Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/28 E. 2022/403 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: ..
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO : …
KARAR NO : …

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN : …
ÜYE : …
ÜYE : ..
KATİP : ..
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : …. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : ..
NUMARASI : … E., … K.

DAVACILAR : 1-… SAN. A.Ş.
2 -A…. VE PAZ. A.Ş.
3 -A…. İÇ VE DIŞ TİC. LTD. ŞTİ.
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : HASIMSIZ
MÜDAHİLLER : 1-… – ..
VEKİLİ : Av. ..
2-..
VEKİLİ : Av. ..
3-…
VEKİLİ : Av. …
4-…
VEKİLİ : Av. …
5-..
VEKİLİ : Av. ..
6-..
VEKİLİ : Av. …
7-…
VEKİLİ :Av. …
8-..
VEKİLİ : Av. …
9-….
VEKİLİ : Av. ..
10…
VEKİLİ : Av. …
11-..
VEKİLİ : Av….
12…
VEKİLİ : Av. ..
13-…
VEKİLİ : Av….
14-…
VEKİLİ : Av. ..
15-..
VEKİLİ : Av..
16-..
VEKİLİ Av. …
17-..
VEKİLİ : Av….
18-…
VEKİLİ : Av. …
19-…
VEKİLİ : Av. …
DAVANIN KONUSU : Konkordato
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : ..
YAZIM TARİHİ : …

Taraflar arasında görülen davada….. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce… Esas, … Karar sayılı dosyasında verilen… tarihli kararın istinaf incelemesi müdahil …. …ve .. …vekili tarafından istenmiş olmakla, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten, istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin akaryakıt ürünleri ticareti konularında faaliyet gösterdiğini, müvekkili şirketlerin 2015 ve 2020 yılları arasında iflas erteleme süreci yaşadığını, mahkemenin….Esas sayılı dosyasında iflas erteleme talebinde bulunduklarını, mahkeme tarafından iflas erteleme kararı verildiğini ve bu kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, verilen iflas erteleme tedbir kararlarının 5 yıllık tedbir süresinin 31.12.2019 tarihinde dolduğunu, bu durum göz önüne alındığında iflas erteleme davasıyla müvekkillerinin ticari faaliyetini devam ettirmesinin mümkün görünmediğini, tedbir kararlarının kaldırılması ihtimali ile halihazırda devam eden ve bitme aşamasına gelen projelerinin ve yapılan protokollerin tamamlanabilmesi, hak sahiplerine teslim edilebilmesi, alacaklıların alacağına kavuşabilmesi, telafisi güç ve hatta imkansız zararlara sebebiyet verilmemesi adına konkordato davası ile geçici mühlet kararı ile müvekkili şirketler hakkında tedbir kararı verilmesi talebinde bulunduklarını, özellikle son dönemlerde kendini hissettiren küresel kriz ve kurdaki dalgalanmalardan dolayı hammadde maliyetlerinin yükselmesi ve genel tahsilat sıkıntısı nedeni ile ödeme yükümlülüklerinin ifasında bazı aksamalar meydana geldiğini, müvekkili şirketlerin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşmasının mümkün olmadığını, şirketin iş bu konkordato projesi çerçevesinde faaliyetlerini sürdürmesi ve konkordato planının gerçekleştirmesi halinde, alacaklıların alacağına kavuşmasına ve alacaklıların menfaatlerine uygun ve olumlu katkı yapacak yapının ortaya çıkmasını planladıklarını, iflas durumunda muhtemel satış değeri ile varlıkların paraya çevrilerek borçların ödenmesi halinde alacaklıların alacağına kavuşma oranı %100 seviyesinde olacağını, ancak alacaklıların alacağına daha yüksek oranda kavuşmasını sağlamak amacı ile yapılan planlamada müvekkili şirketler lehine konkordato kararı verilmesi halinde, müvekkili şirketlerin faaliyetlerine devam ederek, gerek sermaye artırımı gerekse diğer kaynaklar ile müvekkili şirketlerin ödeme gücüne/mali durumuna katkıların yapılmasının mümkün olacağını ve böylece müvekkillerinin borçlarını şu anki haline göre daha yüksek oranda ödeme imkanına kavuşacağını ileri sürerek davacı müvekkillerinin faaliyetine devam edebilmeleri ve malvarlığının korunabilmesi için İİK’nın 287, 288., 294. ve 295. maddeleri gereğince İİK.’nun 206/1 sırasındaki haklar hariç olmak üzere, 6183 sayılı Kanundan doğan vergi ve her türlü harç, ceza ile SGK alacakları ile ilgili takipler dahil olmak üzere, hangi sebebe dayanırsa dayansın davacı-müvekkili şirketler aleyhine yeni takip yapılmaması, haciz, ihtiyati haciz, e-haciz, ihtiyati tedbir, satış, muhafaza işlemleri uygulanmaması, evvelce yapılmış olan tüm takiplerin durdurulmasına, konulmuş ve konulacak tüm hacizlerin kaldırılmasına, çek ve senet ödemelerinin tedbiren durdurulmasına, banka teminat mektuplarının paraya çevrilmesinin durdurulmasına, bankalara haciz ve bloke konulmasının önlenmesine, muhafaza altına alınmış mallar varsa malların iadesine, müvekkilleri hakkında rehnin paraya çevrilmesi yoluyla yapılmış ve yapılacak tüm icra takiplerinde satışlarının durdurulması, rehinli menkullerin muhafazasının durdurulmasına, müvekkillerinin tüm kurumlar ve şirketler nezdindeki hak ve alacaklarının 3. kişilerce haciz, muhafaza ve tahsil edilmesinin önlenmesi ve evvelce yapılmış takiplerden üzerine haciz konulan hak ve alacaklar da dahil olmak üzere tüm hak ve alacaklarının davacı müvekkili şirketlere ödenmesine, müvekkillerinin muhafaza altına alınmış ve alınacak emtia, taşıt, cihaz, leasing kapsamındaki makine ve diğer hak ve alacakların davacı müvekkili şirketlere iadesine, müvekkillerinin takip borçlusu olduğu takiplerde kendisi aleyhine veya 3. şahıs konumunda oldukları takiplerde kendisine yönelik 89/1 haciz ihbarnameleri gönderilmesinin tedbiren önlenmesine, müvekkillerinin bankalar nezdindeki teminat mektuplarının nakde çevrilmesinin tedbiren durdurulmasına, zımnında yargılama neticesine kadar ihtiyati tedbir kararı verilmesine, müvekkillerinin konkordato taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müdahale talebinde bulunanlar dilekçelerinde özetle; konkordato şartlarının mevcut olmadığını, talebin reddine karar verilmesini ve tedbirlerin kaldırılmasını istemişlerdir.
Mahkemece, “…-Adi alacaklılar bakımından konkordato projesinin kabulü için gerekli çoğunluk İİK’nın 302/3 maddesinde aşağıdaki şekilde düzenlenmiştir.
“Konkordato projesi;
a) Kaydedilmiş olan alacaklıların ve alacakların yarısını
veya
b) Kaydedilmiş olan alacaklıların dörtte birini ve alacakların üçte ikisini,
aşan bir çoğunluk tarafından imza edilmiş ise kabul edilmiş sayılır.” şeklindedir. Yasa koyucu kabul bakımından kendi içinde alacak ve alacaklı çoğunluğu (çifte çoğunluk) aramıştır. İİK’nın 302/3 fıkrasının (a) veya (b) bentlerindeki nisaplardan birinin alacak ve alacaklı bakımından gerçekleşmesi halinde aranan nisabın gerçekleştiğinin kabulü gereklidir. Ancak komiser heyeti raporundan da anlaşılacağı üzere kayıtlı alacaklıların %81’i tarafından reddedildiği ve İİK m.302/3-a bendinde aranan nisabın sağlanamadığı, yine İİK m.302/3-b bendi uyarınca da aranan nisabın alacaklı ve alacak bakımından da gerekli nisap sağlanamamıştır. -İmtiyazlı alacaklar bakımından nisap İİK’nın 308/h maddesinin 4.fıkrasında “Borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi hâlinde, borçlu ile anlaşamayan rehinli alacaklı, konkordato talep tarihinden itibaren, taraflar arasındaki sözleşmede kararlaştırılan temerrüt öncesi faiz oranı uygulanmak suretiyle, diğer rehinli alacaklılarla yapılan anlaşmalardan en uzun vadelisine tabi olur. Bu husus ve anlaşmaya varılamayan rehinli alacaklılara borçlu tarafından yapılacak ödemelere ilişkin plan komiser tarafından tutanağa geçirilir ve komiserin 302 nci madde uyarınca mahkemeye tevdi edeceği gerekçeli rapora da işlenir.” şeklinde olup; nisap bakımından borçlunun tekliflerinin alacak miktarı itibarıyla üçte ikiyi aşan çoğunlukla kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak sunulan teklifin oybirliği ile reddedilmiş olması nedeniyle yasanın aradığı nisap sağlanamamıştır. İİK’nın 308. maddesi “Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilan edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflasa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflas sebeplerinden birinin mevcut olması halinde mahkeme, borçlunun iflasına resen karar verir.” şeklindedir. Bu nedenle tasdik şartlarının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Ancak borçluların rayiç değerli bilançolara göre borca batık olmaması nedeniyle davanın reddi ile yetinilmiş ve iflas kararı verilmemiştir. 1-Davanın reddi ile kesin mühletin kaldırılmasına, 2-Mahkememizce bu dosya nedeniyle verilen ihtiyati tedbirlerin hüküm tarihi itibariyle kaldırılmasına, kararın ilgili yerlere bildirilmesine” karar verilmiştir.
Müdahil … İşletmesi vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirket ile davacı ….arasında 03/09/2016 tarihli Bayilik sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 9. maddesi kapsamında davacı…. lehine 100.000 TL’lik teminat mektubu düzenlendiğini, sözleşme süresinin bitimi ile tarafların bu yönde anlaşmaları neticesinde sözleşme ve teminat mektubunun 1 sene daha uzatıldığını, buna karşılık sözleşme bitimi itibariyle davacı tarafından teminat mektubunun iadesi borcu yerine getirilmediğini, konkordato süreci içerisinde müvekkili şirketin teminat mektubunun hukuka aykırı bir şekilde bozdurulduğunu, davacı ile müvekkili şirket arasında herhangi bir ilişki kalmamasına ve teminat mektubunun iade edilmemesi için herhangi bir donesi bulunmamasına rağmen elinde hukuksuz olarak tuttuğu teminat mektubunu konkordato sürecinde paraya çevirdiğini, alacaklıların alacaklarına kavuşmalarının büyük bir oran olduğu tespit edilmişken mahkemece mühletin kaldırılması kararının tutarlı olmadığını, müvekkilinin davacı firmadan alacağının bulunduğunu, müvekkilinin bu alacağını konkordato projesi güvencesi altında temin etmek istediğini, davacıların iflas şartlarını taşıdıklarını, müvekkilinin diğer büyük borçlular yanında alacağına kavuşamayacağının açık olduğunu, alacaklıların toplantılarına bütün alacaklıların katılmadan yapılan nisap hesaplamalarının hatalı olduğunu, müvekkilinin bu toplantılara usulüne uygun şekilde çağrılmadığını belirterek ilk derece mahkemesince verilen kararın kaldırılması istemiyle istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
HMK’nın 353. maddesine göre inceleme yapıldığından duruşma açılmamıştır.
İstinaf incelemesi, 6100 sayılı HMK’nın 355. maddesi hükmü uyarınca, istinaf edenin sıfatı, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.
Dava, konkordato projesinin tasdiki istemine ilişkindir.
Mahkemece; adi alacaklılar ve imtiyazlı alacaklılar bakımından İİK. 302. maddesinde öngörülen alacaklı ve alacak bakımından gerekli nisap sağlanamadığından davanın reddi ile kesin mühletin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İİK 308/a maddesine göre; “Konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklı, kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklılar ise tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf ve temyiz incelemeleri Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerine göre yapılır.”
İstinaf başvurusunda bulunan….vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; alacaklı ….’ın İİK’nın 299. maddesindeki sürede alacaklarını Komiserler Kurulu’na bildirmediğinden alacaklılar toplantısına katılamamıştır. Adı geçen alacaklının İİK’nın 308. maddesi kapsamında istinaf yoluna başvurma hakkı bulunmamaktadır. Bu nedenle istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Fer’i müdahil….vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 346, 352/1-b maddesi uyarınca usulden REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın fer’i müdahil …’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,
3-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
4-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili taraflara geri verilmesine,
5- Kararın taraflara tebliğine,
HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren 10 (on) gün içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere 08/03/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.

.
Başkan
….

Üye
….

..
Üye
..
¸e-imzalıdır

Katip
..
¸e-imzalıdır

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”