Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/29 E. 2022/117 K. 25.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO :
KARAR NO :

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 01/07/2021
NUMARASI :
İHTİYATİ HACİZ
TALEP EDEN :
VEKİLİ :
ALEYHİNE İHTİYATİ
HACİZ İSTENENLER :

VEKİLİ :
DAVANIN KONUSU : İhtiyati Haciz
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 25/01/2022
YAZIM TARİHİ : 25/01/2022

Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 13/09/2021 tarih ve 2021/225 değişik iş esas, 2021/223 karar sayılı kararının istinaf incelemesi ihtiyati haciz talep eden vekili ve aleyhine ihtiyati haciz istenen …. Plan. Müh. En. ve Tur. A.Ş. vekilince istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
İhtiyati haciz talep eden vekili, müvekkilinin … Bankası A.Ş. ….Şubesine ait… keşide tarihli, …seri numaralı, …TL bedelli çeki yasal süresinde bankaya ibraz ettiğini ancak çekin karşılığını alamadığını, borçluların mal kaçırma ve ikametgah değiştirme tehlikesi bulunduğundan borçluların borcunu ve masrafını karşılayacak 2.000.000,00 TL’lik oranda menkul, gayrimenkul ve üçüncü kişilerdeki hak ve alacakları üzerine ihtiyati haciz konulmasına talep etmiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI:
Mahkemece, talebin dayanağı olan belgenin/belgelerin asılları ile ihtiyati haciz isteyenin onayladığı aslına uygun fotokopileri ve dosya kapsamı ile talebe konu borcun rehinle temin edilmediği, vadesinin geçtiği ve ödenmediği hususları anlaşıldığı, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 19/11/2009 tarihli, 2009/9647 Esas, 2009/10948 Karar sayılı içtihatında belirtildiği üzere, İcra ve İflas Kanunu’nun 258/1 hükmüne göre ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olmasının yeterli olduğu, mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin alacağın usul hukuku kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi olmadığı, bununla birlikte, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenek olduğu, diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amacın, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip, uyuşmazlığı sona erdirmek olmadığı, ihtiyati hacizde amacın, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasanın 2’nci maddesinde yer alan ‘hukuk devleti’ ilkesinin bir gereği olarak, bireylere etkin hukuki himaye sağlamak olduğu, ihtiyati haciz yargılamasında, etkin hukuki himaye sağlamak, bunu sağlarken mümkün olduğunca çabuk ve seri hareket etme gerekliliği, usul kurallarına göre maddi hukuka dayanan hakkın araştırılmasından önce geldiği, maddi hukuka göre, kimin haklı kimin haksız olduğu, İ.İ.K’nun 264’üncü maddesi çerçevesinde itirazın kaldırılması veya itirazın iptali davası çerçevesinde ya da açılacak bir menfi tespit veya istirdat davası sırasında incelenerek sonuçlandırılacağı, ayrıca, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için ‘alacağın yargılamayı gerektirmemesi’ şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmediğini, aksine, ihtiyati hacze konu her alacağın, kural olarak İ.İ.K.’nun 264’üncü maddesi kapsamında ‘yargılamayı gerektirmesi’ olasılığı, kanunda açıkca kabul edildiği, bu nedenlerle ihtiyati haciz istemi talebinin kabulüne karar verilmiştir.

İTİRAZ :
Aleyhine ihtiyati haciz istenen … Planlama Mühendislik Enerji ve Turizm A.Ş. vekili, müvekkilinin karşı tarafa hiçbir borcunun bulunmadığını, talebe konu çekteki imzanın müvekkiline ait olmadığını, sahte olduğunu, müvekkilinin mağdur olduğunu, talep eden tarafa böyle bir borcunun bulunmadığını, karşı tarafın kötü niyetli olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; ihtiyati haciz kararının kaldırılmasını istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ EK KARARI:
Mahkemece, ihtiyati hacze itiraz eden vekilinin itirazları arasında yer alan çek altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığı ve müvekkilinin bu miktarda borcu bulunmadığına yönelik itirazlarının İ.İ.K. madde 265 ve devamında düzenlenen itiraz nedenleri arasında yer almadığı ve bu itirazların ancak açılacak asıl davada değerlendirilebileceği, ihtiyati haciz talebine konu çekin arka yüzündeki ödememe halini gösterir şerh bulunmadığına yönelik itirazın ise, İ.İ.K. 257/1 maddesi gereğince vadesi gelmiş para borcunun alacaklısının ihtiyati haciz talep edebileceği ve alacaklının alacağının bulunduğuna dair mahkemeye kanaat verecek kadar delil vermesi yeterli olup; alacağını tam olarak ispat etmesi gerekmediği hükmü karşısında; talebe konu çekin bankaya ibraz edilmemesi veya çekin arka yüzünde ödememe halini gösterir şerhin bulunmamasının ihtiyati haciz kabulüne engel teşkil etmeyeceği, benzeri bir konuda ilk derece mahkemesince verilen kararın Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2013/235 Esas 2013/2063 Karar sayılı ilamı ile bozulduğu gerekçesiyle aleyhine ihtiyati haciz talep eden vekilinin itirazlarının reddine, ayrıca her ne kadar ihtiyati haciz talep eden vekili tarafından teminatın iadesi talebi, …… Dairesinin ihtiyati haczin kesinleştiğinin bildirmesi üzerine kabul edilerek ihtiyati haciz kararı verilirken yatırılan teminatın iadesine karar verilmiş olsa da; ihtiyati hacze itiraz eden … yönünden ihtiyati haczin durdurulduğu gerekçesiyle ihtiyati haciz talep eden vekilinin yeniden %15 oranında teminat yatırılmasına karar verilmiştir.

İSTİNAF NEDENLERİ:
İhtiyati haciz talep eden vekili, yerel mahkeme tarafından talepleri kabul edilerek yatırılan teminatın taraflarına iade edildiğini, davalı/borçlunun yapmış olduğu ihtiyati hacze itiraz neticesinde 09/09/2021 tarihli itiraz duruşmasında yerel mahkeme tarafından aksine karar verilerek tekrardan teminat yatırılması için taraflarına 1 haftalık kesin süre verildiğini, tekrardan teminat yatırmak zorunda kaldıklarını, mahkemenin teminat iadesi konusunda verdiği kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, verilen kararın yok hükmünde olduğunu, yerel mahkemenin, yapılan başvuru üzerine önceki ara kararından dönerek ” ihtiyati hacze yönelik iade edilen teminatın tekrardan alınması yönünde karar verebilir mi, verebilirse hangi koşullarda bu talep kabul edilmelidir?” sorularını HMK’nun 84. ile 396. maddeleri açısından değerlendirildiğinde mevcut yargılamada durum ve koşulların değişmesi halinde hakimin sadece teminatın azaltılması, artırılması, değiştirilmesi yönünde veya kaldırılmasına karar verebileceğini, ihtiyati haciz kurumu açısından benzer bir düzenlemeye ise yer verilmediğini, yani, ihtiyati haciz kararı verilmesine sebep olan durum ve koşulların değişmesi halinde, bu kararın değiştirilebileceği veya kaldırılabileceğine dair İİK’da bir düzenleme bulunmadığını, bu kapsamda iade edilen teminatın tekrardan alınmasına yönelik gerek Hukuk Muhakemeleri Kanununda gerekse İcra – İflas Kanununda açık bir hüküm bulunmadığını, Yerel mahkemenin 13/09/2021 tarihli ilamında ihtiyati hacze itiraz eden davalı/borçlu yönünden ihtiyati haczin durdurulduğundan bahisle tekrardan %15 teminat yatırılmasına dair gerekçe sunmasının hukuka uygun düşmediğini, bu nedenle teminata ilişkin yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

Aleyhine ihtiyati haciz istenen … vekili, alacaklı tarafın ceza dosyasına verdiği beyandan da anlaşılacağı üzere çekin lehtarı ile aralarında anlamlı bir ticari alacak ilişkisi olmadığını, Müvekkilinin bu aşamada tüm çek bedelinden borçlu olmadığını, aleyhine olan tek borcun kısmi ihtiyati haciz alınan 2 milyon – TL bedeli olduğunu, takibin ihtiyati haciz aşamasındayken durdurulduğunu, icra takibinin müvekkili bakımından kesinleşmediğini, dolayısıyla icra takibinin durdurulması kararının ihtiyati haczi de kapsayacağını, sunulan tüm Yargıtay kararlarına, somut olayla illiyet bağı şartını sağlamadığı için itiraz ettiklerini, teminat iadesi kararının başlangıçta hatalı verilmiş bir karar olduğunu, müstacel inceleme taleplerinin olduğunu, haksız ve hukuka aykırı olarak verilen ihtiyati haciz kararı ve bu kararın tatbiki işlemlerinin müvekkiline zarar verdiğini, itirazlarının reddi nedeniyle müvekkilinin zararının katlanarak büyüdüğünü, takibe konu dayanak çek üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığını, bunu ispata yarar imza sirküleri örneklerinin başvuru dilekçelerine eklendiğini, 31/08/2021 tarihli uzman mütalaa raporunun dosyaya sunulduğunu, müvekkili lehine yaklaşık ispat koşulunun sağlanmasına rağmen ihtiyati haczin devamına karar verilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, mahkemenin itirazın reddine dair ek kararının gerekçesinde yer alan nedenlerin tek taraflı açıklamalar olduğunu, icra/dava yoluyla talep anlamına gelen başvuru hakkının doğması şartlarından olan “çekin ödememe halini gösterir şerh” bu çekin arkasına işlenmediğinden, yasal şartlar oluşmadığı halde başlangıçta ihtiyati haciz kararı verilmesi ve itirazlarının reddinin hukuka açıkça aykırı olduğunu, ihtiyati haciz kararının devamı sonucunu doğuracak şekilde karar verilmesi ihtimaline binaen; müvekkilinin hukuki güvenliğinin sağlanması ve adil yargılama hakkının sağlanması amacıyla %15’ten yüksek bir teminatın yatırılması taleplerinin olduğunu, bu nedenle kararın kaldırılarak ihtiyati hacze itirazlarının kabulü ile, ihtiyati haczin kaldırılmasını, istinaf başvurularının reddine karar verilmesi halinde; menfaat dengesinin müvekkili şirket aleyhine bozulduğu dikkate alınarak İİK’nın 259 maddesi gereği alınan teminatın kat ve kat arttırılması gerektiğini belirterek istinaf isteminde bulunmuştur.

DELİLLERİN TARTIŞILMASI, HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Talep, ihtiyati haczin kaldırılması istemine ilişkindir.
İnceleme, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, tüm dosya kapsamından; karar gerekçe içeriği bir bütün olarak değerlendirildiğinde mahkemece delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından ihtiyati haciz talep eden vekilinin ve aleyhine ihtiyati haciz istenen … vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-İhtiyati haciz talep eden vekilinin ve aleyhine ihtiyati haciz istenen … vekilinin istinaf başvurularının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin ihtiyati haciz talep edenden tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL’nin aleyhine ihtiyati haciz istenen …’nden tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
4-Taraflarca yapılan yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,
6-HMK’nın 359/4 maddesi uyarınca kararın ilk derece mahkemesince taraflara tebliğine,
HMK’nin 353 ve 362/1-f bendi uyarınca kesin olmak üzere 25/01/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.


Başkan


Üye


Üye


Katip

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”