Emsal Mahkeme Kararı Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi 2022/188 E. 2022/361 K. 01.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. GAZİANTEP BAM 11. HUKUK DAİRESİ
T.C.
GAZİANTEP
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
11. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO : 2022/188
KARAR NO : 2022/361

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

BAŞKAN V. : … (…)
ÜYE : … (…)
ÜYE : … (…)
KATİP : … (…)

İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : GAZİANTEP 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/12/2021
NUMARASI : 2021/679 Esas, 2021/930 Karar
DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. …
DAVALI : … – …
VEKİLLERİ : Av. …
Av. …
DAVANIN KONUSU : Menfi Tespit
İSTİNAF KARARININ
KARAR TARİHİ : 01/03/2022
YAZIM TARİHİ : 01/03/2022

Taraflar arasında görülen davada, Gaziantep 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/12/2021 tarih ve 2021/679 Esas, 2021/930 Karar sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenmiş, 6100 sayılı HMK’nın 353. maddesi gereğince tetkikatın evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten ve istinaf dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için düzenlenen rapor ile istinaf sebepleri dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları, tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:

– K A R A R –

Davacı Vekili; davalı tarafın müvekkili aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı dosyası ile bonodan kaynaklı icra takibi başlattığını, uyuşmazlık konusu bonoya ilişkin müvekkilinin herhangi bir borcunun bulunmadığını ve imzanın müvekkiline ait olmadığını, tarafları aynı olan … TL’lik başka bir bonoya ilişkin başlatılan … İcra Müdürlüğü’nün ….Esas sayılı dosyası nedeniyle Gaziantep 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde açılan 2013/720 Esas sayılı Menfi Tespit davasının mahkemece kabul edildiğini ve bono üzerindeki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespit edildiğini, dava konusu … TL’lik bonoda da imzanın müvekkiline ait çıkmayacağını, bono ve icra takibindeki bedelin doğru olmadığını, senedin üzerinde rakamla “…. TL” yazıyla ….(….) yazdığını, bononun yazı kısmında tahrifat yapıldığını, sözde bakiye kalan …. TL bedel üzerinden icra takibi yapıldığını, davalı ile vekilinin açık bir şekilde icra dairesini ve mahkemeleri yanıltmaya çalıştığını, davalı vekilinin bononun …. TL olduğunu mahkeme içi ikrar ettiğini, söz konusu bononun … TL bedelinde olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, bu miktarda bir hayvan ticaretini yapmaya ne davalının ne davacının sermaye, iş gücü ve iş yeri mevcut olmadığını ileri sürerek müvekkilinin senet nedeniyle borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.

Davalı Vekili; takibe koydukları senedin …. TL (….) bedel üzerinden düzenlendiğini ve…. TL üzerinden takibe koyduklarını, davacının dava değeri olarak 3.690,00 TL olarak belirttiğini, senede karşı açılacak menfi tespit davalarında senedin bir kısmının ödenmesi iddiası dışında usulen senedin kısmen iptaline yönelik davanın dinlenemeyeceğini, davacı tarafın senedin tamamı hakkında dava açması gerektiğini, senetlerin kayıtsız şartsız borç ikrarı olduğunu, davacının dava dilekçesinde öne sürdüğü iddiaların gerçeği yansıtmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

Mahkemece; yapılan yargılama, Gaziantep BAM 11. HD’nin ilgili bozma ilamı, 23/11/2021 havale tarihli mali müşavir bilirkişi raporu dikkate alınarak davacının … İcra Dairesinin … Esas sayılı takip dosyasından dolayı davacıya 37.511,63 TL borçlu olduğu, bahse konu takip dosyasında takibe konu edilen bedelin ise …. TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne ve davacının vaki takip dosyasından dolayı davalıya 615.687,26 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.

Davacı Vekili; Dava konusu senet metninde nakten kaydı olduğunu, oysa davalının senedin mal karşılığı alındığını beyan ettiğini, bu durumda davalının bonoya konu malı davacı tarafa teslim ettiğini ispat etmesi gerektiğini, davalı taraf bunu ispatlayamadığını, mahkemece senet üzerinde tahrifat yapıldığı yönündeki iddialarının incelenmediğini, bono altındaki imzanın müvekkiline ait olmadığının tespiti amacıyla imza incelemesi yaptırılması gerekir iken yerel mahkemece bu deliller değerlendirilmeden hüküm kurulmuş olmasının yasal hiç bir dayanağının bulunmadığını, müvekkili aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılmış olan ve Gaziantep 1. Asliye Ticaret mahkemesinin 2018/902 esaslı mahkeme dosyasının daha bulunduğunu, soruşturma dosyasına konu bononun hangi bono olduğunun tespitinin yapılması gerektiği açık olmasına rağmen tüm bu hususlar mahkemece dikkate alınmadan hüküm tesis edildiğini, yine davacı tarafça bono üzerindeki yazan miktarın … TL olduğunun beyan edildiğini, mahkemece bono üzerindeki miktar “…. TL ” olduğu kanaatine varılarak harç ikmali yaptırıldığı, harç ikmalinin bono üzerinde yazan ve davacı tarafçada ikrar edilen rakam olan … TL üzerinden yapılması gerektiğini, hal böyle iken mahkemece harç ikmaline gerek bulunmadığının tespiti şeklinde hüküm kurulmasında da hukuken isabet bulunmadığını ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Davalı Vekili; Davacının dava dilekçesinde dava değerini 3.690,00 TL olarak belirterek kısmi dava açtığını ve davasını ıslah etmediğini, senede karşı açılacak menfi tespit davalarında senedin bir kısmının ödenmesi iddiası dışında usulen senedin kısmen iptaline yönelik dava dinlenemeyeceğini, davacı taraf senedin tamamı hakkında dava açılması gerektiğini, davanın usulden reddi gerekirken davacıya süre verilmesinin doğru olmadığını, dava konusu bononun kaynağının hayvan ticareti olduğunu, mahkemenin kararına dayanak yaptığı dosyaların hiçbirinde davacı tarafın hayvanları teslim almadığına dair bir iddianın söz konusu olmadığını, davacının da davalıdan hayvan satın aldığını ancak bu bedelleri ödediğini beyan ettiğini, ancak davacı taraf ödemeye ilişkin bir belge sunamadığını, gerekçeli kararda hayvanların teslimine ilişkin resmi belgeler göz ardı edildiğini, davacının dava dilekçesindeki talebinin ve miktarın dışına çıkarak karar verildiğini, bu hususun usule aykırı olduğunu, değişik iş dosyası gerekçe gösterilerek dava konusu bono miktarının …. TL olduğu kanaatine varılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, ileri sürerek yerel mahkeme kararının kaldırılması talebi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

Mahkemece 15.02.2022 tarihli ek kararla davalı vekilinin istinaf başvurusunun süresinde olmadığı gerekçesiyle istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Davalı Vekili; gerekçeli kararın davayı yetki belgesi ile takip eden Av. ….’a tebliğ edildiğini, dosyada Av. …. ‘a yapılan tebligatların geçerli olmadığını, Av. …’un verdiği istifa dilekçesinde ”2017 yılından itibaren tarafıma yetki belgesi düzenleyen Av…. ile iş ilişkisi sona erdiğinden bu tarihten itibaren dosyayı takip etmemekteyim. Kaldı ki dosya incelendiğinde görüleceği üzere 09.10.2017 tarihinden itibaren yapılan tüm tebligatlar asil Avukata yapılmış olup, dosya kendisi ve birlikte çalıştığı meslektaşlarımız tarafından takip edilmiştir. 5 yıldır tarafıma herhangi bir tebligat yapılmamış olup, gerekçeli kararın tarafıma tebliğ edilmesi hatalı ve hak kaybına yol açacak niteliktedir. Bu nedenle 5 yılı aşkın süredir dosyayı takip etmediğimden Uyap kaydımın silinerek yıllardır olduğu gibi asıl Avukat …’a kararın tebliğ edilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. ” denildiğini, davalı vekili olarak asıl vekalet sahibi Av. … ‘dır. Tebligatların asıl vekile yapılması gerektiğini, dosyada bu zamana kadar yapılan tebligatların asıl yetkili avukata yapıldığını, son derece önemli bir tebliğ olan gerekçeli karar tebliğinin dosyada vekalette ismi olan asıl vekile yapılması gerektiğini, kaldı ki tebligat yapılan vekil olan Av. ….’un son 5 yıldır duruşmalara dahi katılmamış olması durumunda yukarıda da bahsi geçtiği gibi son derece önemli bir karar olan gerekçeli kararın asıl avukata tebliğ edilmemesinin hak kaybına yol açacağını, öte yandan Av. … adına düzenlenen yetki belgesinin, yetki belgesinin asli unsurlarını taşıyıp taşınmadığı konusunda da yeterli araştırma yapılmadığını, tüm bu hususlar gözetilmeden istinaf talebimizin reddine ilişkin ara kararı müvekkilin büyük oranda aleyhine olan bir karar için Mahkemeye erişim hakkını engellediğini, istinaf dilekçesinde de belirtildiği üzere gibi zaten işbu dosyada davacı tarafın ispat edilemeyen iddiaları yüzünden müvekkilin alacağı sürüncemede kalmış olduğunu, işbu istinafa konu istinaf taleplerinin reddine ilişkin ara karar ile mağduriyetlerinin arttığını ileri sürerek istinaf talebinin reddine ilişkin ara kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

İnceleme; 6100 sayılı HMK’nın 355. Maddesi hükmü uyarınca, istinaf dilekçesinde belirtilen nedenler ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır.

Dava, menfi tespit talebine ilişkindir.

Dairemizce yapılan inceleme sonucunda; dosyadaki belgelere, kararın dayandığı delillere, duruşma sürecini yansıtan tutanaklara ve gerekçe içeriğine göre, mahkemece taraflar arasındaki uyuşmazlığın somut olayın özelliklerine uygun olarak belirlendiği, yargılamanın Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda belirtilen usullere uygun olarak yürütüldüğü, taraflarca gösterilen hükme etki edecek delillerin usulüne uygun olarak toplandığı, delillerin takdirinde ve yasa kurallarının olaya uygulanmasında bir isabetsizlik görülmediği, davanın kısmen kabulüne ilişkin kararda kamu düzenine aykırı herhangi bir husus bulunmadığı, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, gerekçeli kararın davacı vekili tarafından yetkilendirilen ve gerekçeli kararın tebliği tarihinden önce vekillikten çekildiğine dair herhangi bir beyanda bulunmayan avukata tebliğ edilmesinde usul ve yasaya aykırı herhangi bir yön bulunmadığı, bu nedenle mahkemece süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı anlaşıldığından davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı vekilinin ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca ayrı ayrı esastan REDDİNE,
2-İstinaf isteminde bulunan davacı tarafından yatırılması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından peşin alınan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye gelir
3-İstinaf isteminde bulunan davalı tarafından yatırılması gereken harç peşin alındığından ayrıca harç alınmasına yer olmadığına,
4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,
5-HMK’nın 333. maddesi uyarınca artan gider avansının ilgili tarafa geri verilmesine,

HMK. 361/1. maddesi gereğince kararın tebliği tarihinden itibaren iki hafta içerisinde kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi ya da buraya gönderilmek üzere temyiz edenin bulunduğu yer Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi veya İlk Derece Mahkemesine verilecek dilekçe ile Yargıtay temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 01/03/2022


Başkan V.

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Üye

(e-imzalıdır)

Katip

(e-imzalıdır)

NOT: BU BELGE ELEKTRONİK İMZA İLE İMZALANMIŞ OLUP AYRICA ISLAK İMZA UYGULANMAYACAKTIR. “5070 Sayılı Yasanın 5. ve 22. maddeleri gereğince elektronik imza ile oluşturulan belgeler elle atılan ıslak imza ile aynı hukuki sonucu doğurur.”