geçtiği belirtilerek bahsi geçen kanun maddelerinde de ifade edilenin aksine karar vererek ispat yükünün davalı taraf üzerine geçtiğinin belirtildiğini, ispat yükünün yer değiştirmesi şeklinde bir prosedür uygulanarak kabul kararı verilmesinin hukuka aykırılık teşkil ettiğini, müvekkili varlık şirketi….. dava konusu çeki imzaya ehil kimselerden TTK’nın belirlediği hükümlere göre ciro ile aldığını, müvekkili şirketin dava konusu çekin iyiniyetli hamili konumunda olduğunu, çekin şekil şartlarının da TTK’ya uygun olması ile birlikte müvekkili şirket tarafından icra takibine başlanıldığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Müdahale talebinin kabulü halinde müdahil, davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip edebilir. Müdahil, yanında katıldığı tarafın yararına olan iddia veya savunma vasıtalarını ileri sürebilir.; onun işlem ve açıklamalarına aykırı olmayan her türlü usul işlemlerini yapabilir. (6100 sayılı HMK m.68/1) Fer’i müdahalede üçüncü kişi, hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Bu nedenle fer’i müdahale , bir davanın davalılar aleyhine sonuçlanması halinde, kendi hukuksal durumu dolaylı şekilde etkilenecek olan üçüncü kişinin başvuracağı bir yoldur ve genellikle amaç, açılmış davanın davalı yararına sonuçlanmasını (reddedilmesini) sağlamaktır.
Müdahil hükmü ancak, lehine katıldığı tarafla birlikte istinaf edebilir. Lehine müdahale edilen taraf istinaf kanun yoluna başvurmazsa HMK’nın 68. Maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kararı istinaf edemez. Müdahale edilen taraf istinaf kanun yolana başvurmazsa, HMK’nın 68. maddesi uyarınca, yanında katıldığı tarafla birlikte hareket etmek zorunda olan fer’i müdahil, yalnız başına kararı istinaf edemez. Müdahile husumet tevcih edilmediği gibi müdahil aleyhine bir karar da verilmemiş bulunan hallerde müdahilin tek başına istinaf isteminde bulunmaya hakkı yoktur.
HMK’nın 68. maddesi gereğince fer’i müdahilin davada yanında katılmayı talep ettiği davalılarla birlikte hareket etmesi gerektiği dikkate alındığında müdahil hükmü ancak lehine katıldığı tarafla birlikte istinaf edebilir.
Somut olayda, fer’i müdahale talep edenin bu isteğinin mahkemece reddedilmiş olması, davalının istinaf kanun yoluna başvurmamış olması ve istinaf konu kararda fer’i müdahil hakkında bir hüküm kurulmamış olması nedeniyle fer’i müdahale talep edenin fer’i müdahil konumunda bulunduğu kabul edilse bile tek başına istinaf hakkı bulunmamaktadır.
Bu nedenle istinaf hakkı bulunmayan fer’i müdahi…..A.Ş.’nin istinaf isteminin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-……. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-İstinaf kanun yoluna başvuru harcı ile peşin karar harcının isteği halinde …….A.Ş.’ye iadesine,
3-İstinaf yargılama giderlerinin ……… A.Ş. üzerinde bırakılmasına,
HMK’nın 353. maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.

..
Başkan
….
¸e-imzalıdır

Üye

¸e-imzalıdır

Üye
..
¸e-imzalıdır

Katip

¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”